BELGRAD BENDİ
bak. BÜYÜK BENT
BELGRAD KAPISI
bak. SURLAR
BELGRAD ORMANI
Belgrad Ormanı, İstanbul'un Trakya kesiminde, Isıranca Dağları'mn güneydoğu yönünde alçalarak İstanbul Boğazı'nda sonuçlanan ve ortalama yüksekliği 135 m olan bir peneplen üzerinde yer alır. Bu hafif dalgalı arazi eski bir erozyon sahasıdır. En yüksek noktası kuzeyde Kartaltepe (230 m), en alçak noktası güneyde Kurudere'dir (40 m). Arazinin yüzde 50'si 120 m'den daha yüksektir. Tüm orman alanındaki düz ve düze yakın yerlerin oranı yüzde 9, hafif eğilimli yerlerin yüzde 21, orta eğimli yerlerin yüzde 45, çok eğimli yerlerin oranı yüzde 25'tir. Bugünkü toplam orman alanı 5.442 hektar olup bunun sadece 475 hektarı açık alandır.
Belgrad Ormanı İstanbul'dan yaklaşık 20 km mesafededir; doğu sınırı Bo-ğaz'dan 5 km içeridedir; kuzey sınırı ise Karadeniz'e 5-6 km yaklaşmaktadır.
Bizanslılar zamanından beri şehre su sağlamak için yararlanılan ve kente çeşitli suyollarıyla bağlanmış bulunan Belgrad Ormanı'nın tarihçesinin çok eskilere uzandığı bilinmektedir. Osmanlı döneminde ormanın önem kazanması 16. yy ortalarına rastlar. İstanbul kentinin artan su gereksinimleri karşısında, ilk kez 1554-1564 arasında mevcut suyollarının
büyük çapta onarımları yapılmış ve birçok yeni kemer inşa edilmiştir. Yine bu yüzyılın sonlarına doğru, 1575'te ilk kez "su nazırının" emrinde belirli bir koruma örgütü kurularak, orman özel korumaya alınmıştır. Belgrad Ormanı, 1719' da Büyük Bent, 1722'de de Topuzlu Bent'in inşasıyla daha fazla önem kazanmıştır. Bu tarihlerde orman oldukça geniş bir alanı kaplamaktadır; doğuda Kabataş Tepesi, batıda Göktürk (Petnahor), kuzeyde Gü-müşdere (Domuzdere) ve güneyde Aya-zağa'ya kadar uzanan bir orman parçası durumunda olduğu ve 13.000 hektarlık bir alanı kapladığı bilinmektedir. Ormanın alanı 1840'larda 12.000 hektara, 1870'lerde ise 7.500 hektara kadar düşmüştür.
Orman, adını I. Süleyman (Kanuni) zamanında (1520-1566) kurulan "Belgrad Köyü"nden almıştır. Kanuni Sultan Süleyman'ın Sırbistan seferinden (1521) sonra, Bizanslılar zamanından kalan köylerin canlandırılması ve yeni köyler kurulması girişimlerine paralel olarak Sırbistan'dan getirilen esirler, bugünkü Büyük Bent'in kuzeybatı kesiminde, eski Ayvat Köyü yakınına, ormanın içine iskân edilmişler, yerleşmelerine "Belgrad Köyü" adı verilmiştir. Bu köy, uzun yıllar kentin değerli sayfiye mıntıkaları arasında yer almıştır.
Boğaz kadar güzel bir görünümü yoksa da, özellikle yaz sıcakları bastırıp Beyoğlu (Pera) bulaşıcı hastalıklarla kasıp kavrulurken, elçiliklere bağlı yabancılar, özellikle Fransızlarla Ermeni azınlıklar bu bol ağaçlı, sulak, üstelik Karadeniz rüzgârlarına açık sayfiyeye rağbet etmişlerdir. Türkler için Kâğıthane ne ise, Belgrad Köyü de yabancılar için aynı şey olmuştur. Lady Montagu, Mr. Pope'a yazdığı mektupta, Belgrad Köyü'nü "Çoğunlukla meyve ağaçlarından meydana gelen ve sularının güzelliği ile tanınan, çok sayıda çeşmelerle sulanan, gölgeli patikalarla donanmış, Karadeniz'den gelen rüzgârlarla serinleyen bir ormanın içindeyim. Köyde yalnızca en varlıklı Hıristiyanlar oturuyor; her gece bir çeşme, bir havuz başında toplanıp şarkılar söyleyerek dans ediyorlar" diye anlatır. Ancak yerleşmenin yarattığı çevre kirlenmesinin doğurduğu sorunlar üzerine önce çevreyi kirletenlere çeşitli cezalar uygulanmış, kirliliğin yine de önlenememesi yüzünden 1894'te çıkarılan bir "ira-de-i seniye" ile Belgrad Köyü kaldırılmış ve ormanda her türlü kesim yasaklanarak çok sıkı koruma önlemleri alınmıştır. Belgrad Ormanı'nın topraklarını oluşturan anakaya, karbonifer ve neojen tabakalarına dayanmaktadır. Neojen depoları alttaki karbonifer şistleri üzerinde yatmakta ve kumlu killi balçık, kumlu balçık ya da balçık hamuru içinde çakıllı tabakaları oluşturmaktadır. Çoğunlukla, "Belgrad çakılları" da denilen bu neojen tortullarına, hemen hemen bütün sırtlarda rastlanmaktadır. Karbonifer şistleri ise, neojen tortullarının aşındığı orta, dik ve çok dik Yamaçlarda ortaya çıkmakta; ge-
nellikle taşlı, sığ ve orta derinlikte, geçirimsiz topraklar oluşturmaktadır. Hâkim toprak türü killi balçık ve balçıklı kildir.
Belgrad Ormanı'nda topraklar kireç yönünden fakirdir. Buna karşılık organik maddeler, iklimin elverişliliği nedeniyle normal bir hızla ayrışmakta, özellikle topraktaki biyolojik aktivitenin yüksekliği sayesinde oluşan humus, toprağın derinliklerine kolayca inebilmektedir.
Belgrad Ormanı, denizden fazla yüksek olmamasına karşın oldukça yüksek miktarda, metrekareye 1.000 mm'nin üstünde yıllık yağış alır. Bahçeköy Meteoroloji İstasyonu'nun 37 yıllık değerlerine göre yıllık ortalama yağış 1.069,4 mm, yıllık sıcaklık ortalaması 12,8 °C, maksimum sıcaklık ortalaması 17,5 °C ve minimum sıcaklık ortalaması 8,9 °C'dir. En sıcak aylar, 26,9 °C sıcaklık ortalaması ile temmuz ve 27,3 °C sıcaklık ortalaması ile ağustostur. En soğuk ay şubattır (1,5 °C). Mutlak maksimum sıcaklık (1958 Ağustos'u) 39,7 °C, mutlak minimum sıcaklık (1985 Mart'ı) -15,4 °C dir. En sıcak ve en soğuk ayların sıcaklık ortalamaları arasındaki fark 25,8 °C gibi oldukça önemli bir miktara ulaşmaktadır. Genel olarak ilkbahar serin, yaz sıcak, sonbahar kısmen ılıman, kış oldukça soğuktur. Don en fazla ocak, şubat, mart ile aralık aylarında meydana gelmektedir. Belgrad Ormanı, Akdeniz ve Orta Avrupa iklimleri arasında bir geçiş iklimine sahiptir. Haziran ayı ortasından eylül ayı sonuna kadar devam eden oldukça uzun bir yaz kuraklığının varlığı bilinmektedir. Bu süre içerisinde, kökleri 10-15 cm derinlikte bulunan bütün bir yıllık bitkiler ile bazı çok yıllık otsu bitkiler sararıp kurumaktadır. Yaz kuraklığının belirtileri olan sararma ve kurumalar eylül ayı sonlarında başlayan yağmurlardan sonra kaybolmaktadır.
Belgrad Ormanı, bitki coğrafyası ve iklim bölgeleri sınıflandırmasına göre, "Castanetum-Fagetum" ara zonunda yer alır. Kışın yaprağını döken çok sayıdaki ağaç ve çalı türlerinin oluşturduğu bir "yapraklı orman"dır. Orman alanının yüzde 75'ini sapsız meşe (Quercus pet-raed), Macar meşesi (Quercus frainettö) ve saplı meşe (Quercus robuf) gibi üç önemli meşe türü kaplar. Bunları sırasıyla doğu kayını (Fagus orientalis), adi gürgen (Carpinus betulus), Anadolu kestanesi (Castanea vezcd) izler. 30-40 yıl öncesine kadar, ormanda kestane ağaçları meşe türlerinden sonra ikinci yeri işgal etmekteydi; ancak, "phytopht-hore cambivora" adındaki bir mantarın sebep olduğu "mürekkep hastalığı" büyük ölçüde kurumalara neden olmuş, yaşlı kestane ağaçları bugün yok denecek kadar azalmıştır. Belgrad Ormanı'nda, doğal olarak yetişen çok sayıda ağaç ve çalı türleriyle 400'den fazla tek ve çok yıllık otsu bitki türü (toprak florası) bir araya gelerek zengin ve oldukça karışık bir mozaik meydana getirir. Odunsu türlerden önemli olanlar: Yukarıda belirtilen meşe türlerinden başka mazı
meşesi (Quercus infectorid), Türk meşesi (_Quercus cerris) ve kermes meşesi (Quercus cocciferd); dere içlerinde, taban suyu yüksek rutubetli yerlerde adi kızılağaç (Alnus glutinosd), titrek kavak (Populus tremuld), aksöğüt (_Salix albd), gümüşi ıhlamur (Tilia tomentosa), akça-ağaçlar (Acer campestre, Acer trautvet-teı), ova karaağacı (Utmuş minör), de-mircik (Cornus australis), yabani kirazdır (Prunus aviuni). Karayemiş (Lauro-cerasus officinalis) ve çobanpüskülü (Ilex colchicuni) rutubetli ve koyu gölgeli kayın ormanı altında yer alırlar. Bol ışıklı, kurakça yamaçlarda ise kuşüvezi (Sorbus torminalis), muşmula (Mespûus germanica), geyikdikeni (Crataegus monogynd), çakaleriği (Prunus spino-sd), boylu süpürgeçalısı (Erica arbored), bodur süpürgeçalısı {Erica verticillatd), funda (Calluna vulgaris), kocayemiş (Arbutus unedö), akçakesme (Phittyrea latifolid), ateşdikeni (Pyracantha cocci-nea), abdestbozan (Sarcopoterium spi-nosuni), İspanyol katırtırnağı (Spartium junceum), boyacı katırtırnağı (Genista tictorid) ve katranardıcı (Juneperus oxy-cedrus) gibi türler görülür.
Mevcut doğal bitki örtüsü dışında, çeşitli araştırmalar için deneme alanlarının kurulması ya da ekonomik amaçlar gözetilerek yapılan ağaçlandırmalar yoluyla, orman alanına, karaçam (Pinus nig-ra), sarıçam (Pinus sylvestris), sahilçamı (Pinus pinaster), fıstıkçamı (Pinus pi-ned), duglaz göknarı (Pseudotsuga men-ziesiî) ve Toros sediri (Cednıs Hbanİ) gibi iğneyapraklı türler de getirilmiş bulunmaktadır.
Belgrad Ormanı oldukça zengin sayılabilecek bir hayvan varlığına sahiptir. Özellikle av hayvanları bakımından, tüm yörede olduğu gibi, bu ormanda da büyük bir çeşitlilik göze çarpmaktadır. Üstelik avlanma yasağının getirdiği koruyucu önlemler, mevcut yaban hayatının daha sağlıklı ölçülerde gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Ayrıca, 103 hektar büyüklüğündeki av üretme sahasında doğal koşullarda sürdürülen geyik yetiştirme faaliyetleri de bu katkıyı büyük ölçüde güçlendirmektedir. Ormanda 71 kuş, 18 de memeli hayvan türü mevcuttur. Kuşlardan bazıları, yeşilbaş, bıldırcın, çulluk, tahtalı, üveyik, karabatak, ağaçkakan, bülbül, karatavuk, ispinoz, saka ve saksağandır. Memelilerden ise gelincik, ağaçsansarı, tilki, karaca, kurt, yabandomuzu, çakal, tavşan, sincap ve kirpi en çok görülen türlerdir.
Belgrad Ormanı'nın su varlığını dereler, bunların bir kısmı üzerinde inşa edilmiş olan bentler ve çeşitli kaynak suları oluşturmaktadır. Derelerin büyük bir bölümü yazın oldukça az su taşır. Halen ormanda, Kapaklıbent ve Izgara-bendi gibi çok küçük iki bent hariç tutulacak olursa, toplam yüzölçümleri 36,88 hektarı bulan ve 13,5 m ile 17 m arasında değişen set yüksekliklerine sahip 7 adet önemli bent vardır. Bunlardan ilk üçü Valide Bendi, II. Mahmud Bendi
Dostları ilə paylaş: |