- Sayın konuşmacı lütfen toparlar mısınız.
- Toparlamaya çalışıyorum. Bir de şu konuyu ifade etmek isterim, insan hakları ihlali noktasında şimdi malumunuz üniversitelerde bir baş örtüsü sorunu yaşanıyor ve staja başlama sınavları ÖSYM’ye devrediliyor. Bu ne yazık ki stajyerler arasında endişe yaşanmaktadır.
- Sayın konuşmacı,
- Başörtülü öğrencilerin ÖSYM tarafından nasıl sınava girebileceklerini takdirlerinize sunuyorum. Saygılar sunuyorum.
- Teşekkür ederiz. Meslekte birlik grubu adına Sayın Recep Kılıç , buyurun efendim.
- Sayın divan, değerli misafirler, değerli meslektaşlarım. Bildiğiniz gibi meslek yasamızın 13.5.1989 tarihinde çıkması üzerinden tam 11 yıl geçmiştir. İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın 11. olağan genel kurulunu yapıyoruz. Mevcut oda yönetiminin ve mesleğimizin olumlu olumsuz gelişmelerini değerlendirebilmemiz için geçmiş 11 yıla bakmak gerekmektedir. Bu anlamda meslek odamızın kuruluş aşamasında emeği geçen aramızda bulunan bulunmayan bütün üstatlarımıza saygılar sunuyor teşekkürlerimi iletiyorum. Oda yönetiminin hazırlamış olduğu genel kurul çalışma raporları, geçmiş senelerde yapılanları bir temcit pilavı gibi önümüze koyuyor. Bir masa bir sandalye bile yoktu, diye başlayan tekerlemeyi biliyorsunuz. Geçen mesleğinden uzak meslektaşından uzak sırça köşklerinde kendi dünyalarında meslektaşlarının aidatlarıyla stajyerlerden aldıkları astronomik ücretlerle saltanat sürenler 11 yıl sonunda da bir masa bir sandalye ile ortada kala kalmışlardır. Yahya başkan geçen genel kurulun kapanış konuşmasında biz günün 24 saati meslekle yatıp meslekle kalkıyoruz, böyle acımasızca bizi eleştiren sizler bizim meslek ile ilgili hayallerimizin % 10’unu bile düşünemezsiniz demişti. Geçen 1 yılı değil geçen 11 yılı değerlendirdiğimizde Yahya başkanın hayallerinin bir masa ve bir koltuktan ibaret olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz. Eğer lokalde eğlenceli günlerden vakit bulup da etrafına bakabilseydi, 16 bini geçen meslek mensubunu sınıf sınıf ayırıp kafasındaki şablonlarla kontrol etmeden kucaklayabilseydi, trafik canavarına, enflasyon sorununu enflasyon canavarına ......... eden her sorunu bir canavar bir öcü yaratarak hiçbir soruna çözüm üretmeden bulunduğu mevkiinin nimetlerine taraftarlarına peşkeş çeken kronikleşmiş, kokuşmuş geçen asrın yöneticilerine değil de 2000’li yılların çözü üreten, katılımcı, demokratik, insan haklarını savunan, hesap veren, hesap soran yönetici mantığını yakalayabilseydi, kafalardaki şablonları bir tarafa bırakarak sizden ayrı düşünenleri hatta size oy vermeyen meslektaşları da camiayı bir bütün olarak görebilseydi, hatta 11 yıl sonra gerçekleşen hayallerden elimizde bir masa bir koltuk kalmayacaktı. Oda yönetimi eğer hakikaten günün 24 saatini değil belli bir zaman dilimini dahi olsa mesleği, meslektaşını düşünerek geçirebilseydi odamızın kurumsallaşması gibi bir dertleri olurdu. 16 bin meslektaşın gücünü mesleki sorunların çözümünde, ülke sorunlarının çözümünde ülkede gündem oluşturma durumunda, küçümsemek anlamında söylemiyorum, bir bakkallar federasyonu bir şoförler esnaf odaları kadar bir .......... derneği kadar bizi kamuoyunda sesimizi duyurur bizi temsil eder sorunlarımız da dile getirirdi. Mesleki sorumluluk ve meslek ahlakını sağlayarak mesleğe saygınlık kazandırmak gibi dertleri olurdu. Haksız rekabetin ortak muhasebecinin ortadan kaldırılması gibi dertleri olurdu. Meslek mensuplarının da bir insan olduğunu, bir insan gibi tatile ihtiyaçların olduğunu, sosyal güvenlik gibi sorunlarını olduğunu dert edinirdi. Mahkeme kararlarına rağmen meslektaşların mahsup konusunda icra kapılarında sürüm sürüm sürünmelerini dert edinir yasal yollardan çözüm üretme yolunu kendine dert edinirdi.
- Sayın Kılıç toparlar mısınız lütfen.
- Toparlıyorum efendim, çok kısa. Oda yönetimi hayal kurmayı bırakıp, bütün meslektaşları kucaklayarak sorunlara çözümler üretseydi 16 bin kişiyi ilgilendiren problemlerin üstesinden gelinirdi. Oda kaynakları lokallerde milyarlarca liralık zarara uğratılarak har vurup harman savrulmaz meslek mensupları yok farz edilerek oda .... oluşturulmazdı. Ne olacaktı? Kurallar oluşturulacaktı. 10 yıl çok kısa bir süre değil. Bir insan ömründe 4 tane 10 yıl var. Birisi çocukluk, birisi gençlik, birisi olgunluk, birisi yaşlılık. Bundan sonrası hastalık arkadaşlar. Yani odanın olgunlaşıp mesleğe bir şeyler verebilmesi için 60 yaşını beklemek mi zorundayız
- Teşekkür ederiz Sayın Kılıç.
- Çok kısa sayın başkan rica ediyorum son kısmını da iletmek istiyorum arkadaşlara. Bütün bu olumsuzluklara artık yeter. İşte seçim. Oda yönetimi icraatsızlık kararından memnunsanız size diyecek hiç şeyim yok. Dünün uzak bugünün genç, geleceğin şimdi olduğunu gören meslektaşlara sesleniyorum ben. Gözlerinizi kapatarak gerçekleri değiştirmeniz görmemezlikten gelmeniz sorunun çözümü değil. Mesleğimiz için birliğimiz için gelin oyunuzu kullanın. Meslekte birlik olalım. Hepimiz bir çukurun içinde yaşıyoruz, ama biz aydınlığı görüyoruz her şey güzel olacak. Saygılar sunuyorum, başarılar diliyorum.
- Sayın Recep Kılıç teşekkür ediyoruz. Diğer konuşmacıları da ikaz ediyorum. İkazımdan sonra konuşma süresini kullanıyorum diye düşünen düşünmesin, en son grup konuşmacının 15 dakikalık süresinden düşeceğim. Yani böyle hakkaniyeti sağlamak gibi bir derdim var benim. Yani ben nasılsa kürsüdeyim konuşurum 1 - 2 dakika uzatmayın lütfen, bu disiplin içinde götürelim. Sayın İzzet Çelik buyurun efendim. Demokratik platform çağdaş muhasebeciler değişim hareketi güç birliği grubu adına.
- Sayın divan, sayın konuklar, sayın basın mensupları, sevgili meslektaşlarım sizleri demokratik platform ve çağdaş değişim hareketinin oluşturduğu gibi güç birliği adına selamlıyorum. Değerli arkadaşlar 10 yılın muhasebesini yapıyoruz 10 yılın sonunda geldiğimiz noktayı değerlendiriyoruz ne görüyoruz? Mesleğe yabancılaşmış, meslektaşa yabancılaşmış bir yönetim anlayışını görüyoruz. Ne görüyoruz? Çağdaş, demokrat söylemlerle yola çıkan oluşan yönetimin anti demokratik genel kuruluna tanık oluyoruz. Neden? Siz kurumun başkanısınız, siz seçimde listenin başkanısınız, siz bizlerin 4 yıl önce gerçekleştirdiği 13 Haziranları burada bizlere satıyorsunuz. Değerli arkadaşlar 28.3.2000 tarihinde Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü’ne İSMMMO’nun gönderdiği yazıyı dün akşam print ettim. Bunları sizlerle paylaşmak istiyorum. Burada gerek TÜRMOB yöneticilerimiz gerekse sayın yöneticilerimiz denetim, denetim, denetim diyerek muhasebe mesleğini kastediyor. Bize sordukları seçim broşüründe angarya bildirimlerini kaldırmayı taahhüt ediyor. Ama 28.3.2000’de ne yapıyor? A,B,C formlarının maliye dairesince faydalı olabilmesi daha sadeleştirilmiş tekrardan kaçınılarak yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinin dikkate alınması söz konusu beyannamelerin ekinde verilen ayrıntılı bilanço tablosunun verilmemesi gerektiği kanaatindeyiz. Umarım gözden kaçmıştır umarım yanlış bir yazım hatasıdır. Ama bu muhasebe mesleğini katletmektir. Aynı yazının cevabını sunuyorum. Tarih 13. Mayıs.2000. Seçildikten sonraki sayın başkanımızın konuşması. Gelir genel müdürü A,B,C formları için bu senede bir deneyelim gerçekten işe yaramıyorsa seneye bir daha istemeyiz. Sevgili arkadaşlar çok önemli bir süreçten geçiyoruz. Biz artık arkadaşlıklarımızı, duygularımızı bir yana bırakıp muhasebe mesleğinin geleceği açısından taraf olmalıyız. Bu salonda umuyorum ki çok az insanın haberi yoktur. Bu verdiğimiz bildirimler SEKA’ya kağıt olarak gidiyor. Ama sanıyorum yöneticilerimiz bilmiyor bunu. Meslek camiası sadeleştirilmiş söylemleri istemiyor, meslek camiası kaldırılması için mücadele etmemizi bekliyor. Şu anda yaşadığımız bir sıkıntıdan da bahsetmek istiyorum. Seçim çalışmalarında yürüttüğümüz pardon seçim çalışmaları yaptığımız tespitlerden biri de şu anda .... SSK cenderesinde olduğu. Bildiğiniz gibi 192.450 taban fiyat çıkardı. Şu anda mecliste görüşmeleri devam eden belki Pazartesi, belki Salı, belki Çarşamba ama son dakika bir golü daha yiyeceğiz o taban aşağıya çekilecek. Bunları bir daha yaşamak istemiyorsak,
- Sayın konuşmacı lütfen toparlar mısınız.
- Bunları bir daha yaşamak istemiyorsak değişimden yana güç birliğinden yana güçlerimizi birleştirmemizi öneriyorum. Saygılar sunuyorum.
- Teşekkür ediyoruz sayın İzzet Çelik’e. Çağdaş demokrat muhasebeciler birliği grubu adına Sayın İsmail Hakkı Güneş hitap edecektir. Buyurun efendim.
- Sayın divan, değerli konuklar, saygıdeğer meslektaşlarım.Genel kurulumuzun ülkemiz, demokrasi ve ekonomik yapısal oluşumlarına katkı getirmesini, mesleğimiz ve meslektaşlarımıza kazanımlar sağlamasını dilerim. Bu itibarla genel kurulların 2 amacı vardır. Bir, geçmişin muhasebesi ve durum tespiti yapmak, iki, geleceğe yönelik amaçlar, hedefler, politikalar ve stratejileri tartışmaktır. Bu itibarla bir tespit yaptığımızda konuyla ilgili. Tarafların üzerinde anlaştığı şu tespitin yapıldığını görüyoruz. Ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik ve diğer koşulların muhasebenin ve muhasebe ile ilgili tarafların ..... içinde çalışıp gelişmesini engelledi. Bu engelleme sonucu ve diğer koşullar muhasebe mesleğinin kurumsallaşmasını geciktirdi, güçleştirdi. Meslek ve meslektaş uzun yıllar statü eksikliği ile dar kalıba itildi. Gelişmiş ülkelere baktığımızda bu ülkelerde muhasebe mesleğinin siyasal ... sonra gelen karar mekanizmaları içinde yer aldığını görürüz. Bu ülkelerde muhasebe gerçek anlamda bilimsel, tarafsız ve bağımsız ilkeleri ile toplumsal yapıda onurlu ve saygın yerini almıştır. Ülkemizde yaratılan unvan, kurum ve kavram kargaşası ile ne yazık ki bu yapı kurulamamıştır. Meslek yasasının çıkış gerekçelerinde sayılan Türk vergi sisteminin yozlaşmakta olduğu, denetimin ağır yükünün devletteki denetim kadroları tarafından giderilemediği, sayıları milyonları aşan beyannamelerin etkin bir denetimden geçirilemedi, işletmecilik sahasında güven ve ahlak unsurlarının gelişmesinin temin edilemediği, vergi kanunlarının uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların azaltılamadığı. İşte bu gerekçelerin halen ülkemiz gerçeği olduğu noktasındayız. Devlette temasın olduğu her noktada yolsuzluk ve suiistimal zincirleri sürüp gitmekte, içi boşaltılan bankalar, uçup giden krediler, kurumlardaki yolsuzluk ve rüşvet zincirleri. Paranın olduğu bir çok noktada suiistimallerin had safhada olduğu bir sistem ve denetimsizlik. .... futbolcu transferinden tutun halkın din ve vicdan duygularına hitap ederek toplanılan kaynaklarda denetimsizlik ve bunun sonucu suiistimallerin yaşandığı bir ortam. Gelişmiş batı toplumlarının 1960’lı yıllarda terk ettiği .... sürüp gitmektedir. Değerli dostlarım gelişmiş batı toplumlarında sistem denetim üzerine kurulmuş yani sistemin denetlenmesi esas alınmıştır. Yaşam bunun etrafında dönmektedir. Denetim 3. süreci olan bu sürecin .... safhası etkilerine .... Hangi görüş açısından bakarsanız bakın, ekonomik politikalarında genel kabul gören 3 amaç vardır. Ekonomide istikrar sağlamak, iktisadi kalkınmayı sağlamak, ekonomide servet dağılımı ve yaşama .... yerleştirmek. Bütün bunların gerçekleşmesi için sistemin denetlenmesi esastır. Bunun bir diğer anlatımı toplumsal denetim yada toplumsal denetim projesidir. Bu .... koşullarda gerek unvan ve gerekse kavram ve kurum kargaşasında mesleği icra etmemizden 3 boyutlu haksız rekabet içersinde var olan pasta büyütülmemekte, meslektaşa talep ülkesinin genel politikaları çerçevesinde oluşturulmamaktadır. .... rekabette pastanın büyük bir bölümü uluslararası denetim firmalarının ......
- Sayın konuşmacı lütfen toparlar mısınız?
- Son cümlemi okuyorum başkan. .... ...... yapılanlar tarafından paylaşılmakta. Yasal olmayan yöntemle de korsan, ucuz fiyat şeklinde gerek meslek içi gerek meslek dışı unsurlarıyla herkes rekabet unvan değişikliği yaratılarak iş tanımlaması sonucu ........... işletmelerde meslekler birbirinin alternatifi değildir birbirinin tamamlayıcısıdır. Son söz, Alman devlet adamı Vilmark’ın siyaseten söylemiş olduğu bir sözü hatırlatıp konuşmamı bitirmek istiyorum. Ülken için doğru olanı yap, partin için her zaman doğrudur. Ben de sizlere sesleniyor ve diyorum ki mesleğin için doğru olanı yap grubun için her zaman doğrudur. Hepinize saygılar sunar başarılar dilerim.
- Teşekkür ederiz Sayın İsmail Hakkı Güneş. Meslekte birlik grubu adına ikinci konuşmacı Sayın Soner Yılmaz size hitap edecekler. Buyurun efendim.
- Değerli divan, saygıdeğer meslektaşlarımız hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyor ve konuşmamıza başlıyoruz. Bütün kurumlara baktığımızda bir tane bağımlı çalışan olarak meslekte birlik grubu olarak ben varım. Evet arkadaşlar bu bağımlı çalışanlar meslektaş değil midir? Bu bağımlı çalışanlardan oy alacaksınız ve burada bağımlı çalışanların sorunlarını, problemlerini açıklamayacaksınız ve konuşmalarınızda dile getirmeyeceksiniz. Biz meslekte birlik grubu olarak yönetime geldiğimizde bağımlı çalışanlar için odada bir masa kuracağız. Bunların problemlerini çözmek, bunların eğitimlerine katkı sağlamaya çalışacağız. İlk konuşmacı arkadaşımız vardı onu çok takdir ettim. Dünya değişiyor, Türkiye Avrupa Birliğine giriyor ve şirketler birbirleriyle birleşiyor. Burada çok önemli bir olay var, sizin bir genel müdürünüz sizden bir yabancı firmanın gelir tablosunu bilançosunu size veriyor siz bunu değerlendirin diyor. Ama siz bir mesleki dili bilmezseniz siz İngilizcenizi mesleki olarak geliştiremezseniz genel müdürünüze hiçbir şey söyleyemezsiniz. Evet arkadaşlar bu oda ne yapmıştır? Lokallerde para harcamıştır, bağımlı çalışanların oylarını talep etmişlerdir evet bunu herkes biliyor fakat hiçbir zaman bağımlı çalışanların mesleki gelişimini sağlamak için bu verdiğimiz aidatları gidip lokal ve kokteyllerde harcamışlardır. Bir de bağımlı çalışanlar arkadaşlarımız biliyor eğer burada da varsa bilmiyorum var mı meslek onuruna uygun ücret verilmesini sağlayacağız bağımlı çalışanlara. Kimi 100 milyon alıyor, kimi 200-300 milyon alıyor, kimi 350 milyon alıyor ve biz söylerken biz mesleğimizi tanıtırken mali müşavir diyoruz. Bu maaşlar bizim onurumuzu göstermiyor, bunu sağlamaya çalışacağız. Bir de web sayfalarını günceleştireceğiz. Evet web sayfalarına giriyoruz, hepimizin interneti var. Bir bakıyoruz yaşanan 3 ay evvel, 4 ay evvel, 5 ay evvelki yazılar. Bunun için meclisten kanun çıktığında resmi gazetede yayınlandığında ve 2-3 gün içinde çünkü bu ... 3-4 kişi alıp sadece bu resmi gazetelerin bizlere iletilmesi web sayfasında iletilmesi bu kanunların bize iletilmesini sağlamaya çalışacağız. Biz sorumluluk sigortası istiyoruz. Evet avukatlar, doktorlar herkesin var, eczacıların var. Biz sorumluluk sigortası, sağlık sigortası istiyoruz. Bağ-Kur köşelerinde, SSK köşelerinde kıvranmak istemiyoruz. Kravatlarımızı, çantamızı alıp sıraya girmeden .... olmak istiyoruz. Evet ben konuşmamı kısa keseceğim, düşüncelerimi tek tek açıkladım. Evet arkadaşlar her şey değişip her şey güzel olacak. Hepinize saygılar sunarım.
- Zamanı iyi kullandığınız için teşekkür ederim. Demokratik platform çağdaş muhasebeciler değişim hareketi güç birliği adına ikinci konuşmacı olarak Sayın Oktay Yeşilyurt sizlere hitap edecekler. Buyurun efendim.
- Sayın divan, çok değerli meslektaşlarım, basının değerli temsilcileri, değerli konuklar hepinizi değişim hareketi güç birliği adına saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Hepiniz hoş geldiniz. Değerli arkadaşlarım şu dakikada duruma uygun en güzel söz zannediyorum ki sizlere sorulacak bir tek sorudan ibarettir. 10 yıl sonra geldiğiniz durumdan memnun musunuz arkadaşlar? Bunu çok iyi çok dikkatli bir şekilde düşünmenizi rica ediyorum. Genel kurulun özü ve özeti budur arkadaşlar. 10 yıllık süreyi hep birlikte yaşadık. Bugün yönetimde bulunan arkadaşlarımıza gereğinde sonuna kadar güç verdik, sorunların çözümünü paylaşmaya çalıştık. Ancak yaşadığımız belirginleştirdiğimiz süreç toplum yararına, meslek mensubu yararına, sorunların çözümü ile ilgili demokratik açılımları sağlamaya çalışan bizlere karşı yönetim anlayışının kendisini korumak kendi yönetim anlayışını muhafaza etmek için mesleği, meslektaşı ikinci plana atmak suretiyle kapıları kapatmasını gördük değerli arkadaşlar. Bakın 98 döneminde yayınladıkları 98-2000 dönemi ile ilgili seçim broşüründe diyorlar ki arkadaşlarımız biz angaryaları kaldıracağız. 4 nolu tebliği hukuka uygun hale getireceğiz, bilgi bankası kuracağız, yeni mesleki kararlar alacağız, vergi daireleri arasında uygulama birlikteliğini oluşturacağız, bilgisayar destekli eğitim laboratuarları açacağız, sağlayacağız bunları diyorlar, sağlamayı düşünüyoruz demiyorlar. Şimdi bu broşürler dağıtıldı, ben buradan soruyorum bırakın diğer yığılmış binlerce sorunu bunların hiç birisi geçti mi arkadaşlar? Değerli arkadaşlarım mantıken bir ...... bahsedenler denir ki ilim ...... Yani Everest dünyanın en yüksek dağı olduğu için zirvesi en yüksek dağ olduğunu biliriz. Yoksa biz öyle istediğimiz arzu ettiğimiz için Everest en yüksek dağ olmaz. Türkiye’de enflasyon yüksek olduğu için bizler de enflasyonun yüksek olduğunu biliyoruz. Bizim hayali olarak enflasyonu düşük kabul etmemiz enflasyonun düşük olduğu anlamına hiçbir zaman gelmez. Değerli meslektaşlarım bu yaklaşımı odamız için ortaya koyarsak yöneticilerimiz üyelerimizin sorunları büyük ölçüde çözüldü dediklerinde sorunlar çözülmüş olmaz. Biz geleceğe bakıyoruz dediklerinde onlar dedi diye geleceğe baktıkları düşünülemez. Geleceği bu güne getiren bir ekibiz dediklerinde bu onlar böyle söyledi diye geleceğin bugüne getirileceği anlamına hiç gelmez. Eğer hala mesleğin ve meslektaşın saygınlığı sağlayamamış iseniz, meslekte haksız rekabetin önüne geçemedi iseniz, mali tatil, sosyal güvenlik sorunlarını çözemedi iseniz, elektronik ortamı seçime 5 kala 1.4.2000’de devreye sokmaya çalışıyorsanız, meslek mensubuna güvensizlik duyguları içerisindeyseniz, kurumu kurum gibi kurum yapamadı iseniz, vergi idaresi elemanlarının dinlenmesine ve mükellef psikolojisine olumlu etki gerekçesini içinize sindirerek,
- Lütfen toparlar mısınız.
- Mali tatil gibi bu gerekçelerle üyelerin desteklemesi talebinde bulunuyorsanız, stajyerlerimizin gerek sınav öncesinde gerek sınav esnasında geleceğin meslek mensupları arkasına sığınarak gerçekten onları meslek mensubu kabul edememiş ve ..... oy deposu yaklaşımı ile ruhsat törenleri düzenleyerek törensel meslek mensubu görüyorsanız ve siz odalarda protokolü .... önüne geçiyorsanız kimseye yararlı olamayacağınız.
.......................
Dostları ilə paylaş: |