Akşam kavuşurken Usta önlüğünü çıkardı, arkaya geçip temiz giyitlerini yeniden giyindi, masanın üstüne bir iki buçukluk bıraktıktan sonra önce Muhtereme, sonra örsün üstündeki demire bir göz attı :
«Ustam da bana böyle yapardı, inşallah üstesinden gelirsin de burada kalırsın. Bugün üstünden kilitlemiyorum. Ustam da böyle yapmıştı.»
Çıktı gitti, az sonra da geriye döndü. Muhtereme yaklaştı, gerildi, balyoz gibi bir tokatı Muhteremin suratına aşketti. Muhteremin gözlerinden kıvılcımlar saçıldı, ocaktaki gibi.
«Ustam da böyle yapardı.»
Çıktı gitti.
O gece Muhterem sabaha kadar körük çekip demir
231
döğdü. Usta gün ışırken dükkana geldiğinde onu örsün altına yığılımış, bir elinde çekiç, bir elinde maşa uyur buldu. Karman çorman olmuş kocaman demir parçası da, kararmış, örsün üstünde duruyordu. Akşamdan masanın üstüne koyduğu iki buçuk liralık da olduğu yerde duruyordu. Demek yemek yememişti aslanımız.
«Vay anasını,» diye gülümsedi Usta, «köpoğlusu amma da inatçıymış. Bela bir adam bu. Benim Ustam da böyle yapardı, öyle mi? Ustamın eline böyle bir çocuk geçseydi ne yapardı?»
Ustanın çekiç sesini duyunca Muhterem hop diye korkuyla yerinden sıçradı, kalktı, sersem sepet dükkanın içinde bir oraya, bir buraya gitti, başı kesilmiş tavuk gib'r çırpındı, bir iki kere örse, ocağa, duvara tosladı. Sonra kendine gelip de ustayı karşısında görünce öyle orada dondu kaldı. Usta ona hiç bir şey söylemedi, örsteki kırmızı demirini döğmeğe başladı, döğdü döğdü, demiri alttaki teknedeki kararmış suya daldırdı, su cızırdadı fokur-dadı. Muhterem iyice kendine geldi.
Muhteremin demir döğmesi bu minval üzre üç gür* sürdü. Üçüncü günün sabahı Usta onu gene örsün dibinde buldu. Örsün üstünde de azıcık, ama belli belirsiz çapaya benzemiş demir duruyordu.
Ustanın çekiç sesleri, gürültüler, ustanın bağırması, döğüien demirden dökülen kıvılcımlar, sökülen demir pulları, Ustanın onu çekip örsün altından uzaklaştırmak için sürümesi, hiç bir şey onu uyandırmadı, ölü gibi uzanmış kıpırtısız yatıyordu. Göğsü de inip inip kalkmasa ölü sanırdın.
İkindiye doğru uyandı. Usta ona yüzünü yumasınt söyledi, yüzünü yuyup gidip yemek yemesini de sözlerine ekledi.
Yemekten döndüğünde saat beşe geliyordu. Muhterem utancından Ustanın yüzüne bakamıyor, Usta da ona bir şey söylemiyordu.
Muhterem Ustanın elinde kendi elindeki kadar bir demir parçası gördü, demir parçası Usta onu döğdükçe, ocağa sokup çıkardıkça biçimleniyordu. Muhterem işi bı-
232
i]
rakmış, gözlerini dikmiş, ıç,ne gıreceKmiş gıoı onu seyrediyordu. Ustanın deviniminden en küçüğünü bile kaçırmı-yordu. Usta demiri döğdü döğdü, sonunda elindeki demir giderek yandaki çapaya tıpıtıpına benzedi. Ustanın elindeki demir çapaya benzedikçe Muhteremin sevinçten içi içine sığmıyordu.
Ertesi sabah Usta dükkana geldiğinde gene Muhteremi örsün dibinde sızmış buldu. Ama bu sefer, ama bu sefer, bu mendebur... Usta gözlerine inanamadı. Örsün üstünde pırıl pırıl bir çapa, kendisinin yaptığından da daha düzgün, durup duruyordu. Muhterem daha kapı açılır açılmaz Ustanın ayak seslerini duyar duymaz ayağa fırlamış, gözlerini kirpiştirerek gülüyordu. Yalan değil, bütün bunları bana, Muhterem değil, o mendebur Zahit Usta anlattı. Ben de bu adamın ne olduğunu anlayamadım ya, deli mi akıllı mı?
Muhterem sevinçten çılgına dönmüş, ne yapacağını bilemiyor, Ustanın gözlerine gözlerini dikmiş bakıyordu sadece. O kadar. Usta hiç konuşmuyor, örsün üstündeki, bir usta elinden çıkmış, usta işi çapaya bakıyordu.
Sonra hiç bir şey olmamış gibi gitti dükkanın arka bölmesine soyundu, işliklerini giyindi, önlüğünü kuşandı geldi, işine koyuldu.
Yüzü gittikçe değişiyor, düşünceli bir hal alıyordu.
«Bak,» dedi, «Muhterem Yoğuntaş, ben senin yerinde olsaydım.. Ben kendimi öldürürdüm. Bu dünya bu kadar gayrete, böyle bir ustalığa, hünere değmez. Bilseydim ki, bu dünya böyle, böyle boş, işe yaramaz senin yaşındayken kendimi öldürürdüm. Neden ki, dersen, değmez.. Bu kadar yaşadım, bu kadar, binlerce ton demiri sırtımda taşıdım, ne için, binlerce ton demiri doğdum çapa yaptım, makina bilem, makina bilem yaptım, neye yaradı. Hiç! Şimdiki aklım olsaydı senin yaşındayken, kendimi hemencecik öldürürdüm. Şimdi niye öldürmüyorum ki, ne kaldı ki, bundan sonra kendimi öldürmeğe değer mi ki...»
Usta başka işler veriyordu. Muhterem gittikçe usta-laşıyor, usta ne verirse yapıyordu. Kazmalar, kürekler,
233
döğc oraklar, tırpanlar, gemi aletleri, zincirler... Ama her se-alttn vincinde de Usta başına dikiliyor: «Aaaaah, senin yaşın-du. da olsam, kendimi öldürürdüm. İnsan daha çocukluktan kara kendini öldürmeli ki, bu kadar belayı çekmemeli. Ooooooh, üstü çocuklukta kendini öldürmek ne iyi..» du. I Duyamaz olmuştu bütün bunları Muhterem. Duyunca eli ayağı çözülüyor, korkuyor, sonra da kendini inama c nılmaz bir öfkenin deliliğine kapıp koyveriyordu. le ye Bir gün gene çalışmış yorulmuş, bitmiş, ama ne gü-seyd zel bir iş çıkarmıştı. Sevinç içindeydi. İşi önünde pırıl pırıl duruyor, gülümsüyordu ona.. O böyle sevinç içindey-kork ken gene Usta geldi başuouna dikildi: içine «Neye yarar ki,» dedi, «benim yaşıma gelince anlar-çırpı sın hanyayı konyayı ama, iş işten geçer. Kendini öldür-kenc meye bile değmez bul da, işte o zaman..» done Muhteremin önünde çekiç duruyordu, kaptığı gibi Us-mızı tasının suratının ortasına... Bereket versin ki, boyu yetiş-taki medi de çekiç Ustanın yüzü yerine göğsüne değdi ve Us-dadı ta uzandı dükkanın tozlu tabanına ölü gibi boylu boyunca, ağzı yukarı uzandı kaldı. Muhterem, örsün üstündeki sürd son işini de eline alıp aldı yatırdı, soluğu Sarayburnunda de t aldı.. paye
döğı Bu köyü nasıl buldu, kim haber verdi de geldi, yoksa
1arı, bir koku mu aldı?..
sürü Şimdi, şu anda altı metre boyunda pırıl pırıl bir mo-
kıpır toru var Muhteremin. İnanılmaz ya, balık ağları da aldı
nırdı geçen gün Muhterem.. Her gün ağlarını düzeltiyor, yeni
ağlar örüyor, teknesini boyuyor temizliyor, onarıyor.. Muh-söyl teremi bir saniye boş gören yok. Hep çalışıyor, çalışıyor,
ekle Kendi işi bitince de herhangi birisinin işine koşuyor.
«Surdan bir ekmek al Muhterem..» rem «Git çarşıya bir ilaç al eczaneden.»
bir : «Musluk bozuldu, musluk, musluğu yap.»
«Baş üst üne.»
dem «Benim motor tekliyor, bir bakıversene Muhterem Yo-
ocaı ğuntaş..»
234
«Başüstüne.»
«Bak Muhterem ağlar paramparça... Bir canavar takılmış olacak..»
«Hemen onarırız..»
Bir Muhterem bütün bizim köye yetiyor da artıyor bile.. Durmadan tatlı, ışık gibi gülüyor, her işe koşuyor.. Bazı bazı da birisinin işine yetişemiyor. İşte bu kahrediyor Muhteremi. Deli ediyor. Nasıl olur da, biri kendisinden bir iş ister de, bir şey ister de onu yapamaz Muhterem, nasıl nasıl, nasıl olur da?
Muhterem, diyor ki:
«Gör beni birkaç yıl sonra, gör beni... Ben Jirayir Ustadan da büyük bir balık teknesi yaptıracağım ki.. Hem de kime, kime. Kime olacak, Rahmi Ustaya. O iyi bir adam. O eli hünerli bir adam. Hamdiyse, Hamdiyi çoktan sepet-Jemiştir Rahmi Usta. Rahmi Usta gibi temiz insanlar Ham-di gibisilerle bağdaşamazlar. Neme lazım Hamdi de kötü bir insan değil ki...»
Hamdiyi değil de, Dursunu hiç unutamıyor Muhterem Yoğuntaş Kaptan. Ne sandınız Kaptan ya. Hem de denizlerin kurdu bir Kaptan Muhterem Yoğuntaş Kaptan. Dursunu bulursa onu da kendi yanına alacak. Baş tayfa yazacak onu gemisine. Gemisine değil yahu, Balıkçı Gemilerine.. Ne yapıp yapacak bugünlerde arayıp bulacak Dursunu. İki eli kanda da olsa arayacak, bulacak Dursunu. Dursun gibiler şu insanlar arasında az bulunur kişilerdir. Onların kadrini kıymetini bilmeli. Muhterem bunca gün görüp ömür geçirmeseydi ne anlardı Dursundan, Dursunun adamlığından..
«Muhterem Yoğuntaş, ben sana nişanlar, taşlar göstereceğim denizde, Marmaranın bütün balıklarını yakalayacaksın, sen de benim teknemi kalafatla, motorumu onar, çapamı döğ, yepyeni
İSTANBUL
İL HALK İÜ
Kayıtıp Tasnif Ver: J
döğ
altır
du.
kart
üstı
du.
ma le y sey(
kort
için< çırp ken< don mızı taki dad
süre de i pay
döğ 1an, süri ktpıı nırd
söyl ekle
rem bir
derr oca'
LARI
Kemal Kemal Kemal Kemal Kemal
Kimsecik Yaşar Kemal
İnce Memed,*' Yaşar Kemal
İnce Memed^ç" Yaşar Kemal
Orta Direk Yaşar Kemal
Yer Demir Gök Bakır Yaşar Kemal
Ölmez Otıy* Yaşar Kemal Demirciler Çarşısı Cinayeti Yaşar Kemal
Yusufçuk Yusuf'*' Yaşar Kemal
Bu Diyar Baştan Basa Yaşar Kemal
Bir Bulut Kaynıyor Yaşar Kemal
Baldaki Tuz Yaşar
Allahın Askerleri^ Yaşar
Teneke Yaşar
Kuşlar da Gitti^ Yaşar
Ağrı Dağı Efsanesi Yaşar
Türkiyenin Düzeni 1 Doğan Avcıoğlu
Türkiyenin Düzeni 2 Doğan Avcıoğlu
Türklerin Tarihi 1 Doğan Avcıoğlu
Türklerin Tarihi 2 Doğan Avcıoğlu
Türklerin Tarihi 3 Doğan Avcıoğlu
Türklerin Tarihi 4 Doğan Avcıoğlu
Millî Kurtuluş Tarihi 1 Doğan Avcıoğlu
Millî Kurtuluş Tarihi 2 Doğan Avcıoğlu
Millî Kurtuluş Tarihi 3 Doğan Avcıoğlu
Millî Kurtuluş Tarihi 4 Doğan Avcıoğlu Devrim ve Demokrasi
Üzerine Doğan Avcıoğlu
El Kızı Orhan Kemal
Yalancı Dünya Orhan Kemal
Müfettişler Müfettişi Orhan Kemal Üç Kâğıtçı - -^*"'Orhân Kemal Sokaklardan Bir Kız* * Orhan Kemal
Vukuat Var Orhan Kemal Hanımın Çiftliği . Orhan Kemal
Suçlu Orhan Kemal
Dünya Evi Orhan Kemal
Kötü Yol Orhan Kemal
Kaçak Orhan Kemal
250.00 175.06 175.00 200.00 200.00 150.00 225.00 350.00 150.00 175.00 225.00 175.00 125.00 75.00 100.00 225.00
TEKİN YAYİNLARİ (Devamı)
225.00 225.00 225.00 250.00 225.00 225.00 225.00 225.00
225.00 200.00 200.00 175.00
200.00 225.00 175.00 150,00
125.00
. Cemile Orhan Kemal 80.00
. Baba Evi Orhan Kemal 75.00
. Bir Filiz Vardı Orhan Kemal 150.00
. Ekmek Kavgası vf- Orhan Kemal 75.00
. Sarhoşlar Orhan Kemal 75.00
. Avare Yıllar Orhan Kemal 75.00
. Sokakların Çocuğu Orhan Kemal 150.00
Suçlular ve Güçlüler Uğur Mumcu 175.00
Bir Pulsuz Dilekçe Uğur Mumcu 175.00
. Tüfek İcat Oldu Uğur Mumcu 125.00
. Çıkmaz Sokak -f- Uğur Mumcu 75.00
Büyüklerimiz Jr ' Uğur Mumcu 80.00
. Sakıncalı Piyade!-— Uğur Mumcu 75.00
Ayh Bıçak Necati Cumalı 100.00
. Revizyonist Necati Curnalı 100.00
. Zeliş Necati Cumalı 150,00
. Acı Tütün Necati Cumalı 150.00
. Ay Büyürken Uyuyamam Necati Cumalı 100.00
. Yakubun Koyunları Necati Cumalı 75.00
. Susuz Yaz Necati Cumalı 100.00
. Senin İçin Ey Demokrasi Necati Cumalt 100.00
. Garipler Sokağı Oktay Akbal 75.00
. Karşı Kıyılar . Oktay Akbal 75.00
. Gençler Bize Bakıyor Oktay Akbal
. Önce Ekmekler Bozuldu Oktay Akbal 130.00
. İstlnye Sulan Oktay Akbal 75.00
. Atatürk Bir Gün Gelecek Oktay Akbal 100.00
. İlk Yas Devrimi Oktay Akbal
. Hiroşimalar Olmasın Oktay Akbal
. Yazmak ve Yaşamak Oktay Akbal
. Dost Kitaplar Oktay Akbal
. İnsan Bir Ormandır Oktay Akbal
. Türkiyenin İktisadî ve
İçtimai Tarihi 1 Mustafa Akdağ 229.00
. Türkiye'nin İktisadî ve
İçtimaî Tarihi 2 Mustafa Akdağ 225.00
. Gün Ola Harman Ola 1 Mustafa Ekmekçi 150.00
. Gün Ola Harman Ola 2 Mustafa Ekmekçi 150.00
. Kente İndt İdris Talip Apaydın 150.00
, Duvar Yazarları Talip Apaydın f 100.00
r
TEKİN YAYINLARI (Devamı)
Büyük Usturalar
Aç Ayı Oynamaz
Atatürk ve Devrimcilik
Ortanın Solu
Bu Düzen Değişmelidir
Türkiyede Bankacılık
Kara Para
Kölelik Dönemeci
Memo
Cemo
Irgatların Öfkesi
Cevizli Bahçe
Başka Olur Ağaların Düğünü
Ay Tutulduğu Gece
Harran-Berlin
Sahipsizler
Dünyadan Bir Atlı Geçti
Türkiye Üzerine Tezler 1
Türkiye Üzerine Tezler 2
Planlama Kalkınma ve
Türkiye
Şakir Balkı Şakir Balkı Bülent Ecevit Bülent Ecevit Bülent Ecevit Tuncay Artun Faik y. Başbuğ Mustafa Koç Kemal Bilbaşar Kemal Bilbaşar Kemal Bilbaşar Kemal Bilbaşar Kemal Bilbaşar Kemal Bilbaşar Kemal Bilbaşar Bekir Yıldız Bekir Yıldız Bekir Yıldız Yalçın Küçük Yalçın Küçük
Yalcın Küçük
Yaşar Kemal Allah’ın Askerleri
Dostları ilə paylaş: |