ÇEVRE YOLLARI
Kentlerin dış çeperlerinde yer alan ve kenti çevreleyerek şehir içi anayollarla şehirler arası yolları birbirine bağlayan, yüksek sürate elverişli ve yaya kullanımına kapalı yollar.
Bugünkü anlamda olmasa da, ilk çevre yollarının 19. yy'da Batı kentlerinde ortaya çıktığı görülür. Endüstri devrimiyle birlikte şehirlerde nüfusun ve üretimin artması, yük ve yolcu taşımasında araba kullanımının yaygınlaşması sonucu, yaya ulaşımına göre oluşmuş endüstri öncesi dönemine ait dar sokaklar yetersiz kalırken, diğer yandan şehirlerin surların dışında da büyüyebilmesi gereği ortaya çıkmış ve surlar yıkılarak yerlerine geniş caddeler açılmıştır. 19. yy'ın i-kinci yarısında Viyana surlarının yıkılarak yerine şehri çevreleyen Ringstras-se'nin açılması dünyada bu yöndeki en önemli uygulamalardan birisi olarak kabul edilegelmiştir.
İstanbul'da da 1860'h yıllarda Galata surlarının yıkılarak yerlerine geniş yollar açıldığı görülürse de, bunun bir çevre yolu olduğunu söylemek mümkün değildir. 19. yy'ın başında Arnaudin adlı bir Fransız mühendis tarafından Boğaz üzerinde iki demiryolu köprüsü projesine bağlı olarak önerilen çevre yolunun bu alanda İstanbul'daki ilk proje olduğu görülür.
1933'te açılan uluslararası İstanbul planlama yarışmasına çağrılan uzmanlardan Agache da yine demiryolu tercihine göre bir çevre yolu ve Boğaz geçişi önermiştir.
1950'ler sonrasında çevre yolu ve buna bağlı bir Boğaz geçişi düşüncesi yeniden gündeme gelmiş, 1956'da Menderes operasyonlarının başladığı sıralarda çağrılan Alman uzman Hans Högg, Kabataş-Üsküdar arasında bir karayolu Boğaz geçişi önerirken havaalanı ve banliyöleri birbirine bağlayan ve şehir içi ana arterlerle birleşen bir yol sistemi de teklif etmiş, ancak önerdiği yol sistemini açıkça bir çevre yolu olarak tammlamamıştır.
1958 sonrasında kurulan İller Bankası İstanbul Planlama Müdürlüğü çalışmaları sırasında, Bayındırlık Bakanlığı tarafından bir Amerikan firmasına İstanbul çevre yolu ve Boğaz geçişiyle ilgili etütler yaptırılmış, bu etütlerde ortaya çıkan çevre yolu güzergâhı bazı küçük düzeltmelerle, Boğaziçi Köprüsü'nün yeri ise aynen kabul edilerek "İstanbul Geçit Devresi Nâzım Planı"na işlenmiştir.
İstanbul çevre yolu ve Boğaz geçişi düşüncesinin bir arada geliştiği diğer bir kavram da "desantralizasyon" olmuştur. Nitekim, 1959'da hazırlanan Andre Gutton Raporu'nda da bu konuya temas edilir.
Çevre yolu düşüncesinin Boğaz köp-rüsüyle birlikte sık sık tekrarlandığı 1950' li ve 1960'lı yıllara ait rapor ve çalışmalardan bir diğeri de 19ö2'ye ait Doğu Marmara Bölgesi Ön Raporu'dur. Ertesi yıl Doğu Marmara Bölge Planı adını alacak olan bu çalışmada çevre yolu ve bunun bir parçası olarak Boğaz köprüsü önerisine yer verilmiştir.
1966 sonrasında, bir yandan yeni kurulan İstanbul Metropoliten Nâzım Plan Bürosu'nda çevre yolu yapılmasını ge-rekçelendirecek çalışmalar yapılırken, diğer yandan da Boğaz köprüsü ve çevre
Dostları ilə paylaş: |