Yahya Arıkan Bir tane birinci önergeyi bir arkadaş takip etsinler



Yüklə 179,71 Kb.
səhifə2/5
tarix31.10.2017
ölçüsü179,71 Kb.
#23338
1   2   3   4   5

Şimdi bir önerge var ama bu önergeyi okumamayı düşünüyorum, sadece önergeyi de içeren kısaca bir açıklama yapmak istiyorum. Konuklarımızın çoğu meslektaşlarımız. Onlar genel kurullarımızda zaman sorunu ile ilgili yaşadığımız sıkıntıyı çok iyi biliyorlar. Salonun da elverişli olmaması dolayısıyla zamanı en iyi kullanacaklarından kuşkumuz yok. Bunu da dikkate alarak ve özellikle en son konuşmacı olarak Masum Türker bunun güzel bir örneğini verecek inanıyoruz. Çok kısa sürede çok şeyler yapmasını bekliyoruz kendisinden. En son sözü de ona vereceğim isteği üzerine. Konuklarımızdan konuşmak isteyenleri sırayla kürsüye almak istiyoruz. Sayın birlik başkanımızdan başlayalım isterseniz, buyurun sayın başkanım.

- Mustafa Özyürek

Sayın başkan, saygıdeğer konuklar, değerli arkadaşlarım, basınımızın değerli temsilcileri hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sayın başkanın zaman tasarrufuyla ilgili uyarısını da dikkate alarak kısa konuşmaya çalışacağım. Çünkü bu toplantıda esas itibarıyla üyelerimizin, delegelerimizin konuşacağı toplantılardır, onlara mümkün olduğu kadar fazla vakit bırakmamız gerekiyor.



Değerli arkadaşlarım, birkaç noktanın altını çizmek istiyorum. 18 Nisan seçimleri Türkiye açısından önemli bir dönüm noktası. Her seçimden sonra oluşan hükümet bizim açımızdan bir yeni başlangıç bir umuttur. 18 Nisan seçimlerine, Türkiye, hem istikrar bulmak için koalisyon hükümetlerinin yürütülmesindeki zorluklara çözüm bulmak için, hem de daha adaletli bir temsili sağlamak için gitti. Ama ne yazık ki temsilde adalet noktasında önemli bir sorunla karşı karşıya geldik. Seçmenlerimizin % 13 –14 civarında bölümü bu parlamentoda temsil edilemiyor. Bir diğer nokta, daha önce de ikili koalisyonlarda çoğunluğu sağlayamıyorduk, bu kez de ancak üçlü bir koalisyon kurabildik. Demek ki Türkiye parçalı olmaya siyaseten parçalı olmaya devam ediyor. Burada zamanla ya uzlaşmaya alışacağız, yani çok partiyle tek hükümet kurmanın yollarını bulacağız veya siyaseten dağınıklıktan kurtulup çeşitli partileri aynı çatı altında birleştirmek suretiyle yolumuza devam edeceğiz. Bunların hepsi demokrasinin gereğidir, siyasetin gereğidir ve seçmenimizin bileceği iştir. Yeni hükümetimiz de açıklandı. Özellikle Maliye Bakanı’mız tanıdığımız bir meslektaşımız bir arkadaşımız. O açıdan mutlu olduk sevindik. Hiç yoksa bizim ne istediğimizi biliyor, ne düşündüğümüzü biliyor. Biz onun neyi yapıp neyi yapamayacağını biliyoruz, bir kolaylık var iletişim kolaylığımız var. Yeni hükümetle ilgili toplumun beklentileri var, meslek camiamızın beklentileri var. Eğer beklentilere bu hükümet cevap verirse her vatandaş gibi her kuruluş gibi bizden de destek görür yardım görür. Ama beklentilere cevap verilmezse bizde toplumun diğer kesimleri ile birlikte eleştirilerimizi ortaya koyarız ve beklentilerimize cevap verecek yeni hükümet aramaya devam ederiz. Demokrasinin gereği budur bizim isteğimiz budur. Bu hükümetten özellikle bütün toplumla birlikte değerli arkadaşlarım barış istiyoruz. Artık toplumumuzda çalışmanın, savaşın durduğu, akan kanlara son verilen bir toplum düzeni istiyoruz. Bu ülkede özgürlük istiyoruz. İnsanlar yazdığı için, düşündüğü için, örgütlendiği için yargılanmamalıdır, hapse girmemelidir. Oral Çalışlar mahkum olmamalıdır, böylesi bir düzen istiyoruz. Ve değerli arkadaşlarım bu ülkede insanların ırkına göre dinine göre mezhebine göre ayırmayan cumhuriyetin temel niteliklerinde, laiklik ilkesinde, demokrasi ilkesinde, sosyal devlet ilkesinde birlikte yaşayacağımız bir düzen istiyoruz. Bu hükümetin önündeki en acil sorun ekonomik sorundur. Uzun zamandır ekonomimiz çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya. Daha önce geçirdiğimiz sıkıntıların hepsi finansal sıkıntılardı, aşılması kolay sıkıntılardı. Ama bir süredir yaşadığımız sorun reel sektörün sorunlarıdır. İnşaat sektöründe, tekstil sektöründe, otomotiv sektöründe büyük sıkıntılarla karşı karşıyayız, bunların mutlaka çözülmesi gerekiyor. Öncelikle ihracatın artırılması canlandırılması ve elbette enflasyonla mücadeleye devam edilmesi gerekiyor. Bunlar birbiriyle zıt şeyler gibi görünebilir. Ama beceri, marifet, fabrikaları kapatmadan, kepenkleri indirmeden enflasyonlar mücadele edebilmektir. Önümüzdeki dönemde bütün yasanın beklentisi iş aleminin beklentisi elbette iş aleminin bir parçası ve iş alemiyle içli dışlı olan bir kesimin sözcüleri olarak bizde ekonominin canlanmasını, durgunluğun gitmesini, işsizliğin önlenmesini bekliyoruz.

Değerli arkadaşlarım vergi kanunları ile ilgili pek çok şeyi geçen dönemde yazdık çizdik. Esas itibarıyla o kadro geniş ölçüde de destekledik omuz verdik. Ama bazı noktalar var ki biz bu noktalarla ilgili görüşlerimizi yasa tasarısı gündeme geldiği andan itibaren ifade ettik, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda söyledik, yazdık, çizdik. Bir noktasının altını çizmek istiyorum insanların çeşitli şapkaları olur. Benim de birkaç şapkam var. Öncelikle ben TÜRMOB Genel Başkanı’yım, camiamızın genel isteklerini bu toplantılarda yansıtırım. Ben bir vergi uzmanı olarak düşüncelerimi hiç kimseyi hiçbir topluluğu hiçbir örgütü bağlamadan Milliyet gazetesinde her hafta yazarım. Ben bir partinin mensubuyum o partinin görüşlerini parti toplantılarında ifade ederim. Ama benim burada vergi ile ilgili söyleyeceğim sözler TÜRMOB Genel Başkanı olarak sizlerden aldığım, örgütümüzden aldığım görüşlerdir ve bu görüşler TÜRMOB Yönetim Kurulu’nun görüşleridir. Şunu bilmenizi isterim ki Mustafa Özyürek örgüt disiplini olan örgüt görüşlerine önem veren, örgüt görüşlerini kişisel görüşleriyle çatışsa bile inançla savunan bir insan. Biz bu yasa gündeme geldiği andan itibaren özellikle sayın başkan Arıkan geçici vergi ile ilgili konuyu gündeme getirdi ve burada tartışılmasını istedi. Geldiği günden itibaren hatırlayınız, tasarı ilk gündeme geldiğinde 15 gün içinde beyannamenin verilmesi öngörülüyordu. Yani 15 Nisan’da geçici vergi beyannameleri ilk tasarıda yer almıştır ve o tasarıda hiçbir yanılma payına yer verilmemiştir. Biz dedik ki 2,5 ay sonra bu beyannameler verilebilir ve % 20 yanılma payı verilmesini istedik. Ne yazık ki % 20 yanılma payı verildi ve 1,5 ay sonra da beyanname verilmesi öngörüldü. Sayın Arıkan dedi ki, hep beraber atladık, 1 ay daha verilseydi çok iyi olurdu. Hayır atlamadık. 2,5 ay istedik ama ne yazık ki komisyonda ve TBMM’de 1,5 ay olarak geçti. Siyasette, parlamentoda, hükümette kitle örgütlerinin demokratik kitle örgütlerinin yapacağı talepte bulunmaktır, biz bu talepte bulunduk ama ne yazık ki bu kabul edilmedi. Daha sonra kanun yürürlüğe girdikten sonra beyanname verme dönemine yaklaşırken iki erteleme talebi gündeme geldi bunu dikkatinize sunmak istiyorum. Bunlardan biri çeşitli kesimlerle birlikte bir yıl bu yasanın uygulanmasını yani geçici verginin uygulanmasını erteleme talebi sık sık görüşüldü. Daha sonra yasada bir değişiklik yapılmayacağı anlaşılınca, Vergi Usul Kanunu’ndaki zor durum dikkate alınarak, acaba 1 aylık, bunu 90 gün ertelemek de hukuken mümkündü, 90 günlük erteleme sağlanır mı sağlanmaz mı noktasında yoğun çaba harcadık, fakat kabul edilmedi. Şimdi, geçici verginin mesleğimizin disiplin sorununu çözeceğine ben inanan bir arkadaşınız değilim. Eğer sık sık beyanname vermek bizim mesleğimizin sorunlarını çözmüş olsaydı her ay KDV beyannamesi vermek suretiyle sorunlarımızı çözebilirdik. Henüz Türkiye muhasebe açısından 3 aydan 3 aya beyanname verecek ve adeta yıllık beyanname veriyormuş gibi bütün görevleri yerine getirecek konumda değildir. Bunu ben meslektaşımızın büyük çoğunluğunun böyle düşündüğünü bildiğim anladığım için seslendiriyorum.

Elbette farklı düşünceler var, Sayın Arıkan farklı bir düşünceyi ifade etti. Sayın Türker de zaman zaman farklı bir düşünceyi ifade ediyor. Yani 3 aydan 3 aya beyanname vermenin bizim mesleğimizi disiplin edeceğini söylüyorlar. Demokraside tartışma esastır, örgüt yapımızda tartışma esastır. Kaldı ki bunların çözümleri bizim aramızda birlik sağlarsak tek çözüme ulaşmak söz konusu değildir, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kararına bağlı bir iştir. TBMM’nin, önümüzdeki dönemde geçici vergiyi vergi yasasını bütünüyle ele alacağını biliyoruz. Çünkü bu kanun çıktığı zaman başbakan olan Mesut Yılmaz bile geçici verginin bu yönteminin değişmesi konusunda sayın başbakan Bülent Ecevit’den ricada bulunmuştur. Çeşitli partilerin geçici vergiye ilişkin görüşleri vardır. TÜSİAD’ın geçici vergiye ilişkin görüşleri var ve değerli arkadaşlarım geçici vergi bugün tartışılan değil, 1980 yılından beri sürekli tartışılan bir sistemdir. Bu önümüzdeki yasa 7’inci yasadır. Yani 6 farklı yöntem uyguladık bu 7.’sidir. Çünkü enflasyon içinde olan bir ülkede hem maliyenin alacağını, kamunun alacağını enflasyondan korumak hem de mükelleflerin haklarını enflasyondan korumak son derece önemlidir ve zor bir iştir. O nedenle geçici vergi önümüzdeki dönemde de tartışılmaya devam edecek, bu tartışmaların içinde TÜRMOB’un görüşleri bir ağırlık teşkil edecektir. Önümüzde bir yasa var diye o yasayı sonuna kadar savunmak durumunda değiliz. O yasada iyileştirmeler yapılmasını, o yasanın değiştirilmesini istemek bizim en doğal hakkımızdır. Umuyorum ki daha pratik, daha kolay uygulanabilir bir peşin vergi uygulaması Türkiye’ye gelebilir. Önümüzdeki dönemde yine yasa kapsamında enflasyon muhasebesinin yani mali tabloların enflasyona göre endekslenmesinin tam bir sistem olarak kanunumuzda yer alması hepimizin dileğidir. Bu konudaki isteklerimizi kamuoyuna sunmaya devam edeceğiz. Bir diğer önemli nokta hepimizin karşı çıktığı esnaf odalarında defter tutulması olayına biz hep karşı çıktık. İşletme yönetim merkezleri ile ilgili mücadelemizi hepiniz hatırlıyorsunuz. Bu işletme yönetim merkezlerini başka bir ad altında getirmektir ve şu andaki uygulama da son derece kötü gitmektedir. Eğer olayın üstüne gidilirse yasa tam uygulanırsa, esnafın da çok büyük tepki göstereceğini biliyoruz ve biz muhasebe mesleğinin mensupları olarak, artık muhasebenin bir serbest meslek faaliyeti altında yürütülmesine inanan insanlar olarak muhasebeciyi memur durumuna getiren ve bir anlamda muhasebe hizmetini devletleştirme konumuna getiren bu uygulamaya kesinlikle karşıyız ve bunun değişmesi için var gücümüzle çalışacağız. Tabii vergi kanunuyla ilgili pek çok görüşümüz var. Gelirin tanımını değiştiren maddenin uygulamada çok büyük sorunlar yaratacağını ve biz insanları haksız yere vergi kaçakçısı durumuna düşüreceğini kanun tasarısı geldiği günden beri ifade ettim, ifade etmeye devam ediyorum ve o uygulamanın anayasaya aykırı olduğunu da yazmış çizmiş bir arkadaşınız olarak söylüyorum. Bunların hepsi vergi reformu bir defa kanun çıkarmakla çözülen bir şey değildir, vergi reformu sürekli iştir. O nedenle hep üzerinde dururuz.

Değerli arkadaşlarım vergi reformu iki maksatla yapılır. Adalet sağlamak için yapılır, devletin gelirlerini artırmak için yapılır. Adalet konusuna girmek istemiyorum ama devlet gelirleri noktasında geçtiğimiz 4 ay içinde % 81 artmıştır. Buna karşılık devletin gelirleri % 44 artmıştır ve bütçe açığı % 63 artmıştır. Bu devletin kesin rakamlarıdır. Bu görüşlerimi biraz önce Yeminli Mali Müşavirler Odası’nda ifade ettim. Sayın Türker bu görüşlerime katılmadı ama bu görüş değil, bu devletin rakamlarıdır. Nedenleri şu olabilir, bu olabilir, ama devletin rakamlarını alarak yorumlarımızı elbette yapacağız. Bir kısmı düşüşün bir kısmı ekonomik krizden kaynaklanmıştır, düşüşün bir kısmı yeni vergi kanunundan kaynaklanmıştır olay budur, bunun farklı yorumlanması mümkün değildir. O nedenle İMF’nin önerisi doğrultusunda hazine kaynaklı katma değer vergisi oranları yeniden yükseltelim önerileri gündeme gelmiştir. Katma değer vergisinin yeniden yükseltilmesine biz kesin olarak karşıyız. Çünkü zaten KDV oranları yüksektir ve müthiş bir vergi direnci oluşmakta vergi kaçağını tespit etmekte, faturasız alış verişi teşvik etmektedir.

Değerli arkadaşlarım önümüzdeki dönemde 3568 sayılı yasa ile ilgili bir değişiklik yapmamız kaçınılmaz hale gelmiştir. Bunu hep birlikte odalarımızın, üyelerimizin, delegelerimizin görüşlerini de almak suretiyle orta vadede, uzun vadede, kısa vadede uygulayabileceğimiz yöntemleri belirteceğiz ve 3568 sayılı yasayı daha demokratik bir yapıya daha iyi uygulanan bir yapıya el birliği ile kavuşturacağız. Yeter ki yasa tasarısı görüşülürken popülist bir yaklaşımla da o kesime de bu kesime de ruhsat verelim gibi bir anlayış parlamentoya egemen olmasın. Bu dönem bir şansımız var, içimizden biri değerli arkadaşımız Masum Türker TBMM’ye seçildi. Öyle umuyorum ki, TÜRMOB’un önerilerine büyük ölçüde sahip çıkmak suretiyle önerilerimizin değinmeden çıkması noktasında büyük katkıları olacaktır. Ayrıca 30’dan fazla meslek mensubumuz çeşitli partilere mensup meslek mensuplarımız parlamentoya girmiştir. O arkadaşlarımızla da dayanışma içinde çalışarak önümüzdeki dönemde bazı yasal isteklerimizin hayata geçeceğine inanıyorum.

Değerli arkadaşlarım bürokrasinin azaltılması konusunda sayın Arıkan uzun uzun bilgiler verdi. Bu angaryaların kaldırılması, bürokrasinin azaltılması konusunda ilk çalışmalarımızı Refah-Yol döneminin bakanı da takdim etmiştik Sivas’ta. O günden başlayarak bürokrasideki çalışmalar belli noktalara geldi ve zaman zaman bu kolaylıklar sağlandı. Ama kaldırılması gereken yığınla bürokrasi var ve ne yazık ki şu anda gelir idaresinin vergi dairelerinin çağdaş bir yapıda olduğunu, muhasebeciye mükellefe yeteri kadar hizmet etmediğini hepimiz biliyoruz görüyoruz. Çalışmalar var umutlar var ama sonuç ne? Yok. Ben 1996 yılında, bundan 33 yıl önce vergi projesi ile ilgili Amerikalı uzmanların da katıldığı bir projede çalışmıştım. O günden beri bazı çalışmalar yapılıyor, bazı öneriler gündeme geliyor, ama ne yazık ki yeteri kadar mesafe alınamıyor. Bizim isteğimiz bu talebimiz bu, yeni başkanımızın da bu isteklerimize cevap vereceğine inanıyoruz.

Değerli arkadaşlarım bazı yetkilerin bize verilmiş olması imza yetkisi gibi, tasdik yetkisi gibi önemli yetkilerin bize verilmiş olması, işe başlama noktasında bizim imzamız ile yetinilmesi, vergi levhalarının tasdik edilmesi, bunlar önemli adımlardır. Hep birlikte odalarımızın da çabalarıyla İstanbul odamızın da katkılarıyla, TÜRMOB’un girişimleriyle sonuçlanmıştır. En son olarak tasdik ettiğimiz bu vergi levhalarıyla ilgili listelerin verilmesinde bir olayın talebimiz vardı. Maliye Bakanlığı’nın dün yayınladığı bir genelge ile muhasebecinin, müşavirin tasdik ettiği vergi levhaları ile ilgili listeyi bağlı olduğu vergi dairesine vermesinin yeterli olduğuna dair bir genelgeyi çıkarmış ve bir kolaylı daha sağlamıştır. Burada emeği geçen bütün yetkililere teşekkür borçluyuz. Ama bunlar hepimizin günlük işlerdir. Biz talep ederiz, bürokrasi bunu oluşturur, siyasiler karar verir, bunlar yürür. Bunlar bizim, odalarımızın, TÜRMOB’un, üyelerimizin sürekli girişimleridir ve bunlar devam edecektir. Elbirliği ile bunları sonuçlandırmaya çalışacağız.

Değerli arkadaşlarım TÜRMOB camiası önemli büyük bir camiadır. Türkiye’de sözü dinlenen, görüşlerine önem verilen bir camia haline gelmişizdir. Bunda TÜRMOB kurulmadan önce emeği geçen arkadaşlarımızın başkanlığını yapmış divan başkanımız sayın Disanlı’nın rolü vardır. Burada bir çok arkadaşımızın rolü vardır, oda başkanlarımızın rolü var, üyelerimizin rolü var, TÜRMOB’un rolü var. Bu bir süreç, bu süreçte hepimiz karınca kararınca çaba gösteriyoruz ve bir noktaya geliyoruz. Eğer birliğimizi sürdürebilirsek, dayanışmamızı eksik etmezsek, nerede ne söylenildiğini çok iyi bilirsek bilelim ki başarı hepimizin olacaktır.

Ben İstanbul odamızın mali genel kuruluna katılan siz değerli arkadaşlarımızı, saygıdeğer konuklarımızı TÜRMOB adına saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Bu kongreyi düzenlemekte emeği geçen İstanbul odamıza başta sayın Yahya Arıkan olmak üzere teşekkür ediyorum. Sayın divana bana size hitap etme fırsatı tanıdığı için şükranlarımı sunuyorum. Sağ olun, var olun değerli arkadaşlarım.

- Ziya Disanlı

- Teşekkürler sayın başkanım. Değerli arkadaşlarım iki konuğumuz daha var, onları da tanıtmak istiyorum sizlere. Odamızın üyesi, ancak Tokat Ataköy beldesi belediye başkanı seçilen arkadaşımız Ali Gökçe aramızdalar, kendilerine hoş geldiniz diyoruz.

Salonun arkasında bulunan arkadaşlarımız, sesleriniz salondaki arkadaşlarımızı rahatsız ediyor. Lütfen salonun içersinde konuşulmamasını, arka tarafta bulunan salonun arkasında bulunan arkadaşların da daha sessiz konuşmalarını rica ediyorum. Salonun arkasıyla içerisiyle dışarısı birleşmiş durumda onun için rahatsız oluyorsunuz biliyorum ama uyarımıza rağmen henüz ses kesilmiş değil. Değerli arkadaşlar uzunca bir liste var elimde konuk listesi değil ama trafiği sıkıştıran arkadaşların arabalarının listesi. Hızlı hızlı okuyorum....

Salonumuz da yetmedi, otopark da yetmedi, aslında sevindirici ama zorlukları da çekeceğiz. Evet konuklarımızdan Ankara oda başkanımız Sayın Mehmet Çelik. Buyurun Sayın Çelik.

- Mehmet Çelik

- Sayın divan, sayın TÜRMOB başkanım, sayın milletvekilim, değerli TÜRMOB yönetim kurulu üyeleri, değerli oda başkanlarım ve çok sevgili İstanbullu meslektaşlarım. Ben zamanın darlığını da göz önüne alarak sizleri fazla yormayacağım. Yalnızca bir iki konuyu sizlerle paylaşmak istedim, o nedenle söz almış bulunuyorum. 1999’un başından bugüne değin yoğun bir iş yüküyle karşılaştık. 5 ay gibi bir süre içerİsinde 3 önemli beyanname düzenledik ve verdik. Hepinizin bildiği gibi Mart ayı sonunda kurumlar daha 15 gün aradan geçmeden bundan 15 gün önce geçici vergi beyannamesi. Geçici vergi doğru mudur yanlış mıdır bu çok tartışıldı, ama şu an bir kanun hükmü olduğuna göre bunu fazla tartışmamak lazım. Şimdi bu uygulamaya yönelik neler olmalı, bunların tartışılması lazım bugünkü genel kurulda değerli arkadaşlarım. Ben sadece bir sitemimi 55. Cumhuriyet hükümetine etmeden geçemeyeceğim. Önemli bir tavizi finans kesimine verdiler, önemli bir tavizi esnaf kesimine verdiler. Odamızın ve TÜRMOB’un çok da mütevazı çok da mantıklı önemli birkaç önergesine şiddetle karşı çıktılar. Neydi bu önerge? Bunların ilki enflasyon muhasebesine yönelikti. Diğer bir ikincisi bu geçici vergi eğer kararlaştırılmışsa işte şu yanılma payı % 10 değil % 20 olmalı gibi çok mantıklı bir öneri. Değerli arkadaşlarım bu camia çok büyük sorunlar yaşadı, bunun da üstesinden geleceğine inanıyorum bir meslek mensubunuz olarak. Ancak önemli bir iki husus da belirtmek istediğim. Bugün bizim özellikle meslek mensuplarımızın ücretli önemli bir önem teşkil ediyor. Şunun için, bu geçici verginin üstesinden yeterince gelinebilmesi için asgari ücretin odaların ve TÜRMOB’un son şekli verdiği şekliyle yayınlanmalıdır değerli arkadaşlar. Bu konuda Maliye Bakanlığı’mız artık esnafla pazarlıkları bir tarafa atıp TÜRMOB’aa ve odalarımızca gönderilen asgari ücret tarifesini aynen olduğu gibi yayınlanmalıdır.

İkinci bir husus 4 No’lu Tebliğ gerçekten çok eksik. 4 No’lu Tebliğ’in ya bir an önce ıslah edilmesi lazım ya 4 No’lu Tebliğ’in bir an önce yürürlükten kaldırılıp 5 No’lu Tebliğ’in yayınlanması lazım değerli arkadaşlar. 5 No’lu Tebliğ’de serbest muhasebecinin serbest muhasebeci mali müşavirinin ve yeminli meli müşavirlerin görev alanlarını açık ve net bir şekilde belirtilmesi lazım. Hepiniz takdir edersiniz ki 4 No’lu Tebliğ’in yeminli mali müşavir arkadaşlarımıza ilişkin bir tek yönü vardır o da şu, mükellef eğer bir takım muafiyet ve istisnalardan yararlanacaksa onu mutlaka bir yeminli mali müşavir raporuna dayandırması lazım. Halbuki şu haliyle 4 No’lu Tebliğ önemli bir mükellef kesimini kapsam dışında tutmuş. Yani sizlerin kesesinden bunlara rüşvet vermişler. Yine önemli bir kesimi aktif toplamı satışlarını YYM tam tasdikine dahi olduğu için imza kapsamı dışında tutmuş şimdi burada özelikle serbest muhasebeci serbest muhasebeci arkadaşlarımıza mali müşavirlere büyük bir haksızlık var. Mükerrer 227’nin özü sizlere ve bizlere 3568 sayılı yasada verilmeyen bir yetkinin vergi usul kanununa eklenmesiydi. Mükerrer 227’deki beyannamelerin şekline de baktığımız zaman çok açık ve nettir. Neden arada beyannameyi imzalayan serbest muhasebeci veya serbest muhasebeci mali müşavirin imzasından bahseder. Şimdi 16 şubatta yayınlanan bir genelge var o genelge maalesef içler acısı değerli arkadaşlarım. Orada bir arada olması gereken serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirler karşı karşıya getiriliyor. Bu ince bir oyundur bu ciddi bir oyundur. Ne demektir yeminli mali müşavir, eğer tam tasdik yapmıyor da müşavirlik yapıyorsa beyannamelerin ayrıca serbest muhasebeci veya serbest muhasebeci mali müşavire imzalatılmasına gerek yok demek. Bunu söylemek demek 3568 sayılı yasayı anlamamak demektir, mükerrer 227’yi kavramamak demektir. O nedenle ben tekrar önemle altını çiziyorum, önemle altını bir kere daha çiziyorum. 4 No’lu Tebliğ acilen ıslah edilmeli ya yürürlükten kaldırılıp 5 No’lu Tebliğ acilen yayınlanmalıdır değerli arkadaşlar. Önemli esnaf ve finans kesimine taviz veren 55. cumhuriyet hükümeti dilerim ki oluşan yeni 57. cumhuriyet hükümetimiz bu tavizi vermez değerli arkadaşlarım. Ben bu genel kurulun sizlere, mesleğimize, hepimize başarılı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum, sağ olun.

- Ziya Disanlı

- Sayın Çelik’e teşekkür ediyoruz. İzmir oda başkanımız Sayın Ayhan Baltacı. Buyurun efendim.

- Ayhan Baltacı

- Sayın divan, sevgili milletvekilimiz, sevgili genel başkanım, değerli oda başkanlarımız, çok sevgili İstanbullu meslektaşlarım. İzmir odamız adına ve konuklarımız adına hepinizi selamlıyorum. 3568 sayılı yasamızın 10. yılına yaklaşıyoruz hepimize kutlu olsun diyorum bütün eksiklerine rağmen.



Değerli arkadaşlarım, divan başkanımızda mesajlarını da ve o mesajları gereği gibi algılayarak son derece kısa yapacağım bir iki konuya temas etmek istiyorum. Dün bütün basında izlediğim gibi 57. hükümetin protokolü imzalandı. Beklediğimiz de bir an evvel toplumsal katmanların geniş bir kesimini ifade eden ama onun ötesinde istikrarlı olmasını arzu ettiğimiz, beklediğimiz ve dilediğimiz bir hükümetin bir an evvel kurulmasıydı. Umuyoruz 57. hükümet bu dilek ve temennilere uygun sürede uygun istikrarı getirsin. Ama diğer platformlarda da hep ifade ettiğimiz Türkiye’nin yaşadığı bir gerçek dünyadan Türkiye’ye sarkan ekonomik durgunluk Türkiye’de çok önemli sektörlerde inşaat, otomotiv, tekstil ve şu aylar turizm içinde son derece olduğu için turizm sektöründe yoğun bir sıkıntı yaşanıyor. Türkiye ekonomisini ayakta tutan Türkiye ekonomisinin motor gücü olan bu kesimlerdeki sıkıntı bir an evvel giderilmesi en büyük taleplerimizden birisi. Bir başkası, yıllardır sürmekte olan enflasyonun en alt seviyelere indirilmesi. Mesleki olarak taleplerimizden bir tanesi değerli arkadaşlarım Maliye Bakanlığı’yla bizim odalarımızın ve üst birliğimizin çok daha fazla gelişim halinde olması çok daha fazla sözümüzü dinler noktada olmasıdır ve angaryaların hala sürmekte olan angaryaların biran evvel son bulmasıdır. Deminden beri ifade ediliyor geçici vergi ile ilgili daha sağlıklı sürelerinde daha uyumlaştırılarak meslektaşlarımızı zora sokmayacak bir şekilde yeniden düzenlenmesine fırsat verilmesidir. Bunları özellikle belirtiyoruz ve bütün meslektaşlarımız Türkiye sathında yoğun bir iş yükü altında yoğun bir stres yaşıyor. Yer yer hastaneye tedaviye giden arkadaşlarımızı görüyoruz. Kalp krizlerinin sayısı arttı yani işimiz çoğaldı. İşimizin angaryasız olarak çoğalmasına razıyız ama angaryasız. Ama yaşadığımız süreçte bir şey öne çıkıyor değerli arkadaşlarım, odalarımızdan ve TÜRMOB’dan öne çıkıyor bunu da daha fazla yüksek bir sesle ifade temeliyiz, biraz da biçimlendirerek ifade etmeliyiz diye düşünüyorum o da mali tatil. Şöyle olamaz mı diye düşünüyoruz örneğin Temmuz ayının ödemesiz ve beyannamesiz bir süreç olarak yaşanması mümkün olmaz mı acaba. Yani sadece mesleki çıkarlarımız açısından değil, odasal çıkarlarımız açısından değil, mükelleflere kadar uzanan onlarında hiç olmazsa 1 ay ödeme yapmayacağı bir dönemi maliye çalışanlarının diğer ilişkide olduğumuz kurum çalışanlarının da tatil yapabileceği bu kurumların kendi iç mekansal zeminlerini düzenlemelerini gerçekleştirebileceği tabi o arada da bizim meslektaşlarımızın da 1 ay dinlenme ihtiyacı bulabileceği bir dönem yaşayamaz mıyız? Bunu sanıyorum 57. hükümetin ve parlamentonun bizim talebimiz olarak önünde duran görevlerden biri. Umuyoruz ve bekliyoruz ki bu dönemde parlamentoya giren sevgili Masum Türker büyüğümüzde bu yönde daha verimli adımlar atacaktır. Ben sözlerimi daha fazla uzatmadan İstanbul odamızın mali genel kurulunu 10. mali genel kurulunun başarılı ve verimli geçeceğini olan inancımla hepinize saygılar sevgiler sunuyorum.

- Ziya Disanlı


Yüklə 179,71 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin