Bakirköy ruh ve siNİr hastaliklari hastanesi



Yüklə 7,73 Mb.
səhifə799/899
tarix09.01.2022
ölçüsü7,73 Mb.
#96304
1   ...   795   796   797   798   799   800   801   802   ...   899
Tezkire-i Şükûfeciyan (Şükûfename) adlı eserde, "mucid" ya da "sahib-i tohum" denen daha birçok İstanbul çiçekçisinin adları yer almaktadır. Eserin yazarı Mehmed bin Ahmed Ubeydî Efendi, 202 şükûfeciyi tanıtır. Bunlar arasında lale, fulya ve zerrin meraklısı Şeyhülislam Ebussuud Efendi de (ö. 1574) vardır. Sün-bülname, Şükûfename, Revnak-ı Bostan adlı eserlerde, çiçek ekimi, dikimi, bakı-

mı ve çiçeklerin faydaları hakkında, deneyime dayalı bilgiler vardır. Fennî Mehmed Çelebi'nin (17. yy'm sonu) Tuhfe-tu'l-İhvan adlı manzum eseri de çiçeklerden söz eder. Başka bir şükûfename-nin yazarı olan Ali Çelebi ise "Kıyamette çiçeklerle haşrolmayı" dilemiştir.

İstanbul'da muhtelif dönemlerde yetişmiş ve geçimim buna bağlamış uzman çiçekçiler vardı. Örneğin Uzun Ahmed (18. yy'm başı) lale ve sümbül uzmanıydı. Çağdaşı Eyübefendizade Hüseyin Ağa, Bâkizade Mehmed Efendi de yeni laleler, sümbüller, zerrinler yetiştirmişlerdir. Bâkizade, sonradan siklamen denen bu-hur-ı meryem adlı sümbülün yetiştiricisi-dir. Belgradî Ahmed Kâmil Efendi ise Lale Risalesinde çiçeklerin kökenlerini sınıflandırmıştır. Çiçek meraklısı kadınlardan 18. yy'm başında Azizî Hatun'un elde ettiği zerrine "Aziz-i Süleymanî" denmiştir. Çağdaşı Fatma Hatun ise "gi-ritlalesi" denen ünlü çiçeği üretmiştir.

Çiçek ve çiçeklik İstanbul yaşamını ve kültürünü çok yönlü etkiledi. İlkin, İstanbul'daki "fenn-i ezhar", uzun zaman Avrupa'daki "flori-culture"den daha ileri düzeydeydi. Diğer yandan çiçekçilik, geniş pazarı ve ilgi alanı ile İstanbul'da başlıbaşına bir sektördü. Günlük hayatı, folkloru, edebiyatı, Divan şiirini ve müziği doğrudan etkilemekteydi. Dolaylı olarak da hat, tezhip, cilt, dekorasyon ve dokuma sanatları için esin kaynağıydı. Çiçeklerin biçimleri, renkleri bu alanlarda üsluplaşmaktaydı. Şairler, en sanatlı dizelerini çiçek mazmunlarıyla süslemekteydiler.

Çinicilik, billuriye (cam ve kristal), oymacılık ve ahşap işlerinde de çiçekçilik doğrudan veya dolaylı etkiliydi. Varlıklı aile evleri, çiçek tutkusunu yansıtan lalezâr, gülzâr, yaseminlik, limonluk, kameriye, bahçe odası vb zenginliklere sahipti. İç mekânlar yılın dört mevsimine göre saksı ve vazo çiçekleriyle bezenmekteydi. Duvarlara kalem işi çiçek sepetleri işleniyordu. İstanbul efendilerinin bir zevkleri sarıklarının arasına bir mevsim çiçeği iliştirmekti.

Düğünlerde, tebriklerde ve bayramlarda şekerleme ve meyve sepetleriyle birlikte çiçek sepeti göndermek de bir İstanbul geleneğiydi. Çoğu zaman davetler de vazoda ya da laledanlıkta çiçeklerle yapılıyordu. Bu gelenek Osmanlı sarayı için de geçerliydi. Örneğin 1768' de Şah Sultan'ın Nişancı Emin Paşa ile düğünlerinde damadın saraya gönderdiği hediyeler arasında "şekerleme bahçeleri, onbeşer tabla meyve-i hüşk ve kırkar sepet meyve-i ter ile onar tabla şükû-fe (çiçek)" de vardı. D'Ohsson, İstanbul' da ileri gelenlerin birbirlerine her vesileyle çiçek hediye ettiklerini, sadrazamın ise bir protokol gereği olarak saray haremine değerli çiçekler gönderdiğini yazar. Bunun gibi cuma selamlıklarında^) cami mütevellisinin, hünkâr mahfilinde padişaha çiçek sepetleri sunması ve bunların saray haremine gönderilmesi de bir gelenekti. Elçiler, padişahın

veya sadrazamın katına çıktıklarında diğer birçok hediyeyle birlikte İstanbul çiçekçilerinden temin ettikleri nadide çiçekleri de sunmaktaydılar. Yine, sefaret yazlıklarına yakın mesirelere biniş(->) düzenlendiğinde de çevredeki elçilerin sepetlerle padişaha meyve ve çiçek göndermeleri âdetti.

18. yy'm sonlarına değin önemini koruyan çiçekçilik için tek olumsuz bakışınSeyyid Vehbî'den (ö. 1809) gelmiş olması dikkat çekicidir. Vehbî, Lutfiye-i Veh-bîye adlı manzum eserinde kuşçuluğuve çiçekçiliği zararlı heveslerden sayar.Kentteki çiçekçilerin durumlarını anlatır,kiminin adının "laleci"ye çıktığını, kiminin ise çiçek ekmek için burunlarını topraktan kaldırmadıklarını, bazılarının saksı saydıklarım, kimilerinin de övünmektutkusuyla "aman bu ne güzel çiçek!" dedirtecek yeni türler yetiştirdiklerini yazar.Vehbî'ye göre Tanrı eseri kırların doğallığı yeterlidir. Sümbüller, güller koklan-malı, fakat bunlara tutulunmamalıdır.

19. yy'da giderek önemini yitiren çiçekçilik, Rumeli göçmenlerinin, Arnavutbahçıvanların ve Çingenelerin ilgi alanında kaldı. Çiçekçi dükkânları da azaldı. Bunun yerine, küfe ve sepetle seyyarçiçekçilik yaygınlaştı. Üsküdar'daki geleneksel çiçekçiler pazarı da önemini yitirdi. İskelelerde, Karaköy ve Eminönüile Beyoğlu'nda sergi dükkâncıkları kurulmaya başlandı. Bunların sepetle gezen çığırtkanları da semtleri dolaşmaktaydılar. Ada vapurlarında ise daha çokmanolya ve mimoza satılırdı. 20. yy'm başında İstanbul çiçekçiliği daha da söndüve savaş yıllarının yoksul çiçekçileri, eski sepetlerde ölgün karanfiller, sümbüller satmaktaydılar. Buna karşılık, Beyoğlu'nda modern çiçekçi dükkânları açılmıştı. Önceki yüzyılda, kentin Aksaray, Sultanahmet, Fatih, Ayasofya ve Tahtakalesemtlerinde varlıkları saptanan 80 dola-

yındaki eski çiçekçi dükkânının çoğu ise kapanmıştı.

20. yy'm ortalarına doğru çiçekçilik yeniden canlanma gösterdi ve Çiçekçiler Derneği kuruldu. 1964'te bu sektör, "köklü çiçek ve tohum üzerine iş yapanlar" ve "kesilmiş sap üstünde çiçek satanlar" olarak ikiye ayrıldı. Birincilerin başlıca merkezi halen Mısır Çarşısı yanındaki çiçek pazarıdır. Kesilmiş sap üstünde çiçek satanlar ise Çiçekçiler Kooperatifi' ne bağlıdırlar. 1960'lara değin İstanbul' un bellibaşlı büyük çiçek mağazaları ise yerli Rumların elindeydi. Bunlardan, Lotus Çiçek Mağazası, Gül Çiçekevi, Fulya Çiçekevi, Sabuncakis, Koço ve Kamelya çiçekevleri en tanınmışlarıydı.

Günümüzde İstanbul'un çiçek yetiştirilen bölgeleri arasında başta Yalova, Beykoz, Silivri, Pendik (Kurtköy), Kartal (Sultanbeyli) ve Büyükdere-Bahçeköy yer almaktadır. En çok yetiştirilen çiçekler gladiol 11.484.000, karanfil 10.601.000, gül 6.531.000, kasımpatı 3.828.000, lil-yum 643.000, sümbül 497.000, gerbera 55.000, lale 409.000, kala 195.000, orki-de-katlea 7.000, antoryum 7.500 adet; kır çiçeği 616.000, frezya 442.000, hüsnüyu-suf 347.000, saraypatı 205.000, astormer-ya 497.000, ğibsofilya 102.000, kuşkonmaz 110.000, asperangoz 143.000, iris 30.000, ponpon 100.000, anemon 48.000 demet; siklamen 36.000, afrikamenekşe-si 64.806, simbityum 7.932, açalya 8.451 saksı bir yıl zarfında satışa arz edilmektedir. Bunlar, kooperatifçe ilkin çiçek borsalarında pazarlamr. Günlük fiyatlar buralarda oluşur. Toptancılara geçen çiçekler çiçekçi dükkânları ve açıkta çiçek sergileyenlerce satışa sunulur. En büyük çiçek borsası Nakkaştepe'dedir. Kadıköy, Hasanpaşa, Bakırköy, Merter ve Akat-lar'da da borsalar vardır. İstanbul'da tüketilen çiçeklerden ayrıca yurtdışına da kargo uçakları ile önemli miktarda çiçek




Yüklə 7,73 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   795   796   797   798   799   800   801   802   ...   899




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin