Başbakan diyor ki


AK PARTİ GRUP TOPLANTISI, ANKARA



Yüklə 0,75 Mb.
səhifə14/16
tarix16.05.2018
ölçüsü0,75 Mb.
#50628
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   16

27.02.2018

AK PARTİ GRUP TOPLANTISI, ANKARA

D eğerli milletvekili arkadaşlarım, yol arkadaşlarım, kıymetli misafirler, aziz vatandaşlarım, bu grup toplantısı vesilesiyle hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Grup salonumuzu şenlendiren misafirlerimize hoş geldiniz diyorum, sefalar getirdiniz.

Sayın Cumhurbaşkanımız bu hafta resmî bir ziyaret için Afrika’ya gitti, 4 ülkeyi kapsayan temaslarda bulunacak ve ülkemizin Afrika’yla ilgili son yıllarda başlattığı açılım ve Afrika’yla ilişkileri geliştirme stratejimize yönelik faaliyetlerini sürdürecek.

Buradan Afrika kıtasındaki bütün kardeşlerimize 81 milyon vatandaşımızın selamlarını, sevgilerini gönderiyoruz.

Türkiye, Afrika’nın yol arkadaşı, dostu, gelecek kader ortağı olmaya devam edecek. Türkiye, bütün mazlumların, mağdurların yanında olmaya devam edecek. Çünkü Türkiye demek umut demek, Türkiye demek insanlık demek, Türkiye demek kardeşlik demek, adalet demek. Bizim için Filistin de önemlidir, Somali de önemlidir. Suriye’deki mazlumlara nasıl yardım eli uzatıyorsak, aynı şekilde Arakan’daki kardeşlerimizi de unutmuyoruz. Bugün elhamdülillah dünyanın her yerinde varız. Bu şuurla 16 yıldır gece demeden, gündüz demeden aşkla, şevkle, milletimizden aldığımız güçle hizmet ediyoruz. Milletimizin desteğiyle ülkemizde önemli hizmetler yaptık, önemli başarılar gerçekleştirdik, ama işimiz bitmedi. Ne diyoruz başından beri? Durmak yok, yola devam. Ne diyoruz? İstikrar sürsün Türkiye büyüsün.

Değerli kardeşlerim; yarın bir kez daha takvimler 28 Şubat’ı gösterecek, "bin yıl sürecek" denilen o karanlık darbe girişiminin yıl dönümü. Aynı zamanda dönemin Başbakanı mekanı cennet olsun Necmettin Erbakan’ın vefatının yıl dönümü. Yedi yıl önce bugün ebedi âleme göçen Erbakan Hocamızı bir kez daha rahmetle, minnetle, şükranla yâd ediyoruz, mekânı cennet olsun.

İnançlarımızın, hayat tarzının ağır bir baskı altında olduğu o dönemlerde vakur ve şahsiyetli duruşuyla siyasetin onuru olmuştu Necmettin Hocamız. Siyasette nefret değil, hep muhabbet dilini kullandı. Siyasete tatlı dili ve güler yüzü getirdi. Erbakan Hoca mitinglerinde yemin eder, yemin ettirirdi. Biz de yemin ediyoruz ki, Allah’ın izniyle birbirimizin kardeşlik hukukuna zarar verenlere fırsat vermeyeceğiz. Vatandaşımızın hukukunu terör örgütlerine karşı da, karanlık güç odaklarına karşı da koruyacağız.

16 yıl boyunca demokrasi adına, adalet adına liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’la beraber dik durduk, meydanı vesayetçilere bırakmadık.

28 Şubat’ta neler oldu, bir şöyle hafızamızı yoklayalım.

İnandığını yaşamak isteyen gençlerimize hayatı zehir eden, meslek liselerini âdeta bitiren, bu ülkenin bazı evlatlarına vatandaşlık hakkını çok gören cuntacı zihniyeti unutmadık, unutmayacağız.

28 Şubat’ta müdahalelerle, sadece insanımızın hukukunu çiğnemediler, aynı zamanda ekonomik olarak da Türkiye’nin büyük bir krize girmesine sebep oldular. Bir yandan bankalar hortumlandı, enflasyon tavan yaptı ve Türkiye ekonomisi çöktü, faturayı aziz ve cefakâr millet ödedi. Evet, 28 Şubat’ın yaralarını sardık, ama acılarını unutmadık.

Milletin oylarıyla seçilen Milletvekili kardeşimize yapılan zorbalık hala toplumun hafızalarındadır. Demokrasi tarihimize kara bir leke olarak geçen o günler artık yok, elhamdülillah geride kaldı. Hiçbir güç de bir daha milletin hakkına, hukukuna, değerlerine karışamayacak; karışmak isterse de buna asla fırsat bulamayacak.

Değerli kardeşlerim; ana muhalefet partisi CHP’nin bazı vekilleri bugünlerde ortada bir laf dolaştırıyorlar. Neymiş? Hükümet PYD’yi, YPG’yi terör örgütü olarak kabul etmemiş. Peki, bir bakalım acaba gerçekler böyle mi? Ben onun için belgelerle geldim. Bakın şu dosyada 28 Şubat 2015’den beri yapılan Millî Güvenlik Kurulu toplantılarının tamamında bu PYD, YPG, PKK, DEAŞ, bilumum terör örgütlerine karşı topyekûn mücadele var. Bununla da kalmamışız, 19 Ekim 2016’da Millî Güvenlik Kurulu siyaset belgesini Bakanlar Kurulu kararına dönüştürmüşüz.

Şimdi CHP’nin profesör olan vekili bunu yaparsa, diğerleri ne yapar siz düşünün. Bunların dünyadan haberi yok, memleket meselelerinden hiç haberleri yok. Allah bunlara yardım etsin. Demek ki bunlar 20 Millî Güvenlik Kurulu kararının hiçbirini okumamışlar. Bu toplantıların ve sonuç bildirisinin değişmez gündeminden biri de, PKK, PYD, YPG, DEAŞ, FETÖ örgütleriyle mücadele olmuştur. Evet, bunların detaylarını 28 Eylül, az önce de söyledim, 2016’da, daha sonra 19 Ekim 2016’da Bakanlar Kurulu kararıyla bunlar açıkça terör örgütü olarak kayıtlara geçmiştir ve mücadele de o gün bugün amansız bir şekilde devam ediyor. Bunların farklı isimler altında örgütler olduğunu da bütün dünyaya yine biz ilan ettik. Bunu bütün medya da günlerce yazdı, ama gel gör ki CHP’liler duymamış. Hadi bazı dost bildiğimiz ülkeler PYD’yi terör örgütü kabul etmiyor, onlarla iş yapıyor, bunu biliyoruz, sebeplerini de az çok anlıyoruz. Türkiye’nin Ana Muhalefet Partisi’ne ne oluyor da aynı ağızdan konuşuyor?

Değerli arkadaşlar, üzülerek söylüyorum ki bugünlerde ne milletin, ne de insanlığın değerleriyle örtüşmeyen bir başka konu var, bu da çocuk istismarı. Çocuk istismarına yönelik sebeplerin ortadan kaldırılması, adli süreç boyunca mağdurların korunması, tedavisi ve çocukların ailelerinin bilinçlendirilmesi, eğitilmesi, cezaların caydırıcılığının daha da artırılması konusunda kapsamlı bir çalışmayı başlatmış bulunuyoruz. Bu konuda yasal düzenlemeler için teklif yakında mecliste olacak. Buna benzer olayların tekrarlanmaması ve toplumsal değerlerimizin korunması için sadece yasal düzenleme yapmak yetmez. Eğitim başta olmak üzere aile ve toplumun her kesimine bu konuda büyük görevler düşmektedir.

Değerli kardeşlerim, AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi olarak 15 Temmuz ruhuna, Yenikapı ruhuna sahip çıkmaya devam ediyoruz. Mesele memleketse gerisi teferruattır diyoruz. İnşallah Cumhur ittifakı ile genel seçimlerde birlik ve beraberlik devam edecek ve böylece Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni öngören ilk seçimlerde yüzde 60 fazla bir oyla Cumhurbaşkanımızı tekrar seçeceğiz. Cumhur ittifakına bile laf edenler var. Bu Cumhuriyet Halk Partisi değil miydi referandumda "hayır" cephesini açan, Cumhurbaşkanlığı seçiminde 14 direkli çatı ittifakını kuran bu Cumhuriyet Halk Partisi değil miydi? Bu işleri korsan olarak yapıyorlardı. Şimdi diyoruz ki, gizli saklı yok, herkes nerede duracağına karar versin, milletin yanında mı duracaksınız, yoksa onların yanında mı duracaksınız? Siyasi partilerin, seçmenlerin birbirine yakınlaşması demokrasinin olduğu kadar, birliğimizin, kardeşliğimizin de güçlenmesine vesile olacak. Ülkenin bugünü ve yarınına ilişkin ortak hedefleri, ortak dertleri için partilerin seçim ittifakı kurmasından daha doğal ve doğru bir şey yoktur. Zaten az önce de dedim, Ana Muhalefet Partisi son 2 seçimde bunu örtülü bir şekilde yapıyor. Şimdi ne yapıyoruz? Açık, seçik, şeffaf olarak diyoruz ki, kim hangi yola gidecekse, kim kiminle beraber olacaksa kararını versin, ona göre vatandaşın önüne çıksın.

Değerli kardeşlerim; millet, kimin kiminle saf tuttuğunu, kime, neye oy verdiğini açıkça görecek. Bu sistem Türkiye’nin geleceği için çok önemli ve faydalı bir sistemdir, onun için bazıları bu işten çok rahatsız. Daha görüşmeler başlamadan çamur atmaya başladı Ana Muhalefet, bu ittifak değil, bu bir koalisyondur diye işi çarpıtmaya, sulandırmaya gayret ediyor. Evet, bizim evde oyların yarısı CHP’ye, yarısı da HDP’ye gitti diyen partili senin partilin değil miydi CHP, Genel Başkan Yardımcısı senin değil miydi; ne çabuk unuttun?

Değerli kardeşlerim; bu büyük millet ebedi kardeşliğine önem veriyor ve gözü gibi bakıyor. Buradan asla geriye dönüş yok. Biz millete güveniyoruz ve 15 yıldır da hamdolsun milletimiz bize güveniyor. Bu güvenin hakkını bugüne kadar da verdik, bundan sonra da vereceğiz. Kürt’üyle, Türk’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Boşnak’ıyla, Roman’ıyla, Arap’ıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün vatandaşları gelecek için biriz, beraberiz, birlikte Türkiye’yiz.

Değerli kardeşlerim; dün 26 Şubat günü aynı zamanda Hocalı katliamının da yıl dönümüydü. 1992’de Azerbaycan topraklarında Ermeniler tarafından yüzlerce Azeri kardeşimiz katledildi. Ülke olarak, insanlık adına kara bir leke olan bu alçak katliamı bir kez daha lanetliyoruz.

Ne yazık ki dünyanın batısı çifte standarttan vazgeçmiyor. Son olarak Hollanda Parlamentosu’nda alınan 1915 kararı da bu gibi insafsız ve adaletsiz bir karardır. Bizim için yok hükmündedir. 1915 olaylarına soykırım diyenlerin, tarihe bakıp kendi utançlarının hesabını önce bir vermesi gerekir. Tarih kayıtları ortadadır; katliamlar, sömürgecilik, insanlık dışı eylemler konusunda en kötü sicil bu iddiayı ortaya atan ülkelere aittir. Bizim kadim tarihimizin hiçbir yerinde katliam yok, soykırım yok, sömürgecilik yok. Kardeşlik var, birlik var, beraberlik var. Hiç kimse Türkiye’nin şanlı geçmişini kendi karanlık mazisiyle karıştırmasın. Bu yolla Türkiye’ye ayar vermek isteyenlerin utanç dolu mazileri karşısında yüzleri kızarmaya mahkûmdur. Eğer böyle bakarsak, Avrupa’nın kendi içinde yaşadığı mezhep, din, etnik kimlik savaşlarını 100 yıl boyunca konuşabiliriz. Daha çok uzağa gitmeye lüzum yok, 90’lı yılların başında Bosna’da yaşananlar taptaze hafızalarımızda.

Değerli kardeşlerim, geçtiğimiz hafta çok yoğun bir gündemimiz vardı, özellikle hafta sonu katıldığımız il kongrelerimizde teşkilatlarımız bizi muhteşem bir coşkuyla karşıladı. 18 Şubat Pazar günü Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımızla birlikte Ankara il kongresini gerçekleştirdik. Geçen hafta sonu biz Malatya, Kayseri, Kocaeli ve Bursa kongrelerini yaptık. Sayın Cumhurbaşkanımız, Kahramanmaraş, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa kongrelerinde teşkilatlarımızla, kardeşlerimizle bir arada oldu. Bütün illerimizde coşku, heyecan, sevgi salonlara sığmadı, meydanlara taştı. Diğer partilerin büyük kongrelerinde bile görülmeyen bu coşkuyu, bu sevgiyi biz her il ve ilçe kongrelerinde yaşıyoruz. Bütün teşkilatlarımıza, bizi bağrına basan bütün vatandaşlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz, Allah onlardan razı olsun.

Yine geçen hafta grup toplantısından hemen sonra milletin evinde çiftçi kardeşlerimizle bir araya geldik. Tarım teşvikleri konusunda aldığımız kararları kamuoyuyla paylaştık ve 23 Şubat’tan itibaren önceden söz verdiğimiz gibi “mazotun yarısı sizden yarısı bizden” desteği çiftçilerimizin hesaplarına aktarıldı, hayırlı, uğurlu olsun.

Makedonya Cumhurbaşkanı yine geçen hafta misafirimizdi, ardından ihracatçılarımızla, iş adamlarımızla, TİM, DEİK yöneticileriyle bir araya geldim, Türkiye’nin gelecek ihracat vizyonunu belirledik.

Yine Sayın Cumhurbaşkanımızın ev sahipliğinde 11. Kalkınma Planı’nın tanıtım toplantısı gerçekleştirildi. Kalkınma Bakanlığımız tarafından hazırlıkları sürdürülen 11. Kalkınma Planı Cumhuriyet’in 100. yılına ve 2023 hedeflerine doğru ilerlerken yeni yol haritamızı şekillendiriyor.

Evet, daha sonra Genişletilmiş İl Başkanları toplantısını yaptık.

Gördüğünüz gibi aynı zamanda geçen hafta Meclisimiz memleketimiz için, milletimiz için önemli yasal düzenlemeleri hayata geçirdi.

Değerli kardeşlerim; Zeytin Dalı Harekatı’nda 39 günü geride bıraktık, Mehmetçiğimiz havadan ve karadan harekâtı büyük bir başarıyla kararlılıkla sürdürüyor. Afrin bir hilal gibi çepeçevre emniyete alınmış durumda. Sınırlarımıza yakın bölgeleri tamamen terörden temizledik. Şimdi Özel Harekât timlerimizle beraber adım adım temizlik yaparak gidiyoruz. Gönüllü güvenlik korucularımız, polisimiz, jandarmamız da bölgeye intikal ettiler. Önde ÖSO ve kahraman Mehmetçiklerimiz giderken, arkada asayişi de polis, güvenlik korucusu ve Polis Özel Harekât temin etmiş olacak.

Görülen tablo şudur: PKK, PYD, DEAŞ sivillere işkenceye, vatandaşı yerinden, yurdundan etmeye devam ediyor. Şu anda bölge halkının yüzde 60’ı evlerini terk etmiş durumda. Bu hainler insanların yaşadığı yerlere patlayıcı tuzaklar kurmuş, evleri boşaltıp cephaneliğe çevirmişler. Ama şu anda o kazdıkları kuyulara kendileri düşüyor.

Kahraman güvenlik güçlerimizin Allah yâr ve yardımcısı olsun. 81 milyon milletimiz dualarıyla onların yanındadır.

Yüzlerce vatandaşımız güvenlik güçlerimizin toplandığı yerlerde gönüllü olarak destek vermek için akın akın sınıra gidiyor. Gittiğimiz her yerde gençler başta olmak üzere vatandaşlarımız bizi de Afrin’e götürün diyor. Bu millette bu vatan aşkı, bu istiklal aşkı, bu sevgi olduğu müddetçe hiçbir güç bizim sırtımızı yere getiremez.

Avrupa’da yaşayan milyonlarca vatandaşımız her gün Mehmetçiğe destek mitingi düzenliyor. Aydınlarımız, akademisyenlerimiz, sanatçılarımız, medya mensuplarımız, yazarlarımız onur verici bir bütünlük içerisinde bu olayın arkasında.

Değerli kardeşlerim, aziz vatandaşlarım; Birleşmiş Milletler bir karar aldı, bu karar 30 gün süreyle Guta’da ateşkes ilan edilmesi üzerine. Şu anda Doğu Guta’da ne yazık ki bir insanlık dramı, bir insanlık ayıbı yaşanıyor, buradaki çocuklara, kadınlara, yaralılara acil insani yardım bile yapılamıyor. İşte bu kararın amacı, bu bombalamalardan, bu katliamdan etkilenen bölgeye acil yardım gitmesi ve yaralılara, çocuklara müdahale edilmesi için. Bunu olumlu karşılıyoruz. Hatta bu konudaki endişelerimizi hep dile getirdik, bu ihlallere son verilmesi çağrısında bulunduk. Ancak karar alınmış olmasına rağmen, daha kararın mürekkebi kurumadan rejim Doğu Guta’ya saldırıya tekrar başladı. Yine kimyasal silah kullanıldığı yönünde çok ciddi iddialar var. Doğu Guta’da yaşanan vahşetin daha da derinleşmesinden endişe duyuyoruz.

Tabii Afrin’de yürüttüğümüz Zeytin Dalı Harekâtı'nı, Doğu Guta’yla karıştıranlar var. Birleşmiş Milletler Konsey kararının Doğu Guta’yla ilgili olduğu âşikardır, çünkü Türkiye sivillere değil, eli kanlı terör örgütlerine karşı ve orada yaşayan sivilleri kurtarmak için bir temizlik harekâtı yapıyor. Bu iki şeyi birbirinden ayırmak lazım, karıştırmamak lazım.

Kararın odak noktası terör örgütlerine karşı yürütülen harekâtlar değil, Doğu Guta’daki sivil katliamın önlenmesidir. Şimdiye dek olduğu gibi bundan sonra da Suriye halkının çektiği acıları dindirmek için katkı vermeye devam edeceğiz. İdlib’de bugüne kadar 6 gözlem noktası tesis ettik. Bu noktaların amacı, gerginliği azaltmak, orada ateşkesi kalıcı hale getirmek. Bu bağlamda Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası toplumun çabalarına önem veriyoruz. Türkiye’nin bütün terör örgütlerinden temizlenerek, Suriye’nin bütün terör örgütlerinden temizlenerek toprak bütünlüğünün korunması her zamanki gibi Türkiye’nin önceliğidir. Bugüne kadar Suriye’den yükselen çığlıklara kulağımızı tıkamadık, bundan sonra da tıkamayacağız. Orada okuluna gidemeyen, bombalar altındaki çocukların feryadını görmezden gelmedik, bundan sonra da gelmeyeceğiz. Yaşanan sivil katliamlar karşısında üç maymunu oynamadık, bundan sonra da oynamayacağız. Müttefikimiz olan ülkelerden de Türkiye ile aynı onurlu duruşu sergilemelerini bekliyoruz. Terör örgütlerine değil, her geçen gün felakete biraz daha yaklaşan halka, sivil insanlara yardım ellerini uzatmalarını bekliyoruz.

Değerli kardeşlerim; yine bildiğiniz gibi kırmızı bültenle arama kararı çıkardığımız PKK-PYD elebaşlarından Salih Müslim 24 Şubat’ta Çek Cumhuriyeti’nde gözaltına alındı. Bu teröristin iadesi için gerekli çalışmaları başlattık. İçişleri, Dışişleri, Adalet Bakanlıklarımız konuyu yakından takip ediyor, gerekli temaslar sürüyor. Gün; müttefikimiz, NATO müttefikimiz Çekya’nın imtihan günüdür. Ümit ederiz ki müttefikimiz Çek Cumhuriyeti terörle mücadelede yaşanan hassasiyeti görür, gerekli dayanışmayı sergileyerek bu teröristi bize iade eder. Ancak sonuç ne olursa olsun şu kesindir: Bundan böyle eli kanlı terör örgütlerinin elebaşları ellerini kollarını sallayarak gezemeyecekler, dünyayı onlara dar etmeye devam edeceğiz.

Değerli kardeşlerim; 2016’da yaşanan bütün zorluklara rağmen 2017’de Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ekonomide, ihracatta, yatırımda, istihdamda büyük bir seferberlik ilan ettik. Bu sayede 2017, büyümede AK Parti iktidarının rekor yılı olarak tarihe geçti. Üçüncü çeyrekte yüzde 11’in üzerinde büyüme sağladık. Büyüme gibi ihracatta da rekordan rekora koşmaya devam ediyoruz. 5 yıl aradan sonra ilk defa 15 ay kesintisiz çift haneli büyümeyi gerçekleştirdik ve ihracatımız Orta Vadeli Programımızdaki hedefi aşarak 157 milyar 100 milyon seviyesinde gerçekleşti. 2018’de de Ocak ayında da, Şubat ayında da, devam eden aylarda da ihracat artışı devam ediyor. Bu neyi gösteriyor? Türkiye büyüyor, Türkiye’ye olan küresel güven devam ediyor.

Geçtiğimiz yıl ihracatın dörtte birine yakın finansmanını sağlayarak Güney Kore’den sonra ikinci sıraya yükseldik. Bu yılki hedefimiz, yüzde 30 destekle ihracatta birinci ülke konumuna gelmekti. 2018; 2017’de olduğu gibi yatırım, ihracat, istihdam yılı olarak devam edecek. 2017’de istihdam seferberliği kapsamında 1,5 milyon ilave istihdam sağlamıştık. Burada da bir açıklamaya ihtiyaç var; bu başarıyı bir türlü kabullenemeyenler, istihdam artışını stajyerlere, kursiyerlere bağlamayı da ihmal etmediler. Bu istihdam artışının hiçbir yerinde stajyerler ve kursiyerler yoktur, tamamen Sosyal Güvenlik Kurumu'nun kayıtlı rakamlarıdır. Eğer onları da okumadıysanız, onları da gönderelim.

Şimdi bu yıl yine istihdamda yeni bir atılımı gerçekleştireceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımız bir çağrı yaptı, o çağrı nedir? İstihdamda özel sektörün katılımını daha fazla artırması. İstihdam teşviklerimizi cazip hale getiriyoruz. İnanıyorum ki iş âlemimiz, sanayicimiz, tüccarımız bu teklifleri en iyi şekilde değerlendirecektir.

Değerli kardeşlerim; Mecliste geçen hafta komisyonlarda bir tasarı, torba kanun tasarısı görüşüldü Genel Kurula gelecek. Ayrıca, bugün itibarıyla da 50 yıllık bir reformu hayata geçirecek Katma Değer Vergisi ve bazı kanunlarda düzenleme yapan tasarıyı da yüce Meclise gönderiyoruz. Bu; son 33 yılda uygulanan kanunda reform niteliğinde değişiklik yapıyor. Meclise sunduğumuz bu tasarıda neler var, onların birkaç tanesine -çok şey var ama 100’e yakın madde- sadece birkaç tanesine değinmek istiyorum.

Bu tasarı yasalaştığı takdirde vatandaşın Maliye’de biriken KDV’leri artık iade edilecek. Vatandaştan devletten KDV alacağı kalmayacak, bir takvime göre bunlar ödenecek. Eğer KDV iadesini ödemezse, 3 aydan sonra faiz işleyecek. Dolayısıyla vatandaşın mağduriyeti giderilmiş olacak.

Küçük esnafımıza da KDV konusunda iki önemli kolaylık getiriyoruz. Hasılat esaslı vergileme sistemine geçiyoruz. Bu ne demek? Esnafımız artık satış hasılatı üzerinden makul bir KDV hesaplayacak, bunun dışındaki ıvır zıvır teferruatlarla uğraşmayacak. Ayrıca, küçük esnafımız KDV’sini beyan ettikten sonra, iki ay sonra ödeyecek. Takip eden ayda ödemesi gerekiyordu, şimdi iki ay sonra ödeyecek; bu da ciddi bir kolaylık getirecek.

İmalatçı, ihracatçılarımızın ihraç ettikleri mallardan alacakları KDV’nin kapsamını ve miktarını genişletiyoruz.

Böylece ihracatçılarımız yüklendikleri KDV ve diğer KDV’leri de alabilecekler. Artacak iş yükünü dikkate alarak yeminli mali müşavirlerin yanı sıra, serbest mali müşavirlerin de KDV raporu düzenleme imkânını getiriyoruz. Bu da esnafımızın yükünü azaltacak. Buralara daha az para ödeyecek. Hayırseverlere okul, kreş, bakım evi, her türlü sosyal sorumluluk projelerinde yaptıklarında KDV muafiyeti getiriyoruz. Hem hayır yapıyor, hem de devlete KDV ödüyor; bunu kaldırıyoruz, KDV istisnası getiriyoruz, bol bol okul yapsınlar diye, bol bol sosyal sorumluluk projeleri üstlensinler diye.

Evet, geçen hafta Plan Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen yasa tasarısında da birçok güzellikler var, vatandaş için büyük kolaylıklar var, müjdeler var. Mesela asgari ücret yılın belirli aylarından sonra vergi dilimi değişiyor, ücrette kesintiye gidiliyor ortak, bu ortadan kaldırıyor. Asgari ücret yılın başında da aynı, son gününde de aynı olacak. Vergi diliminden dolayı vatandaş bir kesintiye maruz kalmayacak. Ayrıca 2020 yılı sonuna kadar yeni bir istihdam seferberliği için, bunun için kolaylıklar getiriyoruz.

İlave istihdam sağlayan işletmelere yıl boyunca gelir vergisi, damga vergisi, sosyal güvenlik primi desteği sağlıyoruz. Yeter ki çalıştırın, maliyetleri biz karşılıyoruz. Bir senden, bir benden programını da hayata geçiriyoruz. Bu ne demektir? Eğer bir işveren bir kişi işe alıyorsa ikinci aldığı işçinin maaşını da diğer paralarını da biz veriyoruz, daha bundan iyisi ne? Hiçbir mazeret yok. 2 yıldır uyguladığımız asgari ücret desteği uygulamasını devam ettireceğiz. Bu ne demektir? Asgari ücret artışı oldu diye işverenler çalışanlarını çıkartmasın, mağdur etmesin, biz onlara aylık destek vererek yüklerini azaltacağız.

Yine bu kanunla kadınlarımızın iş hayatına katılmalarını teşvik ediyoruz. Ayrıca 16 yaş ve daha üzerindeki araçları, her türlü aracı hurdaya ayıranlara 10 bin liraya kadar teşvik veriyoruz. Böylece hem yollardaki araçların trafik güvenliğini artırıyoruz hem de otomotiv endüstrisinin çalışmaya, üretmeye devam etmesini sağlıyoruz. Motorlu Taşıtlar Kanunu ile Trafik Kanunu’ndaki farklı tanımlamaları ortadan kaldırıyoruz, böylece minibüsçüler lüzumsuz yere fazla vergi ödüyorlardı artık bundan sonra daha az vergi ödeyecekler.

Şimdi konuşmayı tamamlıyorum, ancak 2 dakika şurada bir film göstereceğiz, onu izlemenizi istiyorum, ondan sonra da bir cümle söyleyeceğim ve grup toplantımızı bitirmiş olacağım.

Evet, Cankurtaran Tüneli yarın itibarıyla açılıyor, hayırlı, uğurlu olsun.

Yıllardır o bölgede nice ocaklar söndü, nice canlar yok oldu ve şimdi bu tünel hizmete giriyor, böylece artık burada can kayıpları ortadan kalkıyor. Şu an itibarıyla Ovit açılıncaya kadar Türkiye’nin en uzun tüneli unvanına da sahip Cankurtaran Tüneli. Birkaç ay bu unvanı devam edecek, ondan sonra Ovit, Ovit’ten sonra da Zigana bayrağı devralacak, daha sonra diğerleri geliyor. İşimiz hizmet, gücümüz millet.

Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Değerli milletvekillerimize verimli, başarılı bir hafta diliyorum.

Sağ olun, var olun.

27.02.2018

TBMM’DE HOCALI KATLİAMI RESİM SERGİSİ AÇILIŞI, ANKARA

Azerbaycan’ın 26 yıl önce yaşadığı acıyı, Hocalı katliamının yıl dönümünü burada anıyoruz.

Biraz sonra açılışını Meclis Başkanımızla gerçekleştireceğimiz sergi, orada yaşanan insanlık dışı katliamı en açık şekilde gösteriyor. Bu serginin açılmasının önemli bir sebebi de, Hocalı katliamını hafızalarda canlı tutmak ve gelecek nesillere bunu aktarmaktır.

Evet, bugün dünyanın gelişmiş bazı ülkelerinde Ermeni soykırımı diye uydurdukları bir mesele üzerinden Türkiye’yi sıkıştırma gayretleri olduğunu görüyoruz. Eğer geçmişte bir katliam varsa, bir soykırım varsa, önce bu teşebbüste bulunan ülkeler kendi tarihlerine bakmaları lazım. Bizim tarihimizde sömürgecilik yoktur, bizim tarihimizde katliam yoktur, bizim tarihimizde soykırım yoktur; mezhep, etnik çatışma temelli hiç yüz kızartıcı bir tarihimiz yoktur. En rahat millet biziz, çünkü 619 sene 3 kıtada dünyaya barış getirmişiz, kardeşlik getirmişiz, insanlığın en yüksek değerlerini bütün dünyaya göstermişiz.

Azerbaycan Yukarı Karabağ meselesi hala bugüne kadar çözülememiştir. Orada yaşayan Azeri kardeşlerimizin neredeyse Azerbaycan topraklarının 5’te biri ve 1 milyona yakın kaçkın, bugün topraklarından, evlerinden, barklarından uzak hayat sürdürmektedir. Dolayısıyla uluslararası toplumun ayak sürümeyi artık bırakması ve bu bölgedeki sorunlara karşı tarafsız, çifte standarttan uzak çözüme yönelik adımları mutlaka atmasını bekliyoruz.

Bugün Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan milletvekillerinden oluşan, büyükelçilerimizin de katıldığı çok verimli bir toplantı yaptık. Esasen Türkiye-Gürcistan-Azerbaycan, bölgedeki geliştirdikleri stratejik iş birliği sayesinde Kafkasların, Orta Asya’nın bir anlamda güvenliğini tesis etti. Bir yanda stratejik öneme haiz petrol boru hatları, doğal gaz hatları, demir yolu hatları inşa edilirken, diğer yandan da parlamentolar arasındaki iş birliği gittikçe artarak devam ediyor. Dolayısıyla Kafkasların ve Orta Asya’nın gelişmesi, refahı, kalkınması bütün bölgenin geleceği için, bölgesel barış için, bölgesel huzur için hayati bir öneme sahip.

Azerbaycan-Türkiye, az önce de Samet Bey ifade etti, biz iki ayrı devlet, bir milletiz. Azerbaycan’da bir kardeşimizin parmağına bir diken batsa acısını Türkiye’de hissederiz. Aynı şekilde burada bir kardeşlerinin başına bir iş gelse onu Azerbaycan’da hissederler. Afrin meselesinde Avrupa Konseyinde Sayın Samet Bey’in yaptığı o tarihi konuşma bugün Türk insanının zihninde adeta nakış nakış işlenmiştir.

Ben bu vesileyle geleceğe ibret olması bakımından bu önemli etkinliği, burada bu serginin açılmasını önemsiyorum ve Hocalı katliamında hayatını kaybeden şehitlere, vatan, millet istiklali için Afrin’de terörle amansız mücadele eden bütün kahraman Mehmetçiğimizi ve bu arada şehitlerimizi rahmetle, şükranla anıyorum, gazilerimize hayırlı uzun ömürler diliyorum.

Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan ve buna İran’ı da dâhil edebiliriz. Suriye, Irak’taki istikrarsızlığın bir an önce giderilmesi için Rusya’nın da dâhil olduğu ciddi bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışmaların bazılarını rahatsız ettiğini de görüyoruz. Binlerce kilometre uzaktan bu bölgeye bu kadar ilgi duyulmasını da doğrusu anlamakta zorlanıyoruz, aslında anlıyoruz da anlamamazlıktan geliyoruz. Çünkü bizde bir laf vardır; Başkanım, “sel gider kum kalır.” Onlar gidecek, biz burada kalmaya devam edeceğiz. Onun için bu bölgenin geleceğini belirleyecek olan yine bu bölgenin milletleridir, Türkiye de bunun merkezinde yer almaktadır.

Bu duygularla şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum ve yaşasın Azerbaycan-Türkiye gardaşlığı, yaşasın ülkemizin, bölgemizin aydınlık refah dolu günleri.

Hepinizi sayıyla selamlıyorum.


Yüklə 0,75 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   16




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin