M.Ö 250 YILINDA TEVRATI YUNANCAYA ÇEVİREN MÜTERCİMLER TEVRATI TEŞKİL EDEN BU BÖLÜMLERE (Genesis, Exodus, Leviticus, Numeri ve Deutoronomium) isimlerini vermiştir
-
Tevrat evrenin yaratılışı ile başlar ve Hz. Musa’nın vefatına kadar devam eder (EX NİHİLO-yoktan var ediliş ile başlar)
-
Âdem’den Nuh’a 10 nesil, Nuh’tan İbrahim’e 10 nesil…)
-
Yaratılış kitabı: Hz. Yaratılıştan Hz. Yusuf’un vefatına kadar anlatır; Huruç ise: (2. Baptan itibaren Hz. Musa’nın hayatını anlatır. Bu Tensiye 34 ‘e kadar devam eder (İlk beş kitabın sonuna kadar)
-
Çıkış 20’den itibaren 10 emir zikredilir. Bu 10 emre Dekalog denir:
-
Musa’nın 10 emri
AÖF özeti (devamı)
-
Kelime olarak “öğreti”, “hüküm”, “yasa/şeriat” gibi manalar taşıyan Tevrat (Tora) terimi, geniş anlamıyla Musa peygambere Sina dağında Tanrı tarafından verildiği kabul edilen tüm yazılı ve sözlü öğretileri (Tevrat ve Talmud), Eski Ahit olarak bilinen yazılı Yahudi kutsal kitap literatürünün tamamını (Tanah) ve tüm Yahudi hukukunu ifade etmek için de kullanılmaktadır
-
Yahudi inancına göre Hz. Musa’ya Sina’da biri sözlü diğeri yazılı olmak üzere iki ayrı Tevrat verilmiştir ve Tevrat kitabı, genellikle tüm Tanah literatürünü de kapsayacak şekilde “Yazılı Tevrat”, Yazılı Tevrat’ın yorumu mahiyetindeki Talmud ise “sözlü Tevrat” olarak isimlen- dirilmektedir. Yahudi inancına göre Tanrı, Musa peygambere yazılı Tevrat’ın yorumunu şifahi olarak aktarmış ve bu Tevrat aynı şekilde sözlü olarak nesilden nesile aktarıldıktan sonra, miladi III. yüzyılın başlarından itibaren yazıya geçirilmiştir.
-
Tanah’ın dili, içindeki üç pasaj hariç, İbranicedir
-
Bilimsel araştırmalar Tevrat’ın ancak Babil sürgünü sonrasında kutsal metin manasında son şeklini aldığını, Peygamberler başlığı altındaki tüm kitapların kanona dâhil edilmelerinin Pers yönetiminin sonlarına doğru (M.Ö.323) olduğunu, geri kalan kitaplarla ilgili kanonlaşma sürecinin miladi I. asrın sonlarında, 90-100 yıllarında toplanan Yavne sinodunda tamamlandığını ileri sürmektedirler
-
Ortodoks Yahudi inancına göre Tanrının sözü dolayısıyla vahyin en yüksek biçimi kabul edilen Tevrat, Tanrı tarafından Musa peygambere yazdırılmış ve bizzat Musa tarafından yazıya geçirilerek bugüne kadar, orijinal şekliyle gelmiştir
-
Vahiy sıralamasında ikinci sırada yer alan Peygamber kitapları, Tanrının doğrudan değil de rüya veya müşahede (vizyon) kanalıyla çeşitli peygamberlere vahyi olarak görülür
-
üçüncü dereceden vahiy niteliği taşıyan diğer yazılar ise ilahi ilhama dayandırılmıştır
-
Geleneğe göre Musa peygamber ölmeden önce Tevrat’ın on üç ayrı nüshasını yazıp on ikisini birer kabileye, kalan son nüshayı da Ahit Sandığında muhafaza edilmek üzere kohenlere vermiştir
-
Daha sonraki dönemlerde bu asıl nüsha, gündelik kullanım için çoğaltılmış ve bu çoğaltma esnasında, bilerek veya bilmeden çeşitli değişiklikler, yanlış okumadan kaynaklanan değişiklikler, açıklamaların asıl metne girmesi sebebiyle bazı ilave veya eksiltmeler olmuştur
-
Sürgün sonrasında Ezra, bugünkü Tevrat’a da (Masoretik metin) örneklik teşkil eden standart metni oluşturmuş, bu metin daha sonra Büyük Meclis üyeleri tarafından çoğaltılmıştır
Biblical Criticism:
-
Batıda XVII. yüzyıldan itibaren yapılan kutsal metin tenkidi çalışmaları bu konuda, kutsal metinlerin otantikliği inancını sarsıcı teoriler öne sürmüşlerdir.
-
Kendisi de bir Yahudi olan Baruch Spinoza, “Tractatus Theologico- Politicu”s adlı eserinde, Tevrat’taki bazı ifadelerden hareketle, en azından bu ifadelerin Musa’ya ait olamayacağını ve daha sonradan yazılıp kitaba ilave edildiğini ileri sürmüştür
-
Spinoza’dan etkilenen Richard Simon ise”Histoire critique du vieux Testament” adlı eserinde Tevrat’ı oluşturan beş kitabın farklı üslup taşıdığını, aralarında birçok farklılık ve çelişkiler bulunduğunu dolayısıyla Tevrat’ın yazarının Musa olmadığını ileri sürmüştür.
-
Sonra Jean Astruc, 1753’te Eski Ahit’in Tenkidi konusunda bir çalışma yayınlamış (Conjectures sur la Genese) ve Tevrat’ın, değişik dokümanlardan derlendiğini öne sürmüştür
-
Daha sonra Kitab-ı Mukaddes çalışmaları J. Wellhausen tarafından geliştirilerek dört kaynak teorisi ileri sürülmüştür
“Dört kaynak teorisi”,
-
bugünkü Tevrat’ın, dört farklı zamanda dört ayrı kişi veya grup tarafından kaleme alınmış metinlerin, M. Ö 4. yüzyılda bir araya getirilmiş olduğunu ileri sürmektedir.
-
Buna göre Tevrat, kronolojik sıra itibarıyla Yahvist, Elohist, Deuteronomist ve Ruhban metinlerinden meydana gelmiştir.
Papa IX. Pius (1846-1878) Kutsal Kitap kritikçiliği ile ilgili çalışmaları yasaklamış, Kutsal Kitaba hiçbir hata ve şüphenin girmediğini ilan etmiş fakat papa XIII. Leo (1878-1903) Kitab-ı Mukaddes komisyonu kurdurmuştur. Komisyonun başlıca görevi, XIX. asırda ortaya atılan, Kutsal Kitapla ilgili meselelere cevap getirmekti. Papa XII. Pius, 1943’te yayınladığı “Divino Afflante Spiritu” adlı bildirisiyle Kutsal Kitap üzerindeki kritik çalışmaların daha serbest yapılmasına müsaade etmiştir. Bu komisyonun 1948 tarihli kararında, Tevrat’la ilgili önceki hükümler düzeltilmiş ve doküman teorisi kabul edilmiştir.
Ek: ti-entertainment.com
SÖZLÜ TEVRAT:
-
Sözlü Tevrat9 Mişna Gemerra ve Talmud’dan oluşur
-
Mişna M.S 200 yılında JUDAH HA NASİ tarafından yazılır10
Mişna: 11
-
Mişna, Tevrat’ta genellikle dağınık halde yer alan hükümlerin yanı sıra, bu hükümlere yönelik ilave açıklamaların sistematik olarak ele alır
-
bir nevi şeriat kitabı niteliğindedir
-
Dili İbranice’dir ve altı bölümden oluşmaktadır
The Six Orders of the Mishnah (ששה סדרי משנה)
|
|
|
Zeraim (Seeds)
(זרעים)
|
Moed (Festival)
(מועד)
|
Nashim (Women)
(נשים)
|
Nezikin (Damages)
(נזיקין)
|
Kodashim (Holies)
(קדשים)
|
Tohorot (Purities)
(טהרות)
|
|
|
|
|
|
|
Berakhot
Pe'ah
Demai
Kil'ayim
Shevi'it
Terumot
Ma'aserot
Ma'aser Sheni
Hallah
Orlah
Bikkurim
|
Shabbat
Eruvin
Pesahim
Shekalim
Yoma
Sukkah
Beitza
Rosh Hashanah
Ta'anit
Megillah
Mo'ed Katan
Hagigah
|
Yevamot
Ketubot
Nedarim
Nazir
Sotah
Gittin
Kiddushin
|
Bava Kamma
Bava Metzia
Bava Batra
Sanhedrin
Makkot
Shevu'ot
Eduyot
Avodah Zarah
Avot
Horayot
|
Zevahim
Menahot
Hullin
Bekhorot
Arakhin
Temurah
Keritot
Me'ilah
Tamid
Middot
Kinnim
|
Keilim
Oholot
Nega'im
Parah
Tohorot
Mikva'ot
Niddah
Makhshirin
Zavim
Tevul Yom
Yadayim
Uktzim
|
|
12
Çıkış 24:12
“RAB Musaya, «Dağa, yanıma gel» dedi, «Burada bekle, halkın öğrenmesi için üzerine yasalarla buyrukları yazdığım taş levhaları sana vereceğim.»”
-
Rabbinilik yorum buradaki Taş levhaların on emir, şeriatın Tevrat kitabı ve Mişna olduğunu söyler. Öğretmen lafzı ise Talmud olarak anlaşılır
-
Sözlü Tora Yahudiliği yok olmaktan kurtarmıştır, zira normalde ma’bed’siz Yahudilik düşünülemez. Rabbinilik ise bunu gerçekleştirdi ve Ma’bed’siz din olarak Yahudiliği aslında yeniden inşa etti. Bu çerçevede Sözlü Tevrat en büyük etkenlerden biri oldu (hala öyle)
-
Yahudilik Hristiyanlık ve İslam’da olduğu gibi Ortodoksi değil, bir ORTOPRAKSİDİR, yani eyleme yöneliktir
……………………………………………………………………………………………………………….
AÖF özeti:
Gemerra
-
Mişna da özet biçiminde ele alınan ve kimi zaman kapalı kalan hükümlerin açıklanmasıdır
-
Mişna açıklamalarının yanı sıra Mişna dışında kalan ve Mişna Apokrifası olarak da isimlendirilen hukuki metinleri ve amoraim tarafından bu metinlere yapılan yorumları içerir
-
Büyük kısmı Aramice yazılmışmıştır
-
Yahudi kutsal kitabıyla ilgili olarak Kur’an’da da bilgiler vardır:
-
Kur’an-ı Kerim’de Hz. Musa’ya … verilmiştir: Örnekler
-
Elvah’a örnek: 13
-
Kur’an’da Musa’ya Tevrat’ın verildiği belirtilmemekle birlikte, Tevrat’ın Allah katından indirildiği, onda hidayet ve nur bulunduğu, Allah’ın emrine boyun eğen peygamberlerin, Yahudilere onunla hüküm verdikleri (el-Maide 5/44) belirtilmektedir
إِنَّا أَنزَلْنَا التَّوْرَاةَ فِيهَا هُدًى وَنُورٌ يَحْكُمُ بِهَا النَّبِيُّونَ الَّذِينَ أَسْلَمُواْ لِلَّذِينَ هَادُواْ وَالرَّبَّانِيُّونَ وَالأَحْبَارُ بِمَا اسْتُحْفِظُواْ مِن كِتَابِ اللّهِ وَكَانُواْ عَلَيْهِ شُهَدَاء فَلاَ تَخْشَوُاْ النَّاسَ وَاخْشَوْنِ وَلاَ تَشْتَرُواْ بِآيَاتِي ثَمَنًا قَلِيلاً وَمَن لَّمْ يَحْكُم بِمَا أَنزَلَ اللّهُ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ
“Gerçekten Biz, içinde bir hidayet, bir nur bulunan Tevrat'ı indirdik. Kendilerini Allah'a teslim etmiş peygamberler, Yahudilere onunla hükmederlerdi. Bir de Allah dostları ve ilim adamları da Allah'ın kitabını muhafaza etmekle görevli olmaları ve üzerine şahit olmaları dolayısıyla onunla hüküm verirlerdi. Artık insanlardan korkmayın, Benden korkun ve Benim ayetlerimi birkaç paraya değişmeyin! Ey hâkimler, her kim Allah'ın indirdiği hükümlerle hüküm vermezse, onlar hep kâfirlerdir.”
●●●
Davud’a verildiği bildirilen Zebur’un, Tanah’taki Mezmurlar olabileceği ifade edilmektedir. Çünkü Kur’an’da, “Andolsun Zikirden sonra Zebur’da da. Yeryüzüne Salih kulların varis olacağını yazmıştık” denilmektedir (Enbiya 21/105). Bugünkü Mezmurlarda (Mezmur 37/29) aynı ifade yer almaktadır.
●●●
Müslüman âlimler, Musa’ya verildiği bildirilen kitabın Tevrat olduğuna kanidirler. Yine Kur’an’da, Hz. Davud’a Zebur verildiği (en-Nisa 4/163; el-İsra 17/55; el-Enbiya 21/105) belirtilmekte
-
Diğer yandan Kur’an’da, kısas ve yiyeceklerle ilgili konularda olduğu gibi, Tevrat’ın içeriği ile ilgili bilgiler de vardır. Tevrat’ta Musa’ya Sina dağında, üzerinde On Emir yazılı iki taş tablet verildiği belirtilmektedir. Kur’an’da levhalarla ilgili hangi bilgiler verilmektedir. Kur’an’da Yahudilerin, Allah katından kendilerine verilen ilahi kitabı orijinal ve otantik şekliyle muhafaza edemedikleri, kitabın bazı hükümlerini unuttukları, bazılarını gizledikleri, farklı yorumlayarak anlam değiştirdikleri belirtilmektedir. Müslüman bilginlerden bazıları, yanlış yorumlama yoluyla sadece mananın çarpıtıldığına, bazıları da hem metnin hem de mananın çarpıtıldığına kanidirler.
-
Kur’an, kendisinden önce gönderilen kutsal kitaplar olan Tevrat, Zebur ve İncil’i tasdik etmekte, onların ilahi vahiy olduğunu belirtmekte ve fakat Ehl-i Kitap olan Yahudi ve Hıristiyanların, kendilerine verilen kutsal metinleri orijinal ve otantik şekilleriyle muhafaza edemediklerini, en azından yanlış yorumlarla gerçek manalarından çarpıtıldıklarını ifade etmektedir
-
Yahudi ve Hıristiyanların kutsal kitaplarının zaman içerisinde tahrif edildiğini kabul eder Kur’an
Yahudi İnanç Esasları- Bayramları- Takvimleri: (5.Ünite)
-
Her dinde inanç ve ibadet, dinin temel unsurlarındandır
-
Her dinde kutsal denilen bir alan ve bu alana ait varlıklar mevcuttur
-
Varlığına inanılan yüce kudrete karşı birtakım davranışları yapma yükümlülüğü de ibadet dediğimiz unsurdur ve yine dinin gereklerindendir
-
Kutsal metinlerin yorumları ve bu yorumlara dayalı uygulamalar ise dinler- deki mezhepleri ortaya çıkarmaktadır
-
Yahudilikte de adına ister mezhep denilsin isterse düşünce akımı denilsin bu tür oluşumlar mevcuttur ve bir bakıma bu, dinin tabiatı gereğidir
İNANÇ ESASLARI
-
Yahudi kutsal metinlerinde açıkça belirlenmemiştir
-
Geleneksel inanca göre kişi Yahudi doğduğu için ayrıca inanç esaslarının belirlenmesine ihtiyaç da duyulmamış- zaten seçilmiş ırk inancına sahip olduklarından, imanın ayrıca ikrarı gerekmez inancı vardır
Hıristiyanlığa gelince, ondaki iman esasları ise Hz. İsa’dan tam 300 sene sonra I. İznik (325), I. İstanbul (381), Efes (431) ve Kadıköy ekümenik konsillerinde tesbit edilebilmiştir.
İslâm dininin iman esasları ise Kur’an’da yer almaktadır
Ancak zamanla- değişik toplumlarla karışmayla birlikte- artık iman esaslarının tespitini zorunlu hale getirmiştir
-
Bunun için muhtelif kişiler, farklı dönemlerde inanç esasları tespite çalışmışlar
-
iman esasları ancak M.S. 13. yüzyılda tespit edilebilmiştir:
-
PHİLO
-
İlk örnek-ilk girişim
-
iman esası oluşturma girişimi bilhassa Orta Çağ’da yaygınlık kazanmış, özellikle Müslümanlarla ilişkiler neticesinde, Yahudilikte de iman esaslarının, Müslümanlardakine benzer şekilde tespit edilme zarureti ortaya çıkmıştır
-
Yaratıcı Tanrı fikrine ağırlık veren
-
Philo’nun beş prensiplik Amentüsü şöyledir:
-
Allah vardır ve hükmeder
-
Allah birdir
-
Bu âlem sonradan Allah tarafından yaratılmıştır.
-
Yaratma birdir
-
Yaratmayı ilahi takdir idare eder.
-
Philo’nun amentüsü (credo), Tanrı’nın var ve sonsuz olduğu; birliği, dünyayı yarattığı; yaratılışın tekliği ve Tanrı’nın yaratılışla ilgili ön bilgiye sahip olduğu esaslarından oluşmaktadır. Philo’nun tespit ettiği bu esaslar, Mişna ve Talmud âlimleri (Tannaim ve Amoraim) arasında taraftar bulmamıştır
-
Filistin’in dışında Helenistik kültür muhitinde yaşadığından, Helenistik felsefenin etkisi altında kalması, felsefi bir monoteizmi savunması ve Filistin’deki dini gelişmelerden anında haberdar olmayışıdır
-
-
Saadya Gaon (882-942): Said b. Yusuf el- Feyyumi, 882-942
-
Miladi VIII. yüzyılda Müslüman dünyası ile yakın temas, bu temas sonucu ortaya çıkan Karaim adlı Yahudi mezhebi ile mücadele zorunluluğu, diğer taraftan Müslüman kelamcılarca Yahudiliğe yöneltilen hücumları önleme endişesi, iman esaslarının yeni bir görüşle ele alınmasını zorunlu kılmıştır. Bu konuyla ilk defa Gaon ilgilenmiştir
-
Âlem sonradan yaratılmadır (hâdistir)
-
Allah tek olup cismi yoktur
-
Vahye iman, Yahudi aranesini de içine almak üzere şarttır
-
İnsan muttaki olmaya, ruhen ve bedenen bütün günahları işlemekten sakınmaya davet olunmuştur
-
Mükâfat ve ceza haktır
-
Ruh saf ve temiz yaratılmıştır, ölüm anında cesedi terkedir
-
Yeniden dirilmek haktır
-
Mesih’i beklemek, hesap ve nihai hüküm haktır
-
Saadya Gaon, tespit ettiği iman esaslarında dünyanın yaratılmış olduğu, Tanrının bir ve cisimsiz oluşu, vahyin gerçekliği, insanın zihni ve ruhi kapasitesi gereği günahtan kaçınma yetisine sahip oluşu, mükâfat ve cezanın hak olduğu, ruhun saf biçimde yaratıldığı ve ölümden sonra bedeni terk edeceği; yeniden dirilme, Mesih beklentisi ve son yargı inancına yer vermiştir
-
İbn Meymun’dur (Maimonides, 1135-1204):
-
Yahudilerin büyük çoğunluğu tarafından benimsenen
İbn Meymun dışında da pek çok kişi, iman esaslarını belirlemeye ve bunu formüle etmeye çalışmıştır
-
Hasda’i Crescas (1340-1410) on üç maddeyi altıya indirmiş, Yosef Albo (1380-1444) da iman esaslarnı üç olarak belirlemiştir. Hatta tüm Tevrat kurallarının aynı derecede önemli ve belirleyici olduğu yaklaşımından hareketle iman esası belirleme fikrine karşı çıkanlar da olmuştur:
-
Bu en kapsamlı iman esaslarında Tanrı, vahiy, peygamberlik, kutsal kitap, ilahi yargı, Mesih ve ahiret inançlarına yer verilmektedir.
-
Tanrı var olan her şeyi yarattı ve onlara hükmetmektedir
-
Tanrı birdir ve ondan başka Tanrı yoktur
-
Tanrı bir cisim değildir ve hiçbir şekilde tasvir edilemez
-
Tanrı ezeli ve ebedidir
-
İbadet sadece Tanrı’ya mahsustur. Ona ortak koşulamaz
-
Peygamberlerin bütün sözleri haktır
-
Efendimiz Musa’nın peygamberliği gerçektir. O, kendisinden önce ve sonra gelen bütün peygamberlerin en büyüğüdür
-
Elimizde olan Tevrat, tamamıyla Tanrı tarafından Musa’ya verilenin aynıdır
-
Tevrat değiştirilmeyecektir ve gelecekte Tanrı, başka Tevrat da göndermeyecektir
-
Tanrı insanın bütün işlerini ve düşüncelerini bilir
-
Tanrı, emirlerini yerine getirenleri mükâfatlandırır, ihlal edenleri cezalandırır
-
Mesih gelecektir; geciktiği halde her gün onun gelmesini bekleyeceğim
-
Tanrı’nın bildiği bir zamanda, ölümden sonra dirilme gerçekleşecektir
1-5= Tanrı’nın varlığı, birliği, maneviliği, sonsuzluğu ve tapınmaya layık tek varlık oluşuna inanmayı şart koşmaktadır
6,7= peygamberlikle ilgili
8,9= kitaplarla ilgili
10= Tanrı’nın, insanın fiillerini önceden bilmesi
11=ilahî yardı
12=Mesih’in gelişi
13= yeniden dirilme haktır
Tevrat’ta iki ayrı yerde yer alan (Çıkış 20; Tesniye 5) On Emir şu şekildedir:
1-Seni Mısır diyarından, esaret evinden çıkaran Tanrı benim. Benden başka Tanrın olmayacak.
2- Kendin için yontma put, hiçbir şeyin resmini yapmayacaksın
3-Tanrının adını boş yere ağza almayacaksın
4-Cumartesi gününe riayet edeceksin
5-Babana ve annene hürmet edeceksin
6-Öldürmeyeceksin
7-Zina yapmayacaksın
8-Çalmayacaksın
9-Yalancı şahitlik yapmayacaksın
10-Komşunun hiçbir şeyine göz dikmeyeceksin.
Evrensel kuralları içeren On Emir, genelde İlahi menşeli dinlerin hepsinde bulunmaktadır. Tevrat’ta On Emir, iki ayrı yerde maddeler halinde nakledilmektedir
Tanrı İnancı
-
Yahudi dininde, üzerinde ısrarla durulan hususların başında Tanrı’nın birliği konusu gelmektedir. Yahudiliğin, biri Tanrı’nın birliği, diğeri İsrail’in seçilmişliği olmak üzere iki temel üzerine kurulu olduğu da ifade edilmektedir
-
Yahudilik’te kişinin Tanrı hakkında ne düşündüğünden ziyade Tanrı’ya nasıl ibadet ettiği konusu önceliğe sahip olduğu için, Yahudi tarihinde inançla ilgili diğer hususlarda olduğu gibi Tanrı hakkında da çok farklı ve birbirine zıt anlayışlarla karşılaşılmaktadır
-
Yahudi kutsal kitabında gerek On Emir’de gerekse “Dinle Ey İsrail” diye başlayan Şema duasında hep Tanrı’nın birliği üzerinde durulmaktadır
Şema Yisrael Adonay eloenu Adonay ehad". Veaavta et Adonay eloeha behol levaveha uvhol nafşeha uvhol meodeha"
"Dinle İsrail, Adonay Allah'ımızdır, Adonay tektir."Allah’ı tüm kalbimizle, tüm gücümüzle ve tüm varlığımızla seveceğiz. Bugün ve yarın, evde ve uzakta, sabahları ve akşamları, Allah’ımızın kelimeleri bize hep doğru yolu gösterecek."
-
Monoteizm son derece önemlidir. Hz. İbrahim’in oğlu İshak’ın, onun oğlu Yakup’un hep bir olan Tanrı’ya imana davet ettikleri malumdur. Tevrat’a göre Tanrı, Hz. İbrahim’i mübarek kılmış, zürriyetinin çok olacağını müjdelemiş ve onunla bir ahit yapmıştı (Tekvin 17/1-14; 22/16-18). Daha sonra İshak’ı mübarek kılmış (Tekvin 25/11; 26/2-6, 24), sonra da Yakubu mübarek kılmıştır (Tekvin 35/10-12).14
-
Kur’an’da bu husus şöyle açıklanmaktadır: “Rabbi ona, ‘bana yürekten teslim ol’ dediğinde İbrahim, ‘evet ben âlemlerin Rabbine yürekten teslim oldum demişti. İbrahim oğullarına aynı şeyi vasiyet etti. Yakup da aynı vasiyeti yapmış ve ‘evlatlarım, Allah size bu dini seçti, artık siz de bu dünyadan Müslüman olarak (Allah’a teslim olmuş olarak) göçün’ demişti. Yakup ölmek üzere iken siz yanında mıydınız ki. O çocuklarına ‘Benden sonra kime ibadet edeceksiniz diye sormuş onlar da ‘Senin Tanrına, ataların İbrahim, İsmail ve İshak’ın bir olan Tanrısına ibadet edeceğiz ve biz sadece Ona teslim olacağız’ demişlerdi (Bakara 2/131-133).
-
Yahudi kutsal kitabında Tanrının farklı isimleri yer almaktadır ancak Tanrının özel ismi olarak kullanılan YHVH (Yahve veya Yahova), bunların içinde en önemli ve kutsal olanıdır
-
Tanrı tarafından “Ben ben olanım” şeklinde tanıtır kendini
-
On Emir’de yer alan Tanrının ismini boş yere ağza almama emrine uyularak YHVH kelimesi telaffuz edilmediği gibi Tevrat dışında da herhangi bir yere yazılmamıştır
-
Onun yerine Efendi/Rab anlamında Adonay veya isim anlamında Ha-Şem kelimeleri kullanılmaktadır
-
Tanrı’nın özel isminin sadece yılda bir kere Kefaret gününde (Yom Kipur) Mabet ibadeti sırasında kutsama duası söylenirken baş kohen tarafından telaffuzuna müsaade edilmiştir.
-
Tevrat’ta Tanrı için en çok kullanılan diğer isim ise Elohim’dir. Bunun dışında El Elyon (en yüce olan), El Olam (sonsuz olan), El Şadday (güçlü olan) isimleri de kullanılmaktadır
Peygamberlik
-
Yahudilik’te Tanrı ile İsrail oğulları arasında, ilahi vahyi Tanrı’dan alıp İsrail oğullarına bildiren peygamberlik müessesesi vardır
-
Nitekim Yahudi Kutsal Kitabı Tanah’ın ikinci ana bölümü Neviim (Peygamberler) adını taşımaktadır ve bu bölümün, sonraki peygamberler kısmında İsrailoğulları tarihinde görev yapan ve faaliyetleri kutsal kitapta yer alan on beş peygamberden bahsedilir
-
Yahudi kutsal kitabında peygamberi ifade etmek üzere çeşitli kavramlar kullanılmıştır - nebi (nevi)
-
Tanrı tarafından göreve çağrılmış anlamındaki bu kelime ilk defa Hz. İbrahim için kullanılmıştır (Tekvin 20/7). Gören anlamında Hozeh ve Roeh kelimeleri de peygamberi ifade etmektedir
-
Diğer taraftan Allah adamı, Allah’ın kulu, kul, haberci, elçi kelimeleri de peygamberi ifade etmektedir
-
Yahudilikte peygamberlik, tanrının kendi iradesini, seçmiş olduğu bazı kişilere ve bu kişiler aracılığı ile İsrail halkına izhar etmesi olarak anlaşılmıştır. Peygamberlerin aldığı vahyin kaynağı ve peygamberi peygamber yapan asıl özellik, Tanrı sözüne muhatap ve bu sözün aracısı olmalarıdır. Bu noktada Musa’nın ayrıcalığı vardır ve sadece o, tanrı ile aracısız konuşmuş, diğerleri ise rüya veya vizyon durumunda ilahi söze muhatap olmuşlardır.
Yahudilikte peygamberliğin iki temel şartı var:
-
Dostları ilə paylaş: |