e) Kabızlığın Tedavisi: Tirmizî ve İbn Mâce'nin rivâyet ettiklerine göre Hz. Peygamber Esmâ bt. Umeyr'e: "Müshil olarak hangi ilacı kullanıyorsun?" diye sordu. Esmâ: "Şübrüm (boğumluca)" deyince Allah Resûlü: "O ateşli ishal yapar!!" buyurdu. Daha sonra Hz. Peygamber: "Müshil olarak senâ kullan."632buyurdu.
f) Siyatiğin [Irk-ı Nesâ] Tedavisi: İbn Mâce Enes b. Mâlik'in Resûlullah'ı şöyle buyururken işittiğini rivâyet etmektedir: "Irk-ı nesâ/siyatik hastalığının ilacı (bedevî arabının) eritilmiş koyun kuyruk yağıdır. Üç kısma ayrılarak aç karna her gün bir kısmı içirilir."633 Irk-ı nesâ/siyatik, kalça kemiği ekleminden başlayıp, sırttan uyluğa ve çoğunlukla da topuğa kadar inen bir ağrıdır. Ağrı devam ettikçe aşağı bölgelere inmesi de çoğalır ve aynı zamanda ayak ve uyluk zayıflar. Bu hadîs, Hicazlılara, onlara komşu olanlara ve özellikle de bedevî Araplara hitap etmektedir. Zira bu onlar için en faydalı ilaçtır. Bu hastalık bedendeki bir sertlikten meydana gelir. Bazen de yapışkan katı/sert bir maddeden meydana gelebilir. Tedavisi ise ishaldir. Koyun kuyruğunun iki etkisi vardır: Vücudu olgunlaştırmak ve yumuşatmak. Bu hastalığın tedavisinde bu iki unsura ihtiyaç vardır. Bedevilerin yetiştirdiği koyunun bu hastalığa ilaç olarak tavsiye edilmesinin sebebi, gereksiz maddelerinin az, miktarının küçük ve cevherinin latif olmasıdır. Otladığı meranın özelliği gereği, sıcak bölgenin yavşan otu (şih) ve marsama otu (kaysum) gibi otlarını yiyerek yaşamlarını devam ettirmeleridir. Bu bitkileri yiyen hayvanın etinde tabiî olarak yediği şeylerden bir etki belirir ve bu bitkilerden daha güzel bir karışım ortaya çıkmış olur. Bu güzel karışım koyunun özellikle kuyruk kısmında bulunur.