ÇARŞAMBA DİVANI
İstanbul'un fethinden (1453) Tanzimat'a (1839) kadar işlevim sürdüren yargı ve yönetim kurulu. Gündemi İstanbul'un kentsel sorunları, güvenliği, çarşı pazar denetimi ile yargılamalardan ibaretti.
Çarşamba divanı, her hafta çarşamba günü Paşa Kapısı'nda vezirazamın başkanlığında sabah vakti toplanıyordu. Divanın üyeleri şehir (İstanbul) ve Bilad-ı SelaseC-») kadılarıydı. Bu kurula vezirazamın başkanlık etmesi, kent yönetiminden doğrudan doğruya sorumlu olma-sındandı.
Çarşamba günü sabah namazından sonra Paşa Kapısı Divanhanesi'ne gelen İstanbul ve Bilad-ı Selase kadılarının yargı erki temsilcileri olarak "örf" denen kavuk ve erkân kürkü giymeleri kanun gereğiydi. Sadrazam da bu toplantıya selimi kavuk ve erkân kürkü giymiş olarak başkanlık ederdi. Baş sedire oturan sadrazamın sağına İstanbul ve Havass-ı Konstantiniye (Eyüp) kadıları, soluna ise Galata ve Üsküdar kadıları otururlardı.
Oturum açılınca sadrazam, şeriatla ilgisi olmayan "örfi" davaları doğrudan dinler, gereği için buyruklar verirdi. İstanbul halkından olup davaları Çarşamba Diva-nı'na havale olanların duruşmalarını ise şer'i yoldan gereğine bakılmak üzere ilgili kadılara bırakırdı. Bu davalar, daha önce bâb mahkemelerinde bakılan fakat karara bağlanamayan konular olurdu. Bu açıdan, çarşamba divanı yargılamaları iki yönlü olup "Kavanin-i Âl-i Osman"a (Osmanlı yasaları) göre "örfi" (idari), şer'-i şerife (din yasaları) göre de adli kararlar veriliyordu. Bu nedenle İstanbul halkı için Çarşamba Divanı, adli ve idari son yargı kuruluydu. Taşrada karara bağlanmayan davalar Divan-ı Hümayun'da(->) görülürken İstanbulluların "bâb nâiblik-leri"nde sonuçlanmayan davaları çarşamba divanında kesin karara bağlanıyordu.
Oturumların ikinci aşamasında kentle ilgili önemli sorunlar ele alınırdı. Narh, iaşe, yakıt, göç, asayiş, iskân, salgınlar, deprem ve yangın sonrası önlemler, padişahın sadrazama sözlü buyrukları gereği gündeme getirilen diğer hususlar kısaca görüşülür, toplantı bittikten sonra ise çoğu kez "büyük kol" denen kent içi denetim başlardı.
Çarşamba divanı sonrasındaki atlı büyük kolda sadrazamın maiyetinde İstanbul kadısı, yeniçeri ağası, subaşı, asesbaşı, çardak çorbacısı, kadı kethüdası, dergâh-ı âli çavuşları, kapı kethüdaları, kol oğlanları, mimarbaşı, intisap ağası, satırlar, saraçbaşı, bostancı ocağı odaba-şısı, cebeci ve topçu çavuşları ile vezirazamın ağalan da bulunurdu. Büyük kol, kanunnamelerdeki sıralamaya ve düzene göre Paşa Kapısı'ndan hareketle iskele, kapanlar (un kapanı, yağ kapanı, bal kapanı, yemiş kapanı), çardaklar, çarşılar içinden geçerek kent turunu tamamlar, Zeyrek Yokuşu'ndan Uluyol, Di-vanyolu güzergâhı ile Paşa Kapısı'na dönerdi. Bu denetimde, narhlara uyulup uyulmadığı, ürünlerin kalitesi, esnafın temizliği ve disiplini, fırınlarda pişen ekmeğin kalitesi, etlerin miktarı ve yağlı yağsız olması durumu, ölçü, tartı aletleri vb kontrol edilirdi. Vezirazam kimi zaman attan inmek isteyince yeniçeri ağası atını tutar ve inmesine yardım ederdi. Her duraklamada kent kadısı ve yeniçeri ağası sadrazamın karşısında elpençe durur, o sormadıkça konuşmazlardı.
Çarşamba divanının devamı sayılan büyük kol denetimi bitince Paşa Kapısı'nda çeşnigirler sadrazama ve kadılara ayrı ayrı sofra kurarlar, bundan sonra da-ğılmırdı.
Vezirazam seferde olduğu zamanlar çarşamba divanına sadaret kaymakamı başkanlık ederdi. Bu durumda yeniçeri ağası da seferde olduğundan büyük kolda onun yerini sekbanbaşı alırdı. Ayrıca kol önünde mumcular yerine kollukçu-lar yürürlerdi. Sadaret kaymakamının başkanlığındaki çarşamba divanları Paşa Kapısı'nda değil, kaymakamın konağında yapılırdı.
Dostları ilə paylaş: |