HAKİMİN TAKDİR HAKKI KASTEN İNSAN ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS KASTEN SİLAHLA YARALAMA
Özet KASTEN YARALAMANIN KİŞİNİN DUYULARINDAN VEYA ORGANLARINDAN BİRİNİN İŞLEVİNİN YİTİRİLMESİNE NEDEN OLMASI VE BU SUÇUN SİLAHLA İŞLENMESİ HALİNDE ÖNGÖRÜLEN CEZANIN SEKİZ YILDAN ONİKİ YIL ONSEKİZ AYA KADAR HAPİS; KASTEN İNSAN ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS SUÇUNDA İSE MEYDANA GELEN ZARAR VEYA TEHLİKENİN AĞIRLIĞINA GÖRE, DOKUZ YILDAN ONBEŞ YILA KADAR HAPİS CEZASI OLUP ANILAN SUÇLAR ARASINDA HİYERARŞİK BİR DENGE (ÖNEM SIRASI, DAHA AĞIR BİR CEZA İLE CEZALANDIRMAYI GEREKTİRME HALİ) BULUNMAKTADIR. UYGULAMADA BİRLİĞİN SAĞLANMASI İÇİN BU DENGENİN KORUNMASI GEREKİR. TEŞEBBÜS HÜKMÜ UYGULAMASINDA ESAS ALINMASI GEREKEN TEK ÖLÇÜT, "MEYDANA GELEN ZARAR VEYA TEHLİKENİN AĞIRLIĞI"DIR. 5237 SAYILI TCK'NIN 35. MADDESİ UYARINCA CEZANIN ALT VE ÜST SINIRLAR ARASINDA BELİRLENMESİNDE YARGICA TAKDİR HAKKI TANINMIŞ İSE DE, TAKDİRDE YANILGI BULUNUP BULUNMADIĞINI DENETLEMEK, UYGULAMADA BİRLİĞİ SAĞLAMAK GÖREVİ YARGITAY'A AİTTİR.
SANIĞIN, TABANCAYLA, HAYATİ BÖLGELERİ HEDEF ALARAK 9-10 EL ATEŞ ETTİĞİ OLAYDA, ATIŞLARDAN BİR KISMI GÖĞÜS, KOL VE BACAK BÖLGELERİNE İSABET EDEN MAĞDURUN, MİDE, İNCE BAĞIRSAK, DİYAFRAGMA, BÖBREK VE AKCİĞER YARALANMALARI NEDENİYLE HAYATİ TEHLİKE GEÇİRDİĞİ, SOL NEFREKTOMİ (BÖBREĞİN ALINMASI) NEDENİYLE ORGANLARINDAN BİRİNİN İŞLEVİNİ YİTİRDİĞİ, SOL 3. METEKARP VE ULNA DİSTAL PARÇALI KIRIKLARIN HAYAT FONKSİYONLARINI ORTA 3. DERECEDE ETKİLEYECEK NİTELİKTE OLDUĞU OLAYDA, ANILAN YASA'NIN 35. MADDESİ UYARINCA UYGULAMA YAPILIRKEN MEYDANA GELEN TEHLİKE VE ZARARIN AĞIRLIĞINA GÖRE CEZANIN ÜST SINIRDAN TAYİNİ GEREKİR.
İçtihat Metni
Ünal'ı kasten öldürmeye teşebbüsten sanık Ömer'in yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne ilişkin (Sincan Birinci Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 30.06.2009 gün ve 140/115 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii ve müdahil vekili taraflarından istenilmiş, sanık müdafii duruşma da talep etmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; kararda açıklanan nedenle duruşmasız olarak incelendi ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece hükmolunan ceza süresine göre, sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMK'nın 318. maddesi uyarınca reddine,
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın kasten öldürmeye teşebbüs suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, takdir ve tahrike ilişkin cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle kısmen reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin meşru savunmaya, suçun vasfına, tahrik nedeniyle yapılan indirimin az olduğuna, kazanılmış hak ilkesinin ihlal edildiğine, katılan vekilinin takdiri indirim ile haksız tahrik hükümlerinin uy-gulanmaması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak; sanığın, tabancayla, hayati bölgeleri hedef alarak 9-10 el ateş ettiği, atışlardan bir kısmı göğüs, kol ve bacak bölgelerine isabet eden mağdurun, mide, ince bağırsak, diyafragma, böbrek ve akciğer yaralanmaları nedeniyle hayati tehlike geçirdiği, sol nefrektomi (böbreğin alınması) nedeniyle organlarından birinin işlevini yitirdiği, sol 3. metekarp ve ulna distal parçalı kırıkların hayat fonksiyonlarını orta 3. derecede etkileyecek nitelikte olduğu olayda;
Kasten yaralamanın kişinin duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine neden olması ve bu suçun silahla işlenmesi halinde öngörülen hapis cezasının sekiz yıldan az olamayacağı; olayımızda olduğu gibi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngören TCK'nın 86/1. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmayı gerektiren nedenlerin bulunması halinde bu cezanın üst sınırının oniki yıl onsekiz aya kadar ulaşabileceği (TCY'nin 86/1, 86/3-e, 87/2-b, 87/2-son); oniki yıl onsekiz ay hapis cezasının kasten yaralama suçları için öngörülen cezanın üst sınırı olduğu, anılan sekiz yıl hapis cezasının bu cezanın yarısından (altı yıl dokuz aydan) fazla olduğu; kasten insan öldürmeye teşebbüs suçu için öngörülen cezanın, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası olduğu (TCY'nin 35/2); anılan suçlar arasında hiyerarşik bir denge (önem sırası, daha ağır bir ceza ile cezalandırmayı gerektirme hali) bulunduğu; uygulamada birliğin sağlanması için bu dengenin korunması gerektiği, 35. maddenin uygulanmasında esas alınması gereken tek "ölçüt"ün "meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı" olduğu; 35. madde uyarınca cezanın alt ve üst sınırlar arasında belirlenmesinde yargıca takdir hakkı tanınmış ise de, takdirde yanılgı bulunup bulunmadığını denetlemenin, uygulamada birliği sağlamakla görevli Yargıtay'a ait olduğu; "tehlike" sözcüğünün, büyük bir zarara ya da yok olmaya yol açabilecek bir durum ya da şey olarak, "zarar" sözcüğünün, bir şeyin, bir olayın yol açtığı kötü sonuç olarak, "hayati tehlike" kavramının, yaralama ile başlayan ve ölüme yol açabilen, tedavi ile düzelse bile kişiyi ölüme yaklaştırmış olan tablo olarak tarif edildiği; bir olayda, olayımızda olduğu gibi, tehlike (atışların isabet etmemesi) ve zarar (yara meydana getirilmesi) hallerinin birlikte bulunmasının mümkün olduğu konuları gözönünde tutularak somut olaya bakıldığında; 35. madde uyarınca, meydana gelen tehlike ve zararın ağırlığına göre, cezanın üst sınırdan tayini gerektiği anlaşıldığı halde, oniki yıl hapis cezası verilerek eksik ceza tayini,
Yasaya aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak (BOZULMASINA), 29.12.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.