Uyuşmazlik mahkemesi kararlari



Yüklə 5,59 Mb.
səhifə102/148
tarix07.04.2018
ölçüsü5,59 Mb.
#47478
1   ...   98   99   100   101   102   103   104   105   ...   148

K A R A R

Davacı : İ. P.

Davalı : Türk Telekom A.Ş./Sakarya

Vekili : Av. A. A.


O L A Y : Davacı dilekçesinde; Davalı Türk Telekom A.Ş. Sakarya Başmühendisliğine bağlı ekiplerin; 31.08.2004 günü Taraklı İlçesi, Hark Köyü, Köyaltı mevkiinde bulunan arazisindeki 12 adet erik, ve 1 adet ayva ağacını, esas gövdelerinden ve 3 adet kollarından kestiklerini, meyve ağaçlarına zarar verdiklerini, anılan yerde tespit yaptırdığını ve zararın 3.517.805.377,-TL(3.517,80TL) olduğu yönünde ziraat mühendisi tarafından rapor verildiğini belirterek; bu zararın ve tespit masrafı olan 108.500.000,-TL(108,50TL)’nin yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsili istemiyle 15.10.2004 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

TARAKLI SULH HUKUK MAHKEMESİ; 11.01.2005 gün ve E: 2004/52, K: 2005/02 sayı ile, dava dilekçesinin özetini yaptıktan sonra; Davalı Kurumun itirazlarını içerir dilekçeye göre: Taraklı ilçesi Hark köyü telefon hatlarında meydana gelen sorunların giderilmesi için Hark Köyü İçdedeler köyü arasında 8MB/S radyo sisteminin kurulduğunu, ancak artan şikayetler neticesinde sorunun kaynağının bazı büyüyen ağaçların optik görüşü engellediğinin saptandığını, Kurumların görevlilerince Hark köyüne gidildiğini, Doğancıl köyü muhtarı ve azaları ile görüşüldüğünü, sorunun kaynağı olan ağaçların Türk Telekom A.Ş. binasının çatısına çıkılarak köy azalarına ve muhtarına gösterildiğini, Kurumlarına gelen şikayetlerin sebebinin uzayan ve birleşen ağaçların olduğunu söyleyerek muhtara bilgi verildiğini, bunun üzerine köy azalarının köyün kesim motorlarını alarak dava konusu ağaçları budadığını ve bazı ağaçları kökünden kestiğini, tespiti isteyen davacı tarafa ait olan ve telefon görüşmelerini sağlamak için kurulan sisteme zarar verdiğinden bahisle kesilen ağaçlar, kurum görevlilerince kesilmediğinden; itirazların kabulünü, davanın reddini talep etmiş olduğu; davacı Tanığı Mustafa Ay Beyanında: Olay tarihinde Hark köyü azası olduğunu, kendisini Telekom Müdürü olarak tanıtan fakat ismini bilmediği bir kişi ile yanındaki 4 kişilik ekibin köylerine geldiklerini, evinin üzerinde telefon santraline ait verici olarak görev yapan cihazın etrafta bulunan ağaçların nedeni ile çalışmadığını bildirerek çevrede bulunan ağaçları kesmeye başladıklarını, hatta kavak ağacını da kestiklerini, davacının erik ve ayva ağaçlarını da kestiklerini, görevlilerin ağaçları kesmesinin sebebinin, telefon vericisinin çalışmamasının olduğunu; ancak ağaçlar kesildikten sonra da arızanın giderilmediğini, arızanın nedeninin santralin içindeki bir cihazdan kaynaklandığını öğrendiklerini, davacının kesim sırasında olay yerinde olmadığını, zaten kimseye sormadan ağaçları kökünden kestiklerini, kesim işini yapanların Sakarya ili Telekom'da çalışan ve kendini müdür olarak tanıtan kişi ile yanındaki diğer 4 kişi olduklarını beyan etmiş olduğu; Davacı Tanığı Arif Erkul Beyanında: Olay tarihinde hark köyüne kendilerini Telekom görevlileri olarak tanıtan ekibin gelerek köyde bulunan telefon vericisinin ağaçlardan dolayı görevini yapamadığını belirterek bir takım ölçümler v.s. yaptıklarını ve davacının bahçesindeki erik ağaçlarını kestiklerini, fakat daha sonra arızanın sistemden kaynaklandığı söylediklerini, arızanın kaynağının başka bir yerden çözüleceğini ağaçların boşuna kesilmiş olduğunu da belirterek köyden ayrıldıklarını beyan etmiş olduğu; Mahkemelerinin 2004/2 D. İş no.lu tespit dosyasının iş bu dosya içerisinde celp edilerek incelendiği; yapılan yargılama sırasında anlaşıldığı üzere, davalı kurumun Sakarya Türk Telekom A.Ş. olup, söz konusu kurumun bir kamu kurumu olduğu, Davacının Mahkemelerine açmış olduğu davasıyla, söz konusu davalı kamu kurumu olan Sakarya Türk Telekom görevlilerinin, telefon vericisinin çalışmasını sağlamak maksadıyla kendisine ait ağaçları kestikleri ve tespit dosyasında belirlenen miktarda zarara uğratıldığını, bu durumdan mütevellit zararının giderilmesini Mahkemelerinden talep ettiği; tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, bir kamu kurumu olan davalı kurum görevlilerince kamu hizmetinin görülmesi sırasında davacı tarafa verilen zararın tazmini için açılan davaya bakmak görevinin Mahkemelerinin görevi haricinde olup; idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

Davacı, bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Sakarya 1.İdare Mahkemesi; 05.06.2006 gün ve E:2005/2313, K:2006/1545 sayı ile, İdarenin hukuka aykırı işlem ve eylemlerinden kaynaklanan zararı ödeme yükümlülüğünün Anayasa'nın 125. maddesinden ve İdare Hukuku genel ilkesinden kaynaklanan bir zorunluluk olduğu; olayda, davacıya ait meyve ağaçlarına davalı idare elemanları tarafından kesilmek suretiyle zarar verildiği, bu bağlamda, davacının meyve ağaçlarının davalı idare elemanlarınca kesilmesi sonucu oluşan 3.517,80.- YTL. ile bu nedenle görevsiz yargı yerinde açıldığı davada davacı aleyhine hükmedilen yargılama gideri ile tespit davasında yapılan yargı masrafının da davalı idarece tazmininin gerektiği gerekçesiyle; tazminat isteminin kabulüne karar vermiş; bu karara davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş. vekili itiraz etmiştir.

SAKARYA BÖLGE İDARE MAHKEMESİ; 08.11.2006 gün ve E:2006/621, K:2006/847 sayı ile davanın; davacıya ait meyve ağaçlarına verilen zararın ve yargılama masraflarının tazminine ilişkin olduğu; iptal ve tam yargı davasının tanımının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2.maddesinin 1. fıkrasının 08.06.2000 tarih ve 4577 sayılı Kanunun 5. maddesiyle değişik (a) bendinde; "idari işlemler hakkında yetki, şekil sebep, konu, maksat yönlerinden biriyle hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaat ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, (b) bendinde; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" olarak yapıldığı; dolayısıyla idari yargı yerine iptal ve/veya tam yargı davası açılabilmesi için idarenin idari davaya konu edilebilecek nitelikte bir işlem veya eyleminin olması, bu işlem veya eylem nedeniyle idare edilenlerin menfaat veya haklarının ihlal edilmiş olmasının gerektiği; idari yargı yerinde yargısal yöntemlerle hukuka uygunluğu denetlenen faaliyet kamu idaresine ait bulunduğundan, bu denetime konu edilen davalının davalısının, değişmez bir biçimde idare olduğu, yani, özel hukuk gerçek ve tüzel kişilerinin kendi aralarında doğan uyuşmazlıklar nedeniyle birbirlerine karşı açmış oldukları davaların, idari yargı düzeninin görev alanı dışında kaldığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesinin 3.fıkrasında, dava dilekçelerin; görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olacak kesin ve yürütmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet, 3. ve 5. maddeye uygun olup olmadıkları yönünden sırasıyla inceleneceğinin belirtildiği, bu maddeye aykırılık halinde verilecek kararların 15. maddede düzenlendiği; davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş. 'nin % 55 oranındaki kamu hissesinin Oger Telekomünikasyon Ortak Girişim Grubuna satışına ilişkin ihalenin sonucunun 25.07.2005 tarih ve 2005/9146 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla onaylanmış ve 02.08.2005 tarih ve 25894 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmış, hisse satış sözleşmesi 24.08.2005 tarihinde imzalanmış, Türk Telekom'un özelleştirilmesine yönelik hissedarlık ve hisse rehin sözleşmesi 14.11.2005 tarihinde imzalanarak hisselerin devredildiği; Türk Telekomünikasyon A.Ş.nin bu tarih itibariyle bir kamu şirketi olmaktan çıkarılmış bulunduğu; bu durumda Sakarya 1.İdare Mahkemesi Hakimliği'nin, davanın kabulüne karar verdiği 05.06.2006 tarihi itibariyle kamu kurum ve kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş. hakkında açılan davanın yukarıda açıklanan şekilde idari yargı düzeni görev alanında olmadığından incelenmesi mümkün olmayıp, adli yargı düzeni içinde incelenmesinin icap ettiği, gerekçesiyle; davalı idarenin itirazının kabulüne, itiraz konu Sakarya 1.İdare Mahkemesi Hakimliğinin 05.06.2006 gün ve E:2005/2313; K:2006/1545 sayılı kararının bozulmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15/1-a maddesi uyarınca davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, Ayper GÖKTUNA, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK’ın katılımlarıyla yapılan 01.03.2010 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Bölge İdare Mahkemesince Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

Dava, davalı idare elemanlarınca davacıya ait meyve ağaçlarına; bir kısmının gövdelerinden bir kısmının ise dallarından kesilmek suretiyle zarar verildiği nedeniyle oluştuğu ileri sürülen 3.517,80 YTL, ile tespit masrafı olan 108,50TL’nin tazmini istemiyle açılmıştır.

1953 tarih ve 6145 sayılı Yasa ile, Türkiye Cumhuriyeti Posta, Telgraf ve Telefon İşletmesi kurulmuş; 1924 tarih ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu’nun 10.6.1994 tarih ve 4000 sayılı Yasa’yla değiştirilen 1. maddesi ile, posta ve telgraf tesis ve işletmesine ilişkin hizmetler, Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü’nce (P.İ), telekomünikasyon hizmetleri ise “Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi (Şirket)” tarafından yürütülecek şekilde yeniden yapılandırılmıştır.

27.1.2000 tarih ve 4502 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile, 406 sayılı Yasa’nın 1. maddesine eklenen dokuzuncu fıkrada, “Türk Telekom, bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Kamu İktisadi Teşebbüslerinin kuruluş, teşkilât ve faaliyetleri ile ilgili mevzuat Türk Telekom’a uygulanmaz. Sadece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin 2.4.1987 tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır” denilmiş; anılan fıkra hükmü 12.5.2001 tarih ve 4673 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile değiştirilmiş ve “Türk Telekom, bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere, kamu iktisadi teşebbüsleri de dahil, sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan kamu kurum, kuruluş ve ortaklıklarına uygulanan mevzuat Türk Telekom’a uygulanmaz. Sermayesinin yarısından fazlası kamuda kaldığı sürece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin 2.4.1987 tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır. 16.7.1965 tarihli ve 697 sayılı Kanun ile milli güvenlik ve kamu düzeniyle sıkıyönetim ve seferberlik hallerinde telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin özel kanunların hükümleri saklıdır”; Ek 29. maddesinin 3.7.2005 gün ve 5398 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile değişik birinci fıkrasında, “Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekomda ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen aslî ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tâbi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır…” denilmiştir.

Öte yandan; 406 sayılı Yasa’nın 4502 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesinin (c) bendinin birinci alt bendinin birinci cümlesinde “Türk Telekom; telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini, 31.12.2003 tarihine kadar bu Kanun ve görev sözleşmesi çerçevesinde tekel olarak yürütür” denildikten sonra, anılan (c) bendinin birinci alt bendinde 12.5.2001 tarih ve 4673 sayılı Yasa ile eklenen üçüncü cümlede “Ancak, Türk Telekom’daki kamu payı %50’nin altına düştüğünde, Türk Telekom’un tüm tekel hakları 31.12.2003 tarihinden önce de olsa ortadan kalkmış olur” denilmiş; 4502 sayılı Yasa’nın Geçici 3. maddesi ile de Türk Telekomünikasyon A.Ş., 233 sayılı KHK. ‘nin ekindeki “B-Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK)” bölümünde yer alan kuruluşlar listesinden çıkarılmıştır.

Bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve olay tarihi itibariyle, çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekom’un, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, Bakanlar Kurulu’nun 25.7.2005 tarih ve 2005/9146 sayılı “Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi (Türk Telekom)’nin % 55 Oranındaki Hissesinin Blok Olarak Satışına İlişkin Nihai Devir İşlemlerine Dair Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar”ı uyarınca, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile (6.550.000.000 USD. bedelle) Ojer Telekomünikasyon A.Ş.’ne satılmıştır.

Diğer taraftan, 05/11/2008 kabul tarihli, 10/11/2008 tarih ve 27050 sayılı Mükerrer R.G.de yayımlanan 5809 Sayılı Kanun'un 66. maddesi ile, 04/02/1924 tarihli ve 406 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrası, yedinci fıkrası ve dokuzuncu fıkrasının ilk cümlesi; ek 17 nci, ek 19 uncu, ek 21 inci, ek 22 nci, ek 23 üncü, ek 24 üncü, ek 28 inci, ek 29 uncu, ek 30 uncu maddeleri; ek 32 nci maddesinin dördüncü ve altıncı fıkraları; ek 33 üncü maddesi; ek 35 inci maddesinin ikinci fıkrası; ek 36 ncı, ek 37 nci, geçici 3 üncü, 35 inci ve 36 ncı maddeleri dışındaki madde ve hükümleri ek ve değişiklikleriyle birlikte yürürlükten kaldırılmış olmasına karşın; 406 sayılı Kanunun, zararın meydana geldiği 31.8.2004 ile davanın açıldığı 15.10.2004 tarihinde yürürlükte bulunan 13. maddesinde; “Posta ve Telgraf ve Telefon İdaresi Telgraf ve Telefon hututunun güzergahına müsadil ve iş bu hatların tesis ve inşasına mani veyahut hututu mevcude üzerinde arıza tevlidini bais bulunan ağaçları budamak ve ledelicap zaruret miktarında kat etmek hakkını haizdir” hükmü yer almıştır.

Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.

Açılan davada, davalı kuruluş tarafından, Taraklı ilçesi Hark köyü telefon hatlarında meydana gelen arızaların giderilmesi için Hark Köyü İçdedeler köyü arasında 8MB/S radyo sisteminin kurulduğu, ancak artan şikayetler neticesinde, sorunun kaynağının, uzayan ve birleşen ağaçların optik görüşü engellemesi olarak saptandığı ve sorunun giderilmesi amacıyla davacıya ait bazı ağaçların budandığı ve bazı ağaçların kökünden kesildiği nedeniyle oluştuğu ileri sürülen zarının tazmini istemiyle açılmıştır.

Bu durumda, olay ve dava tarihi itibarıyla kamu kuruluşu niteliğini taşıyan davalının, kamu hizmetini yürüttüğü sırada kişilere verdiği zararın tazmini istenildiğine göre; bu hizmetin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya başka bir nedenle idarenin sorumluluğunun bulunup bulunmadığının saptanması gerekmektedir. Bu hususların belirlenmesi ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 sayılı Yasa’nın 2/1-b maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevlidir.

Açıklanan nedenle, Bölge İdare Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Sakarya Bölge İdare Mahkemesi’nce verilen 08.11.2006 gün ve E:2006/621, K:2006/847 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 01.03.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
* * *
Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:
ESAS NO : 2009/34

KARAR NO : 2010/32

KARAR TR : 01.03.2010

(Hukuk Bölümü)
Ö Z E T : Adli yargı yerinde aleyhine açılan tazminat davasını kaybeden Türk Telekomünikasyon A.Ş. tarafından, davanın ihbar edildiği İçişleri Bakanlığı aleyhine açılan rücuen tazminat davasının, Borçlar Kanunu hükümlerine göre ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.


Yüklə 5,59 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   98   99   100   101   102   103   104   105   ...   148




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin