(doğuştan var olan içgüdü- İzleyerek, sosyalizasyonda öğrenme)
Değişim kuramı
(yarar-maliyet ilişkisi)
Kültürel dayanaklar
(öğrenilmiş ve paylaşılan toplumsal değer ve davranışlar)
Aile içi şiddet olan evlerde büyüyen çocuklar
Aile içi şiddet olan evlerde büyüyen çocuklar
- güçlü olanın güçsüz olana vurma hakkı olduğunu - şiddet yoluyla istediklerini elde etmenin mümkün olduğunu öğrenir.
Gerek şiddete doğrudan maruz kalan gerekse annesinin, babasının veya kardeşlerinin sık sık küçük düşürüldüğüne, tehdit edildiğine ya da dayak yediğine şahit olan çocuklar şiddetten olumsuz etkilenir
Çocuklar anne baba arasındaki gerginliğe yol açmakla suçlanabilirler
Çocuğun kavgalar sırasında taraf tutması istenebilir
Çocuğun şiddet gören kişiyi koruması, rahatlaması veya sakinleştirmesi beklenebilir
Çocuğun duygusal ihtiyaçları karşılanamaz; üzüntüsü, sevinci, korkusu, endişesi yetişkinler tarafından fark edilmez
Evdeki mutsuzluk nedeni ile çocuğun yeme, içme, bakım ve temizlik ihtiyaçları ihmal edilebilir, okul durumu takip edilmez veya çocuğun uykuları bölünür, ders çalışamaz
Duygusal tepkiler
Bilişseltepkiler
Davranışsaltepkiler
Toplumsaltepkiler
Fiziksel tepkiler
Suçluluk duyguları
Suçluluk duyguları
Anne babasına karşı duygularında karışıklık
( sevgi ve nefreti aynı anda hissetme)
Korkma
(terk edilmekten, duygularını ifade etmekten, yaralanmaktan)
Kızgınlık duyma
Evde olan bitenlerden utanma
Çaresiz ve güçsüz hissetme, depresyon
Kendi davranışları için başkalarını suçlama
İstediğini yaptırmak, kızgınlığını belirtmek, güçlü hissetmek ve ihtiyaçlarını karşılamak için sevdiği insanlara vurmanın normal olduğuna inanma
Düşük benlik saygısı
İstediklerini ve ihtiyaçlarını belirtememe
Başkalarına güvenmeme
Rollerle ilgili katı yargılara sahip olma (cisiyetçi bakış açısı)
Aşırı hırçınlık, isyankarlık ve saldırganlık - İçine kapanma, pasiflik
Aşırı hırçınlık, isyankarlık ve saldırganlık - İçine kapanma, pasiflik
Okulda başarısızlık, okula gitmeyi reddetme - başarı için aşırı gayret
Bahaneler bulma, alaycı yaklaşımlar, duygusuz davranma, donukluk, her şeyi "siyah ya da beyaz" görme
Ülkemizde bir kişi yaşadığı her beş saatten birini,
uyku dışındaki her üç saatten birini TV izleyerek geçirmektedir.
Çocukların üçte biri TV’u ailelerinin yanında izlememekte, yarısından fazlası ise izleyeceği programı kendi seçmektedir.
Çocuklar günde 2 saatten az TV seyretmelidir. Anne ve baba da TV izleme sürelerini kısıtlamalıdır
Anne ve babalar izlenecek programları önceden seçmelidir
Çocuğun odasında TV bulunmamalıdır
Anne-babalar çocuklarına kendi hayatları ve toplumsal değerleri ile TV dünyası arasındaki farkı öğrenmelerinde yardımcı olabilmek için çocukları ile birlikte TV izlemelidirler
Çocuklar için hazırlanmış video ve CD’ler incelenerek alınmalıdır
Medyanın yerine başka seçenekler sunulmalıdır
TV bebek bakıcısı olarak kullanılmamalıdır
Medyada çocuk gelişimine zararlı olabilecek bir program görüldüğünde mutlaka RTÜK’e bildirilmelidir