AİŞE'NİN KOMUTANLIĞI
Tarihçiler, ordunun başkomutanının Aişe olduğunu yazarlar. Emirleri o verir, komutanları o tayin eder, o azlederdi. Hatta Talha ile Zübeyr namazda imamlık yapma hususunda ihtilaf ettiklerinde Aişe her ikisini de azlederek kız kardeşinin oğlu Abdullah bin Zübeyr'i bu iş için görevlendirdi. Çeşitli şehirlere mektup göndererek onlardan Ali bin Ebi Talib'e karşı yardım isteyen ve onların cahiliye duygularını körükleyen de oydu. Sonunda o, Emir'ül- Müminin'e karşı savaşmak, onu hilafetten uzaklaştırmak için Arap dünya perestlerinden yirmi bin kişilik bir ordu hazırladı ve Ümm'ül-Müminin'i koruma, ona yardım etme adı altında binlerce Müslümanın ölümüne yol açan kör bir fitneye sebep oldu. Tarihçiler yazarlar ki: Basra valisi Osman bin Huneyfi, beytülmalı korumakla görevli olan yetmiş -bir nakle göre de dört yüz- adamıyla birlikte hile ile
-----------------------------
1- Tarih-i Taberi, c. 4, s. 465.
Ehl-i Beyt (a.s) Hakkında / 145
esir edip Aişe'nin yanına getirdiklerinde Aişe onların hepsinin öldürülmesini istedi. Onlar da bu müminleri koyunları boğazlar gibi boğazladılar. Müslümanlardan boyunları vurularak öldürülen ilk topluluğun bunlar olduğu söylenir. ı
Şa'bi, Müslim bin Ebu Bukre' den, o da babasından şöyle nakleder: "Talha ile Zübeyr Basra'ya geldiklerinde onlara yardım etmek üzere kılıcımı kuşandım. Aişe'nin yanına gittiğimde onun emredip nehyettiğini ve tüm yetkinin onun elinde olduğunu gördüm. Resulullah'tan (s.a.a.) duyduğum; "Bir kadının yönettiği topluluk, asla kurtuluşa ermez." şeklindeki hadisi hatırlayarak onlardan uzaklaştım. "
Buhari de Ebu Bukre'den şöyle nakleder: Allah Teala Cemel günü bir hadisi hatırlatarak doğru yolu bulmarnı sağladı. Resulullah (s.a.a.) İranlıların Kisra'nın kızını padişah yaptıklarını duyduğunda şöyle buyurmuştu: "İşlerinin idaresini bir kadına bırakan topluluk, asla kurtuluşa." ermez.."2
Aişe'nin hem güldürücü, hem de ağlatıcı tutumlarından biri de; kendisi Allah'a ve Resulüne isyan ederek evinden çıktığı halde ashaba evlerinde oturmalarını emretmesidir. Çok ilginç, değil mi?!
İbn-i Ebi-l Hadid, Şerh-i Nehc'ül-Belağa' da ve diğer tarihçiler de kendi kitaplarında şöyle yazarlar:
-------------------
1- Tarih-i Taberi, c. 4, s. 470 - 474; İbn-i Ebi'l-Hadid, Şerh-i Nehc'ül-Belağa, c. 9, S. 321.
2- Sahih-i Buhari c. 9, s. 70, Fitneler Babı; Nesei, c. 8, s. 227; Müstedrek, c. 4, s. 524 - 525.
146 / Zikir Ehline Sorun
Aişe Basra' da iken Zeyd bin Suhan-ı Abdi'ye şöyle bir mektup yazdı:
"Ebu Bekir-i Sıddık'ın kızı, müminlerin anası, Peygamber'in zevcesi Aişe'den, ihlaslı oğlu Zeyd bin Suhan'a: Evinde otur ve halkın Ali bin Ebi Talib'e yardım etmemesi için çalış. Senin hakkında sevdiğim şeyleri duymak isterim. Çünkü sen yakınlarımın içinde en çok güvendiğim kişisin. Vesselam!"
O salih insan da ona şu cevabı verdi.
"Zeyd bin Suhan'dan Ebu Bekir'in kızı Aişe'ye: Allah sana bir şeyi, bize de başka bir şeyi emretmiştir. Sana evinde oturmanı, bize de cihat etmemizi emretmiştir. Sen mektubunda Allah'ın emrine aykırı olan bir işi yapmamızı istemişsin. Gerçekte sen, Allah'ın sana verdiği emri bizim yapmamızı istiyorsun. Kendin de Allah'ın bize emrettiği işi yapmaktasın. Bu nedenle emrin kabul edilemez. Vesselam!"1
Bundan anlaşılan şudur: Aişe yalnızca Cemel ordusunun komutanlığıyla yetinmiş değildi. O, bütün İslam topraklarında Müminlerin Emiri olmak istiyordu. Bundan dolayı, Ömer'in halife adayı olarak gösterdiği Talha ve Zübeyr'e de o emir veriyor, valilere ve kabile başkanlarına mektuplar yazarak onları yardıma çağırıyordu.
Bütün bunlardan dolayı da Ümeyye Oğullarının yanında Aişe'nin makamı yüceldi ve onlar tarafından saygıyla anıldı. Çünkü en ünlü kahramanlar bile, Ali bin Ebi Talib'e karşı çıkmaya cüret edemezken o Hz.Ali'ye karşı savaş açtı ve
------------------------------
1- Tarih-İ Taberi, c. 4, s. 476.
Ehl-i Beyt (a.s) Hakkında / 147
halkı ona karşı kışkırttı.
Aişe'nin, İmam Ali gelmeden önce Küçük Cemel Savaşındaki, İmam Ali geldikten sonra da Büyük Cemel Savaşındaki tutumlarını bilen tarihçiler gerçekten de şaşırıyorlar. Büyük Cemel Savaşında Hz. Ali onu Allah'ın Kitabına davet ederken o, Allah'ın salih kulları ve Resulullah'ın gerçek yaranına karşı beslediği derin kin ve düşmanlıktan başka açıklaması olmayan bir inatla Hz. Ali'nin davetini redderek savaşmak konusunda ısrar ediyor.
Dostları ilə paylaş: |