BEŞİKÇİZADE TEKKESİ
Fatih İlçesi'nde, Davutpaşa'da, Nevbahar Mahallesi'nde, Topçu Emin Bey Çıkma-zı'nda yer almaktadır.
Nakşibendî tarikatından Beşikçizade Şeyh el-Hac Süleyman Efendi (ö. 1799) tarafından 18. yy'm ikinci yansında tesis edilmiştir. Günümüzde kısmen mesken olarak kullanılan harap binanın mimari özellikleri 19. yy'm ikinci yarısı içinde yenilendiğini kanıtlamaktadır.
Beşikçizade'den sonra yerine halifesi Şeyh Hafız Mehmed Tahir Efendi (ö. 1817) geçmiş, daha sonra, devrinde İstanbul'un ileri gelen Halvetî şeyhlerinden Beypazarlı el-Hac Ali Efendi (ö. 1819) postnişin olmuştur. Adı geçen şeyh, Halvetîliğin Çerkeşî kolunu kuran Çerkeşî Seyyid el-Hac Mustafa Efendi' nin halifesi, aynı tarikatın İbrahimî kolunu kuran, 19. yy'm en nüfuzlu sufile-rinden Kuşadalı Şeyh İbrahim Efendi' nin (ö. 1845) mürşididir. Arkadan, Aya-sofya hatibi olan Şeyh Hafız Ahmed Nazif Efendi (ö. 1837) ile, aynı görevi sürdüren oğlu Ahmed Kâmil Efendi (ö. 1860) postnişin olmuşlar, A. Kâmil Efen-di'nin 1852'de şeyhlikten ayrılması ile Halvetîliğin Sünbülî kolundan Şeyh Sa-
Beşikçizade
Tekkesi'nin
cümle
kapısının
bulunduğu
kuzeyden
görünüşü,
1948.
iMi, Encümen Arfivi, 1869
deddin Efendi (ö. 1866) posta geçmiş, Beşikçizade Tekkesi bu tarihten itibaren Sünbülîliğe hizmet etmiştir. Bu dönemin şeyhleri şöyle sıralanabilir: İğciler İmamı Şeyh Mehmed Emin Efendi (ö. 1899), Terzi Şeyh Refik Efendi, Şeyh Hasan Kâmil Efendi (ö. 1912), Şeyh Nu-rullah Bey (ö. 1977).
Beşikçizade Tekkesi'nin ayin günü 1840 tarihli Âsitâne'de perşembe, 1866 tarihli Mecmua-i Cevâmi ile 1889 tarihli Mecmua-i Tekâyâ'da ise salı olarak verilmiştir. Dahiliye Nezareti'nin hazırlattığı 1301/1885 tarihli istatistik cetvelinde tekkede sekiz erkek ile beş kadının yaşadığı bildirilmekte, 1325/1910 tarihli Maliye Nezareti taamiye defterinde Beşikçizade Tekkesi'nin istihkakı şöyle belirtilmektedir: "960 kuruş, günde bir çift ekmek, bir okka iki yüz dirhem et".
Çıkmaz sokak üzerindeki dikdörtgen açıklıklı ve kitabeli cümle kapısı, moloz taş örgülü, tuğla hatıllı yüksek çevre duvarları ile kuşatılmıştır. Cümle kapısının solunda, hazireye açılan yuvarlak kemerli niyaz penceresi, sağında, tekkenin adım taşıyan çeşme yer alır. Kesme küfeki taşından inşa edilmiş olan çeşme klasik üslubun özelliklerini yansıtır. Silmelerin çerçevelediği dikdörtgen cepheli çeşmenin sivri kemerli nişinin üzerine 1104/1692 tarihli bir beyit konmuştur. "Azmî" mahlaslı bir şairin kaleminden çıkmış olan beyitte çeşmeyi yaptıranın adı verilmemekte, ancak Hz Hasan ile Hz Hüseyin'in ruhları için inşa edildiği belirtilmektedir.
Cümle kapısı ile tekke binasının arasında uzanan arnavutkaldırımı kaplı yolun sol tarafı hazireye ayrılmıştır. Tek bir kitle halinde tasarlanan tekke binası, tevhidhaneye, selamlığa ve hareme tekabül eden üç kanattan oluşur. Tek katlı tevhidhane kagir duvarlı, ahşap çatılı; iki katlı selamlık ve harem bölümleri ise bütünüyle ahşaptır.
Cümle kapısı yönünde (kuzeye doğru) ileri çıkan bölüm selamlık birimlerini, derviş hücrelerini ve mutfağı barındırmaktadır. Bu bölümün üst katı boydan boya bir çıkma ile genişletilmiştir. Bu kanadın solunda (doğusunda) geriye çekilmiş olarak yer alan harem kanadı-
nın cepheleri ufak çıkmalarla hareketlendirilmiş, gerek selamlık gerekse de harem bölümleri dikdörtgen pencereler ve konsollu saçaklarla donatılmıştır.
Selamlığın arkasına isabet eden tevhidhane, kareye yakın dikdörtgen planlıdır. Hareme bitişik olan doğu cephesi ile batı cephesi sağır bırakılmış, kıble cephesine basık kemerli iki pencere yerleştirilmiştir.
Bibi. Çetin, Tekkeler, 585; Âsitâne, 15; Osman Bey, Mecmua-i Cevâmi, I, no. 28, 16-17; Münib, Mecmua-i Tekâyâ, 10; İhsaiyat II, 21; Zâkir, Mecmua-i Tekâyâ, 28-29; Tanışık, İstanbul Çeşmeleri, I, 94-95; N. Azamat, "Çerkeşî Mustafa Efendi", DlA, VIII, 274; Fatih Camileri, 273-315.
M. BAHA TANMAN
Dostları ilə paylaş: |