etkeldüü = itkeldüü; etkeldüü sorpo, mayluu et folk. : yağlı çorba. ve yağlı et.
etme (et + me) : şalk etme : harman döveni şeklindeki eski kırgız silahı; tars etme yahut kürs etme : tüfek; çırt etme kişi yahut kıyt etme kişi: çabucak kızan. alıngan adam.
etnografya, r. etnografya.
ette -, deriyi etten temizlemek
etten, etlenmek; şişmanlamak: mal ettenip kaldı hayvan. semirdi, tavlandı.
ettent-, et. etten - den; atınğdı etten- tip al : atına bir parça yem ver, ki etlensin; atına biraz vücudunu düzeltmek imkanı ver!
ettenüü. işs. etten - den.
ettet-, et. ette - den. ettir-, et. et - ıı’den; bılk ettire albadı : yerinden bile kımıldatamadı.
ez ı, 1. dalgın; etrafta olup - bitenlerle a1akdar olmayan; uyuşuk bir halde bulunan; 2. sağır.