tamçıloo, damlama.
tameki, tütün; tameki tart-: tütün içmek.
tamekeçi, 1. tütün içen; 2. tütün yetiştiren.
tamekiçilik, tütüncülük;
tamğa, 1. atın sağrısına yakmak suretiyle vurulan damga; tamğa ur* yahut tamğa bas-: damga vurmak yahut damga basmak; t aşka tamğa baskanday r çok vazııh, pek açık; 2: işaret, harf; arap tamğa: arap alfabesi; tınış tamğalan: noktalama (nokta, virgül ve buna benzer işaretler) ; koşuu tamğası mat.: zait işareti; tenğdik tamğası mat.: müsavi işareti.
tamğala., damgalamak,, damga vurmak.
tamğalat-, et. tamğala-'dan.
tamğaloo, damgalama, damga vurma.
tamğaluu, damgalı, imli, işaretli; bir tamğaluu san: mat. tek haneli sayı; eki tamğaiuaı san mat: iki haneli sayı.
tamıl-, mut. tam- IV'ten; öçüp ketip tamılıp, ölüp ketip tirilip folk.: söndü ve tutaştu, öldü ve dirildi.
tamılçi-, 1. kızarmak, pembeleşmek (şiddetli ısıdan yahut şaraptan); kımız içip tamılçıp: kımız içerek ve kızararak; 2. tam bir uyuşukluk ve rehavet dımımunda bulunmak (mes., çokça kımız içtikten sonra).
Dostları ilə paylaş: |