Türkistanlılar, askerlikten muaf tutulmaları yüzünden
gitlikten mahrum olup^ gevse^ Önoedûri Qrtatürkün_orta^ blr
^debî dili varken, Rus onu da yavaşça parçalayıp, mahvetti. Bu sayede b^ü^ü>iTk^hüyuk ansiklopedi
lerin. devlet idaresine ait külliyatın, kanunların ve sairenin neşriyle hayatını ebedileştirebilecek bir umumî türk dili yerine, her gun değişen ve hayat istidadını kaybeden, gelecek nesillerce ve komşu kabilelerce hiç de anlaşıîmıyacak olan ehemmiyetsiz oymak lâkırdıları —nîha^et^
mevkiini rusçaya terketmek için muvakkat olarak yaşatılıyorlaı. B a r^t-
hold’ün Tarihi», Radloffun «Aus Si-
birien»i, muasır sanat tarihçilerinin neşriyatı gibi kıymetli tarihî eserlerin mevzuunu teşkil eden iki bin yıllık bu muazzam yerli küli tür, ancak gelecekteki tarih ve arkeolog ar^tırıcılarmın mevzuu olmak üz^ tadan kaİdmla^I^bunun yerine Slavların Bizanstan azma yahut Rusların Avrupadan bozma «euroasia» sanatları yerleştirilecekmiş; acaba bunlardan ötekisini bırakarak berikini kabul etmekle, beşeriyet ne kazanmış olacaktır? Rus boyunduruğu altındaki son iki asırlık hayatında bu ülkenin, sonu gelmiyen ıztırapları, o bitmez tükenmez kıyamları nasıl doğurup beslemiş olduğu, bu kitapta genişçe anlatılmıştır. Rus nu- fusunu yerleştirmek uğruna, Asyanm buradaki asil bir ırkını, cihanşümul d^vlefleTTcurarak insan camialarının dinî ve medenî işlerine karış- mayıp, sırf siyasî ve İktisadî esaslar üzerinde müşterek bir hayat kur- mak usûlünü beşeriyete defalarca göstermiş millet yani Tiirkler
ortadan kaldırılırsa, Ortaasyada seyahat edip Ruslara meddahlık eden o kozmopolik seyahatlar ne kazanacaklardır? Gerçi Çarlık Rusyasınm Ortaasyadaki hâkimiyet kurması, başlangıçta Avrupalılara büyük umutlar vermiş; fakat bu hâkimiyet 20.nci yüzyıla geçtikten sonra kendisinin içyüzünü belirtmeye başlayınca, yalnız bizde değil, birçok bitaraf Av- rupalılarHa dahi (meselâ Dt. Le Coq) çok derin endişeler uyandu- mıştır.