8 MART KADINLAR GÜNÜ Kozmos büyük bir yığın bütünüyken düzenin ahengiyle insanlar nefes almaya başlar. İki cins ve milyonlarca ırktır onlar. Kadınlar ve erkekler… Kadınlar bu yapının arka perdesindedir çoğu zaman. Onlar acıyı, sevinci arkadan yaşar. Arka sıralarda mücadele ederler. Anne olurlar, eş olurlar, işçi olurlar, kadın olurlar. Onlar için onur ve inanç vardır. Elleriyle tutup yükselttiklerinin ayakları altında ezilmiş olsalar da bir gün bu vefayla gururlanacaklarına inanırlar. Kadınlardır onlar… Seven, sevilen, arka planda olan dört bir yanda iklim iklim nam salan kadınlar.
Kadınlar günü ilk olarak ABD’nin New York kentinde 40.000 işçinin yanarak can vermesiyle gündeme geldi. Kısacası akla arka planda unutulan kadınlar geldi. Kadınlara şiddet dünya genelinde en yaygın ama en az cezaya tabi tutulan suçtur. Aynı zamanda Ev içi şiddet, bölge, kültür, etnik köken, eğitim, sınıf ve din ne olursa olsun kadınlara karşı en yaygın suiistimal şeklidir. Böyle acı bir gerçekle yüzleşmek çoğu ülkeler için imkânsız olmalı ki(!), kadınlara yönelik istismarların gerekli şekilde cezaya tabi tutulmaması yanında bir de Dünyada 54 ülkede kadınlara yönelik ayrımcı yasalar bulunuyor. Bu düşünce sistemi Peru, Bangladeş, Arjantin, Ekvador, Mısır, Guatemala, İran, İsrail, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Venezüella gibi ceza yasalarında yer alıyor. Size daha gerçek bir dünyayı anlatıyorum şimdi. Suudi Arabistan’da 2011 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi, ama hala araba kullanmalarına izin yok. İran'da çok istisnai durumlar haricinde kadının boşanma hakkı yok. Dünya'daki arazilerin sadece %1'i kadınlara aittir. Öyle ki hala kız çocuklarının evlat olarak kabul edilmeyerek öldürülmek istenmesi ya da köle sıfatıyla değerlendirilmesi birçok baba tarafından kabul gören bir düşüncedir. Kadınlar kültürel düzeyleri ne olursa olsun fiziksel ve cinsel şiddet başta olmak üzere, tacizler, fuhşa zorlanma, zorla evlendirmeler, töre cinayetleri, zorla çalıştırma, eğitim özgürlüğünün kısıtlanması vs gibi birçok şiddet çeşidine maruz kalmaktadır. Türkiye'de yapılan bir araştırmada kadınların yüzde 49,9’ unun aile içi şiddete maruz kaldıkları görülmektedir. Bunca eziyetin bir anlamı olması lazım elbette… Kadınlara karşı bu şiddet niçin bu denli önemli? Onlar hangi suçu işlediler de bu muameleye maruz kalıyorlar? İşte kadınların gerçek yüzü… Sağlık çalışanlarının %75’ini kadınlar oluşturuyor. İlk olarak Florence Nightingale savaş zamanı yaralı askerleri tedavi etmek için gece gündüz çalıştı ve modern hemşireliği kurdu. Osmanlı İmparatorluğu döneminde çeşitli hizmetleriyle tanınmış bir ailenin kızı olan Safiye Ali ise ilk Türk kadın doktordu.
En büyük imparatorlukların, direnişlerin ardında hep sembolik bir şekilde kadınlar duruyor. Altın saçlı Kraliçe Elizabeth, Aquitaine’li Eleanor, Büyük Katerina; Osmanlı tarihinde ise Ayşe Vafsa sultan, Hürrem sultan, Nurbanu sultan, devlet hatun bunlardan bazılarıdır. Ve kadınlığı hatırlatan, güçlü kadınlar… Susan B.Anthony köleliğin ortadan kalkması ve kadınlara oy hakkı verilmesi için yoğun uğraşlar verdi. Emmeline Pankhurst Kadınlara oy hakkı sağlanmasına hayatını adayan İngiliz politik çalışmacıydı. Emily Murphy Kanada’nın ilk kadın yargıcı ülkede kadınların insan olarak sayılmadığı hükmünü içeren kanunun değiştirilmesini sağladı. Eleanor Roosevelt Uluslararası İnsan Hakları Bildirgesi’ni Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna sunan ve kabul edilmesini sağlayan dünyanın ilk First Lady’siydi. Benazir Bhutto müslüman bir ülkenin ilk kadın başbakanı olarak Pakistan’ın diktatörlükten demokrasiye geçişini sağladı. Yoksulların ve kadınların haklarının gözetilmesinde ülkesine ve dünyaya örnek oldu. Türk tarihindeki kadın öncüler ise dikkat çekicidir. Sabiha gökçen, ilk kadın pilot; Afife jale ilk kadın tiyatrocu;93 harbinin unutulmaz kadını nene hatun; sorbonne üniversitesinden mezun ve ilk Türk kimyacı kadını olan Remziye Hisar; ilk kadın milletvekili Benal Arıman; ilk bakan Türkan Akyol ve daha birçoğu üstündeki tozu toprağı attıkça büyüyen kadınlardandır. İşte kadınların gerçek yüzünü gördünüz.
Kadınlar günü kadın olmanın günüdür, gururudur, yüz akıdır. O gün kadınlığın tüm çıplaklığıyla gösterildiği, fehime Salih Firuz’un, Artemisia Gentileschi’nin fırçasından dökülen bir sanat sergisidir. Evet, kadınların anneliklerinin, iş ve eş hallerinin, en duyarlı insan motiflerinin bir iç yüzüdür bu sergi. 8 Mart dünyada aslında bir saniyelik zaman diliminde akla gelen soluk alan bir gündür. Kadının kadınlığının sergisi…
KADRİYE GÜLSEREN Memur Dernekleri Federasyonu
Genel Başkan Yardımcısı
(EHEMDER Genel Başkanı)