Yrd. Doç. Dr. Hasan Hüseyin aksoy ankara Haziran, 2006



Yüklə 29,63 Kb.
tarix26.08.2018
ölçüsü29,63 Kb.
#74785


T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

EĞİTİM YÖNETİMİ VE TEFTİŞİ ANABİLİM DALI

EĞİTİM YÖNETİMİ, TEFTİŞİ, PLANLAMASI VE EKONOMİSİ PROGRAMI

EĞİTİMDE ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ


DERSİ ÖDEVİ
TARİHİ YÖNTEM

Mustafa Göksel KÖROĞLU


Yrd. Doç. Dr. Hasan Hüseyin AKSOY

Ankara
Haziran, 2006

GİRİŞ
Olayların sadece şimdiki durumda gözlenmesi yeterli değildir. Şimdiki zaman içindeki veriler soruların tüm cevabını içermeyebilir, istenen alanı tam olarak kapsamayabilir. Bunlara geçmiş zaman içindeki gelişimin incelenmesi katılmalıdır.
Geçmiş zaman içinde meydana gelmiş olay ve olguların araştırmasında ya da bir problemin geçmişle olan ilişkisi yönünden incelenmesinde kullanılan yönteme "tarihi yöntem' denir. Tarihi yöntem, gerçeği bulmak, başka bir deyişle, bilgi üretmek için geçmişin tenkidi bir gözle incelenmesi, analizi, sentezi ve rapor edilmesi sürecidir. Tarihsel araştırma, "ne idi?" sorusuna cevap aramaya yöneliktir (Kaptan, 1998, 53).
İşleyiş bakımından tarihi yöntemi kullanan araştırmacı da bir problem durumu ile karşılaşmakta, problemi saptamakta, denenceler geliştirmekte, doğrulayıcılar ileri sürmektedir. Sonra veriler toplamakta, bunları değerlendirmekte, yani, denenceleri test etmekte ve vardığı bulguları rapor halinde yazmaktadır. Ancak, bu aşamalardan geçilirken diğer yöntemlerden farklı bazı durumlarla karşılaşılmaktadır, örneğin, verilerin toplanması işinde, genellikle dokümanlar, kalıntılar ve belgeler üzerinde çalışılmaktadır; bazen birinci, fakat çoğu kez ikinci derecedeki kaynaklara dayanılmaktadır. Verilerin değerlendirilmesi aşamasında, belgelerin kime ait olduğunun, orijinalliğinin, yer ve zamanın, yani, dış geçerliğin; belgelerin anlamının, doğruluğunun, yani iç-geçerliğin dikkat ve özenle saptanması gerekmektedir. Raporun yazılmasında ise ağırlık, daha çok nitel verilerin ve bulguların kompozisyonu ve değerlendirilmesi üzerinde toplanmaktadır (Kaptan, 1998, 53).

TARİHİ ARAŞTIRMA YÖNTEMİ
James W. Thompson, "insan, geçmişine karşı ilgi duyan ve onun farkında olan tek yaratıktır" demiştir (Mouly, 1963, 2020). Tarih, insan başarısının doğru, anlamlı ve tüm olarak saptanıp kaydedilmesidir. Geçmiş her zaman insanların ilgisini çekmiştir. Geleceği yordayabilmek için insanoğlu geçmişi daima bir kaynak olarak kullanmak istemiştir. Tarih, geçmişte olup bitenleri kaydetmeğe, bunların neler olduğunu keşfetmeğe, olaylar arasındaki ilişkileri öğrenmeğe ve bugünü anlamlandırmaya çalışan bir disiplindir.
Böylece tarih ve tarihi araştırma insana geçmişi öğrenme, bugünü anlama ve geleceği tahmin edebilmede yardımcı olmaktadır, insanın geçmişe karşı ilgi duyması kolay olabilir, fakat geçmişi anlayabilmesi ve onu, bugünü değerlendirebilme boyutları içinde inceleyebilmesi oldukça zordur.
Tarihi yöntemin sadece tarihçiler tarafından kullanılabileceğini düşünmek hatalıdır. Tarihçi olmadan da bir olayı tarihi yönden incelemek; bir tarihi oluşu herhangi bir disiplinle ilişkisi yönünden ele alıp araştırmak ve problemlerin çözümüne esas olacak kanıtları geçmiş zaman içinde aramak mümkündür. Böyle bir çalışmayı yürütmede kullanılacak araştırma yöntemine tarihi yöntem, araştırmaya da tarihi survey (araştırma) adı verilmektedir (Hayman, 1968, 49).
Bu yöntem, daha çok bir doküman inceleme yöntemidir (Kaptan, 1998, 54). Tarihi yöntemin kullanılışım ikiye ayırmak gerekir. Bunlardan biri,
Tarihi yöntemin, tarih disiplininde, tarihçi tarafından kullanılması ya da her hangi bir disiplinde araştırmacının, elindeki problemin çözümünü geçmiş zaman içindeki olay, olgu ve bilgilerde araması ve araştırmasını tamamen geçmişteki verilere dayaması durumudur. Bu durumda araştırmacı bir tarihçi gibi çalışmaktadır.
İkinci durum, her araştırmacının, hangi disiplin ve bilim alanında olursa olsun yaptığıdır. Şöyle ki, her araştırma konu ve probleminin bir geçmişi vardır. Araştırmacı, konu ve problemle ilgili bu geçmişi incelemek zorundadır. Araştırmacının, ilgili kaynaklar ve yayınlar üzerinde yaptığı incelemelerde kullandığı yöntem tarihi yöntemden başka bir şey değildir. Böylece, her araştırma yapan kişi, tez hazırlayan öğrenci bu yöntemi kullanmaktadır.

Tarihi Yöntemde Bazı özellikler
Araştırmada gerekli veriler ya dolaysız ya da dolaylı biçimde elde edilmektedir. Araştırmacının olayları bizzat izleyebildiği durumlarda elde edilen veriler dolaysızdır. Fakat, buna her zaman olanak yoktur. Araştırmacı, olayı başkalarından dinlemek ya da okumak zorunda kalabilir. Hatta, başkaları olayın gerçek tanığı olabilecekleri gibi, onlar da olayı

başka birisinden duymuş olabilirler (Kaptan, 1998, 55). Böylece, tarihi araştırmalarda;


1. Araştırmacı başkalarından elde edeceği verilere dayanmak zorundadır.

2. Tarihi araştırma tekrarı mümkün olmayan gözlemlere ve olaylara dayanmaktadır.

3. Gözlemler ve olaylar çok zaman istenilen şekilde organize edilmiş olmadıklarından tarihi araştırma yoğun ve ciddi bir kütüphane çalışmasını gerektirmektedir.

4. Tarihi araştırmalar daha çok tümevarım tipinde bir akıl yürütme ve çalışmayı gerektirmektedir. Küçük parçalardan, ayrı ayrı olaylardan çeşitti kanıtlardan, az genel önermelerden bütüne gidilmekte, genel önermelere, yargılara varılmaktadır.

5. Tarihi araştırmaların daha esnek ve ihtiyatlı bir yolla anlatılması gerekir. Tarihçiler sebep ve sonuç üzerinde durmaktan çekinmekte, olayları birbirlerinin sebebi olarak nitelemek yerine aralarındaki ilişkileri belirtmekle yetinmektedirler.

Tarihi Yöntemde Bazı Güçlükler
Geçmişi bugün kadar kolay ve doğru olarak bilmek veya incelemek olanaksızdır. Tarihi oluşlardan ve kanıtlardan gerçek sonuçlar çıkarmak zordur. Bunun bir çok nedeni vardır. Çoğu kez veriler yetersiz ve eksiktir. Araştırmacı, mevcut delil ve kaynaklarla yetinmek zorundadır. Yeni veri takımları üretme olanağı yoktur. Her şey olup bitmiştir. Zorluklardan bazıları da dilden gelmektedir. Günlük dil, geçmişi ve tarihte olup bitenleri tam

olarak aktarabilme gücünden yoksun görünmektedir (Kaptan, 1998, 55).


Vasıtalı olarak nakledilmiş anılar ve bilgiler, bilerek veya bilmeyerek büyük değişikliklere uğratılmaktadır (Mouly 1963, 207). İnsanların gözlem ve duyumları arasında farklar ve duyumlarda aldanmalar mevcuttur.
Tarihi olaylar çok zaman dikkatlice kaydedilmemiştir. Örneğin, Çukurova üniversitesi, Tıp Fakültesi ile ilk kez öğretime 1970 yılında Erzurum Üniversitesinde başladı ve bu fakülte 1972'de Adana'ya nakledildi. Yıllar sonra bir araştırmacının Çukurova Üniversitesinin açılışı ile ilgili bir inceleme yapması sırasında, Üniversitenin açılışının, maalesef bazı kaynaklarda 1970, bazılarında ise 1972 olarak geçmiş olduğunu görmesi beklenebilir.

TARİHİ KAYNAKLAR
Tarih, geçmişe ait olayların bir modelidir. Bu olaylar ayrı ayrı durduğunda tarih değildir. Tarih, olayların birbirleri ile olan ilişkilerine göre bir bütünlük kazanmasıdır. Tarihi, geçmişin yeniden inşa edilmesi diye tanımlayanlar vardır. Bu inşa ediş, dokümanlar, kalıntılar, geçmişten artakalan eserler, tarihi kanıtlar sayesinde olabilmekte, onlara dayanmaktadır.
Tarihi araştırmalarda kullanılacak verilere temel oluşturacak malzeme, çok çeşitli olmasına rağmen dokümanlar ve kalıntılar diye iki genel gruba ayrılmaktadır. Genelde dokümanlar amaçlı ve yazılı; kalıntılar ise doğal ve coğrafi kaynaklardır. Ancak, duruma göre bir kaynak bazen, doküman, bazen kalıntı olabilir. Binalar, eşyalar, aletler, sanat eserleri, her

türlü antikalar bir bakıma doküman, bir bakıma kalıntı grubuna girebilirler.


Bir doküman aynı zamanda bir kalıntı da olabilmektedir. Örneğin, Atatürk'ün Türk Gençliğine Hitabesi, kuşaktan kuşağa geçme amacı taşıyarak amaçlı olarak hazırlanışı yönünden bir doküman; Atarük'ün imzasını taşıması yönünden ise bir kalıntıdır. Dokümanlar yeni kuşağa geçmesi, muhafaza edilmesi amacı ile hazırlanmış iken; kalıntılar zamanın gerektirdiği doğal kaynaklardır. Geniş anlamda, dokümanlar insanlar tarafından fiziki objeler üzerinde bırakılmış izlenimlerdir. Yazı, resim, heykel, insan etkinliğim gösteren herhangi bir fiziki kaynak bir dokümandır. Ünlü dökümantalistlerden Belçikalı Paul Otlet dokümanı "maddi olarak saptanmış ve belirlenmiş; danışma, inceleme ya da kanıt olarak kullanılmaya yarayan her türlü bilgi temeli" olarak tanımlamıştır (Karacabey, 1976, 112).
Doküman cinsinden olan veriler arasında,
1. Resmi kaynaklar, raporlar, hukuki belgeler;

2. Kurumlara ait kayıtlar, açılışla, kuruluşla ilgili belgeler, yayınlar;

3. Hatıralar, biyografiler, kişisel mektuplar sayılabilmektedir.
Dokümanları seçmek, incelemek ve bunlardan olumlu yordamalar yapabilmek tarihi yöntemin ana problemidir. Birçok dokümanın yıldan yıla gidişle, elden ele geçişle ya da başlangıçta dikkatle, doğru olarak saptanmama nedeniyle günümüze değişik olarak gelmiş olması ya da gerçeğe tamamen ters düşecek biçimde kaydedilmiş bulunması olasılığı yüksektir. Bu bakımdan bir araştırma sonucunu incelerken veri kaynaklarının neler olduğunu, bilgilerin nereden ve hangi yollarla sağlanmış bulunduğunu bilmekte büyük bir yarar ve zorunluluk vardır.
Kuşkusuz araştırmacı, tarihi kaynakları incelerken bunların birinci ya da ikinci derecede kaynak olup olmadıklarım dikkate alacaktır. Ayrıca, bu kaynakların iç ve dış-geçerlikleri mutlaka değerlendirilmelidir.

Tarihi Kanıtların Yorumlanması
Tarihi araştırmacı da diğerleri gibi bilmelidir ki, bilimde son söz diye bir şey yoktur. Araştırmacı yorumlama, yordama ve önerilerinde hoşgörülü olmalıdır. Yeni çalışmalar, bulgular ve kanıtlar eskileri gerçeklemediği, onlara ters düştüğü durumlarda kararlarda değişiklikler olacağı ve birçok bilginin değişmeye namzet olduğu akıldan çıkarılmamalıdır.

Tarihi yöntemde diğerlerinden çok sübjektiflik olma, araştırmacının kişisel görüş

ve inanışlarının yorumlama ve yordamalarda etkili olma tehlikesi vardır. Bu, bir dereceye kadar okuyucu tarafından önceden kabul edilmiştir ve hoş görülmektedir. Ancak araştırmacının kendisine tanınan bu avantajı iyi kullanması beklenmektedir.
Kaynaklar
Kaptan, S. Bilimsel Araştırma ve İstatistik Teknikleri. Tekışık web ofset. Ankara. 1998

Mouly, G. J. The Science of Educational Research. New York. American Book Co. 1963.

Hayman, J. L. Jr. Research in Education. Ohio. Merrill. 1968

Karacabey, O. F. Uygulamalı Hukukta Yöntem ve Araştırma. Ankara. Ajanstürk Matbaacılık Sanayi. 1976




Yüklə 29,63 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin