30. Tüm insanların yaşam kalitesi, diğer ekonomik, sosyal, çevresel ve kültürel faktörlerin yanısıra, köy , kasaba ve kentlerimizin fizik koşullarına ve mekansal karakteristiklerine bağlıdır. Kentlerin yerleşim düzeni ve estetiği, toprak kullanma biçimleri, nüfus ve yapı yoğunlukları, ulaşım, temel mal, hizmet ve kamu kolaylıklarına erişim kolaylığı, hizmetler ve halka açık tesisler yerleşmelerin yaşanabilirliğini hayati biçimde etkileyen unsurlardır. Bu konular, özellikle konutlan yararlanma ve kendi yerleşmelerinin geleceğinin biçimlendirilmesine katılma konusunda engellerle karşılaşan korunmaslZ ve muhtaç kişiler için daha da önemlidir .lnsanların topluluk içinde yaşama gereksinimi ve daha yaşanabilir mahale ve yerleşmelere olan özlemi, insan yerleşmelerinin tasarım, yönetim ve bakım süreçlerine rehberlik etmelidir Bu uğraşların amaçları arasında, aynı zamanda kamu sağlığının korunması, güvenlik ve asayişin sağlanması, eğitim ve sosyal bütünleşme, kültürel kimlik ve çeşitliliğe saygı gösterilmesinin ve bunlar arasında eşitliğin özendirilmesi, özürlülerin erişim olanaklarının arttırılması, tarihi, manevi, dini ve kültürel anlamda özelliği olan bina ve bölgelerin korunması, yerel peyzaj ve manzaralara saygı gösterilmesi ve yerel çevrenin saygı ve özerıle ele alınması da bulunmalıdır. Sitler, anıtlar ve binalar dahil olmak üzere doğal mirasın ve tarihi insan yerleşmelerinin, özellikle de UNESCO Dünya Mirası Sitler Antlaşması kapsamında koruma altına alınanların korunmalarına, uluslararası işbirliği de dahil olmak üzere yardımcı olunmalıdır .Gereksinme ve beklentİ1erin çeşitliliğini karşılayabilmek için, mekansal çeşitlendirmenin ve karma konut ve hizmet kullanımlarının yerel planda özendirilmesi de kritik önem taşımaktadır .
V
31. Aile toplumun temel birimidir ve bu nedenle güçlendirilmeli ve kapsamlı bir biçimde korunmalı ve desteklenmelidir. Değişik kültürel, politik ve toplumsal sistemlerde çeşitli aile biçimleri bulunmaktadır. Evliliğe taraflar tamamen özgür iradeleri ile karar vermeli ve ailede karı ile koca eşit ortaklar olmalıdır. Aile bireylerinin hak, yetenek ve sorumluluklarına saygı gösterilmelidir. Yerleşmelerin tasarım, gelişim ve yönetiminde ailenin yapıcı rolü, insan yerleşmelerinin planlanmasında gözönüne alınmalıdır. Toplum, ailenin yeterli konut içinde temel hizmetlerden ve sürdürülebilir geçim kaynaklarından yararlanarak bütünleşmesi, yeniden bir araya gelmesi, korunması, gelişmesi ve güvenliğinin sağlanması için gereken tüm koşulları yerine göre kolaylaştırmalıdır.
VI
32. Bütün insanların hakları vardır ve insanlar keza başka insanların (gelecek kuşaklar da dahil olmak üzere) haklarına saygı gösterme, bu hakları koruma ve ortak çıkarlara aktif katkıda bulunma sorumluluğunu da almalıdırlar. Sürdürülebilir insan yerleşmeleri, başka hususların yanısıra ortak çıkarlar için bir yurttaşlık ve kimlik, işbirliği ve diyalog duygusu ve gönüllülük ve kentli bağlılığı ruhunu yaratan ve herkesin karar alma aşamalarına ve gelişmeye eşit katılabildiği ve buna özendirildiği yerleşmelerdir. Uygun düzeylerde Hükümetler, yerel yönetimler dahil, eğitimden yararlanmayı sağlamaktan ve nüfusun sağlık, güvenlik ve genel refahını korumaktan sorumludurlar .Bunun için, yerine göre, hem kamu hem de özel faaliyetleri düzenleyecek gerekli politika, yasa ve yönetmeliklerin getirilmesi, her alanda sorumlu özel faaliyetlerin yüreklendirilmesi, semt gruplarının katılıınının kolaylaştırılması, işlemlerin saydamlaşhrılması, halka hizmet eden bir önderliğin ve kamu-özel ortaklıklarının yüreklendirilmesi ve açık ve etkin katılım süreçleri, evrensel eğitim ve bilgi aktarımı yolu ile insanların haklarını ve sorumluluklarını anlamaları ve kullanmaları sağlanmalıdır .
VII
33. Sürdürülebilir insan yerleşmelerinin geliştirilmesi ve herkese yeterli konut ve temel hizmetlerin sağlanması için, gerek ülkeler arasında gerekse ülke içinde kamu, özel, gönüllü ve semt tabanlı kuruluşlar, kooperatif sektörü, sivil toplum kuruluşları ve bireyler gibi tüm aktörler arasında kurulacak ortaklıklar elzemdir. Ortaklıklar, başka şeylerin yanısıra ittifaklar kurarak, kaynakları birleştirerek, bilgileri paylaşarak, yetenekleri katarak ve toplu eylemlerin karşılaştırmalı üstünlüklerinden yararlanarak geniş tabanlı katılım hedeflerini bütünleştirebilir ve karşılıklı destekleyebilirler. Bu süreçler, sivil örgütlenmeleri her düzeyde güçlendirerek daha da etkin bir hale getirebilir. Toplumun bütün sektörlerinin ve tüm aktörlerin, yerine göre karar alma işlemlerinde işbirliğini ve ortaklığını özendirmek için her türlü çaba gösterilmelidir.
VIII
34. Yoksullar da dahil olmak üzere korunmasız ve muhtaç gruplarla dayanışma, hoşgörü, ayırım gözetmeme ve bütün insanların, aileleri ve toplulukların işbirliği, toplumsal kaynaşmanın temelleridir. İnsan yerleşmelerinin gelişmesindeki güçlükler karşısında bu işbirliği, dayanışma ve yardıın, Devletlerin ve ilgili tüm diğer aktörlerin yanısıra, uluslararası topluluk tarafından da zenginleştirilmelidir. Uluslararası topluluk ve uygun düzeylerde Hükümetler, bu zorlukların üstesinden gelebilmek için, sağlıklı ve etkin politika ve önlemler geliştirerek, Hükümetler ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğini güçlendirmeli ve tamamlayıcı kaynakları hareket geçirmelidirler .
IV
35. Şimdiki ve gelecekteki kuşakların insan yerleşmelerindeki çıkarlarını korumak, uluslararası topluluğun temel hedeflerinden biridir. lnsan yerleşmelerinin gelişmesi konusundaki politikaların saptanması ve geliştirilmesi başka şeylerin yanısıra insan yerleşmelerinin gelişmesi için yapabilir kılıcı bir ortam yaratarak, öncelikle her ülkenin kendi yasal çerçevesi içinde ulusal ve yerel düzeylerde görevidir ve her ülkedeki ekonomik, toplumsal ve çevresel çeşitliliği gözönüne almalıdır. Kentleşen bir dünyada herkese yeterli konut ve sürdürülebilir insan yerleşmeleri amacına ulaşabilmek için çeşitli kaynaklardan yeni ve ek mali kaynaklar yaratılması gerekmektedir .Gelişmekte olan ülkelerin kullanabildiği kaynaklar (kamu, özel, çok-taraflı, iki-taraflı, iç ve dış), herkese yeterli konut ve sürdürülebilir insan yerleşmelerinin gelişmesi için uygun ve esnek mekanizmalar veekonomik araçlarla zenginleştirilmelidir. Bu önlemlere, uluslararası teknik işbirliği ve bilgi alışverişi sağlayacak somut önlemler eşlik etmelidir.