3. ÜNİTE: BÖLGEMİZİ TANIYALIM KONU 1: HARİTANIN DİLİ KAVRAMLAR
1-Dağ: Çevresine göre yüksek olan yeryüzü şekillerine(500 metreden çok)dağ denir.
İki çeşittir:
Tek dağ: Bulunduğu yerde tek başına yükselen dağa verilen addır.(Ağrı dağı, Nemrut dağı gibi)
Sıradağ: Aralarında uzunlamasına vadilerin bulunduğu art arda dizilen dağlar (Toroslar)
3-Tepe: Yüksekliği 500 metreyi geçmeyen yer kabartılardır.(Dağdan küçük)
Doruk: Dağın en yüksek yerine doruk denir.
Etek: Dağların alt kısımlarına etek adı verilir.
Geçit: Dağların arasındaki yollara geçit adı verilir.
2-Ova: Çevresine göre alçakta kalmış, olan geniş düzlüklerdir.(Çukurova, Bafra, Çarşamba)
Delta: Bir ırmağın çatallanarak denize veya göle kavuştuğu yerde oluşan üçgen biçimli ovalardır.
5-Plato: Akarsular tarafından derin biçimde yarılmış yüksek ve geniş düzlüklerdir.(Haymana, Cihanbeyli)
4-Vadi: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturduğu “u” veya “v” şeklindeki uzun oluklardır.
Deniz: Okyanusların karaların içine doğru girmiş kollarıdır.
Koy: Denizin, karanın içine küçük girinti hâlinde sokulduğu yere koy denir. Koylar, körfezden daha küçük ve daha sığ girintilerdir
7-Körfez: Denizlerin, büyük ve derin girintiler halinde karaların içine sokulduğu yerlere denir.(İskenderun)
9-Burun: Kara parçalarının denize doğru uzanmış bölümlerdir.(Sinop -İnce burun)
Boğaz: İki denizi birbirine bağlayan dar su geçitleridir.(Çanakkale, İstanbul )
10-Ada: Etrafı sularla çevrili kara parçasıdır.(Kıbrıs)
8-Yarımada: Üç tarafı sularla çevrili kara parçasıdır.
6-Göl: Karlara üzerinde bulunan dört tarafı kapalı çukurlardaki su birikintileridir. Göller ikitürlüdür:
1. Doğal göller (Van gölü, Tuz Gölü, Yedigöller)
2. Baraj gölleri(Atatürk, Keban,Seyhan Baraj Gölü
Akarsu: Yağmur, kaynak, buz ve kar sularının bir yatak içinde toplandıktan sonra, bir eğilim
doğrultusunda akıp giden sulardır. Akarsuların en küçüğü deredir. Dereler birleşerek çayları oluşturur. Çayların birleşmesiyle de en büyük akarsu olan ırmaklar (nehirler) oluşur. En uzun Kızılırmaktır.
Asi ve Meriç yurt dışından ülkemize gelir.
Fırat, Dicle Aras ülkemizden Yurt dışına gider.
Harita: Yeryüzünün tamamının veya bir kısmının kuşbakışı olarak belirli bir oranda küçültülerek bir düzlem üzerine geçirilmesine harita denir.
Kabartma harita: Yeryüzü şekilleri gerçek şekilleriyle kabartılarak çizilen, üç boyutlu haritalardır.
Harita işaretleri (lejant) Fiziki haritalarda kullanılan renklerin hangi yükseltileri ve derinlikleri ifade ettiği, haritanın bir kenarında gösterilen işaretlerdir.
Bölge: Doğal, beşeri ve ekonomik özellikler bakımından diğer yerlerden ayrılan, sınırları içinde benzer özellikler gösteren alanlara bölge denir.
Kırsal: Az insanın barındığı, genellikle kır durumda olan yer.
ÜLKEMİZDE 7 BÖLGE VARDIR BUNLAR:
Karadeniz Bölgesi
Marmara Bölgesi
Ege Bölgesi
Akdeniz Bölgesi
İç Anadolu Bölgesi
Doğu Anadolu Bölgesi(En büyük)
Güneydoğu Anadolu Bölgesi(En küçük)
FİZİKİ HARİTALARDA RENKLERİN ANLAMLARI:
Denizlerde:
Haritada denizler, göller ve akarsular mavi tonlarıyla gösterilir.
Karalarda:
Deniz seviyesinden fazla yüksek olmayan çukur yerler yeşil tonlarıyla,(0-500 metre)
Deniz seviyesinden biraz yüksek olan yerler sarı renkle 500- 1000 metre) (yaylalar ve ovalar)
Deniz seviyesinde 1000-1500 metre yüksek yerler turuncu ile (platolar)
Deniz seviyesinden orta derecede yüksek olan yerler açık kahverengi ile 1500-2000) (Dağlar)
Deniz seviyesinden çok yüksekte olan yerler ise koyu kahverengi ile gösterilir.(‘2000 den fazla)(Yüksek dağlar)
ÜLKEMİZİN DOĞAL ÖZELLİKLERİ
YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ
Yeryüzündeki doğal ve beşeri unsurların oluşturduğu görünümlerin her birine yer şekilleri denir.
Doğal Unsurlar: Doğada kendiliğinden bulunan, meydan gelmesinde insanların doğrudan etkili olmadığı yeryüzü şekilleridir. Dağ, ova, orman, plato, göl ve vadiyi doğal unsurlara örnek olarak verebiliriz.
Beşeri Unsurlar: İnsanlar doğal varlıklara çeşitli şekillerde müdahale ederek yeni oluşumlar meydana getiriler. İnsanların etkisiyle oluşan unsurlara beşeriunsurlar denir. Şehirler, tüneller, yollar, barajlar, maden sahaları, kanallar, köprüler beşeri unsurlardır
Bunları biliyor musunuz?
Ovalar ve özellikle delta ovaları tarıma elverişliyken, platolar daha çok hayvancılığa elverişlidir.
Ege Bölgesi’nde kıyılar girintili çıkıntılı olduğundan bölgede çok sayıda koy, körfez, burun, ada, yarımada bulunmaktadır.
ÜLKEMİZİN YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ:
Ortalama yükselti oldukça fazladır.(1132 m)
Yükselti batıdan doğuya doğru gidildikçe artar.
Özellikle iç bölgelerde düzlükler geniş yer kaplar. Ovaların yükseltileri de fazladır.
Ülkemizin, yüksek sıradağları doğu batı yönünde uzandığından, Akdeniz ve Karadeniz Bölgesi’nde denize paralel, Ege’de denize dik olarak uzanır.
KONU 2: İKLİM VE İNSAN FAALİYETLERİ İklim: Yeryüzünün herhangi bir yerinde hava olaylarına bağlı olarak gerçekleşen etkilerin uzun yılların ortalamasına dayanan durumuna iklim denir.
Hava durumu ise bir yerde, anlık, birkaç saatlik, birkaç günlük yani kısa süreli hava olaylarıdır. Hafta sonu yağış bekleniyor, parça bulutlu geçecek, sağanak yağışlı, karla karışık yağmurlu gibi ifadeler hava durumunu belirtmek için kullanılır.
Yurdumuzda farklı iklim tiplerinin oluşmasında en önemli etkenler;
Ülkemizin üç tarafının denizlerle çevrili olması,
Ilıman iklim kuşağında olması,
Yüksek bir ülke olması(ortalama yüksekliği1132 m)
Yer şekillerinin çeşitlilik göstermesi,
Kısa mesafelerde değişen yükselti gibi nedenlerle
çeşitli iklimlerin görülmesidir.
İKLİM NEYİ ETKİLER?
Tarım ürünleri çeşitliliğini,
Doğal bitki örtüsü çeşitliliğini,
Turizm faaliyetlerini ve çeşitliliğini
Kıyafet (giysi) seçimini,
Isınma yöntem ve malzemelerin türünü,
İnsanların ten(deri) renklerini,
İnsanların yemek kültürünü ve çeşitliliğini,
Su kaynaklarının azlığını ve çokluğunu,
Kültür, spor, sanat faaliyetlerini,
Ekonomik faaliyetlerini ve türünü,
Evlerin şekillerini, ev yapım malzemelerinin türünü,
Yerleşme ve nüfusun ülke içindeki dağılımını,
Hayvancılık faaliyetlerini ve hayvan türlerini etkiler.
Ülkemizde üç çeşit iklim görülür. Bunlar; Akdeniz iklimi, Karadeniz iklimi ve Karasal iklimdir
1. KARADENİZ İKLİMİ:
Karadeniz kıyıları boyunca görülür.
Her mevsim yağışlı ve ılıman geçer.
Yazları serin, kışlar ılık geçer.
İklimin özelliği bölgenin batısından doğuya doğru gidildikçe daha belirginleşmesidir
Her mevsim yağışlı olup, en çok sonbaharda en az ilkbaharda yağışlar görülür. Rize ve çevresiyurdumuzun en yağışlı yöresidir.
Yağışlar fazla olduğu için bitki örtüsünü ormanlar oluşturur. Orman ürünlerinin fazla olmasından dolayı kırsal kesimlerde evlerin büyük bir bölümü ahşap
malzemeden ve üçgen çatılı yapılmıştır.
Her mevsim bol yağış ve ılıman bir iklim isteyen çay, fındık, mısır ve kivi gibi tarım ürünleri yetiştirilir.
2. KARASAL İKLİM:
Ülkemizde en yaygın görülen iklim çeşididir.
En önemli özelliği havanın çabuk ısınıp, çabuk soğumasıdır. Diğer bir özelliği de gece ve gündüz sıcaklıkları arasındaki farkın çok olmasıdır.
Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve kar yağışlıdır.
Yağışlar en çok ilkbaharda, en az ise yaz aylarında görülür.
Doğu Anadolu Bölgesi’nde şiddetli karasal iklim görülür.
Bitki örtüsü, ilkbahar yağışlarıyla yeşeren yazın ise sıcaklıktan dolayı kuruyan otlardan oluşan bozkırlardır.
Karasal iklimin görüldüğü yerlerde kışlar uzun ve sert geçtiği için ulaşımda, tarımda, ısınmada zorluklar yaşanır.
Bu iklim Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu bölgelerinde etkili olmaktadır. Ayrıca Karadeniz Bölgesi’nin güney kesimlerinde, Marmara ve Ege bölgelerinin iç kesimlerinde etkili olmaktadır
Karasal iklimin hâkim olduğu kesimlerde, karasal iklime uygun tarım ürünleri yetiştirilir. Buğday, arpa, çavdar, yulaf, mercimek, nohut, şekerpancarı, elma, armut, üzüm, ayva, kiraz, haşhaş gibi tarım ürünleri yetiştirilir.
Bunları Biliyor musunuz?
Üç iklimin bir arada etkili olduğu, Marmara Bölgesi gibi bölgelerde görülen iklim tipine “geçiş iklimi” denilmektedir. Geçiş ikliminin en belirgin özelliği iklim çeşitliliğinin bitki örtüsünde çeşitliliğe sebep olmasıdır.
3. AKDENİZ İKLİMİ
Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer.
Yağışlar en çok kış mevsiminde görülür.
Bu iklim tipinin görüldüğü yerlerde don olayı az görülür.
Akdeniz kıyıları, Ege ve Marmara kıyılarına göre daha sıcaktır. (Enlem etkisi)
Akdeniz Bölgesi ve Ege Bölgesi kıyıları ile Marmara Denizi çevresinde görülür.
Akdeniz kıyılarında kış ayları fazla soğuk olmadığından seracılık ve turfanda sebzecilik gelişmiştir.
Ülkemizde seracılığın en yaygın olduğu yerler, Muğla, Antalya ve Mersin illeridir.
Akdeniz iklimi, tarım üretimi için çok elverişli bir özelliğe sahiptir.
Akdeniz iklimi pamuk, yerfıstığı, mısır ve zeytin gibi sanayi bitkileri ile buğday ve arpa yetiştirmeye de çok elverişlidir.
Akdeniz ikliminin görüldüğü yerlerde diğer bölgelere göre kışları daha ince kıyafet tercih edilir.
Akdeniz iklimin görüldüğü yerlerde evler genellikle çatılı değil damlıdır.
Sıcak su elde edebilmek amacıyla Güneş enerjisinden yararlanma yoluna gidilmiştir. Bu yerlerde kış aylarında ısınmaya daha az enerji ve para harcanır. Kalorifer yerine genellikle klima ile ısınma ve serinleme sağlanır.
Ülkemizde en fazla orman yangınları Akdeniz ikliminin etkisinin görüldüğü yerlerde ortaya çıkar.
Akdeniz ikliminin hâkim olduğu yerlerde kıyı kesimlerde kısa bodur bitki topluluğu(maki), yüksek kesimlerinde ise ülkemizin en önemli kızılçam, ladin, sarıçam ormanlarını barındırır.
KONU 3: YAŞANACAK YERLER KAVRAMLAR
Göç:Sürekli veya geçici olarak insanların çeşitli sebeplerle bir yerden bir yere gitmesidir.
Nüfus: Yeryüzünde, sınırları belli geniş ya da küçük bir bölgede insanların toplam sayısı
Şehirleşme: Özellikle sanayinin gelişmesi sonucu nüfusun şehirlerde toplanması ve şehir alanlarının genişlemesi süreci. YERLEŞME VE YERLEŞMEYİ ETKİLEYEN ETMENLER
Yerleşme: İnsanların, çok farklı türdeki konutlarda, yaşamalarını toplu ya da dağınık şekilde sürdürmelerine yerleşme denir.
Türkiye’de toplam nüfusun 2012 yılı sonu itibarıyla 75 milyon 627 bin 384 kişidir.
Ülkemiz Nüfusunun Dağılışını Etkileyen Etkenler: 1-Doğal nedenler:2-Beşeri nedenler:
İklim koşulları, 1. Ulaşım
Yeryüzü şekilleri, 2. Sanayi
Su kaynakları, 3. Ticaret
Bitki örtüsü, 4. Eğitim
Toprak vb. 5. Sağlık
6. sosyal ve kültürel özellikleri vb.
Ülkemizde Yerleşimin En Az Olduğu Yerler:
Yağışın en az olduğu Tuz Gölü çevresi
Dağlık bir yüzeye ve soğuk bir iklime sahip olan Hakkâri Bölümü,
Yıldız Dağları Bölümü,
TaşeliPlâtosu,
Teke Yarımadası
Menteşe Yöresi
Ülkemizde Yerleşimin Fazla Olduğu Yerler
Çatalca-Kocaeli Bölümü başta olmak üzere Marmara Bölgesi,
Ege Bölümü,
Çukurova ve Akdeniz kıyı kesimi,
Doğu Karadeniz'in kıyı kesimleri,
İç kesimlerde verimli alüvyal ovalar.
Dünya üzerinde insanların yerleşmek için tercih etmediği yerler:
Denizler üzerinde,
Kutup bölgeleri, buzullar
Yüksek ve dağlık alanlar
Çöller, sıcak ve kurak alanlar
Sık ve gür orman alanları
Bataklılar ve verimsiz araziler
KONU 4: DOĞA VE İNSAN KAVRAMLAR
Beşeri Ortam: İnsanla ilgili(insani) faktörlerin göz önünde bulundurulduğu ortam yada kriterdir.
Çevre: Hayatın gelişmesinde etkili olan doğal, toplumsal, kültürel dış faktörlerin bütünlüğü.
Çevre kirliliği: yeryüzünde yaşayan bütün canlıların sağlığını etkileyen, cansız ve çevredeki maddeler üstünde yapısal zararlar veren ve bazı nitelikleri bozan yabancı maddelerin hava, su ve toprağa karışması olayıdır.
Doğal kaynaklar: Doğada kendiliğinden oluşmuş, insan aklı ve tekniğinin ürünü olmayan, meydana gelme aşamalarında insanın her-hangi bir rolünün bulunmadığı bütün zenginlik kaynakları doğal kaynak olarak ifade edilir.
Doğal ortam: Yeryüzünde insan elinin değmediği alan.
DOĞAL ORTAMI DEĞİŞTİRME
İnsanlar çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak için geçmişten bu yana doğada bazı değişiklikler yapmıştır.
İhtiyaç
Doğada yapılan değişiklik
Ulaşım
Yol, köprü, viyadük, tünel
Barınma
Ev, otel
İbadet
Cami, kilise, havra vb.
Beslenme
Toprağı sürme, su kanalları
Üretim
Fabrika, iş yeri, madencilik
Enerji
Baraj, santraller
İnsanlar doğadaki bu değişiklikleri yaparak aynı zamanda doğadan da yararlanırlar. Yapılan değişiklikler günlük hayatımızı büyük ölçüde kolaylaştırır.
İnsanlar tüm bunları yaparken doğal çevreye ve doğal dengeye özen göstermediğinden, günden güne
artan çevre felaketlerine yol açmaktadırlar. Örneğin ormanların yok edilmesi erozyon, heyelan ve çığ gibi sonuçları ürkütücü felaketlere yol açabilir. Diğer bir deyişle çevre kirliliğine yol açmaktadırlar.
DOĞAL ÇEVRE KİRLİLİĞİ
1. Toprak, Su ve hava Kirliliğinin Nedenleri:
Plastikler
Fabrika ve evlerin bacalarından çıkan zehirli gazlar
Araba egzozlarından çıkan zehirli gazlar
Petrol atıkları
Kirli su ve hava
Kanalizasyon atıkları
İnsanların bilinçsizliği
Hızlı nüfus artışı,
Plansız kentleşme,
Plansız endüstrileşme
Doğal kaynakların ölçüsüz kullanılması.
Göçler
Kişi başına kullanılan enerji, su, kağıt, kömür vb. artışı,
Ormanların tahribi, yangınlar ve erozyon,
Aşırı otlatma ve doğal bitki örtüsünün tahribi,
Konutlardaki ve işyerlerindeki ısınmadan kaynaklanan (özellikle kalitesiz kömür kullanımı) hava kirliliği,
Gübre ve zirai mücadele ilaçları,
Atmosferik olaylar ve doğal afetler,
Kanalizasyon sularının arıtılmaksızın alıcı ortamlara verilmesi ve sulamada kullanılması,
Katı atıklar ve çöp,
Sulak alanların ve göllerin kurutulması,
Arazilerin yanlış kullanımı,
Kaçak avlanma,
Televizyon, bilgisayar ve röntgen; tomografi vb; tıbbi cihazların yaygınlaşması ile meydana gelen radyasyon,
2. Ses Kirliliğinin Nedenleri:
o Trafik yoğunluğu
o İş yerleri ve sanayi tesisleri
o Her türlü düzensiz, yüksek sesli müzik
o Ses yükseltici cihaz kullanan satıcılar
Çevre Kirliliğini Önlemek için:
1. Çöpleri çöp kutusuna atmalıyız, atmayanları da uyarmalıyız.
2. Ağaçlar ve çiçekler dikerek, yeşil alanları çoğaltmalıyız.
3. Cam, plastik, kâğıt gibi atıkları ayrı ayrı torbalara koyarak geri dönüşümünü sağlamalıyız.
5. Yapay gübre ve tarım ilaçlarının kullanımı konusunda çiftçilerin eğitilmesini sağlamalıyız.
6. Çevre temizliği kampanyaları düzenlemeliyiz.
7. Avlanma kurallarına uymalıyız.
8. Yaşadığımız her ortamı temiz tutmalıyız.
9. Toplu taşıma araçlarını tercih etmeliyiz.
10. Her şeyden önce bizden sonra gelecek olan nesilleri düşünerek hareket etmeliyiz. Vb.
KONU 5: ÜLKEMİZDE AFETLER
KONU 6: DOĞAL AFETLER VE İNSAN
KONU 7: NEREDE YANLIŞ YAPTIK KAVRAMLAR
Afet: Doğada meydana gelen ve yıkımlara sebep olan hızlı değişimlere doğal afet denir.
Kentleşme: Elverişli koşulların doğmasıyla kırsal yörede bulunan küçük bir yerleşim yerinin zamanla büyüyüp kalabalıklaşması, kent niteliğini kazanması. DOĞAL AFETLER, NEDENLERİ VE KORUNMA YOLLARI
DEPREM:
Yer kabuğundaki aniden oluşan sarsıntı ve titreşimlere deprem denir.
Depremler, yer kabuğunun derin katmanlarının kırılıp, yer değiştirmesiyle ya da yanardağ faaliyetleriyle oluşan büyük sarsıntılardır.
Depremin zamanı, şiddeti ve nerede olacağı önceden bilinmemektedir. Dolayısıyla can ve mal kayıplarının olmaması için önceden birtakım tedbirler almak; bununla beraber deprem anında ve sonrasında nasıl davranılacağını bilmek gerekir.
Ülkemizin tamamına yakını deprem kuşağı üzerinde bulunmaktadır. (%96) En riskli bölgeler: Marmara, Doğu Anadolu ve Egedir. En az riskli bölgeler: Konya, Aksaray ve Karaman illerinin bulunduğu bölgelerdir.
Depremleri inceleyen bilim dalına sismoloji, süresini ve şiddetini kaydeden alete de sismograf denir.
Depremin Etkileri:
1. Büyük can ve mal kayıplarına neden olur.
2. İnsanların ruh ve beden sağlığı üzerinde uzun yıllar sürecek etkiler bırakır.
3. Binlerce insanın sakat kalmasına neden olur.
4. İşgücü ve enerji kayıplarına neden olur.
5. Ülke ekonomisine büyük zararlar verir.
Deprem Zararlarını Azaltmak için:
1. Binalar fay hatları ve yumuşak zeminler üzerine yapılmamalıdır.
2. Bina yapımında şiddetli depremlere dayanıklı malzeme kullanılmamalıdır.
3. Deprem tatbikatları sıkça yapılmalı ve halk deprem konusunda çok iyi eğitilmelidir.
4. Evlerimizde hareketli ve devrildiğinde insanlara zarar verecek eşyalar sabitlenmelidir.
5. Depreme dayanıksız yapılar yıkılmalı ya da güçlendirilmelidir.
6. Deprem bölgesinde çok katlı binalar yapılmamalıdır.
SEL
Şiddetli yağmurlar yağdığında, dereler, çaylar ve nehirler taştığında, denizlerin büyük dalgalar ile kıyıları sular altında bıraktığında, barajlar ya da setler yıkıldığında ortaya çıkan oldukça yıkıcı su baskınlarına sel denir.
Son yıllarda yaşanan sellerde can ve mal kayıplarının artmasının en öneli nedeni çarpık
kentleşme ve yerleşim yerlerinin dere kenarlarında kurulmasıdır.
Ülkemizde daha çok Karadeniz bölgesinde görülür
Selden Korunmak için:
Dere yatakları temiz tutulmalı,
Ormanlık alanlar çoğaltılmalı,
Akarsular üzerinde barajlar ve bentler yapılmalı,
Arazi teraslanmalı,
Şehirlerde atık suların tahliyesi için gerekli altyapı çalışmaları yapılamalıdır.
HEYELAN (TOPRAK KAYMASI)
Taş, toprak ve kayaların eğimli arazilerde kayarak yer değiştirmesi olayına heyelan denir.
Nedenleri:
Şiddetli yağışlar,
Eğimli arazi,
Yol yapım çalışmaları,
Ormanların yok edilmesi,
Şiddetli depremler,
Ülkemizde daha çok şiddetli ve bol yağış ile arazinin fazla eğimli olması gibi nedenlerden dolayı heyelan en fazla Karadeniz Bölgesi’nde görülen bir doğa olayıdır.
Toprak kaymasında zararı en aza indirebilmek için:
Riskli yerlerin yerleşim alanı olarak seçilmemesi,
Eğimli arazilerin ağaçlandırılmaması,
Destek duvarlarının yapılması gerekir.
ÇIĞ
Dağın yüksek bir yerinde birikmiş büyük kar kütlelerinin yer çekiminin etkisiyle yerinden kopup yuvarlanması ve yuvarlandıkça büyümesiyle oluşan dev kar kütlelerinin inmesi olayına çığ denir.
Çığ genellikle bitki örtüsü olamayan dağlar ile eğimli ve çok karlı arazilerde görülür.
Bu nedenle çığ en çok Doğu AnadoluBölgesi’ndeki dağlık kesimlerde görülür.
Çığın oluşmasını engellemek ve zararlarından korunmak için:
Bitki örtüsü korunmalı ve geliştirilmeli,
Çığ riski olan yerler, yerleşim yeri olarak tercih edilmemeli,
Çığ riskinin olduğu yerlerde destekleme duvarları yapılmalıdır.
EROZYON (Toprak Aşınması)
Toprağın aşınmasını önleyen bitki örtüsünün yok edilmesi sonucu, koruyucu örtüden yoksun kalan toprağın su ve rüzgarın etkisiyle aşınması ve taşınması olayıdır.
Ülkemizde itki örtüsünün olmadığı veya zayıf olduğu bölgelerde görülür.
Erozyonu artıran nedenler:
Toprağı koruyan bitki örtüsünün bilinçsizce yok edilmesi,
Toprağın aşırı işlenmesi,
Toprağın eğim yönünde sürülmesi,
Şiddetli ve çok yağış,
Sert rüzgarlar,
Toprak ve doğal bitki örtüsüne insan eliyle yapılan müdahaleler.
Erozyonun etkileri
Verimli tarım alanları daralır.
Büyük ekonomik kayıplara yol açar.
Baraj göllerinin dolmasına, dolayısıyla barajların ömrünün kısalmasına neden olur.
Erozyonun zararları konusunda halkı eğitmeli ve belli bir bilinç oluşturulmalıdır.
YANGIN
Zarara, can ve mal kaybına yol açan söndürülmesi zor olan büyük ateştir. Yangın ormanlarda, evlerde ve tarlalarda anızın yakılması sonucunda görülür. Ülkemizde en fazla Akdeniz ve ege kıyılarında görülür.
Nedenleri:
Ormanlık alanların fazla olması
Yaz ayları sıcaklık ortalamasının yüksek olması
İnsanların dikkatsizliği, sönmemiş sigara izmaritlerini yere atmaları
Tarla açmak için yakılan ağaçlar orman yangınlarına yol açabilmektedir.
Alınabilecek önlemler:
Dikkatli olmak
İnsanları bilinçlendirmek
Ormanlarda yol açmak (Yangının büyümesini önlemek için )