1. ifadesinin sadeleşmiş biçimi aşağıdakilerden hangisidir?



Yüklə 324,46 Kb.
səhifə4/4
tarix06.03.2018
ölçüsü324,46 Kb.
#44424
növüYazı
1   2   3   4

17. Konferans

Bir konuda bilgi vermek ya da bir düşünceyi benimsetmek amacıyla bir dinleyici topluluğu karşısında yapılan konuşmalara konferans denir. Konferans veren kişiye de konferansçı adı verilir.



  • Konferans da bir ön hazırlık gerektirir.

  • Bilim, sanat, hukuk, eğitim, tıp ve benzeri konularda konferans verilebilir.

  • İyi bir konferans planlı olup ne çok uzun ne de çok kısadır.

  • Konferansın anlatımı dinleyicilerin kültür düzeyine uygundur. Örnekler anlaşılır ve ilgi çekicidir.

  • Söylevlerin açık bir ortamda ve çok geniş kitlelere karşı yapılmasına karşılık, konferanslar kapalı yerlerde ve sınırlı sayıda dinleyici topluluğuna karşı yapılır. Ayrıca konferansta söyleşide olduğu gibi izleyiciyi coşturma amacı yoktur. Konferansta amaç, dinleyiciyi bilgilendirerek bir düşünceyi ona benimsetmektir.



1. Aşağıdaki ikiliklerde ne tür uyak kullanıldığını noktalı yerlere yazınız. (Varsa redifleri gösteriniz.)

O kadar eskisin ki şimdi ruhumuzda sen,

Bulursun bu sevgide asırları istersen.

(FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA)

(…………………………………………………..)

Öğretmen mum gibidir, herkes ondan nur alır,

Eriyip tükense de birçok eseri kalır.

(MEHMET ALPTEKİN)

(…………………………………………………..)

Petrol damarlarından aksın Türkiye’m,

Gözler kömür kömür baksın Türkiye’m.

(ALİ RIZA ÖNDER)

(…………………………………………………..)

Rüzgâr eser, dallarınız atışır;

Kuşlarınız birbiriyle ötüşür.

(KARACAOĞLAN)

(…………………………………………………..)

Al baharlı mavi dağlar,

Yârim gurbet ilde ağlar.

(ORTAK)

(…………………………………………………..)

2. Aşağıdaki dörtlüklerde hece ölçüsünün hangi kalıplarının kullanıldığını belirterek duraklarını üzerinde gösteriniz.

Havaya bakarsam hava alırım, (………)

Toprağa bakarsam dua alırım, (………)

Topraktan ayrılsam nerde kalırım? (………)

Benim sadık yârim kara topraktır. (………)

(ÂŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU)

Hasta oldum; ciğerimde yaram var, (……...)

Doktor diyor, “Hiç üzülme, düşünme.” (……...)

Zanneder ki çok birikmiş param var, (……...)

Doktor diyor, “Hiç üzülme, düşünme.” (……...)

(ÂŞIK HÜSEYİN ÇIRAKMAN)

Ben bu dağdan geldim geçtim, (………)

Boz bulanık suyun içtim, (………)

Ben yârimden ayrı düştüm, (………)

Gördünüz mü bakan dağlar? (………)

(TAMAŞVARLI GAZİ ÂŞIK HASAN)

3. Aşağıdaki şiirin uyak düzenini gösteriniz.

HALAY

Çekin halay, çalsın durmadan sazlar, ( )

Çekin ağır ağır, halay düzülsün. ( )

Süzülsün oyunlar, süzülsün nazlar, ( )

İnce beller, mahmur gözler süzülsün. ( )

Tutun kızlar tutun, birleşsin eller, ( )

Çalın sazlar çalın, kırılsın teller, ( )

Dönün kızlar dönün, kıvrılsın beller, ( )

Uzun, siyah saçlar tel tel dökülsün. ( )

Kayan yıldız gibi geceki izden, ( )

Bakışlar saçılsın kirpiğinizden, ( )

Etekler içinde naz eden dizden, ( )

Üzülsün bu deli gönlüm, üzülsün. ( )

Ahmet Kutsi TECER

4. Aşağıdaki dörtlüklerin konusuna göre ne tür şiir kapsamına girdiğini noktalı yerlere yazınız.

Evvel bahar, yaz ayları gelende,

Akar boz bulanık seli Tuna’nın.

Bülbüller ötüşür bahçelerinde,

Gülü burcu burcu kokar Tuna’nın.

(ÂŞIK DELİ BORAN)

(…………………………….........)

Mühür gözlüm seni elden,

Sakınırım, kıskanırım.

Uçan kuştan, esen yelden,

Sakınırım, kıskanırım.

(ÂŞIK ALİ İZZET ÖZKAN)

(…………………………….........)

Ne dedimse halka hiç yaramadı,

Ben gittikten sonra ararlar beni.

Boşa cahillerin gözü karardı,

Kuru çene ile yorarlar beni.

(ÂŞIK MAHSUNÎ ŞERİF)

(…………………………….........)

Kulak ver sözüme, dinle vatandaş,

Uyma laklak edip gülüşenlere.

Seni meşgul eder; işinden eğler,

Karışır tembel perişanlara.

(ÂŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU)

(…………………………….........)

Aç, çıplak savaştık tipide, karda,

Kartallar avladık sarp kayalarda,

Sakarya önünde, Dumlupınar’da,

Ulu Gazi’mize imtihan verdik.

(SEMİH FIRAT)

(…………………………….........)

5. Aşağıdaki şiirin hangi tür halk şiiri kapsamına girdiğini noktalı yere yazınız.
GÖNÜL GURBET İLE VARMA

Gönül gurbet ile varma,

Ya gelinir ya gelinmez.

Her dilbere meyil verme, (1)

Ya sevilir ya sevilmez.

Bahçenizde nar ağacı,

Kimi tatlı, kimi acı,

Gönüldeki dert ilacı,

Ya bulunur ya bulunmaz.

Emrah der ki düştüm dile,

Bülbül figan eder güle, (2)

Güzel sevmez bir sarp kale,

Ya alınır ya alınmaz.

ERZURUMLU EMRAH

(Kısaltılarak alınmıştır.)

(…………………………….........)

6. Aşağıdaki paragrafların hangi tür anlatım biçimleriyle yazıldığını noktalı yerlere yazınız.

Nazlıgöl’ün kıyısı, bir halı gibi kayın yapraklarıyla kaplı. Göl ise ayna gibi. Çevresinde yürüyen insanların, ağaçların yansıması suya düşüyor. Ağaçların, sarı, kızıl, kahverengi ve yeşil renklerinin cümbüşü de eklenince tam bir şölen yaşanıyor. Seyrine doyum olmuyor.

(GARO MİLOŞYAN)

(…………………………….........)

Anamla babam, uzun uzun düşünüp sonunda bana bir bisiklet almaya karar verdiler. Ne var ki bisiklete binmesini bilmiyordum. Çaresiz, benden bir yaş büyük İhsan Ağabey’den rica ettiler bana bisiklete binmesini öğretmesi için. Babam, ben, İhsan Ağabey, bir pazar günü birlikte gittik. Bisikletçilerden bir bisiklet kiraladık…

DEMİRTAŞ CEYHUN

(…………………………….........)

Yatağa girince o gün neler yaptığınızı düşünün: Ne iyilikler ne kötülükler ettiniz? İşlerinizden hangilerini ertesi güne bıraktınız? O gün, yiyip içtiklerinizi hak ettiniz mi? Görevlerinizi yerine getirdiniz mi? İşte bunları düşünerek uyursanız her gün bir önceki günden daha başarılı olursunuz.

AZİZ NESİN

(…………………………….........)

7. Anlatım özelliklerini dikkate alarak aşağıdaki paragrafların hangi tür yazıya ilişkin olduğunu noktalı yerlere yazınız.

Binin uçağa, insan zamanına uymalı. Bizim zamanımız da yolculukta hız istiyor. Uçakla yolculuğun tehlikesi varmış. Kim demiş? Dünyada uçakla yolculuk etmiş, gene de eden bunca insan var. Bir şey mi olmuşlar? Tehlike her yerde olur. Tehlike olur diye hiçbir iş görmeyecek miyiz?

(NURULLAH ATAÇ)

(…………………………….........)

Dokuz on yaşlarındaydım. Babamın o gün önemli bir işi çıkmıştı. Köye gitmesi gerekiyordu. Bana sıkı sıkı tembih etti: ”Aman uyuma! Sabah ışıyıncaya dek teneke çal, bağırıp çağır. Ben Ali Osman emmine tembih ederim, bir şey olursa koşar gelir, sana yardım eder. Sakın korkma! Korktuğunu anlarlarsa domuzlar doğruca bizim tarlaya gelirler.”

(TALİP APAYDIN)

(…………………………….........)

8. Aşağıdaki boşlukları doldurunuz.

a. Bir topluluğa belli bir düşünceyi anlatmak ya da bir duyguyu aşılamak amacıyla yapılan coşkulu konuşmalara … denir.

b. Bir konuda bilgi vermek, bir düşünceyi kanıtlamak amacıyla yazılan gazete ve dergi yazılarına … denir.

c. Bir topluluğa belli bir düşünceyi anlatmak ya da bir duyguyu aşılamak amacıyla yapılan coşkulu konuşmalara … denir.

ç. Yaşamın acıklı yönlerini anlatan tiyatro türüne … denir.

d. İnsan dışındaki varlıkların insan gibi düşündürülmesine … insan gibi konuşturulmasına da … denir.

e. Türkülerde her bölümden sonra yinelenen bir kısım bulunur. Bu kısma … denir.

9. Aşağıdaki bilgilerden doğru olanının başına D, yanlış olanının başına Y yazınız.




Anıda olay planı uygulanır.

Oyuncuların oyunlarını daha canlı ve etkili kılmak için yaptıkları yüz hareketlerine “jest” denir.

Dize sonlarındaki tek ünsüz benzerliğine “yarım uyak” denir.

Makale, deneme, söyleşi düşünce yazılarıdır.

Gerçeküstü olayları anlatan romanlara “sürrealist roman” denir.

Bir konunun konuşma havasında içten bir dille anlatıldığı yazı türüne “fıkra” denir.

Dilekçeler iş mektubu kapsamına girer.
Kişilerin ve toplumun aksak yanlarını yeren şiirlere “didaktik şiir” denir:

Bazı masallar öğüt verme amacı taşır. Bu amaçla yazılan; kişileri hayvan, bitki ya da cansız varlıklardan oluşan masallara “fabl” denir.

Devlet yönetimi, bilim, sanat ve benzeri alanlarda ün kazanmış kişilerin yaşamlarını anlatan yazılara “öz yaşam öyküsü (otobiyografi)” denir.

Öykülerde ele alınan konular mutlaka gerçektir.

Monolog, yalnızca hareketlerle yapılan sözsüz tiyatro oyunudur.





Yüklə 324,46 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin