|
kuzğun, kuzgun: corvus.
kübö ı
|
səhifə | 1198/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| kuzğun, kuzgun: corvus.
kübö ı, güve.
kübö ıı, f. şahit, tanık, guvah.
kübö ııı: ak kübö: (destanda) cebe.
kübölördür-, tastik etmek.
kübölöndürüü, işs. kübölöndür- ‘den.
kübölük, şahedet; şahitlik etme; kübölük kat: şahadetname; tasdikname.
kübölüü, şahidi olan; kübölüü söz: bir şahidin huzurunda söylenen söz; kübölüü söz- nikelüü katın ats. şahitler huzurunda söylenen söz – nikahlı karı gibidir.
kübönaama, f. şehadetname, tasdikname.
kübü-, silkmek; çırpmak; körpönü kündö kübüsö – tülkü, tülkünü kündö kübüsö – külkü ats.: kuzu kürkünü her gün çırparsan tilki kürküne döner, tilki kürkünü her gün çırparsan gülünç olur.
kübül-, mut. kübü-‘den; arpa kübülüp kaldı:arpa döküldü.
kübült-, et. kübül-‘ den.
kübün-, çırpılmak.
kübünğ, yahut kübünğ – şıbınğ: fısıldaşma, fısıltı.
kübünğdö-, yavaş konuşmak, fısıldamak, fısıldaşmak; alar birine biri kübünğdöyt: onlar biri- birine fısıldıyorlar.
kübür ıı, 1. buzlar arasında açık kalan ve ufak buz birikintisi ile örtülen yer; kübürgö tüşüp ketti: kübür’e düştü, battı; 2. ufak buz birikintisi; suunun üstündö kübür turup, kübürdün üstü kar bolup, astında suu küldüröp catıptır: su üstünde ufak buz birikintisi, bu birikinti üzerinde kar var ve bütün bunların altında su şırıl şırıl akıyor.
Dostları ilə paylaş: |
|
|