Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan



Yüklə 29,77 Kb.
tarix15.09.2018
ölçüsü29,77 Kb.
#82219

D.21/85 YİM 80/84

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan

Yüksek Mahkeme Huzurunda.


Mahkeme Heyeti: Salih S. Dayıoğlu, N.Ergin Salâhi, Aziz Altay.

Müstedi: Ziya Cemal, Girne.




  • ile

Müstedaaleyh: 1. Girne Kaza Tapu Amiri vasıtasıyle KKTC, Girne.

2. Şehir Plânlama Dairesi Müdürü vasıtasıyle KKTC,

Lefkoşa.


3.İskân Bakanlığı, İskân ve Rehabilitasyon Dairesi Müdürlüğü vasıtasıyle KKTC, Lefkoşa.
Arasında..

Müstedi namına: Kıvanç M. Riza.


Müstedaaleyhler namına: Mustafa Arıkan.

İlgili şahıs namına: Ural Cemil Yücehan.


Yasa Maddesi: 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının 69(1) maddesi.


İstemin Özeti: Müstedinin tasarrufunda bulunan garaj dikkate alınmadan parsel üzerinde yapılan ifraz işlemi neticesi ilgili şahsa verilen kesin ta.sarruf belgesinin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayaca.ğına karar verilmesi istemi.
OLAY: 1974 güney göçmeni olan Müstediye Girne'de ev tahsis edildi. Üst kata dıştan yapılan merdivenle çıkan Müstedinin alt katında başkası ikamet etmektedir. Evin yanında bulunan boş parsele, başka yerden söküp getirdiği garajı kuran Müstedi, bunu, Müstedaaleyh tarafından bölme ve ilgili şahsa kesin tasarruf verilinceye kadar kullandı.
SONUÇ: İfraz işlemleri yapılırken veya "T" cetvellerine işlenmesinde, kişilerin tasarrııf ettikleri kısımların göz önünde bulundurulması gerekir. Bu durumda alakadar Şahsa konu garaj yerinin bir kısmını içerir şekilde verilen kesin tasarruf belgelerinin hükümsüz ve etkisiz olduğuna kuşku yoktur.
Sonuç olarak başvuru kabul edilir ve yapılan ifraz ile bu ifraza dayanarak ilgili şahsa verilen kesin tasarruf belgelerinin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına. karar verilir.

HÜKÜM
Salih S. Dayıoğlu: Bu başvuruda Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç



N. Ergın Salâhı verecektir.
N.Ergin- Salâhi: Müstedi, 41/77 sayılı İskân Topraklandırma ve Eşeğer Mal Yasası altında güney göçmeni olup eşdeğerde hak sahibidir. Barış Harekâtını müteakip kuzeye göç etmiş ve Yukarı Girne'de Pafta/Harita XII/21E.2 parsel 572 üzerinde bulunan ve sonradan İskenderun Caddesi 41 numara olarak numaralandırılam konuta iskân ettirilmiştir. Müstedinin iskân ettirildiği konutun içinde bulunduğu parsel 572 oldukça büyük bir alan kaplamakta ve bu parsel içerisinde müstedinin iskân ettirildiği binanın doğusunda anayol ve yan yol boyunca uzanan altta dükkânlar ile atölye, üstü de konuttan oluşan ve başvuruya alâkadar şahıs olarak eklenen Şerife Niyazi Fellahoğlu'na tahsis edilmiş bina bulunmaktadır. Bu binanın kuzey kısmında ise yine a.ynı parsel içerisinde başka bir şahsa tahsisli bir konut mevcuttur. Müstedinin tahsisinde bulunan konut üst katta olup a.ynı binanın alt katı başka bir şahsa tahsislidir. Müstedi üst kata, anayola açılan bir girişten dışa inşa edilen açık merdivenleri de takip ederek çıkabilmektedir. Bu girişin bir kısmında tahsisten sonra müstedi tarafından başka yerden sökülerek getirilip inşa edilen demir direk ve üstü saçtan yapılmış bir garaj mevcuttur. Eşdeğer çalışmaları ilerledikçe özellikle alakâdar şahsın kendi tahsisinde bulunan binalara kesin tasarruf belgesi verilmesi için yaptığı müracaat üzerine müstedaaleyh 3, 572 numaralı parseli bölme kararı almış, müstedaa.leyh 2 de yerinde yaptığı tahkikat, inceleme ve işlemler neticesinde 572 numaralı parselin üçe bölünmesini önermiştir. Bu işlemler neticesinde 572 numaralı parsel 572/l, 572/2 ve 572/3 olarak 3 ayrı parsele bölünmüştür. Bu arada alâkadar şahsa ayrılan 572/3 numara.lı parsel üzerinde bulunan dükkânlar için 16 numaralı kesin tasarruf belgesi ve üstteki konut için l7 numaralı kesin tasarruf belgesi verilmiştir. Bu karar ve işlemleri öğrenen müstedi bunları başvuru konusu yapmış ve bu işlemler ve kararın yanlış ve hatalı olduğunu ileri sürmüŞtür. Müstedinin esas yakınma konusu yaptığı husus bölünme işlemleri iki bina arasında bulunan garajın kaale alınmaması ve iki bina arasındaki hudut çizgisinin bu gara.jı ikiye bölecek ve bir kısmını alâkadar şahsa bırakacak şekilde işlem yapılmasının hatalı olduğu yönündedir.
Müstedaaleyhler namına itirazname dosyalayan Başsavcılık özetle; müstedaaleyhlerin aldığı karar ve yaptığı işlernlerin 41/77 sayılı İskân Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasına dayandığını, bu Yasa altında Şehir Plânlama Dairesinin yabancılardan kalan taşınmaz malları ifraz etmeye yetkili olduğunu ve bunu yaparken de Fasıl 96 Yollar ve Binaları Düzenleme Yasasının ilgili hükümlerinin dikkate alındığını, söz konusu yerde inşa edilen garajın izinsiz inşa edildiğini, Yollar ve Binalar Nizamnamesine göre konu yerde garaj inşa edilemeyeceğini ve bu izinsiz inşa edilen garajın da bu nedenle defterlere işlenmediğini ve kaale alınmadığını ileri sürmüştür. Ayrıca müstedaaleyhlerin bu işlemleri yaparken yetkilerini kötüye kullanmadıkları gibi yaptıkla.rı işlemlerin de sakat olmadığını iddia etmiştir. Başvuruya alâkadar şahıs olarak eklenen şahıs, müstedaaleyhler tarafından dosyalanan itiraznameyi benimseyerek başvuruya katılmıştır.
Başvurunun duruşmasında şahit 2 olarak şahadet veren müstedi Ziya Cemal konu yere nasıl iskân ettirildiğini izah edip bilâhare aynı parselin başka bir kısmında bulunan garajı sökerek şimdi halen bulunduğu yere getirip inşa ettiğini ve ifraz işlemleri yapılmazdan çok sene önce bu garajı sadece kendisi kullandığını, ifraz işlemleri yapılırken bu garajın dikkate alınmadığını, kendisinin bu garajı söküp ba.şka yere inşa edecek herhangi bir yeri bulunmadığını ileri sürmüştür. Şahit 1 olarak çağırılan Tapu Kadastro Memuru Orhan Mevlit 472 numaralı parselin üçe bölündükten sonra bölünmüş şeklini gösteren ve Emare XIII olarak ibraz edilen plân üzerinde izahatta. bulunarak detaylı bilgi ve şahadet vermiştir. Bu şahidin şahadetine göre binaların mevcut mevzuata göre hudut çizgisinden 10 ayak mesafede inşa edilmiş olmaları gerektiğini, bölünüp alâkadar şahsa bırakılan 572/3 numaralı parsel içindeki bina ile kuzeyde başka bir şahsa bırakılan parselin hudut çizgisi arasında 10 ayak mesafede 572/3 numaralı parsel içindeki bina ile kuzeyde başka bir şahsa bırakılan parselin hudut çizgisi arasında 10 ayak mesafe bırakılmadığını, bina ile kuzey hudut çizgisi arasında 8 ayak mesafe bulunduğunu, aynı binanın kuzey batı köşesi ile hudut çizgisine olan mesafenin ise 6 aya.k olduğunu, halbuki bu yerlerde bölme işlemleri yapılırken binadan 10 ayaklık mesafe bırakılacak kâfi ve yeterli arazi bulunduğunu, buna rağmen bölünme yapılırken bunların dikkate ve kaale alınmadığı hususunda şahadet vermiştir. Yine bu şahit şahadetinde bölünerek alâkadar şahsa bırakılan 572/3 numaralı parsel ile müstedinin tahsisinde bulunan binaya bırakılan 572 numaralı parsel bölünürken 2 bina arasındaki hudut çizgisi nasıl tespit edilirse edilsin 2 bina arasındaki mesafe dikkate alındığında binalardan hudut çizgisine 10 ayak mesafe bırakılmasına imkân bulunmadğını ve bu gibi hallerde daha az bir mesafe bırakılmaksının uygun ve doğru olacağını ileri sürmüştür.
Müstedaaleyh tarafından çağırılan İsmail Karas Şehir Plânlama Dairesinde mühendis olarak çalışan bir kişidir. Bu şahidin şahadetine göre 28.4.1983 tarihinde konu yeri aynı dairede çalışan başka bir arkadaş ile ziyaret ederek gerekli ölçüleri aldıktan sonra Emare XII olarak ibraz edilen plânda görüldüğü gibi konu yerin ifrazını yaptıklarını, bu ifraz yapılırken müstedinin hazır bulunmadığını söylemektedir. Bu şahide tevcih edilen sarulara verilen yanıtta alakâdar şahsın tahsisinde olan bina ile müstedinin tahsisinde olan bina ara.sında.ki hudut çizgisi tespit edilirken halen mevcut olan garajın ve bu garajın tasarrufunun kimde olduğu hususunun dikkate alınmadığını, alâkadar şahsın tahsisindeki bina ile kuzey batı hududu arasındaki mesafenin 10 ayak olmasına pek özen gösterilmediğini teslim etmiştiz. Alâkadar şahsın tahsisinde bulunan binanın kuzey hududuna olan mesafenin 10 ayaktan eksik olduğunu, bu yerde 10 ayaklık mesafe bırakılabilecek kâfi yer bulunduğunu aynı şekilde aynı binanın kuzey batı hududunda da 10 ayaklık mesafenin korunabilmesi için yeterli saha bulunduğunu ancak yine buna özen gösterilmediğini kabul etmiştir. Yine bu şahide tevcih edilen sorularda garajın dikkate alınarak bir bölünme yapılmış olması halinde garajın kenarı ile alâkadar şahsa bırakılan bina arasında 5 ayaklık bir mesafe bırakacak şekilde bölünmenin mümkün olabileceğini de kabul etmektedir. Ne sebeple garajın dikkate alınmadığı sorulduğunda ise bu şahit garajın izinsiz yapıldığını ve başka yere sökülüp götürülebileceği düşüncesi ile dikkate alınmadığını iddia etmiştir. Müdafaa tarafından bilirkişi olarak çağırılan ve ilgili tarihte Şehir Plânlama Dairesinde görevli İzzet Demir ise, müdafaa şahidi Ismail Karas'a konu yerin tespit ve taksiminde yardımcı olan personeldir ve sunulan Emare XII plân ve ölçüler hususunda aynı meyanda şahadet vermiştir.
Sunulan şahadeti değerlendirdiğimizde müstedinin ve bilirkişi olarak çağırıla.n şahit 1'in şahadetine inanmamaya bir sebep göremiyoruz. Aynı şekilde bilirkişi olarak çağırılan Şehir Plânlama Dairesi şahitlerinin de dürüst olarak şahadet verdiği kanaatındayız. Alâkadar şahsın kocasının şahadetine gelince; bu şahit konuya ışık tutacak bir şahadet vermiş değildir. Uzun seneler önce bu garajın müstedi tarafından inşa edildiğini kabul ettiğine göre kendisinin aynı yere baklagil ekmiş olması ola.na.ksızdır. İki bina ara.sındaki avluya. açılan herhangi bir kapı olmadığına göre de bu yeri kullandığı veya tasarrufunda bulundurduğu söylenemez.
Müstedaaleyhler namına şahadet veren ve ifrazı gerçekleştiren İsmail Karas müstedinin konutu ile ilgili şahsın konutu arasındaki mesafenin bazı yerlerde 20 ayaktan daha az olduğu için iki konut arasında 1Q'ar ayak mesafe kalacak şekilde ifraz edilmesine olanak bulunmadığını ve bu nedenle iki konut arasındaki mesafeyi eşit şekilde bölmeyi uygun bulduklarını ve bunun sonucu olarak garaj yerini ortadan bölecek şekile ifraz yoluna gittiklerini öne sürdü.
Emare XIII olarak sunulan plâna bakıldığında 572/1 olarak bölünen parsel ile 572/3 olarak bölünen parsel arasında hudut çizgisi tayin edilirken 10 ayaklık mesa.fenin korunması için kâfi ve yeterli saha mevcutken bu durum dikkate alınmamış ve ancak 8 ayaklık bir mesafe bırakılmıŞtır. Ancak bu hususta, başvuru konusu olmadığı için, daha fazla birşey söylemeyi gereksiz buluyoruz. Aynı şekilde 572/3 numaralı parselin kuzey batı ucundaki mesafe de 6 ayaktır. Bu yerde de 1Q ayaklık mesafe korunaca.k şekilde hudut çızgisi tanzım edilebilirdi. Bunlar yapılmadığına göre mevcut garajın olduğu şekilde yerinin korunması halinde garajın hududu ile alâkadar şahsın tahsisinde bulunan bina arasında 5 a.yaklık mesafe bırakılabilirdi. Bu yapılmayıp da gara.jı ikiye bölecek şekilde ifraz yapılmasının izahı güçtür. Garaj dikkate alınmış olsa idi kuzey hudutta bırakılan 6 ayaklık mesafe bu yerin ifrazını yapan ilgililerce kâfi görüldüğüne göre garaj yanındaki 5 ayaklık mesafenin de kâfi ve yerli olması gerekirdi. Halbuki bu yapılmamış ve müstedinin tasarrufunda bulunan garajı hemen hemen ikiye bölecek hudut çizgisi geçirilmiş ve böylece tutarsız ve hatalı bir uygulama ile şikâyet konusu ifrazı gerçekleştirme yoluna gidilmiştir.
Şahadetten görüleceği gibi bu başvurunun ihtilâf konusunu teşkil eden garaj yeri 1976 yılından beri müstedinin tasarrufunda bulunmaktadır. 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının 69(1) maddesine göre bir hak sahibinin 'T' cetveline kuzeyde halen tasarruf etmekte olduğu taşınmaz malla.r dahil edilebilir. Uygulamada bir parsel veya binanın kamilen bir hak sahibi tarafından tasarruf edilmesi halinde sorun doğmamaktadır. Ancak bir parsel veya binanın yasal ifrazı yapılmadan belirli idari tasarruflarla birden fazla kişiye tahsis edilmesi neticesinde böyle bölünmemiş parsel veya binanın 'T' celtvellerine işlenmesinde ve ifrazında sorunlar çıkmaktadır. Bu gibi durumlarda kişilerin tasarruf ettikleri kısımlar gözönünde bulundurularak ve ifra.z ile ilgili mevzuat da dikkate alınmak sureti ile ifrazın yapılması gerekir.
Önümüzdeki meselede konu graj yerinin tasarrufunun müstedide olduğu, ifraz işlemi yapılırken bu hususun dikkate alınmadığı ve bu nedenle ifraz işlemlerinin hatalı yapıldığı açıktır. Bu durumda alâkadar şahsa konu garaj yerinin bir kısmını içerir şekilde verilen 16 ve 17 saylı kesin tasarruf belgelerinin hükümsüz ve etkisiz olduğuna kuşku yoktur.
Şahadetten anlaşıldığına göre garajın kuzey doğu kısmında ilgili şahsın konutuna ait septik tanklar bulunmaktâdır. Kanımızca ilgili şahsın konutuna hizmet eden bu septik tankların bulunduğu yer normal olarak ilgili şahsın tasarrufunda sayılması ve ifrazın da ona göre yapılma.sı gerekir.
Yukarıda belirtilenler ışığında konu garaj yerinin müstediye, garaj yerinin kuzey doğusunda bulunan ve ilgili şahsın konutuna hizmet eden septik tankların da ilgili şahsa kalacak şekilde ifraz yoluna gidilmesinin kaçınılmaz olduğu açıktır.
Sonuç olarak başvuru kabul edilir ve yukarı Girne mahallesinde Pafta/Harita XII/21 E.2 Blok F parsel 572/3 olarak yapılan ifrazın ve bu ifraza dayanarak ilgili şahsa verilen 16 ve 17 sayılı kesin tasarruf belgelerinin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilir.

(Salih S. Dayıoğlu) (N. Ergin Salâhi) (Aziz Altay)



Yargıç Yargıç Yargıç
30 Aralık 1985



Yüklə 29,77 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin