səhifə 1194/1828 tarix 03.01.2022 ölçüsü 6,96 Mb. #48112
kuy- ııı, 1. dökmek, bir mayii dökmek , içeri dökmek; ok kuy-: kurşun dökmek ; kış kuy-: tuğla pişirmek; bok kuy-: tezek yapmak ; kuyup koyğondoy: bir kalıba dökülmüş gibi (benziyor); kudayğa kuy, bütsönğ! es. ant içerken içerken söylenilen tabirdir; 2. dökülmek (nehir hakkında); bay bayğa kuyat, say sayğa kuyat ats.: el eli yıkıyor (harf. zengin zengine döküyor , ırmak ırmağa dökülüyor); 3. hububatı dökmek; ökümöt kampasına kuy-: hububatı hükümete teslim eylemek; oroğo kuy-: ( hububatı, kış için ) sarpona dökmek.
kuya, felâket; belâ; kutulbas kuyağa kaldım: içinden çıkılmaz belâya düştüm.
kuyanğ, kemiklerin bitiştiği (articulation) yerindeki çukur ; canbaşının kuyanğı çığırıptır: kalça kemiği çıkmış (burkulmuş).
kuyanğkı, inatçı, dik kafalı, harin: huysuz, hilekâr, ( mes. yalnız korktuğu kimseleri yanına yaklaştıran ve başkalrını tepen ve ısıran at hakkında ); kuyanğkı kişi: görmüş- geçirmiş adam; kuyanğkı cün: ayıklanmamış olan (koyun ve keçi yünü.
Dostları ilə paylaş: