unut ıı. unutmak.
unutçaak, unutkan, çok unutan.
unutkar-, 1. unutkanlıktan gelmek: unutkarıp turup alıp ketkeni turasınğ: unutkanlıktan gelerek, alıp götürmek istiyorsun (diyelim, başkasının eşyasını); 2. unutmak.
unutkaruu, işs. unutkar-‘dan.
unutkarıl-, pas. unutkar-‘dan.
unutkus, unutulmaz.
unuttur, et. unut- ıı’den.
unutul-, unutulmak.
unutuu, işs. unut ıı’den; unutuu carabayt: unutmak olmaz, unutulmayacak.
upa, 1. pudra; 2. beyaz düzgün; upaendik, bk. endik.
upala-, 1. pudra sürmek; 2. beyaz düzgün sürmek.
upalat-, et. upala-‘dan.
upaloo, işs. upala-‘dan.
upat, a. tahribat, helak, afet; upat kılıp söögün, ceti baştuu kempirdi seksen bölüp ötüptür folk.: yedi başlı kocakarının kemiklerini parçalayıp, onları seksen kısma ayırdı.
upay, bir çeşit aşık oyunu.
upçu, emzik.
upta-, kavutu. talkan’ı (bk.) sütle kaymakla yahut yağla karıştırmak: talkandı mağa uptap cedim: kavutu yağla karıştırıp yedim.
uptat-, et. upta-‘dan.
upunğ, apınğ sözünün tekidir.
ur ı. (ağaçtaki) ur, şiş; kayınğdın uru: huş ağacının uru.
Dostları ilə paylaş: |