BİBLİYOGRAFYA
1) Evliya Çelebi. Seyahatname, III, 461;
2) O. Nuri Peremeci. Edirne Tarihi, İstanbul 1940, s. 85, 86;
3) Oktay Aslanapa. Edirne'de Osmanlı Devri Abideleri, İstanbul 1949, s. 135, 136;
4) M. Tayyib Gökbilgin. XV-XVI. Asırlarda Edirne ve Paşa Livası, İstanbul 1952, s. 502, 503;
5) Gündüz Özdeş, Türk Çarşıları, İstanbul 1954, s. 21;
6) Sâî Mustafa Çelebi. Tezkiretü'l-ebnîye 5, Ankara 1965, s. 116;
7) Lady W. Montague, Türkiye'den Mektuplar 6, İstanbul 1973, s. 91;
8) Mustafa Cezar. Tipik Yapılarıyla Osmanlı Şehirciliğinde Çarşı ve Klasik Dönem imar Sistemi, İstanbul 1985, s. 169, 171;
9) Abdullah Kuran, Mimar Sinan, İstanbul 1986, s. 174, 175, 371. 7
Semavi Eyice
İstanbul'da Küçükpazar semtinde XVIII. yüzyıla ait bir ticaret hanı.
Unkapanı caddesi kenarında bulunan hanı kimin yaptırdığı ve yapıldığı tarih bilinmemekte ise de duvar tekniği XVIII. yüzyılı göstermektedir. Büyük bir ihtimalle Çorlulu Ali Paşa (ö. 1711) tarafından, çok sayıdaki hayratına vakıf geliri sağlanmak üzere yaptırılmıştır. İstanbul'un, ilk şekli fazla bozulmaksızın günümüze kadar gelebilen sayılı hanlarından biri olan Ali Paşa Hanı, şehrin yoğun ticaret bölgesinde hâlâ esas görevini sürdürmektedir.
Han dikdörtgen biçiminde olup ortasında yamuk bir avlu vardır. Dış cepheler taş ve tuğla şeritler halinde örülmüştür. İçeride revak kemerleri taş payelere oturur. Hanın en ilgi çekici tarafı, şehrin eski sokak dokusuna uydurulmuş olmasıdır. Bu yüzden Eminönü tarafındaki bölümü cephenin diğer bölümünden kırılarak dişan taşar. Halic'e bakan cephede köşelerde iki çıkma mevcuttur. Burada üst katta güzel bir mimari çözüm ile bir pencere yerleştirilmişti, ancak bitişiğine 19601ı yıllarda inşa edilen modern bir iş hanı bu pencereyi kapatmıştır. Giriş cephesinde kapının üstünde taş konsollara dayanan bir çıkma vardır. Alt katta kemerlerle dışarı açılan tonozlu dükkân gözleri, üst katta ise her biri dışarıdan iki pencereden ışık alan ocaklı odalar bulunur.
Ali Paşa Hanı, Osmanlı devri Türk şehir içi ticaret hanlarının güzel ve nisbeten iyi korunmuş bir örneği olup şehrin ana caddelerinden birini bütün cephesiyle süslemektedir.
İstanbul'da bundan başka, Kapalıçarşı'da iki Ali Paşa Hanı daha vardır. Çok değişmiş durumda olan bu hanların hangi Ali Paşa tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. 8
BİBLİYOGRAFYA
1) C. Güran, Türk Hanlarının Gelişimi ve İstanbul Hanları Mimarîsi, İstanbul 1976, s. 105, 109. 9
Semavi Eyice
ALİ PAŞA MÜBAREK
Alî b. Mübarek b. Mübarek b. Süleyman b. İbrâhîm
(ö. 1311/1893)
Mısırlı subay, ilim ve devlet adamı.
1239 (1823-24) yılında Dekahliyye vilâyetinin Birinbâl el-Cedîde köyünde doğdu. Büyük dedesi Şeyh İbrahim o köyün İmamı, hatibi ve kadısı idi. Oğulları ve torunları da bu görevleri üstlenmişlerdi. “Şeyhler ailesi” diye tanınan aile evlenme akidlerinin kaydı ile ölçü ve tartı âletlerini kontrol etmekle de görevlendirilmişti.
Ali Mübarek küçük yaşta okuma yazma öğrendi ve Kur'ân-ı Kerîmi ezberledi. Babası aile geleneğine uyarak onun da fakih olmasını istiyordu. Fakat Ali Mübarek önce kâtipliğe heves etti; ancak kısa süren kâtip yardımcılığı görevi sırasında karşılaştığı muameleler onda daha yüksek görevlere talip olma isteği uyandırdı. Kahire'ye giderek Münyetü'l-İz adındaki okula kaydoldu. Burada büyük başarı gösterince 1836'da Kasrü'l-Aynî Medresesi'ne parasız yatılı olarak kabul edildi. Bu okulun tıp fakültesi haline çevrilmesi üzerine Ebû Za'bel Medresesi'ne nakledildi. 1840'ta üstün derece ile mezun olunca öğrenci olarak Mühendishane'ye alındı. Burada da başarısını sürdüren Ali Mübarek, 1844 yılında tahsil için Fransa'ya gönderilen talebeler arasında yer aldı. Paris'te iki yıl kaldıktan sonra mülâzimi sânî (teğmen) rütbesiyle Metz'deki Askeri Mühendislik ve Topçuluk Akademisi'nde görevlendirildi. Bu akademide iki yıl istihkâmcılık öğrendi.
Vali Abbas Paşa'nın daveti üzerine memleketine dönen (18491 Ali Mübarek onun teveccühünü kazandı ve çeşitli vazifelere tayin edildi. Önce Mısır Askerî Topografya Dairesi'nde, daha sonra askerî okulda öğretmen olarak görev yaptı. Bu arada kendisinden Mısır'daki eğitim ve öğretim konusunda bir rapor hazırlaması istendi. Hazırladığı rapor kararname şeklinde neşredildi (29 Mayıs 1850) Bir süre sonra Mühendishane'nin başına getirildi ve burada kaldığı dört yıl içinde bu müesseseyi ıslah etti. Vali Said Paşa devrinde gözden düştü. 1854'te
Mısır birliklerinin başında Kırım Harbi'ne katıldı. İki buçuk yıl Kırım, İstanbul ve Gümüşhane'de görev yaptı, bu arada Türkçe öğrendi.
28 Mayıs 1866da Mısır veraset usulünün değişmesini sağlayan ve padişahtan “Hidiv” unvanını alan 10 İsmail Paşa zamanında yıldızı tekrar parladı. Fransa'ya birlikte gidip orada iken samimi dost olduğu Hidiv İsmail, onu birbiri arkasından yüksek idarî görevlere getirdi. Böylece Ali Paşa önce Okullar genel müdürü, arkasından da Çalışma ve Evkaf nâzın oldu (1867); kısa bir süre sonra demiryollarının idaresi görevi de bunlara ilâve edildi. Bütün mesaisini bu görevleri yerine getirmek için harcayan Ali Mübarek, İsviçreli pedagog Dr. Dor Bey'in görüş ve yardımlarından faydalanarak Mısır maarifinin bugün dahi uygulanan ana ilkelerini tesbit etti. Onun mekteplerin ıslahı konusunda hazırladığı rapor, Mısır maarifine yeni bir düzen vermek için yapılan ilk gerçek teşebbüs olup kendisinden sonra gelen bütün ıslahatçılar için de yol gösterici olmuştur. Bu konuda Fransa'daki Ecote Normale SupĞrieur'u örnek alarak Öğretmen Okulu (Dârü'l-ulûm), ayrıca Yabancı Diller Okulu, İdarecilik ve Muhasebe Okulu gibi modern okullar açtı. Mısır Millî Kütüphanesi'ni (Dârü'l-kütübi'l-Mısriyye) kurdu (1870). Matbaalar tesis ederek buralarda okul kitapları bastırdığı gibi ilmî dergiler de (meselâ Ravzatü'l-medâris) neşretti. Kahire yakınında Nil üzerinde baraj yaptırarak (el-Kanâtırü'l-hayriyye) sulama kanallarının ıslahı, demiryolu ağının genişletilmesi, başta Kahire olmak üzere şehirlerin imarı gibi çeşitli mühendislik ve bayındırlık hizmetlerinde bulundu.
Ali Mübârek'in olumlu faaliyetlerini çekemeyen rakipleri, sonunda Hidiv İsmail ile arasını açtılar. Bir süre bütün görevlerinden ayrılarak evine çekildiyse de daha sonra tekrar eski görevlerine getirildi. 1878 Ağustosunda kurulan Nubar Paşa kabinesinde Maarif ve Çalışma bakanı olarak görev aldı. 1879 Martında kurulup Nisanında düşen Tevfik Paşa kabinesinde de aynı bakanlıklara getirildi. Şerif Paşa kabinesinde görev almadıysa da aynı yılın eylül ayında kurulan Riyaz Paşa kabinesinde Çalışma bakanlığı yapt. Bu son bakanlığı döneminde baş gösteren Urâbî Paşa İhtilâli'ni desteklemeyen Ali Mübarek, 1881 yılında bu ihtilâlin baskısıyla kabine düşünce görevinden ayrıldı. İngilizler'in Mısır'ı İstilâsından (1882) hemen sonra kurulan Şerif Paşa'nm dördüncü kabinesinde yine Çalışma bakanı oldu; 1884 Ocağına kadar bu görevde kaldı. Son idarî görevi 1888-1891 yılları arasındaki Maarif nazırlığıdır. Daha sonra evine çekilen Ali Mübarek 14 Kasım 1893 tarihinde Kahire'de öldü.
Ali Mübarek Mısır'da Mehmed Ali, İbrahim, Abbas, Said, İsmail, Tevfik ve Ab-bas Hilmi paşaların devrini idrak eden nâdir simalardandır. Mısır maarifinde yaptığı ıslahatçı-yenilikçi hizmetleri ve el-Hıtatü't-Tevlîkıyyetü'1-cedîde 11 adlı yirmi ciltlik eseriyle tanınmıştır. Makrîzrnin el-Hıtat'mın modern bir benzeri olan eser pek çok kişinin yardımı ile meydana getirilmiştir. Eserin ilk altı cildi Kahire'ye, 7. cildi İskenderiye'ye. 8-17. ciltleri Mısır'ın belli başlı diğer şehirlerine, 18. cildi Nil ölçeklerine (mekâyîs), 19. cildi barajlarla sulama kanallarına, 20. cildi de ölçü tartı ve paralara dairdir. Şehirlerin anlatıldığı ciltlerde o şehirlerden yetişmiş veya oralarda gömülü meşhur kişilerin hal tercümeleri de yer almaktadır. 9. cildin “Birinbâl” maddesinde kendi biyografisi de bulunmaktadır. 12 Hal tercümeleri için kaynaklan Sehâvî, Şa'rânî, Süyûtî, Muhibbi ve Cebertfnin kaynaklarıdır. Faydalı bir derleme olmakla birlikte ihtiyatla kullanılması gereken eserde tarihî ve arkeolojik bilgiler için Batı kaynaklan da kullanılmıştır. 1969'da ikinci baskısı yapılan eserin 1980'de başlayan üçüncü baskısı (ofseti halen devam etmektedir. Diğer eserleri şunlardır: Hakâ '”İku'l-ahbâr fî evşâti'l-bihâr 13; Tenvîrü'I-efhöm fî teğaz-zi'1-ecsâm 14; Nuhbetü'1-fikr fî tedbîri Nîli Mışr 15; Alemü'd-dîn 16; el-Mîzân ü'1-akyise ve'I-mekâyîl ve'l-evzân 17; Hulâşatü târihi'l-'Arab Lûuis Pierre Sedillot'nun 1854'te Paris'te neşredilen Histoire des Arabes adlı eserinin tercümesi, Kahire 13091; Takribü'i-hendese 18, Havâş-şü'1-a'dâd 19; Tezkiretü'I-mühendisîn 20; Tari-ku'1-hicâ ve't-temrin 21; el-Müzâhame ve te'şîruhâ fi'1-irtikâ''i'l-beşerî; Âşârü'l-İslâm fi'1-medeniyye ve'l-'umrân; Coğrâfiyyetü Mışr 22; Şerhu'l-hadîşi'ş-şerif «İcmel li-dünyâke ke enneke ta efşü ebeden. 23
Dostları ilə paylaş: |