Sabit Disk(HDD) Terminolojisi Temelleri
BIOS sınırlamaları-
Bazı eski BIOS uyarlamaları sadece 528MB’a kadar sabit diskleri destekler. Bu sorun, ya BIOS’u güncelleştirerek veya daha büyük HDD’leri destekleyen ISA kartı ekleyerek çözülebilir. Bazı yeni BIOS’lar sadece 8.4GB büyüklüğüne kadar HDD’leri destekler. Bunun nedeni, bu BIOS’larda “Logical Block Addressing(Mantıksal Blok Adresleme)” desteğinin olmamasıdır. LBA, 8.4 GB ve daha büyük HDD’lerde kullanılan yeni bir tip sürücü geometrisidir. Böyle bir durumla karşılaşıldığında, gene BIOS güncelleştirilmesiyle sorun giderilebilir.
Bölüntüleme(Partitioning) ve dosya sistemleri-
Açıklamalarımızda yaygın kullanılan “Fdisk” bölüntüleme yazılımını dikkate alacağız. Fdisk’i kesinlikle Windows’dan koşturmayınız. Windows stabil olmayan bir işletim sistemi olup, sabit diskinizin bölüntü tablosunu bozma riski yaratabilirsiniz. Fdisk DOS komut satırından çalıştırılmalı ve büyük disk desteği isteyip istemediğiniz sorulduğunda(günümüzde HDD’lerin boyutu 512MB’dan çok yüksektir), “Evet(yes)” şeklinde yanıtlayınız. Bölüntülemenin hangi sürücüye(aktif olan) uygulanacağından emin olmalısınız. Fdisk, varsayılan bir değer seçmekte, eğer sizin isteğiniz farklıysa, bunu belirtmelisiniz. Bundan sonra, bilgisayar sisteminize hangi dosya sisteminizi yerleştirmek istediğinize karar vermelisiniz. Aşağıda bazı seçenekler verilmiştir.
FAT16- Windows 95, 98 ve NT uyarlamalarıyla uyumludur.
-
Windows 95’in ilk versiyonu(95A) veya daha önceki uyarlamalarını ,
-
NT 4.0 veya daha önceki uyarlamalarını kullanacaksanız,
-
Windows 98 kurulumu yapıyor ve güvenli bir yol izlemek istiyorsanız, tercih etmelisiniz. Bu dosya sistemi seçildiğinde bölüntüleriniz 2GB’dan(2.048 MB) büyük olamaz. Diskiniz izin verdiği ölçüde istediğiniz kadar 2GB’lık bölüntüleriniz olabilir. Her bir bölüntü, Windows ve DOS altında farklı bir sürücü harfiyle gözükecektir. Bölüntüler oluşturulurken ilk önce 2GB’lık “Birincil bir DOS bölüntüsü(Primary DOS Partition)” yaratılır, sonra diskinizin geri kalan alanını kapsamak üzere “Genişletilmiş bir DOS bölüntüsü(Extended DOS Partition)” yaratılır.
FAT32- Eğer sisteminiz ile sadece Windows 95B veya Windows 98 kullanılacaksa, dosya sistemi olarak FAT32 seçilmelidir. FAT32, 2 Terabyte’a kadar bölüntüleri destekler. Günümüzün HDD boyutları düşünüldüğünde, bir sürücüyü bölmek isteme nedeniniz, organize olmak olabilir. Bu arada, eğer “boot” bölüntüsü çok büyük olursa, bazı anakartlarda sorunlar yaşanabilir. FAT32, sadece Windows 95B, 98, 2000 ve UNIX’in yeni bazı uyarlamaları tarafından okunabilir. FAT32’nin daha büyük bölüntüleri destekleme avantajı yanında, küme(cluster) boyutu da daha küçüktür. Bir dosyayı HDD’de saklamaya kalktığınızda, kümeler halinde saklanır. Fakat eğer dosya, kümeyi tam olarak dolduramazsa, geri kalan alan boşa harcanmış olur. Örneğin, sisteminizdeki küme boyutu 32KB ve saklanacak dosyanın boyutu 10KB ise, 22KB’lık alan boşa gitmiş olur. FAT32’de, sürücü büyüklüğünün 8GB’a kadar bir değer olması halinde küme boyutu 4KB, 8-16GB arasındaki sürücüler için küme boyutu 8KB, 16-32GB arasındaki sürücüler için küme boyutu 16KB ve 32GB’dan büyük sürücülerde küme boyutu 32KB’dır.
NTFS- Eğer bilgisayarınızı sadece Windows NT ile kullanacaksanız, NTFS dosya sistemi seçilmelidir. Bazı yeni UNIX uyarlamaları dışında, diğer işletim sistemlerinin hiçbirisi tarafından okunamaz. Bölüntüler istenilen büyüklüklerde seçilebilir.
Ext2- Genel olarak sadece UNIX tarafından kullanılır. Ext2 dosya sisteminde bölüntüler en fazla 4 terabyte’a kadar olabilir. Formatlamadan sonra, küme(cluster) boyutunu seçme opsiyonu mevcuttur. Daha küçük küme boyutları, saklama alanının daha verimli kullanımına yol açarken, sistem performansının kötüleşmesine yol açtığı unutulmamalıdır.
Formatlama- DOS veya Windows için sürücünüzü formatlarken “Format” komutu ile “/s” anahtarını kullanmayı unutmayın. Bu parametre, “boot up” işlemi için gerekli sistem dosyalarının eklenmesini sağlar. Eğer Windows 95A veya DOS altında formatlama yapmaya kalkarsanız, otomatik olarak FAT16 formatlama, Windows 98 altında formatlamada, FAT32 gerçekleşir; NT altında formatlamada, NTFS mi FAT16 mı yoksa FAT32(Windows 2000 için) mi kullanılmak istendiği sorulur. Linux işletim sistemi altında, varsayılan dosya sistemi “Ext2” dir; fakat diğer seçenekler de sunulur.
NEDİR BU ATA, ULTRA DMA, ULTRA ATA?
Bilgisayar endüstisinde kısaltmaların kullanılması yetmezmiş gibi, bir de her standart için birden fazla isim koyma hastalığı vardır; kafaları iyice karıştırır; insanı çileden çıkarır. Bu yüzden Ultra ATA/66'ya geçmeden önce, şu sabit disk arabirim standartlarına bir göz atalım.
Önce AT vardı; yani Advanced Technology (İleri Teknoloji). Bu, IBM'in 1984 yılında geliştirdiği, Intel 80286 işlemcili, 1.2 MB floppy sürücülü, 84 tuşlu AT klavyeye sahip sistemin adıydı. Yani bugünkü "IBM uyumlu" PC'lerin ilk örneği. O zamanlar sabit diskler, sistem üzerindeki ayrı bir disk denetçisine bağlanıyordu. ATA (AT Atachment) ile, yani AT standardının bir uzantısı ile denetçiyi disk üzerine aldılar. Böylece ATA diskler çıktı; buna aynı zamanda IDE (Integrated Drive Electronics) adı verildi. Kısacası IDE ile ATA aynı şeydir. Bundan sonra ATA disk standartları zamanla gelişmeye başladı. Bunlardan kısaca bahsedelim:
l ATA: IDE olarak da bilinir. ISA tabanlıdır. Tek sistemde iki diski, 16 bitlik bir arabirimi ve PIO 0, 1 ve 2 modlarını destekler.
l ATA-2: Fast ATA veya EIDE (Geliştirilmiş IDE) olarak da bilinir. Daha hızlı PIO modlarını (3 ve 4), multiword DMA 1 ve 2 modlarını destekler. Ayrıca LBA (Large Block Accessing) modunu destekler (böylece 528MB'tan büyük kapasiteli diskler yapılabilmiştir).
l ATA-3: ATA-2'nin üzerinde bir iki ufak değişiklik yapılmış halidir. Ama genelde, hatalı şekilde Ultra ATA/33 ile aynı anlamda kullanılır.
l Ultra-ATA: Ultra DMA, Ultra DMA/33, Ultra ATA/33, ATA-33, DMA-33; Fast ATA-2 olarak da bilinir. 33 MB/sn hızında çalışan DMA mode 2'yi destekler.
l ATA-4: Ultra-ATA'nın geliştirilmiş halidir. Hata denetimi eklenerek yüksek hızlarda veri bütünlüğü sağlanmıştır. Ultra ATA/66 ile karıştırılır ama sanılanın aksine bir disk hem Ultra DMA/33 hem ATA-4 olabilir.
l Ultra ATA/66: Quantum'un geliştirip, Intel'in destek verdiği yeni ATA standardıdır. Böylece disk ile sistem arasındaki bant genişliği 66 MB/sn'ye çıkmıştır
Seagate Web sitesinden alınan yukarıdaki tablo, ATA standardının gelişimini açıklıyor.
Günümüzde piyasada sadece Ultra ATA/33 ve Ultra ATA/66 diskleri bulabilirsiniz. Çok yakın zamanda da Ultra ATA/33'lerin silineceği şimdiden anlaşılıyor. Burada bizim bilmemiz gereken, Ultra ATA/33'te kullanılan IDE kablosunun transfer edebileceği veri miktarı saniyede 33.3 MB/sn iken, Ultra ATA/66 disklerde kullanılan kablo 66.6 MB/sn kapasiteye sahip. Disk teknolojileri de buna göre düzenlenmiş. Ancak ATA standartları hakkında daha fazla bilgi almak istiyorsanız
http://www.seagate.com/support/disc/papers/ultra_ata.shtml adresine bakabilirsiniz.
ULTRA ATA/66
Peki ama kablo kapasitesinin artırılmasının, yani diskten sisteme ulaşan yolun genişletilmesinin disk performansına etkisi olur mu? O zaman, neden diskin bant genişliği artırıldı? İşte büyük disk üreticilerinden Western Digital'in Web sitesindeki bir grafik bize bunu açıklıyor. Üstelik bu grafik, test yapmaya gerek kalmadan Ultra ATA/66 disklerin şimdiden Ultra ATA/33 disklerden neden 2 kat (veya 1.5 kat) daha hızlı olamayacağını da açıklıyor.
Bu grafikteki eğrilere baktığımızda, 7200 ve 5400 devir disklerin, yıllar geçtikçe hızlandığını görüyoruz. Bunun sonucunda da sistemdeki diğer aygıtlara doğru ve onlardan diske doğru veri transfer süratleri, yani veri okuma ve yazma süratleri artıyor. IDE kablosunun da bu sürati kaldırabilecek bir kapasiteye sahip olması gerekiyor. Ancak, bugün Ultra ATA/66'nın çıkmış olması, mevcut disklerin bu bant genişliğini tam kapasite ile kullanabildiği anlamını taşımıyor. Grafiğe göre, 7200 devir disklerin performansı bu sıralarda öyle bir seviyeye erişmiş ki, mevcut Ultra ATA/33 arabiriminin bant genişliği yetmeyip, darboğaz oluşturmuş. Bu durumda Ultra ATA/66 darboğazı kaldıracak. Ama bu, hemencecik Ultra ATA/66'yı tam kapasite kullanacağız anlamına gelmiyor. Grafiğe bakılırsa, Ultra ATA/66'yı tam kapasite kullanan diskler 2002 yılına doğru çıkacak ve o zaman da yeni ve daha hızlı bir arabirim şart olacak (veya IDE'de 7200 devir/dakika'nın üzerine çıkabilen diskler üretilir, daha kısa sürede bu limite ulaşılabilir.) Yani neymiş? Bugünkü 7200 devir diskler bile Ultra ATA/66'yı tam kapasite kullanamıyormuş, dolayısıyla şimdiden öyle söylendiği gibi Ultra ATA/33'e göre 1.5, 2, hatta 2.5 kat hızlı olmaları mümkün değilmiş.
Ultra ATA/33 çıktığında da böyle olmuştu. Birdenbire iki kat hızlı disklere kavuşamamış, boş yere hayal kırıklığına uğramıştık. Quantum bölge satış müdürü Pierre Brunswick, bazı disk üreticilerinin, bazı Ultra ATA/33 arabirimli disk modellerinin performansının yeterli olmadığından, 16,6 MB/sn'lik bant genişliğini dolduramadıklarından, bu yüzden bu disklere - Ultra DMA/33 arabirime sahip olsalar da - Ultra DMA/33 denemeyeceğinden bahsediyordu. Yine aynı şey geçerli. Ama zamanla diskler hızlanacak ve bu bant genişliği de dolmaya başlayacak.
Şimdi, performans konusunu bir kenara bırakıp, bugün pratikte UDMA/66 diskleri nasıl kullanacağımıza bakalım. (Bu arada, yazıda bazen UDMA/66, bazen Ultra ATA/66 dersem karıştırmayın; yukarıda belirmiştik, ikisi de aynı şey.)
YENİ KABLO
UDMA/66 disklerde ilk farkedeceğimiz detay, IDE kablosundaki değişiklik. Eski 40 kanallı IDE kablo yerine 80 kanallı bir kablo kullanılıyor. Ama kablonun konnektörleri yine 40 pin girişli. Dolayısı ile anakartımız üzerindeki 40 pinli IDE konnektörünün UDMA/33 mü, yoksa UDMA/66 mı olduğunu ilk bakışta ayırtedemiyoruz. BX yonga setli anakartlar da dahil, normalde şimdiye kadar anakartlarda UDMA/33 konnektörleri vardı. Abit'in yeni çıkardığı BE6 anakart, BX yongalı olmasına karşın üzerinde iki standart IDE konnektörünün yanı sıra UDMA/66 yongası ile yönetilen iki de UDMA/66 konnektörü bulunuyor. Ama bu anakart bir istisna. BX yonga setleri UDMA/66 şartnamesi ile çok aykırı düşmese de, Intel normalde i810 yonga setli anakartlarla birlikte UDMA/66 desteğinin gelmesini öngörmüş. Ama Abit rahat durmamış, HotRod66 adında, PCI veriyoluna takılan bir UDMA/66 denetçili kart üretmiş. Üzerinde iki UDMA/66 konnektör bulunan bu kartı BX anakartınıza takıyorsunuz, UDMA/66 desteği ediniyorsunuz.
Peki, UDMA/66 yeni bir standart, gittik UDMA/66 bir disk aldık, mevcut anakartımızla çalıştıramayacak mıyız? Elbette çalıştıracağız, çünkü geriye doğru uyumlu. Ama bu diski UDMA/33 olarak çalıştıracağız. 80 kanallı bir kablo alacağız, ama konnektörü 40 pinli olduğundan diski anakartımıza eskisi gibi bağlayabileceğiz (veya eski standart IDE kablosu da kullanılabilir). Standart BX anakartlarda ayrı bir UDMA/66 denetçisi olmadığından, BIOS aradaki farkı anlamadığından, bant genişliği 33 MB/sn'ye düşecek haliyle. Ama mevcut diskler zaten bu bant genişliğini yeni yeni doldurabildiği için çok büyük bir performans kaybı olmayacak. Tabii birkaç ay sonra daha hızlı diskler çıkarsa, durum değişebilir. Ayrıca söylendiği gibi sırf UDMA/66 sayesinde birden performans 1.5-2 kat artmıyor ama UDMA/66'nın şimdiden sağladığı faydalar yok değil; aşağıda değiniyoruz.
Kablonun 80 kanallı olması nedendir? Efendim, Quantum'un sitesinden edindiğimiz bilgiye göre bu 40 ilave kanal toprak kanalıymış; yüksek hızlı veri transferleri sırasında oluşan elektromanyetik dalgaların yarattığı veri distorsiyonu (crosstalk) olasılıklarını düşürüyormuş ve sinyal bütünlüğünü koruyormuş.
Bunun yanı sıra bir de CRC (Cyclic Redundancy Check) meselesi var; bu bir hata tespit kodu ve transfer edilen verinin bütünlüğünü korumasını, hatasız iletilmesini sağlıyor. Aslında UDMA/33 disklerde de vardı ama genişleyen veri yolu sayesinde bu hata kontrol sistemi ek bir yük getirmiyor.
UDMA/66 kablosunun çok önemli başka farklılıkları da var; bu hayati farklılıklar Örneğin, üzerindeki üç konnektör de renk kodları ile ayrılmış. Bir uçtaki mavi konnektör anakarta, diğer uçtaki siyah konnektör master diske, ortadaki gri konnektör ise varsa slave diske bağlanıyor. kabloyu düzgün bağlayınca performans epey farkediyor (transfer sürelerinde %10-15, erişim süresinde %20 kadar). Aman kablo bağlantılarına dikkat. İki diskiniz varsa, slave olanı ortaya bağlamaya da dikkat edin, aksi halde çok sorun çıkıyor; bir diski görmüyor, görse bile UDMA/33 tanımakta ısrar ediyor.
Kablonun anakarta yakın kısmında, 34. kanalda küçük bir kesik göreceksiniz; endişelenmeyin. Bu da HotRod66 kitapçığında belirtildiği gibi UDMA/66 kablo standardının gerektirdiği bir şey. Bir de kablo üzerindeki konnektörlerin yuvalarına doğru yönde (1 numaralı kanal 1 numaralı pine gelecek şekilde) takılmasını kolaylaştırmak için konnektörlerin ortasına bir kılavuz parça eklemişler, yuvalarda buna karşılık gelen boşluğa tam oturuyor.
İşte size pek kolay bulamayacağınız bir bilgi daha: UDMA/66 kabloda master/slave jumper ayarı tümüyle değişiyor. Tek UDMA/66 diskiniz de olsa; iki UDMA/66 diskiniz de olsa, bir UDMA/66, bir UDMA/33 diskiniz de olsa, hepsinin jumper ayarını CS (cable select) konumuna getiriyorsunuz. UDMA/66 uyumlu BIOS, UDMA/66 kablosu üzerinde diskilerin hangisinin gri, hangisinin siyah konnektöre bağlı olduğunu anlıyor; siyaha bağlı olanı master, griye bağlı olanı slave yapıyor.
Bu Cable Select jumper'ı eskiden beri vardı; HP sistemlerde kullanılırdı ama UDMA/66 ile birlikte artık tümüyle devreye sokulmuş anlaşılan. Öte yandan iki diskiniz de UDMA/33 ise, CS ayarı işe yaramıyor; slave disk bu ayarda UDMA/66 kabloda tanınmıyor. Eski IDE kablosu ile klasik master/slave jumper ayarı yapmanızı öneririz.
UDMA/66 ile gelen bir diğer yenilik ise zamanlama sınırlarının (timing margins) geliştirilmiş olması. Türkçesi, disk okuma ve yazma süreçleri arasındaki gecikmeleri azaltıyor.
Bildiğiniz gibi, disklerde bir tampon bellek var. Sistemden diske, diskten sisteme kısa bir süre sonra gideceği belli olan veriler önce buraya depolanıyor ve buradan hızlı bir biçimde ilgili aygıta iletiliyor. Burada kullanılan iki terim var: "cache miss" ve cache hit". Aranan bir veri tampon bellekte yer alıyorsa, buna "cache hit", bulunmuyorsa ve disk plakalarından alınması gerekiyorsa, buna "cache miss" adı veriliyor. Bu durumda "cache hit" süresi çok kısa (<1ms); veri tampon bellekte bulunuyor ve hemen alınıyor. "Cache miss" durumunda ise aranan veri tampon bellekte bulunmadığından disk plakalarına bakılıyor ve bu işlem 10 ms'den uzun sürüyor. UDMA/66'da bu işlem de geliştirilmiş. Burada da "cache hit" (tampon bellekten <1 ms gecikme ile gelen veriler) ve "cache miss" (disk plakalarından >10 ms gecikme ile gelen veriler) durumuna yol açan tüm komutlar için UDMA/66'nın avantajını gösteren şöyle bir tablo veriliyor:
Ultra ATA/66'nın Performans Faydası
Cache Miss Cache Hit
Sıralı Evet Evet
Rasgele Hayır Evet
Uzun sözün kısası, UDMA/66 disklerde yeni standarttır. Bundan sonra, sisteminiz UDMA/66 desteklemese bile geleceği düşünüp, şimdilik UDMA/33 çalıştırmak üzere UDMA/66 disk almanızda fayda vardır. UDMA/66 performans sağlayıcı bir faktör olmaktan çok, yeni disklerin gerçek performanslarını gösterebilmelerini engelleyen darboğazı ortadan kaldıran bir arabirim standardıdır. Bir disk sırf UDMA/66 diye iki kat hızlanmaz ama yakın gelecekte bugünkünün iki katı hızlı diskler yapılırsa, UDMA/66 sayesinde bu hızlarını gösterebilmeleri için bir engel olmayacaktır. Diskler UDMA/66 kullanıyor diye daha hızlı değildir; daha çok motor güçleri, dahili transfer hızları, erişim süreleri, teknolojileri ilerilediği için hızlılardır. Ve UDMA/66'nın UDMA/33'e göre üstünlüğünü ölçmek istiyorsak, bunu aynı diski UDMA/33 ve UDMA/66 modlarında çalıştırarak yapmalıyız.
UDMA/66 KARTLARI
Yurtdışında birkaç markanın daha var (örneğin Promise) ama Türkiye'ye sadece Abit'in UDMA/66 kartı HotRod/66 girdi. Bu PCI kart, UDMA/66 özelliğine sahip olmayan sistemlere bu özelliği sunuyor. Üzerinde iki UDMA/66 konnektörü var. LX, ZX, BX gibi yonga setlerine sahip anakartlarda da kullanılabiliyor, ancak Abit BX şartnamesinin UDMA/66'ya daha uygun olduğunu, diğer sistemlerde pek bir avantaj sağlamayacağını düşünüyor. Kendi BIOS'u olan bu kartı taktığınızda, sisteminizi karta bağlı disklerden açabiliyorsunuz. . HotRod66'ya bağlı diskleri sistem BIOS'unda görülmüyor ama kart, açılışta kendine bağlı diskleri kendi BIOS'u sayesinde size bildiriyor. Sistemi açarken öncelik anakarta direkt bağlı disklerde. Windows Aygıt Yöneticisinde ise kartın bir SCSI denetçisi gibi tanındığını görüyoruz.
SPS VE DPS
Bu kavramları daha önce anlatmıştık; biraz üzerinden geçelim. Her ikisi de Quantum'un geliştirdiği ve yeni disklerinde kullandığı teknolojiler. SPS, Shock Protection System'in kısaltması. Yani diski darbelere karşı koruyan bir sistem. Disklerdeki "bad sector"lerin yani fiziksel hasarların oluşma nedeni, diskin aldığı darbeler. Disk bir darbe aldığında okuma/yazma kafası sıçrıyor ve disk yüzeyinde birkaç kez zıplayarak mikro partiküllerin kopmasına neden oluyor. İşte bad sectorler de böyle oluşuyor ama zamanla kafa disk içinde serbest dolaşan bu partiküllere rastladıkça, darbe almasa da tekrar sıçrayıp daha fazla zarar veriyor. Bad sector çıkan disklere bu yüzden pek güven olmuyor; "bu disk yolcu" diyoruz. Sadece disk yolcu olsa iyi, içindeki çok önemli verilerimiz de yolcu oluyor haliyle. Quantum, bu riski azaltmak için SPS adını verdiği bir süspansiyon mekanizması geliştirmiş; böylece kafa darbelerde disk plakaları üzerinde pek sıçramıyor. Tabii, SPS var diye diskle fubol topu gibi oynamamak lazım! Quantum, SPS sistemi ile sistem montajı sırasında oluşan disk arızalarını %70, arızalı ürün iade oranını ise %30 azalttıklarını ileri sürüyor.
Bir de Quantum sitesinde SPS II diye yeni bir teknolojiyi tanıtıyor. SPS'den farkı şuymuş: SPS, disk çalışmazken geçerli olan bir koruma sistemiymiş. SPS II'de ise disk çalışırken de darbelere karşı koruyor; üstelik darbe geldiği anda diske yazma işlemini keserek verilerin yazılmasında olası bir hatayı engelliyor. Bildiğiniz gibi yazma işlemi iz iz, dairesel çizgiler halinde ilerliyor. Disk yazma yaparken bir darbe geldiğinde kafanın kayıp izden çıkarak başka yerlere yazama ihtimali var; bu da veri hatalarına yol açıyor. SPS II'de işte bu önlenmiş. Herhalde Quantum bu teknolojiyi daha yeni disklerine uygulayacak.
DPS ise Data Protection System'in kısaltması. İsmine bakmayın; aslında verilerinizi filan koruduğu yok. Quantum, virüs, işletim sisteminde, dosya yapısında bir bozukluk, diğer donanımların uyumsuzlukları gibi nedenlerle çıkan sorunlarda bozuk olmayan disklerin bozuk diye gelmesinden sıkılmış; ben bu iade oranlarını nasıl düşürsem de düşürsem diye kafa patlatmış. Sonunda bir yazılım geliştirmiş, bu yazılımla her kullanıcı, Quantum sabit diskini test ederek, diskin gerçekten bozuk olup olmadığını anlayabiliyor. DPS yazılımı Quantum Bigfoot ve Fireball TM modellerinden başlayarak son 2.5 yıldır üretilmiş tüm Quantum disklerde çalışıyor. QDPS (Quantum Data Protection System) adlı, 82K'lık bu yazılımı www.quantum.com/support/csr/software/csr_software.htm adresinden indirebilirsiniz.
Programı sistem disketine kopyaladıktan sonra PC'yi bu disketle açıp DOS komut satırından çalıştırıyorsunuz. Test iki bölümden oluşuyor. Smart Quick Test adını taşıyan ilk bölüm diskteki verilerden bağımsız olarak tüm disk yüzeyini ve ayrıca ilk 300 MB'lık veriyi kontrol ediyor. Bu test 90 sn sürüyor. Extended Test adı verilen ve diskin geri kalanındaki verileri kontrol eden ikinci test ise disk kapasitesine bağlı olarak 20 dakika kadar sürebiliyor.
Quantum genelde disk teknolojilerini önce geliştiren firma olduğu için SPS ve DPS'ten bahsettik. Ama başka markaların da yeni disklerinde benzer koruma sistemleri var. Bu disklerde, darbe koruma sistemi özel bir teknoloji şeklinde geliştirilmemiş olsa da G birimi olarak darbe değerlerine baktığınızda bazı modellerin Quantum'dan geri kalmadığı anlaşılıyor. Yine de Quantum'un teknolojisi dikkate değer görünüyor.
Veri koruma, daha doğrusu disk sağlamlık testi yazılımlarına gelince hemen hepsinin Web sitelerinde bu tür yazılımlar var. Örneğin IBM'in DFT; Western Digital'in DataLifeguard, Maxtor'un MaxSafe, Seagate'in SeaShield/OnTrack adlı yazılımları bulunuyor.
DİSK PERFORMANSI
Bir disk satın alırken, performansını en azından firmanın verdiği bilgilere göre anlamak için genel olarak beş kritere bakmak gerekiyor:
l Motor Hızı (rpm): Devir/dakika cinsinden hızı. IDE disklerde 5400 ve 7200 devirler daha yaygın. 7200 rpm disklerin motor hızı sayesinde 5400 devir disklerden %20 daha hızlı olduğu söyleniyor.
l Erişim Süresi (ms): Ne kadar düşük olursa o kadar iyi. Sıralı verileri okurken, izler arasında geçiş yaparken, rasgele verileri kurken oluşan gecikme sürelerinin (latency) de hesaba katıldığı karmaşık bir yöntemle hesaplanıyor.
l Tampon Bellek Kapasitesi (KB): Yukarıda "cache hit", "cache miss" kavramlarından bahsederken, tampon belleğin önemini vurgulamıştık. Hızlı tampon bellek kapasitesi ne kadar yüksekse o kadar iyi.
l Dahili Transfer Hızı (Mbit/sn): Genel kriterlere göre, bir diskin Ultra ATA/66 standardına ayak uydurabilmesi için dahili transfer hızının 200 Mb/sn'nin üstünde olması gerekiyor. Ne kadar yüksekse disk o kadar hızlı demektir.
l Arabirim Standardı: Yani UDMA/33 veya UDMA/66 olup olmadığı. Disk yeterince hızlıysa ama hala UDMA/33 arabirimini kullanıyorsa, bu darboğaz yaratır ve diskin gerçek performansı göstermesini engeller.
2.1GB VE 8.4 GB SINIRLAMASI
DOS, PC-DOS, DR-DOS ve Windows 95A (FAT16) işletim sistemlerinin tüm versiyonlarında 2.1GB'lık bölme (partition) sınırı bulunur. Yani, bu işletim sistemlerinin disketleri ile bölümlenmiş diskler 2.1GB'dan küçük bölmelere ayrılmalıdır ki, diskin tam kapasitesinden yararlanılsın. Windows 95B (OSR2) sürümü ile birlikte bu 2.1GB sınırı kalkmıştır. Diskinizi Windows 95 OSR2 veya üzeri bir sürüm ile yarattığınız açılış disketinden FDISK ile formatlarken büyük disk seçeneğini aktif hale getirdiğinizde (bkz. PC Magazine, Ağustos 99, Bilgisayar Kurdu 4); 2.1GB'dan büyük kapasitelerle bölmeler oluşturabilirsiniz.
8.4GB'dan yüksek kapasiteli diskler içinse Windows 95, Windows 95 OSR, Windows 98 veya eşdeğeri işletim sistemi gerekir. Extended interrupt 13'ü desteklemeyen eski işletim sistemleri 8.4GB'ın üzerine erişemezler ve bunun üzerini formatlayamazlar. Bu, BIOS'tan ve anakarttan bağımsız bir sınırlamadır. DOS tabanlı işletim sistemleri interrupt 13'ü desteklemediği gibi, önce DOS yüklenip üzerinden Windows 95'e terfi edilmiş işletim sistemleri de bunu desteklemez ve 8.4GB'tan büyük kapasiteli diskleri görmezler.
GEÇMİŞTEN GELECEĞE DİSKLER
İşlemcilerde transistör yoğunluğu, dolayısıyla işlemci hızı her 18 ayda bir ikiye katlanır. Sabit disklerde de buna benzer bir kural var: Disk kapasiteleri ortalama olarak her 12 ayda bir ikiye katlanır. İki yıl önce sistemler ortalama 2GB sabit disk ile gelirken, bugün ortalama bir kullanıcı 8GB, hatta 10 GB diskleri düşünmeye başladı. Mühendisler disk plakaları üzerinde yer alan verilerin alan yoğunluğunu artırarak kapasiteleri artırabiliyorlar. Alan yoğunluğu, belirli bir alana sığan veri miktarıyla ölçülüyor (genelde inç kare başına düşen gigabyte miktarı). 1956'da üretilen ilk manyetik sabit disk olan IBM 350, her biri 24 inçlik 50 adet disk plakası üzerinde sadece 5MB veri depolayabiliyordu. Alan yoğunluğu ise 256 byte/inç2 idi.
Alan yoğunluğunu artırmak nispeten kolaydı ama bunun için diskin okuma yazma kafasının hasasslığını artırmak gerekiyordu ki, daha dar bir alanda o yoğunluktaki bilgileri okuyup yazabilsin. İki yıl önce, sabit disklerin büyük çoğunluğu indüktif ince film (thin film inductive) kafalar kullanarak inç karede 1.5 Gigabit'e kadar yoğunluğa çıkabilmişlerdi. Sonra IBM magnetoresistive (MR) kafaları üretti ve inç kare başına yoğunluk 5Gigabit'e kadar çıkabildi. 99'da ise yine IBM GMR (Giant MagnetoResistive) kafaları icat ederek bu sınırı 10 Gigabit/inç2'ye yükseltmeyi başardı. (Bu arada unutmayın: 10 Gigabit = 10/8 = 1,25 Gigabyte). Bugün yeni disklerde GMR kafalar kullanılıyor.
Öte yandan verileri bu kadar sıkıştırmanın da bir sınırı var: 20-40 Gigabit/inç2 civarında bir noktaya ulaşıldığında - yani 1-2 yıl sonra - bu sıkışık verilerdeki manyetik kutuplaşmanın birbirini etkileyip sileceği mühendislerce bulunmuş. Mühendisler buna "super-paramagnetic sınır" diyor. İşte bu noktada Seagate'in bir alt kuruluşu olan Quinta Corp., Optically Assited Winchester teknolojisi (OAW - Optik Destekli Winchester) ile karşımıza çıkıyor. OAW, günümüzdeki manyetik kafaları bir lazer ışını ile birleştirerek, civardaki bitlere zarar vermeden veri yazılmasını sağlıyor. Böylece 20-40 Gbit/ inç2 disk yoğunluğuna ulaşmak ve 140-280 GB kapasiteli diskler üretmek mümkün olacakmış! Önümüzdeki 10 yıl içinde bu teknolojiye sahip disklerin çıkması bekleniyor.
Buraya bir saplama yapalım, geçmişten günümüze disklerin ne kadar ucuzladığından bahsedelim. 1956'daki IBM 350 depolama sisteminin 1 MB'ı tam 10 bin $'dı! Bugün ise 250$ civarında 10 GB'lık bir disk almak mümkün. O kadar gerilere de gitmeyelim ve yukarıdaki tabloda MB/$ olarak disk fiyatlarının on yılda nasıl ucuzladığına şahit olalım.
Bu arada disk teknolojilerinin tartışması en büyük öncüsü IBM de dünyanın en küçük sabit diskini üretti. 350 MB veya 170 MB kapasiteli modelleri bulunan IBM Microdrive, 42,8x36,4x5 mm boyutlarında. Sadece 16 gram ve bir PC Card adaptörü kullanılarak defter bilgisayarlardaki Type II yuvasına takılabiliyor. ABD'de yaklaşık 500$ civarında bir fiyatla satışa sunulması planlanan bu disk 15 ms erişim süresine, 5 Gigabit/inç2 civarında bir alan yoğunluğuna sahipmiş. Windows CE tabanlı avuçiçi PC'lerde dijital kameralarda, kişisel ses cihazlarında kullanılması öngörülmüş.
UDMA/66 İle İlgili İlginç Püfler
UDMA/66 kablosundaki mavi, siyah ve gri konnektörlerin yanlış yerlere bağlanması sonucu, BIOS'un disk(ler)i tanımaması (yanlış tanıması) gibi sorunlar doğruabileceği gibi, diskin performansını da düşürür.
Diyelim ki, UDMA/66 kablo bolluğu içindesiniz; üzerindeki kanal çok ya, bir de CD-ROM sürücüme takayım, sürücüm rahatlasın diye düşündünüz. Yanlış düşünmüşsünüz. CD-ROM çalışır çalışmasına ama hem performansı düşer, hem de sistemdeki diskin performansını düşürür. Denedik, her seferinde birbirini tutmayan disk sonuçları gerçek testlerdekinin %15-20 kadar altına düşebiliyordu.
i810 anakartınız var diyelim, ama gitmiş bir UDMA/33 disk almışsınız. Bu diski UDMA/66 kablosu ile bağlarsanız performansı bir miktar düşüyor. Eski standart IDE kablo ile bağlamakta fayda var. UDMA/33 olmasına karşın ATA-4 standardındaki disklerde ise bu olumsuzluğu yaşamadık.
İki diskiniz var; biri UDMA/66, diğeri UDMA/33. İkisini birlikte kullanabilirsiniz. Ama UDMA/66 diskin DMA 4 modunda çalışabilmesi için UDMA/66 kablosu şart. Aynı UDMA/66 kabloya iki diski de takabilirsiniz.
Seagate'in sitesinde aynen şöyle yazıyor: "(UDMA/66 diskler için) anakartın UDMA/66 uyumlu olmasına dikkat edin. UDMA/66 uyumlu anakartlarda kablo üzerindeki kesik 34. kanalı tespit eden kapasitörlü bir tespit devresi bulunur. Bu kapasitör yoksa sistem UDMA/66 kabloyu yanlış algılayabilir ve diski daha yüksek bir transfer hızına zorlayabilir; tutarsızlıklara yol açar." Bizim önerimiz şu: UDMA/66 desteği olmayan anakartlarda UDMA/66 disk kullanacaksanız, uyumsuzluklara karşı kablosu eski standart IDE kablosu olsun. i810 ve daha yeni UDMA/66 destekli anakartlarda ise disk hangi standarttaysa o standardın kablosunu kullanın.
UDMA/66 kablo kullanacaksanız, tek UDMA/66 diskiniz de olsa; iki UDMA/66 diskiniz de olsa, bir UDMA/66, bir UDMA/33 diskiniz de olsa, hepsinin jumper ayarını CS (cable select) konumuna getiriyorsunuz. UDMA/66 uyumlu BIOS, UDMA/66 kablosu üzerinde diskilerin hangisinin gri, hangisinin siyah konnektöre bağlı olduğunu anlıyor; siyaha bağlı olanı master, griye bağlı olanı slave yapıyor. Bu Cable Select jumper'ı eskiden beri vardı ama UDMA/66 kablo ile birlikte yeni devreye sokulmuş anlaşılan. Öte yandan iki diskiniz de UDMA/33 ise, CS ayarı işe yaramıyor; slave disk bu ayarda UDMA/66 kabloda tanınmıyor. Eski IDE kablosu ile klasik master/slave jumper ayarı yapmanızı öneririz.
MARKA VE MODELLERE GORE DISK PERFORMANSLARI
MAXTOR 90845D4
Üst düzey 7200 devirli DiamondMax 5120 serisi ve 5400 devirli 6800 serisi diskleri; özellikle de seri numarasındaki U harfi ile UDMA/66 desteklediği belli olan modelleri çok iyi çıkış yaptmakta yine de 256K gibi düşük sayılacak önbelleğe rağmen DiamondMax 4320 serisinden olan bu UDMA/33 arabirimli modelin perfomansı fena değil. Özellikle de 646MB'lık veri kopyalama testinde ve Business Disk WinMark testinde iyi sonuç aldı. Az ısınan bu disk, biraz gürültücü. Kutulu değil de OEM disklerin hakim olduğu Türkiye'de diskler oldukları gibi, çıplak gelirken, Maxtor antistatik disk poşetlerinin içine birer kullanım kılavuzu koyuyor (tabii İngilizce). Bilirsiniz, silindir limiti olan eski BIOS'larda 2.1GB'ın üzeri tanıtılamazdı. Bu kılavuzda bu soruna sahip PC'ler için ayrı bir jumper düzeneği verilmiş ve Maxtor Web sitesinden edinilecek MaxBlast yazılımı ile birlikte bu sorunun aşılacağı belirtilmiş. Gerçi artık bu sorun pek kalmadı; bu soruna sahip değilseniz, kılavuzun 3. maddesindeki jumper ayarlarını kullanın; disk üzerinde jumper ayarını gösteren bir şema olmadığını da hatırlatalım.
MAXTOR 90840D5OEM
Seri numarasındaki OEM ibaresi ilginç: kutulusu ülkemizde olmayan, birlikte yazılım verilmeyen sabit diskler zaten OEM iken, bu OEM'in de OEM'i ilginç bir disk. Zira Maxtor Web sitesinde ne 90840D5OEM, ne 90840D5 modeli ile ilgili hiçbir detaylı bilgi yok. Maxtor'un Kore sitesinde bir iki özelliğinden bahsediliyor o kadar. Bu yüzden özellikler tablomuzda eksik bilgi ile yer aldı. Klasik kurulum kılavuzu var ama, bu standart kağıt tüm Maxtor disklerde aynı bilgileri içeriyor; modele özel notlar taşımıyor. Performans sonuçları pek parlak olmayan, erişim süresi yüksek, sadece 256K tampon bellekli bu disk az ısınmasına karşın biraz sesli. 5400 devirli, UDMA/33 destekli bu disk biraz eski teknoloji gibi görünüyor.
QUANTUM FIREBALL PLUS KA
Quantum ülkemizde en beğenilen disklerin başında gelmiştir; bu yüzden her yeni modeli piyasada bulunur. Tabii fiyatı da kapasitesine ve performansına göre. Yine de MB başına maliyeti çok yüksek sayılmaz. 7200 devirli, UDMA/66 arabirimine sahip, 512K tampon bellekli, dahili transfer hızı en yüksek disklerden biri. 646MB'lık veri kopyalama da en kısa süre ile rakiplerine fark attı.
Yani günün gerekliliklerini tümüyle yerine getiriyor. Tek olumsuz yanı biraz gürültücü olması. Genel olarak orta seviyede (tabanda 450C) ısınıyor ama üzerindeki bazı yongalar 740C'ye kadar çıkıyor. 2048K'lık tampon belleği ile Western Digital 29100 bu diski tek zorlayan model oldu; ama dahili transfer hızında ve erişim süresinde Fireball Plus KA'ya boyun eğmek zorunda kaldı.
QUANTUM FIREBALL CX
Quantum'un yeni modellerinden bir diğeri ve KA'ya göre daha uygun fiyatlı olduğu için çok tercih edilmeye başlandı. Bunu diskler arasında 241 Mbit/sn'lik en yüksek dahili transfer hızına sahip olmasına borçlu diyebiliriz. Klasik Quantum gürültücülüğüne sahip 5400 devirli, 512K tampon bellekli, 6.4GB kapasiteli bu UDMA/66 disk, KA'dan ve CR'den biraz daha az ısınıyor; ama yine de üç diskte de ısınma seviyesi kabul edilebilir düzeyde.
QUANTUM FIREBALL CR
Yine 6.4GB kapasiteli bu diskin Quantum Fireball CX'ten tek farkı dahili transfer süresinin düşük olması gibi görünüyor. Dahili transfer süresinde 194 Mbit/sn ile aslında UDMA/66 standardı için önerilen minimum 200 Mbit/sn sınırınının biraz altında kalmış. Zaten Quantum da ürünlerini konumlandırırken, CR'yi CX'in biraz altına yerleştiriyor. İyi bir disk ama CX ile CR arasında seçim yapmak zorunda kalsam, CX'i tercih ederdim.
SEAGATE ST-36421A
Önce bu diski UDMA/33 zannetim; çünkü Asus MEW anakartın BIOS'u tüm UDMA/66 diskleri Cable Select konumunda ve 80 kanallı kablo ile DMA 4 modunda tanıyordu; ama bu diski UDMA/33 diskler gibi DMA 2 modunda tanıyordu. Segate Web sitesinde diskin özelliklerine bakarken U4 serisi olduğunu gördüm. Seagate'in U4 serisi (Ultra ve DMA 4 modunu çağrıştırıyor) UDMA/66 destekli. Biraz sitede araştırma yaptım. Meğer disk standart olarak UDMA/33 geliyormuş,
ftp://ftp.seagate.com/techsuppt/seagate_utils/uata66-d.exe adresinden indirilen bir yazılımla UDMA/66'ya çevrilebiliyormuş. Ama bu yazılımın kullanılabilmesi için gerçek UDMA/66 destekli bir anakart (sonradan ekleme PCI UDMA/66 kartları olmuyormuş) ve 80 kanallı kablo gerekiyormuş. Yazılımı bir sistem disketine kopyalayıp sistemi bu disketten açıyorsunuz. Programı disketten çalıştırıp UDMA modunu değiştiriyorsunuz. O zaman BIOS paşa paşa diski DMA 4 olarak tanıyor.
Bu yazılım ile gelen txt dosyasındaki önemli bir açıklama, Seagate'in neden buna gerek duyduğunu açıklıyordu: PC'niz UDMA/66 destekli değilse (BIOS'u desteklese bile) diski UDMA/66'da çalıştırırsanız, sistem ve disk birbiri ile farklı farklı, tutarsız hızlarda haberleşmeye çalışıyormuş. Bu yüzden anakartınız kendinden veya HotRod/66 gibi bir kartla UDMA/66 destekli değilse, BIOS'ta bu seçenek olsa bile diskleri UDMA/66 çalıştırmamız gerektiği anlaşılıyor. Seagate bu yazılımın her U4 diskle birlikte bir diskette geldiğini söylüyor ama OEM piyasasında her ürünün mümkün olan en "yalın" dolayısıyla en masrafsız şekilde verildiğini unutmuş anlaşılan. Neyse biz yazılımı indireceğiniz adresi verdik.
Seagate bu testte düşük performanslar gösterdi Medalist Pro serisinin pek fazla getirilmiyor. Tabii o seride henüz UDMA/66'ya geçilmemiş; sitesinde hem 7200 devir hem UDMA/66 bir model göremedim. ST-36421A En düşük CPU kullanımına sahip disk ama, zaten tüm disklerin CPU kullanımı en küçük programın bile harcadığından az. Yüksek disk erişim süresi ve 256K önbelleği, performans düşüklüğünün önde gelen nedenleri arasında. Bu diskin en ilginç yanı, siyah esnek plastikten (ve zorlanırsa çıkarılabilir) bir muhafazası olması. Sanırım en az ısınınan disklerden biri olmasından cesaretle konulmuş ve titreşimi önleme amacını taşıyor. Yine de gürültücülüğünü pek önleyemiyor.
SEAGATE ST-38420A
Neredeyse çok daha yeni teknolojilere sahip olan ST-36421A modeline yetişecekmiş. Bence bazı teknolojiler yenilenirken diğer özellikler de yükseltilmeli, aynı seviyede tutulmamalı. İşte bu disk UDMA/33'lük bir model ama UDMA/66 standardındaki ST-36421A'nın iki katı tampon belleğe, test ölçümlerine göre hemen hemen aynı erişim hızına (firmanın verdiği bilgilere göre bu modelin erişim hızı daha iyi) sahip. UDMA/66'lı model daha yüksek dahili transfer hızından zor kurtarıyor. Bu disk az ısınıyor, orta seviyede gürültülü ama PC açılırken garip bir şekilde cırlıyor. Üzerinde Seagate Web sitesinde bulunan DiskWizard yazılımını (eski disk içeriğini yeni diske aktarmak için) ve jumper ayarlarını anlatan SeaShield adında silme yapıştırılmış bir etiket var. Bu etiket elektrostatik atlamalara karşı koruma rolü de üstleniyor ve bize göre disk az ısındığı için bu şekilde yapıştırılabilmiş.
WESTERN DIGITAL AC29100
İşte Quantum KA'yı zorlayabilen tek disk. Hem 7200 devir, hem UDMA/66 hem de 2048K'lık muazzam bir tampon belleğe sahip. AC29100 9.1GB kapasiteli; 2048K gibi yüksek tampon bellek genelde 14-15GB'ın üzerinde disklerde bulunuyor. Dahili transfer hızı ve erişim süresi KA'dan biraz düşük olduğu için hafif geride kalıyor. MB başına maliyeti Quantum KA'dan bile yüksek. Disk gayet sessiz, orta seviyede ısınıyor. Western Digital bu diske çok güveniyor olsa gerek, MTBF (Mean Time Before Failure - Ortalama Hatasız Kullanım Ömrü) değerini 750 bin saat olarak belirlemiş.
WESTERN DIGITAL AC313000
5400 devir, performansı pek parlak değil. UDMA/66 desteği var ama 171 Mbit/sn dahili transfer hızı ile pek bir faydası yok. Gerçekte UDMA/33 seviyesinde olabilecek disklerden. Erişim süresi de düşük olunca UDMA/66 bu diski kurtaramıyor. Öte yandan oldukça sessiz ve orta seviyede ısınıyor.
WESTERN DIGITAL AC38400
AC313000 ile birlikte en yavaş iki diskten biri. Açıkçası AC29100'de gördüğümüzü bu iki diskte görememek hayal kırıklığı yaratıyor. UDMA/33 arabirimli. 161 Mbit/sn ile testteki en düşük dahili transfer süresine sahip. 1>
Dostları ilə paylaş: |