kanğırsı- , fena korkmak.
kanğırt-
səhifə 864/1828 tarix 03.01.2022 ölçüsü 6,96 Mb. #48112
kanğırsı- , fena korkmak.
kanğırt- : kanğırt uğulat : (uzaktan) azıcık duyuluyor; kanğırt tabış: uzaktan gelen , boğuk ses; kanğırt- kunğurt: gayet az işidilen (uzaktan gelen boğuk ses) .
kanğk, taklitlik sözdür: kanğk dedire sal- tokat aşketmek; şiddetlice vurmak.
kanğkanda- , dimdik durmak , görünmek (herhangi bir harekette bulunan nesne hakkında) .
kanğkandat- , et. kanğkanğda’dan.
kanğkay = kanğkıy.
kanğkı: ak kanğkı eyer: (ön kaşı geniş olan) Moğol eyeri.
kanğkılda- , inlemek (köpek yavrusu hakkında) , çığlık koparmak.
kanğkıy- , sivrilip, upuzun olup durmak (boyu uzun ve sıska hakkında) ; kanğkığan boz at: iri yarı (zayıf boz at; kanğkıyğan üy: boş ve gari meskûn ev.
kanğkor = kankor.
kanğkuu, sinsi kinaye, istihzahlı ima, telmih; ooruda çançuu caman ats. hastalıkta sancı fena, konuşmada sinsi telmih fenadır.
kanğkuula- , ağız aramak; bilmezlikten gelerek , öğrenmeye çalışmak; meni kanğkuulaba: beni sorguya çekme (soruşturduğun şeyi kendin de çok iyi biliyorsun) ; akırın kanğkuulap surap kör: dolambaçlı yollarla soruşturup bak.
kanğşaar, yayıntılar; lâkırdılar; şayia; heyecan uyandırıcı haberler ; emine kanğşaar bar? : ne haberler var? ; ne var, ne yok?
kanğşaarla- , yayıntılara dayanarak hareket etmek.
Dostları ilə paylaş: