1. T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI



Yüklə 14,92 Mb.
səhifə1823/2079
tarix09.01.2022
ölçüsü14,92 Mb.
#92512
1   ...   1819   1820   1821   1822   1823   1824   1825   1826   ...   2079

d-Örgütsel İrtibatlar


Diğer şüpheli ve tanık beyanları;

Eren MUMCU’nun 20.09.2008 günü Cumhuriyet Savcılığında alınan ifadesinde; “Gözaltına alınanlardan Noyan ÇALIKUŞU, Mehmet Ali ÇELEBİ, Önder KOÇ, Hasan Hüseyin (soyadını hatırlamıyor) ve Yaşar TOZKOPARAN’ı tanıyorum. Bu şahıslardan Yaşar dışındakiler ile devre arkadaşı yız. Bu şekilde tanırım. Yaşar ile aramızda ise okuldan 3 yıl fark vardır, onu da okuldan tanırım.” dediği,

Şüpheli Yaşar TOZKOPARAN’ın Cumhuriyet Savcılığında alınan ifadesinde; “Hasan Hüseyin UÇAR'ı Noyan komutanın arkadaşı olması nedeniyle onun yanında görmüştüm o şekilde tanıyorum. Biz bu kişilerle ortak herhangi bir faaliyet yürütmedik.” dediği,

Şüpheli Mehmet Ali ÇELEBİ’nin Cumhuriyet Savcılığında alınan ifadesinde; “Hasan Hüseyin UÇAR benim devrem ve sınıf arkadaşımdır.” dediği,

Şüpheli Önder KOÇ’un Cumhuriyet Savcılığında alınan ifadesinde; “Gözaltında bulunan şahıslardan Mehmet Ali ÇELEBİ, Eren MUMCU, Yaşar TOZKOPARAN, Noyan ÇALIKUŞU, Hasan Hüseyin UÇAR’ı tanırım.” dediği tespit edilmiştir.

Hamza DEMİR’in Emniyette verdiği ifadede; “Kemal AYDIN isimli şahıs bana yanıma birkaç tane gencin geleceğini söyledi. Bana kahvede olup olmadığımı sordu. Bana gelecek olan bu şahısların benim yanıma geleceklerini, bu şahısları ağırlamamı, onlara ikramda bulunmamı söyledi. Ben de yaklaşık bir ay kadar önce Ankara’da Konur-2 Sokak isimli adreste bulunan Buluş Çay Salonu isimli yerde Kemal AYDIN’ın bahsettiği şahıslar ile görüştüm. Kemal AYDIN isimli şahsın bana yanıma gelecek şahısların ne için geldiklerini, ne hakkında konuşacağımız hakkında bir şey söylemedi. Ben de kendisine bu şahısların neden benim yanıma geldikleri sormadım. Sadece bana bu şahıslarla oturup çay içeceğimi söyleyerek buluştuk. Kahvehaneye benim yanıma gelen şahısların isimlerini bilmiyorum. Şahıslarla kahvede oturup sıradan bir muhabbet ettik. Zaten akşamüzeri olduğu için fazla oturmadık. Bu görüşmemizde şahıslar ile tanıştık. Kendileri bana Harbiye Askeri Okulunda okuduklarını söylediler. Ancak ben şahısların gerçekten burada okuyup okumadıklarını bilmiyorum. Kemal AYDIN isimli şahsın vasıtası ile bu gelen şahıslarla tanıştım. Bu görüşmemizin başka bir amacı yoktur. Benim bu şahıslar ile görüşmemin illegal bir amacı yoktur. Ben sadece Kemal AYDIN’ın misafirleri olduğu için ağırladım. Kemal AYDIN görevini yap derken bana misafirlerini ağırlamam için söylediği bir sözdür. Ben de kendisine görevimi yapıyorum derken misafirlerini ağırladığımı, kendisini mahcup etmediğimi söyledim. Bunun dışında bu şekilde konuşmamızın her hangi bir amacı yoktur. Bana her hangi bir kimse görev vermedi. Benim görevden kastettiğim şahısların ağırlanması konusudur. Bunun dışında her hangi bir amacımız yoktur.” dediği, Cumhuriyet Savcılığındaki ifadesinde de; “Ben daha önce bu suçtan gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra iki teğmen arkadaş beni arayıp sordular bir ihtiyacın var mı yardımcı olabileceğimiz bir husus var mı diye sordular. Teğmenlerle de o şekilde tanıştım, teğmenlerin ismi Mehmet Ali ÇELEBİ ve Noyan ÇALIKUŞU'dur. Bunlarla da normal sohbet etmişizdir.” dediği tespit edilmiştir.

Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun Cumhuriyet Savcılığındaki ifadesinde; Durmuş’un 06.01.2008 günü saat 23.12'de Neriman AYDIN ile yaptıkları telefon görüşmesinde geçen Neriman'ın "Çelebi komutan vardı onu bıraktık E. için yarın Disiplin Kuruluna çıkacak ona bi hazırlık yaptık şöyle savunsun diye. İnşallah yarın öyle savunacak kendini. Geçenki olaydan dolayı savunacak. Ama Kemal amcası onunla konuştu sözlerini aldı. Herşeylerini devam edecek, yani devam, bırakmak yok devam." şeklindeki telefon konuşması sorulduğunda; görüşmede geçen Çelebi komutanın Kara Harp Okulu öğrencisi iken artık teğmen olan Mehmet Ali Çelebi olduğunu, E.’nin de aynı okulda öğrenci olup akraba olduklarını tahmin ettiğini, E’nin okuldaki disiplinsizlik olayı nedeniyle karşı karşıya kaldığı cezaya ilişkin bir konuşma olduğunu, Neriman AYDIN’ın bildiği kadarıyla bu kişilerin babalarıyla aile dostu olduğu için konuyla ilgilenmiş olduğunu, Çelebi’yi Neriman’ların evinde bir sefer gördüğünü beyan ettiği, yine aynı görüşmenin devamındaki, Neriman'ın Durmuş Ali’ye "Ablası ya laylaylomla devlet meseleleri de millet meseleleri laylaylomla nasıl olacak? Bu tarafta binler yüzlerce çocuk var ve Kemal abini dinlemek için sırada bekliyolar, bir dakika bırakmıyolar ki o Harbiyeli çocuklar yani, yeni çocuklar." şeklindeki telefon konuşması sorulduğunda; Kemal AYDIN’ın Kızılay’dan emekli ve Mehmet Ali ÇELEBİ’nin babası aile dostu olduğunu, Noyan’ın da Çelebi’nin sınıf arkadaşı olduğunu bu nedenle görüşmekte olduklarını, binlerce Harbiyeli’nin kendisi ile görüştüğünü zannetmediğini, görüşmelerin aile dostluklarından geldiğini, bu kişilerle Ankara’ya gidişlerimde görüştüğünü, kendisinin vatan ve millet sevgisi konularındaki fikirlerinden etkilendikleri için Neriman AYDIN’ın onlar için idol olduğumu söylediğini beyan ettiği, 20.03.2008 günü saat 11.11'de Durmuş Ali’nin Neriman AYDIN ile yaptığı telefon görüşmesinde Durmuş’un "Noyan falan döndü mü abla" dediği, Neriman'ın "Noyan Eğirdir’de amcası Özel Kuvvet. Amcası çok selamları var. Dün de Mehmet Ali ÇELEBİ’nin var selamı. Noyan’ı da Özel Kuvvet seçmelerinde epeyce bir sıkıştırmışlar." dediği, Durmuş’un "İyi çok iyi, yok o çocuk güzel şeyler yapacak." dediğiniz, Neriman'ın "İnşallah sayende amcaları valla sayende, hep sen onlara idol oldun, örnek oldun gıptayla seni izliyorlar." şeklindeki telefon görüşmesi sorulduğunda; görüşmede geçen Noyan’ın Mehmet Ali Çelebi’nin sınıf arkadaşı olduğunu artık teğmen olduğunu, Eğridir’deki eğitimlerin zorluklarından bahsettiklerini, o çocuklar kendi kitaplarını okudukları için onu bir idol olarak gördüklerini Neriman Aydın’ın söylediğini beyan ettiği, 19.04.2008 günü saat 09.32'de Durmuş Ali’nin Neriman Aydın ile yaptığı görüşmede Neriman'ın “Akşama seninkiler vardı, Çelebi ile Kemal abin. Dedim Kahraman benden her hafta rapor alıyor dedim bunların durumu nasıl diye. Noyan diyo ki ablası, amcası “Kırmızı Beyaz” okuyorum dağda. Dedim ki ya şu amcanın şimdi gözüne girdin ha, dedim. Eğridir’in dağlarında kitap okuyasın, tamam mesele yok. Valla okuyom Neriman teyze dedi, herkese de okutturuyom dedi." dediği, Durmuş’un "Valla okuyorsa güzel işte tamam valla Noyan yırttı yani şimdilik. Valla benim çocuklara hepsine mecbur koşuyorum ya, en az iki kitap olacak çantasında. İlkinde mırın kırın ettiler, abi yani o şartları biliyosun filan, öyle yok dedim yok yok yok. Sıçtırmayın şartına, vurulduğunuzda yaralı yatacaksınız, kitap okuyacaksınız kitap okuyacaksınız o zaman." dediği şeklindeki telefon konuşmaları sorulduğunda; Neriman’ın ona rapor vermekten bahsetmesindeki kastın Noyan’ın kitap okuyup okumadığını söylemesi olduğunu, çocukların hepsine mecbur koşuyorum derken Mehmetçik dershanelerine gönderdiği kitaplar ve oradaki öğretmenlerden bahsettiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.


Yüklə 14,92 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   1819   1820   1821   1822   1823   1824   1825   1826   ...   2079




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin