Ahmed hulûSİ’de kavramlar d av. Asuman Bayrakçı


YERYÜZÜNDE PAROTONERLİK YAPARLAR!



Yüklə 1,35 Mb.
səhifə14/14
tarix15.12.2017
ölçüsü1,35 Mb.
#34992
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   14

YERYÜZÜNDE PAROTONERLİK YAPARLAR!

RÜŞVET kangreni olmuş bedenler, bir de “memurin muhâkemât” ile ilaçlara karşı dokunulmazlık kazanmışsa…

İnsanlar, hakları olan veya olmayanı RÜŞVET ile alabiliyor; para ya da güç-zor dilediğini yaptırabiliyorsa…

Bu toplumdan yayılan düşünce dalgaları, kara bulutlardaki yıldırımların oluşmasına yol açan dalgaları üreterek; paratonerlik yapıyorlar demektir yeryüzünde!. Doğa ve insan bütündür; sürekli birbirini etkilemektedir!

Dolu inerken, iyi-kötü ayırımı yapmaz tüm bölgeye yağar!.

Batıdaki, depremden alır yaptıklarının karşılığını; doğudaki de başka şeylerden… Herkes ortaya koyduğu fiillerinin sonuçlarını yaşayacaktır!.



 DÜŞÜNSEL DEDİKODU



Arkadaşlar, size faydası olmayan konularla vakit geçirmek yerine; nasıl arınıp, nasıl taklitten kurtulabileceğiniz yolunda kafa yorsanız daha iyi olacakmış gibi geliyor bana...

Kimin hangi mertebede olduğunu, meleklerin nasıl doğduğunu bilmenin, bizim vehmi benliğimizden kurtulmamıza hiç bir yararı yoktur!.Bunlar da, düşünsel dedikoduya girer!.

Kendi odasından başını çıkaramayan insanın, evrenin bir ucundaki galaksinin nasıl oluştuğunu keşfe ulaşması gibi bir şey bu!...

Allah, kendisini bilmemiz için yaratmışsa bizi, bize gereken, kendi hakikatimizdeki özellikleri keşfedebilmektir önemli olan...



DÜŞÜNSEL DEDİKODUDAN ARINMAK İÇİN

Sistem’i bilmeden düşünsel dedikodudan arınmak mümkün olmaz!



 İKİLİ DÜŞÜNCE SİSTEMİ



Nedir şirk kavramı?

 Allah’ı bir tanrı gibi düşünmek!

 Sen Allah’ı yukarıda ötede bir tanrı gibi düşünürsen, onun yanında da birilerine de mutlaka bir yer vardır!!!!

 Bütün bu Kâinatın ve varlığın, Allah’ın varlığından meydana geldiğini anlamak, en önemli noktadır!

 Nedir bu en önemli nokta?

 Allah, bu Kâinatı kendi ilminde kendi varlığındaki özelliklerle kendisi yaratmıştır!.

 Biraz alışmadığınız bir cümle ve ifade...

 Bu cümleyi, bu ifadeyi iyi anlamamız lâzım...

 Onun için konuyu size bir misalle açmak bir misallle meseleyi anlatmak istiyorum;

 Biz insanlar düşünür ve hayâl kurarız... kimimiz az kimimiz çok ama yaparız...

 Düşünün ki, bir dünya...

 Kafanızda bir dünya yarattınız...

 Kafanızda yarattığınız bu Dünyanın üstüne de dört tane insan dikin...

 Biri çok kuvvetli, biri güçsüz, bir çok akıllı, biri daha az aklılı..

 Ve bu insanlar birbirleriyle kapışsınlar...

 O kafanızda yarattığınız Dünyanın üstüne koyduğunuz dört insandan güçlü güçsüz, akıllı akılsız birbiriyle kapıştı... O ona kızıyor.. O ona bağırıyor..

 Şimdi bu olayı objektif, dışardan bir düşünelim...

 Objektif bir biçimde dışardan düşünelim;

 Bu insanlar birbiriyle yani sizin o kafanızda yarattığınız birbiriyle kavga eden varlıklar, kendilerindeki bu özelliği nereden buldular aldılar? Kendileri mi icad ettiiler?...

 Hayır!


 Onları kafanızda düşündüğünüz zaman zaten o özelliklerle bezediniz, meydana getirdiniz..

 Siz onları düşünmeseydiniz, öyle varlıkların adı sanı varlığı olacak mıydı?

 Hayır!

 Onu siz düşündünüz.. Siz o özelliklerle bezediniz.. Siz o özelliklerle onları hayatta kıldınız ve o özelliklerle onlar birbirleri arasında birtakım davranışlar ortaya koymaya başladılar.



 O varlıkların varlığında mevcud olan bütün özellikler gerçekte onlara ait değil, size aittir; Siz onları yaratmışınızdır!

 Fakat o varlıklardaki özelliklere bakıp da “bunları yaradan vareden, bu kadardır” diyebilir misin?

 Kesinlikle hayır!

 Siz onları düşünüp tahayyül edip varettiğiniz gibi onlar gibi sayısızcasını daha varedersiniz... Ve onlara verdiğiniz bıu özellikler nereden gelir?

 Sizin kendi ilminizden!

 Sizin ilminizin neticesi olarak bunlar hayâl ve tasavvur edilir!

 İşte “Allah” ismi ile işaret edilen o Mutlak Varlık, Kendi ilminde bütün bu Kâinatı düşünmüş tasavvur etmiş; kendinde bulduğu özelliklerle bu varlıkları meydana getirmiş ve bunun tâ son noktasında, bize göre, biz meydana gelmişiz!

 Ama bizlerin varlığındaki herşey, Allah’a aittir!

 Senin varlığında Allah’ın varlığı dışında hiçbirşey yok!

 Senin varlığında her ne varsa, “Allah’ın esmâsı” - “Allah’ın isimlerinin işaret ettiği mânâlar” diye bilinen o mânâlarla meydana gelmiş!

 Senin maddi-mânevi bütün varlıksal özelliklerin, hepsi Allah’a aittir!. Ve gerçekte, senin BEN dediğin-BEN kelimesiyle işaret ettiğin varlık, Allah’ın o isimlerinin özellikleridir!

 Sen O’na ait bu varlığa ŞARTLANMA YOLLU yanlış bilgilendiğin için BEN diye sahip çıkar ve kendini Allah’tan ayrı bir varlık olarak düşünürsün... Ve böylece de Allah Rasûlü’nün “Gizli şirk” dediği, “Şirk-i Hafi” dediği İKİLİ DÜŞÜNCE SİSTEMİne girersin!

 Bir Tanrı var bir de ben varım”!!!

 Hayır!

 Bir tanrı bir de sen yoksun!

 Gerçekte varolan sadece Allah’tır ve O’nun dışında hiç birşey yoktur!

 Bu, sadece bir algılama yanılgısıdır!



İKİLİ DÜŞÜNCEDEN KURTULDUĞUN ZAMAN

VECHULLAH”I GÖRÜRSÜN!

İşte düşünce dünyanda mevcud olan gizli şirk kalktığı zaman,

FEEYNEMA TUVELLU FESEMME VECHULLAH” (2-115)

Başını ne yana çevirirsen işte orda VECHULLAH’ı görürsün!

Vechullah, Cennette müminlere görülür!

Vechullahın göründüğü yer, “Cennet”tir!



DÜŞÜNSEL AZAP

 Cehennem’in maddi azâbından hadsiz hesapsız güçlü olanı mânevi yani düşünsel azâbıdır!. Kişi kendisine azap veren yanlışlarından arınmadıkça Cehennem’den çıkmaz!.

Meğer ki o arada kendisine ŞEFÂAT ulaşsın!



DÜŞÜNSEL BOZUKLUK

Bkz. E / Evren / “Evrende” hükmü, düşünsel bozukluktur!



DÜŞÜNSEL ARINMA

İman ve gereği fiillerle cennete, düşünsel arınmayla “Allah”a erersin; takdirindeki kadarıyla…

Tefekkürsüz, sorgulamasız “Allah”a ermiş tek bir ferd yoktur, buna Allah Rasulü de dahil!







Yüklə 1,35 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   14




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin