***************
İKİNCİ BÖLÜM
“NEFS-İ LEVVÂME”
Levm etmek; çekiştirmek, zemmetmek, paylamak, serzeniş telâşlân-mak, pişmanlık duymak, anlamında dır.
Zikri: “YA ALLAH” tır.
İdrâki: Bu mertebenin şuuru ile ileriye doğru gitmeğe gayret etmesidir.
Kûr’ân-ı Keriym, Enbiya Sûresi, (21/87) Âyetinde bu mevzua işaret vardır.
“Fenâdâ fizzûlümâti en lâilâhe illâ ente sübhaneke inni küntü minezzâlimiyn.”
Meâlen; “ Karanlıklar içinde “senden başka ilâh yoktur, sen münezzehsin, doğrusu ben zalimlerden oldum,” diye niyaz etmişti”.
Hâli: Bu mertebenin haliyle hallenmeye çalışmaktır.
Kûr’ân-ı Keriym; Kıyâmet Sûresi; (75/1-2) Âyetinde bu hâle işaret vardır.
187
“Lâ uksimü bi yevmil kıyâmeti. (1) “
“Ve lâ uksimü binnefsillevvameti. (2)”
Meâlen: “ Kıyâmet gününe ve pişmanlık çeken nefs-e yemin ederim. “
Yaşantısı: Nefs-i levvâmenin biri emmâreye, diğeri de mülhimeye bakan iki yüzü vardır. Ehli hayvandır. Davul önünde oynar, kürsi dibinde ağlar. Kendini beğenmiş olup, şer kaynağıdır, ham sofudur.
Nefs-i levvâmenin belirgin ahlâk ve sıfatları; “ cehalet, hamlık, kızgınlık, gıybet, levm, çok yemek, ve seks” dir.
Dostları ilə paylaş: |