Aaron Temkin Beck (1921-)



Yüklə 446 b.
səhifə1/13
tarix12.08.2018
ölçüsü446 b.
#69977
  1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   13


Aaron Temkin Beck (1921-)

  • Aaron Temkin Beck, 1921’de ABD’de doğmuştur. Çocukluğu sıkıntılarla geçmiş; okul yıllarının başlarında eğitimi, önemli bir rahatsızlıktan dolayı kesintiye uğramış, ancak bu hastalığı yenmiş ve daha sonra okulu, yaşıtlarından bir yıl önce bitirmiştir.

  • Hayatı boyunca birtakım korkularla mücadele etmiştir. Bunlar; kan kaybına yol açan yaralanma korkusu, boğulma korkusu, tünel korkusu, sağlığıyla ilgili kaygılar ve topluluk önünde konuşma sıkıntısıdır.

  • Beck, bu kişisel sorunlarından, başkalarını anlamada ve kuramını geliştirmede faydalanmıştır.


1942’de Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitiren Beck, tıp kariyerine nöroloji uzmanlığıyla başlamış, fakat daha sonra karar değiştirip psikiyatriye geçmiştir. Kore Savaş’ında gönüllü olarak askeri hastanede Nöropsikiyatri başasistanlığı yapan Beck, 1953’te psikiyatri uzmanı olmuştur. 1954’te Pennsylvania Üniversitesi Tıp Fakültesine girmiş ve emekli oluncaya dek burada çalışmıştır.

  • 1942’de Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitiren Beck, tıp kariyerine nöroloji uzmanlığıyla başlamış, fakat daha sonra karar değiştirip psikiyatriye geçmiştir. Kore Savaş’ında gönüllü olarak askeri hastanede Nöropsikiyatri başasistanlığı yapan Beck, 1953’te psikiyatri uzmanı olmuştur. 1954’te Pennsylvania Üniversitesi Tıp Fakültesine girmiş ve emekli oluncaya dek burada çalışmıştır.

  • 1958 yılında Philadelphia Psikanaliz Enstitüsünden kişisel analizi tamamlanarak psikanalist olarak mezun olmuştur. 1960’lı yıllarda deneysel temelleri olmaması nedeniyle, özellikle psikoloji topluluğu, Psikanalizi eleştirmeye başlamıştır. Beck bu eleştirilere karşılık vererek Psikanalizin varsayımlarının deneysel olarak desteklendiğini göstermek amacıyla depresyonu çalışma alanı olarak seçmiştir (Corel,2008).



  • Bilişsel Terapiyi kurmasına yol açan gelişmelerin başlangıcını depresif hastalar üzerinde yürüttüğü araştırmalar oluşturmuştur. Depresif hastaların düşünce içeriklerinde gözlenen bilişsel çarpıtmalar Beck’in dikkatini çekmiştir. Beck’e göre ruhsal sorunlar, bilgi işleme sisteminin hatalı ya da çarpık bir biçimde çalışması sonucunda ortaya çıkmaktadır. Böylece, düşünme tarzındaki bozulmalar, bireyin ruh sağlığının bozulmasına neden olmaktadır. Beck, depresif hastaların rüya içeriklerinin analizine dayalı bir seri çalışma yapmıştır.

  • Araştırma sonucunda, bu hastaların rüyalarında kendilerini yetersiz, kusurlu gördükleri ve olumsuz bir duygulanım yaşadıklarını göstermiştir. İlk önce bu bulguyu hastaların acı çekme arzusuyla açıklayarak, verilerin Psikanalitik Kuramı desteklediği yorumunu yapan Beck, daha sonra bu açıklamanın uygun olmadığını fark etmiştir. Çünkü hastalardan elde ettiği görünür rüya içeriklerinde acı çekme isteğine ilişkin bir bulguya rastlamamıştır.



Beck, Freud’dan uzaklaşarak, hastanın yaşadığı duygusal tepkilerin ve davranışların anlaşılması için ‘‘hastaların düşüncelerine yoğunlaşma’’ nın karmaşık Psikanalitik kavramlara göre çok daha fazla işe yaradığını görmüştür.(Türkçapar, 2005)

  • Beck, Freud’dan uzaklaşarak, hastanın yaşadığı duygusal tepkilerin ve davranışların anlaşılması için ‘‘hastaların düşüncelerine yoğunlaşma’’ nın karmaşık Psikanalitik kavramlara göre çok daha fazla işe yaradığını görmüştür.(Türkçapar, 2005)

  • Beck, bilişsel temelli bir depresyon kuramı geliştirmiştir. Depresyonda, insanların bilişlerinin “bilişsel bozukluklar” adını verdiği, mantık hataları ile dolu olduğunu fark etmiştir.

  • Beck’e göre, olumsuz düşünceler, bilinçaltında gizli yatan, işlevsel olmayan düşünce ve varsayımları yansıtmaktadır. Bu düşünceler, durumsal olaylar tarafından harekete geçirildiğinde, depresif şekilde ortaya çıkmaktadır.



Beck, danışanların işlevsel olmayan düşüncelerini değiştirmede ve dolayısıyla birtakım psikiyatrik durumdan kurtulmada, aktif bir rol oynayabileceğine inanmıştır. Bilişsel Terapinin kullanımı ve psikopatoloji alanlarında yaptığı sürekli araştırmalar ona, ABD deki bilimsel çevrelerde itibar kazandırmıştır.

  • Beck, danışanların işlevsel olmayan düşüncelerini değiştirmede ve dolayısıyla birtakım psikiyatrik durumdan kurtulmada, aktif bir rol oynayabileceğine inanmıştır. Bilişsel Terapinin kullanımı ve psikopatoloji alanlarında yaptığı sürekli araştırmalar ona, ABD deki bilimsel çevrelerde itibar kazandırmıştır.

  • Beck’in öncü araştırmaları, Bilişsel Terapinin depresyon üzerindeki etkinliğini artırmıştır. Bilişsel Terapiyi depresyona, genel kaygı ve panik rahatsızlıklara, alkolizm ve madde bağımlılığına, yeme bozukluklarına, evlilik ve ilişki ile ilgili sorunlara ve kişilik bozukluklarına başarıyla uygulamıştır.

  • Depresyon, intihar riski, kaygı, benlik saygısı ve kişiliğin ölçülmesi ve değerlendirilmesine yönelik birçok psikolojik test geliştirmiştir. Ayrıca Beck, dört çocuğundan birisi olan, Dr. Judith Beck tarafından yönetilen bir araştırma ve eğitim merkezi olan, Beck Enstitüs’nün de kurucusudur (Corel,2008).



Bilişsel - Davranışçı Yaklaşım

  • BDY, davranışçı ve bilişsel terapilerin temel ilkelerinin bir araya gelmesi ile oluşan geniş bir yelpaze olarak tanımlanabilmektedir.

  • Davranışçı terapinin bu oluşuma katkıları arasında, öğrenmenin rolü, karmaşık davranışların bile en küçük parçalarına ayrılarak incelenebileceği ve küçük hedefler belirlenerek değiştirilebileceği ve bu sürecin gözlenmesinin önemi; bilişsel terapinin katkıları ise, kişilerin kendi ifadelerine önem verilmesi, dilin önemi, benlik algıları ve kişilerin davranışları ile düşünce ve duyguları arasındaki karmaşık ilişkiyi açıklaması sayılabilir ( Bay, 2003 ).




Yüklə 446 b.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   13




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin