George Orwell
Asıl ününü Animal Farm (Hayvan Çiftliği) ve 1984 adlı kitaplarıyla yapan George Orwell gençliğinde sömürge polisiydi. Daha sonra yazar ve sosyalist oldu. Yaşamının son dönemlerinde ise İngiliz gizli servisinin muhbiriydi.
Asıl adı Eric Arthur Blair olan George Orwell, Hindistan sömürge yönetiminde görevli bir İngiliz ailenin çocuğu olarak 1903 yılında Hindistan'da doğdu. Orwell, sömürgecilikten nefret ettiğini belirten açıklamalarda bulunmuş olsa da, yerli halka karşı öfke duyduğunu da açıkça belirtmeden edememiştir.
Orwell, II. Dünya Savaşı başlayınca İngiliz derin devletinin himayesindeki bir yayın kuruluşu olan BBC'nin Hindistan yayınları bölümünün başına getirildi. İngiliz ve Amerikan gizli servisleriyle bağlantıya geçen Orwell, onlara tehlikeli eğilimler taşıdığını düşündüğü muhalif aydınların bir listesini sundu. Animal Farm ve ardından derin devletin şifrelerini anlattığı 1984 kitabı ile bu kitaplardan yararlanılarak yapılan filmler, Soğuk Savaş'ın kültür alanındaki en büyük operasyonlarından biri olarak CIA'nın desteğiyle bütün dünyaya dağıtıldı. Bu iki roman, ülkemizde, Boğaziçi Üniversitesi başta olmak üzere pek çok okulun hazırlık sınıfında ders kitabı olarak okutulmaktadır.
Orwell, Animal Farm isimli romanında, "Başka bir dünyanın mümkün olduğunu düşünmenin, özgürlük ve eşitlik peşinde koşmanın, düzeni değiştirmek istemenin, beyhude bir çaba olduğu" mesajını vermektedir. Ona göre; "Ortaklaşa eylemle yeni bir dünya kurulması mümkün değildir. Efendiler ve köleler, sömürücüler ve sömürülenler, yönetenler ve yönetilenler hep olacaktır; bundan kaçış yoktur."
İngiliz eleştirmen ve yazar Raymond Williams, Orwell'in kitabında yoksulları hayvanlara benzetmesindeki hıza dikkat çekerek, bu mecazla yoksul halkın hayvanlar gibi güçlü ama bilinçsiz sayıldığını belirtmiştir. Orwell, güçlerinin bilincine varamayacakları için hayvanların da, yoksulların da sömürülmeye mahkum olduğunu iddia etmiştir. Orwell'in ürkütücü mantığına göre, hayvanlar nasıl bilinçlenemezse, yoksullar da bilinçlenemezler; dolayısıyla gerçek bir değişimin imkansız olduğu iddia edilir.
Orwell, yoksulları küçümseyici bakış açısını açıkça dile getirmekten çekinmemiştir:
Çocukluğumun ilk yıllarında, benimkine benzer bütün ailelerin çocuklarının hemen hepsi gibi, ben de "sade" insanları neredeyse insan-altı bir tür sayardım. Okul yıllarımda da, işçi sınıfına mensup kişilerin insan olduğuna ilişkin hiçbir kavram edinmemiştim. Uzaktan baktığımda onlara acırdım; ama ne zaman onların yakınına gelsem, yine onlardan nefret eder, yine onları küçük görürdüm.71
Dostları ilə paylaş: |