Sorgudaki Savunması:
Devletin her kademesinde senelerden beri ilişkili olduğunu, filmler çektiğinden dolayı her kademede insan tanıdığını, Ergenekon' u basından duyduğunu, herhangi bir dernek, vakıf üyesi olmadığını, Şener Eruygur’ u 2001 yılından beri askeri içerikli tanıtım film çekiminden tanıdığını, 2001 yılında Hilmi ÖZKÖK paşanın kendisini Ankara’da Kara Kuvvetlerindeki makamına çağırdığını, Şener Eruygur ile Hilmi ÖZKÜK’ ün orda olduklarını, daha doğrusu Hilmi ÖZKÖK paşanın odasına gittiğinde, Şener Eruygur da orada olduğunu, Deniz Kuvvetleri’ ne 1995 yılında bir film çektiğini, o filmi çok beğendiklerini, bir film çektirmek için etraftan da fiyat aldıklarını, kendisinin de geldiğini, 17 kişilik bir ekip kurduğunu, Türkiye' yi dolaştırdıklarını, Askeri alanları, bölgeleri, eğitimleri gezdiğini, nasıl eğitim yaptıklarına dair bir film yaptığını, 1,5 yıl sürdüğünü, orda muhataplarının Kurmay Başkanı Şener Eruygur olduğunu bu nedenle kendisiyle bu vesileyle tanıştıklarını beyan etmiştir.
Kuvva-i Milliye dernekleri ile ilgi ve alakasının olmadığını, hakkında bilgisinin olmadığını beyan etmiştir.
İlhan Selçuk’ ta yakalanan el konan ve 14 Ocak 2008 de toplantı yapılacağı hususunda bilgisi olmadığını, kimlerin katılacağı, nasıl yapılacağı hususunda bilgi sahibi olmadığını, Ergenekon’ u bilmediği için, Ergenekon' un de partileri birleştirme, bölme çabalarını, faaliyetlerini bilmediğini, Turgut ÖZAKMAN’ ı tanıdığını, Genelkurmay' a film çekimi çekmek için gittiğinde Turgut ÖZAKMAN’ ın kendisini çok beğendiğini, Öğretici Belgesel bir film çektirmenin senaryosunu kime yazdıralım diye sorduğunu, o şekilde tanıştıklarını beyan etmiştir.
“Komutan” diye hitap ettiği şahsın ve telefonlarda komutan diye kastettiği kişinin de Şener Eruygur olduğunu, konuşma esnasında komutan yani Şener Eruygur’ un “oyumuzu nereye verelim diye” sorduğunda, kendisinin de Saadettin T.' ı tanıdığı için ve beğendiği için “ona verelim” dediğini ancak seçime girmeyince o T.’ a da oy vermedikleri şeklinde beyanda bulunmuştur.
10.03.2008 günü saat 17.00-17.30’ da telefon konuşması sorulduğun da cevaben; 10 Kasımda ADD yemek verdiğini, kendisinin de yemeğe davetli olduğunu, ancak gelenler az olduğu için, orada bulunan ADD’ li birine ‘niye buralar boş’ diye sorduğunu, bu yemekler telef olacak, fakirlere dağıtılsın dediğini, günlerden cuma olduğunu, cumadakileri çağırın, dağıtın dediğini, bu şahısta kendisine “sen kimsin, üye değilsin” diyerek küfürlü hakaret ettiğini, ardından Cihangir’ in telefon açtığını, kendisinin de bu hususları sinirinden bu şekilde anlattığını, herhangi bir gücü olmadığını, sinirle söylediğini beyan etmiştir.
Kendisinin suçlamaları kabul etmediğini, yukarıda da belirttiği gibi Ergenekon örgütünü tanımadığını, kimseyle ilgi ve alakasının olmadığını beyan etmiştir.
Dostları ilə paylaş: |