|
Erkek
|
Kadın
|
Toplam
|
Tarım dışı üretim faaliyetlerinde çalışanlar ve ulaşım makineleri kullananlar
|
39.037
|
4.244
|
43.281
|
Hizmet işlerinde çalışanlar
|
11.226
|
1.533
|
12.759
|
Ticaret ve satış personeli
|
10.675
|
1.066
|
11.741
|
İdari personel ve benzeri çalışanlar
|
3.876
|
2.637
|
6.513
|
İlmi ve teknik elemanlar, serbest meslek sahipleri ve bunlarla ilgili diğer meslekler
|
4.384
|
1.807
|
6.191
|
Müteşebbisler, direktörler, üst kademe yöneticileri
|
2.085
|
178
|
2.263
|
Tarım, hayvancılık, ormancılık, balıkçılık ve avcılık işlerinde çalışanlar
|
588
|
56
|
644
|
îşsiz olup iş arayanlar ve bilinmeyenler
|
4.610
|
461
|
5.071
|
Tablo H Beyoğlu İlçesi'nde Çalışanların Faaliyet Kollarına Göre Dağılımı
Kaynak: 1990 Genel Nüfus Sayımı, "Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri, ili 34-Istanbul", DiE, Ankara, Temmuz 1993.
gibi çok sayıda yabancı personel çalıştıran dış kapital odakları, Beyoğlu sahnesinden birer birer silindiler. Oteller, lokantalar ve gece kulüpleri, önemli müşteri kaybına uğradı. Eski, elçilik balolarından, karnavallardan, çeşitli kulüplerin eğlencelerinden ve toplantılarından eser kalmadı.
Fakat bu dönem, yani 1923 ile II. Dünya Savaşı'nın başlangıcına kadar geçen zaman, İstanbul'la beraber Beyoğlu'nun da, en sakin, en olaysız, en temiz ve en onurlu devresidir.
1923-1940 arasında, Beyoğlu kendine gelmiş ve kafasını dinlemiş bir istanbul köşesi olarak nitelendirilebilir.
1940-1950'ler: Bu dönem de, II. Dünya Savaşı'nın çıkması ve onun getirdiği şartlar ile sona erdi. 1940-1950'ler Be-yoğlu'sunun değişmeye başlayan kimliği ve belirginleşen özelliği iki yönde görüldü: Birincisi bir karaborsa zengini dalgası, bu kez I. Dünya Savaşı'ndan daha yaygın olarak semti kapladı; buna paralel olarak, seviyesiz eğlence yerlerinin ve yarım saatlik buluşma mekânları (ran-devuevi), hızla arttı. İkinci değişim, yavaş yavaş hızlanan yeni insan akışının, eski nüfus dokusunu değiştirmeye başlamasıyla ortaya çıktı. 1955'in sonbaharında, 6-7 Eylül gecesi üç-beş saat içinde yaşanmış olan geniş çaplı tahrip olayları, bu dönemin bitiş noktasıdır (bak. Altı-Yedi Eylül Olayları). Çünkü hiçbir devlet güvencesinin kalmadığı o gece yaşanan tecrübe ile Beyoğlu'nun semte rengini veren Rumları ve yabancı nüfusu, şehirden ve ülkeden ayrılmaya başladılar.
Savaş ekonomisi döneminde besin maddeleri spekülasyonunun para getirmesi ile ellerine tarihte ilk kez toplu nakit para geçmeye başlayan bir kesim, eğlence için Beyoğlu'na akmaya başladı. Bunlar için, çoğu ara sokaklarda ve bir kısmı Tepebaşı ekseninde olmak üzere, "saz salonları" açıldı. En göz önündeki eğlence yeri olan Taksim Meydanı'na nazır, yüksek beton ayaklı Kristal Gazi-nosu'nun müşteri kitlesi de belirgin bir değişiklik geçirmişti. Yaz günlerinde terasında limonata ve gazoz içilen bu mekân, gece hayatında çuvalla para yiyenlerin eğlence yeri haline gelmişti. Seviyesiz barların, randevuevlerinin, aracı ve bulucu tiplerinin Beyoğlu sahnesinde tarihte ilk kez bu kadar çoğalması, 1940-1960 arasının ürünüdür.
Bu semtin yüzlerce yıllık tarihi içinde, sadece 20 yıllık kısa zaman dilimini yaşamış olan kimileri, buradan edindikleri olumsuz izlenimleri daha sonra bütün Beyoğlu tarihine yaymak gibi bir yanılgıya düşmüşlerdir.
1960'lardan 1983'e: 19öO'lardan sonra açılan ve 1980'ler ortasına uzanan yeni bir dönemin, İstanbul'un bu yakasına, yeniden iki başlı bir değişim getirdiğini görürüz. Bunlardan birincisi, bir kısım Musevinin İsrail'e; onlardan daha fazla sayıda Rumun da Yunanistan'a gidişle-riyle boşalan binalar mevcudunun, hızla harap olmaya terk edilmesidir. İkinci ge-
lişme, nüfusun iç dokusundaki değişmedir. Her yıl artan sayıda bir insan akını, Beyoğlu'nun eski sakinlerinin gidişiyle ortaya çıkan boşlukları doldurmaya başlamışlardır.
Tapuda çoğu Rumlara ait gözüken fakat gerçek hayatta terk edilmiş, gelip giden bir sahibi kalmamış boş binaları birtakım insanlar işgal etmişlerdir. Mülkiyeti hazine ile ihtilaflı hale düşen bu binalar her yıl biraz daha çökmüştür. Bu dönemde, 1930 ve 1940'ların dizi halinde resmi ruhsatlı genelevlerini barındıran Abanoz Sokağı'nın(-0, Taksim'den, Karaköy'e i-nen genel trafiğe açılması 1950'ler İstanbul'unun halini yeterince özetleyen çarpıcı bir değişim olduğu gibi, Dünya Sağlık Örgütü'nün baskısıyla ve "kadın ticaretini önlemek gibi" tecrübesiz ve temelsiz bir hevesle, en azından ruhsatlı ve kontrol altındaki bu genelev sokağının bir gün kapatılıvermesi de Beyoğlu için sonuncu ölümcül darbe olmuştur. Çünkü hekim ve polis kontrolündeki yerler kapatılmış, ancak bir bölümü kontrol dışı buluşma yeri şeklinde başta Sırasel-viler olmak üzere, Beyoğlu'nun bütün ara sokaklarında pıtrak gibi çoğalarak semtin gündelik hayatım büsbütün yozlaştırmıştır;
1983 Sonrası: 1980 sonrasının siyasal gelişmeleri içinde, 1983'ten sonra açılan yeni dönemde, şehir birtakım imar operasyonları geçirirken, yoğun trafiği Beyoğlu kenarından akıtmak üzere, Tar-labaşı Caddesi bir bulvara dönüştürülmüş ve Taksim'den Şişhane'ye doğru sağ kenar binaları uzun tartışmalardan sonra yıktırılmıştır. Günümüzde, koruma bilincinin gelişmesiyle, Beyoğlu'nda, değerli binaların önemlerinin daha fazla anlaşıldığı ve münferit onarım ve güzelleştirme çalışmalarının başladığı bir dönem açılmıştır. İstanbul'un ve Beyoğlu'nun uluslararası sermayeye açılması hazırlıklarının da görüldüğü bu yıllarda Beyoğlu'nun, imar sorunlarını köklü biçimde çözümleyecek bir yasal düzenlemeye ve bunu gerçekleştirecek, gelir kaynakları yasayla saptanmış bir kuruluşa ihtiyacı vardır.
ÇELİK GÜLERSOY
BEYOĞLU
G. Primi tarafından 15 Ağustos 1934'te Fransızca olarak yayımlanmaya başlayan gündelik gazete. Pera'mn yabancı niteliğinin tasfiye edilmekte olduğunu göstermek için adı Beyoğlu konmuştur. Cumhuriyet'in ilanından sonra Fransızca basın alanında beliren boşluğu doldurmak için ve Galata-Beyoğlu bölgesi iş ve kültür çevrelerinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere yayımlanmıştır. Politikası, Ankara'nın görüşlerini aynen aktarmak, daha çok Avrupa'nın uluslararası olaylarını ön plana çıkarmak ve Beyoğlu sosyetesinin olaylarını yansıtmak üzerine kurulmuştu. Kasım 1943'te Ö. Lütfi Yalvac'ın yönetimine geçti. 1944'te yayımına son verdi.
İSTANBUL
Beyoğlu Belediye Hastanesi'nin girişi. Hazım Okurer, 1993
Dostları ilə paylaş: