|
|
Size defalarca tavsiyede bulunduk örneğin deneyimli ve eğitimli olan işçileri işe alın diye...
|
For fear
|
öyle ki
|
You believe us that we offer these prices only to you for fear please do not suppose we earn so much money for this business.
|
|
|
Bize inanın ki bu fiyatları sadece sizin için teklif ediyoruz öyle ki bu iş için çok fazla para kazandığımızı da düşünmeyin/zannetmeyin.
|
For fear that
|
öyle ki
|
You believe us that we offer these prices only to you for fear that please do not suppose we earn so much money for this business.
|
|
|
Bize inanın ki bu fiyatları sadece sizin için teklif ediyoruz öyle ki bu iş için çok fazla para kazandığımızı da düşünmeyin/zannetmeyin.
|
For instance
|
örneğin
|
We have advised to you a lot of times for instance employ the labourers who have a training and experienced to your company.
|
|
|
Size defalarca tavsiyede bulunduk örneğin deneyimli ve eğitimli olan işçileri işe alın diye...
|
For that reason
|
o nedenle / o sebeple
|
Still discharge has not been completed yet for that reason we strongly protest both chartered and their agent.
|
|
|
Tahliye henüz hala tamamlanmadı bundan dolayı/o nedenle hem kiracıyı hem de acentesini şiddetle protesto ediyoruz.
|
Further
|
ayrıca
|
We did not receive your bank remittance details further you did not order to your bank about payment.
|
|
|
Banka havalenizle ilgili detaylar elimize geçmedi ayrıca bankanıza da ödeme konusunda her hangi bir talimatta bulunmamışsınız.
|
|
|
You believe us that we offer these prices only for you further we do not gain a lot of money for this business.
|
|
|
Bize inanın ki bu fiyatları sadece size teklif ediyoruz ayrıca bu işten çok fazla para da kazanmıyoruz.
|
Furthermore
|
üstelik
|
Some of our orders have delayed furthermore we had given a notice to you latest shipment date must be. …/….199….
|
|
|
Siparişlerimizin bir kısmı gecikti üstelik teslim tarihini en geç …./…../199… olması gerektiğini söylemiştik.
|
Hence
|
bu nedenle
|
We do not have an enough raw material hence; we have given a decision to stop our production temporarirly.
|
|
|
Elimizde yeterinde ham madde yok o nedenle üretimimizi geçici olarak durdurmaya karar verdik.
|
However
|
bununla beraber/her nasılsa
|
We have received the great deal of our shipment however we have determined that some items are lost.
|
|
|
Sevkıyatımızın büyük bir bölümünü almakla beraber bazı kalemlerin kayıp olduğunu tespit ettik.
|
If
|
eğer
|
If you have ... in your stock please reserve for us.... pieces.
|
|
|
Eğer stokunuzda ..... varsa lütfen bizim için .... adet ayırınız.
|
Immediately
|
er ermez
|
Discharge complete immediately your vessel will sail.
|
|
|
Tahliye tamlanır tamamlanmaz geminiz kalkacak.
|
In case
|
eğer/-se/-dığında/dığı takdirde
|
In case you have any question please do not hesitate contact with us.
|
|
|
Bir sorunuz olduğu takdirde çekinmeden bizi arayınız.
|
In order that
|
maması için/masın - sın diye
|
We have sent a few samples in order that they may examine
|
|
|
İncelesinler diye birkaç numune gönderdik.
|
In order to
|
mek için/mesi-ması için
|
Pls do not misunderstand us because we have wished to warn you in advance in order to prevent any unexpected situation, which will arise in the future.
|
|
|
Bizi lütfen yanlış anlamayın çünkü sizi ileride doğabilecek beklenmedik gelişmeleri önlemek için şimdiden uyarmak istedik.
|
|
|
We have sent a few samples to you by FedEx in order to you examine them
|
|
|
İncelemeniz için size Fedex ile birkaç tane numune gönderdik.
|
In spite of
|
e karşın - e rağmen
|
In spite of they are a company which have just been established in the field of........they are acting very pretentiously as if they have an experience.
|
|
|
... alanında yeni kurulmuş bir şirket olmalarına karşın, bu alanda oldukça tecrübelilermiş gibi iddialı bir şekilde hareket ediyorlar.
|
In that
|
çünkü / -dığı için
|
It is spoken quality of our goods in everywhere in that we are a different company.
|
|
|
Her yerde mallarımızın kalitesi konuşuluyor çünkü biz farklı bir firmayız.
|
It does not matter what
|
ne......se
|
It does not matter how do you appreciate us; we are a firm that has a good reputation in the market.
|
|
|
Siz bizi nasıl takdir ederseniz edin,biz piyasada iyi ün yapmış bir firmayız.
|
Just
|
iken / yorken / mışken
|
We have been placed a new order from our another costumer just as we started to produce your order.
|
|
|
Tam sizin siparişinizin üretimine başlamışken, diğer bir müşterimizden yeni bir sipariş aldık.
|
Lest
|
memek için
|
You must pay all your depts on time lest you damage your company’s commercial creditability.
|
|
|
Şirketinizin ticari itibarına gölge düşürmemek için tüm borçlarınızı zamanında ödemelisiniz.
|
Let us say
|
diyelim ki
|
You claim that you have sent the goods date on ../../199. let us say this is true but our agency is saying the different date.
|
|
|
Malları .../.../199. Tarihinde gönderdiğinizi iddia ediyorsunuz diyelim ki bu doğru ancak bizim acentemiz farklı tarih veriyor.
|
Like
|
gibi
|
The goods of another company is the same quality like yours.
|
|
|
Diğer şirketin malları da sizinki gibi kaliteli.
|
Mean
|
Demek/istemek/ kastetmek
|
What we want to mean when the earliest shipment date for our current order?
|
|
|
Demek istediğimiz şu anki siparişimiz için en erken teslimat süresi ne zaman?
|
Namely
|
özellikle
|
Namely, we want blue and white fabrics.
|
|
|
Özellikle mavi ve beyaz kumaşlardan istiyoruz.
|
Neither…nor….
|
ne….ne de…..
|
Neither you've delivered the goods on time nor sent us a good-quality goods. Therefore, how can we continue our business-relations with your company?
|
|
|
Bize malları ne zamanında teslim ettiniz ne de iyi kalitede mal gönderdiniz. Bu yüzden sizinle olan iş ilişkilerimizi nasıl devam ettirebiliriz ki?
|
Nevertheless
|
yine de
|
We have instructed to you nevertheless you have not obey to our instructions.
|
|
|
Size talimat vermiştik yine de bizim talimatlarımıza uymadınız.
|
No less than
|
den az olmayacak kadar
|
Your company no less than transport company is responsible.
|
|
|
Sizin şirketiniz nakliye şirketinden az olmayacak kadar sorumludur.
|
No matter
|
e karşın - e rağmen
|
No matter these products are too expensive we would like to place an order. …units.
|
|
|
Bu ürünler pahalı olmasına karşın ..... adet sipariş vermek istiyoruz.
|
No matter that
|
e karşın - e rağmen
|
No matter that these products are too expensive we would like to place an order. …units.
|
|
|
Bu ürünler pahalı olmasına karşın ..... adet sipariş vermek istiyoruz.
|
No matter what
|
ne....se
|
No matter what costs are increasing we will never reduce quality of the goods
|
|
|
Fiyatlar ne kadar artarsa artsın malların kalitesini asla düşürmeyeceğiz.
|
No sooner...than
|
mesi ile ----- ması bir oldu
|
We appreciate to you, because the orders have no sooner placed than they have completed.
|
|
|
Sizi takdir ediyoruz. Çünkü, siparişleri vermemiz ile tamamlanmaları bir oldu.
|
Nor ...either
|
gibi...yide
|
We try to neither satisfy our costumers nor meet their every kind of requirements either.
|
|
|
Müşterilerimizi tatmin etmeye çalıştığımız gibi onların her türlü ihtiyaçlarına cevap vermeye de çalışıyoruz .
|
Not only…but also
|
aynı zamanda….-da
|
We are not only an impoter firm but also exporter of some items too.
|
|
|
Biz sadece ithalat yapan bir firma değil aynı zamanda bazı mamullerin ihracatçısıyız da...
|
Not only…but also
|
yalnızca…-maz,
|
We are not only an importer firm but also exporter of some items too.
|
|
|
Biz sadece ithalat yapan bir firma değil aynı zamanda bazı mamullerin de ihracatçısı olan bir firmayız.
|
Notwith standing
|
e karşın - e rağmen
|
Not with standing these products are too expensive we would like to place an order. …units
|
|
|
Bu ürünler pahalı olmasına karşın... adet sipariş vermek istiyoruz.
|
Now that
|
çünkü / -dığı için
|
Unfortunately, we will not be able to place an order to you now that you haven't got ISO 9002 Certificate.
|
|
|
Maalesef ISO 9002 Belgeniz olmadığı için size sipariş vermeyeceğiz.
|
On condition that
|
şartıyla / Koşuluyla
|
We can produce the goods which you have desired type and quality on condition that you allow us an enough time.
|
|
|
İstediğiniz tipte ve kalitedeki malı üretebiliriz ancak bize yeteri kadar zaman tanımanız koşuluyla…
|
On that account
|
bu durumda
|
You could not meet our requirements for a few months on that account we intent to cancel all our contracts with you.
|
|
|
Bir kaç aydır ihtiyaçlarımıza cevap veremiyorsunuz bu durumda sizinle olan tüm anlaşmalarımızı iptal etmeyi düşünüyoruz.
|
On the contrary
|
aynı şekilde ……..de
|
Perhaps, you can provide a good co-ordination on the contrary you cannot.
|
|
|
Bu tür bir yöneticilik sistemiyle şirketinizde koordinasyonu belki sağlayabilirsiniz aynı şekilde sağlayamayabilirsiniz de.
|
On the contrary
|
aynı şekilde...........de
|
We can produce the goods your desired type and quality on the contrary we can not produce with in a short time.
|
|
|
İstediğiniz tipte ve kalitede bir malı üretebiliriz aynı şekilde kısa süre içerisinde üretemeyebiliriz de.
|
On the contrary
|
karşıt olarak / .. nın tam aksine
|
You have produced all the goods on the contrary our desired type and quality.
|
|
|
Tüm malları istediğimiz tip ve kalitenin tam aksine üretmişsiniz.
|
On the other hand
|
aynı şekilde……….de
|
We can produce the goods your desired type and quality on the other hand we cannot produce with in a short time.
|
|
|
İstediğiniz tipte ve kalitede bir malı üretebiliriz diğer taraftan kısa süre içerisinde üretemeyebiliriz de.
|
On the other hand
|
diğer taraftan
|
We could collect one of your checks the amount of 2500 USD on the other hand other was not paid by your bank. Why?
|
|
|
2500 $ tutarındaki bir çekinizi tahsil edebildik diğer taraftan ötekisi banka tarafından ödenmedi. Neden acaba?
|
Only
|
sadece / yalnızca
|
We are manufacturing only leather products
|
|
|
Sadece deri ürünlerini üretmekteyiz.
|
Only
|
yanlızca
|
We can only manufacture... in our factory.
|
|
|
Fabrikamızda sadece ...üretebiliyoruz.
|
Or
|
diğer adıyla
|
Foreign trade or exporting is steadily increasing in our country.
|
|
|
Dış ticaret diğer adıyla ihracat ülkemizde devamlı olarak artmaktadır.
|
Or
|
veya / Ya da / yoksa
|
Please fulfill your obligations or we intent to cancel our commercial relationships with you.
|
|
|
Lütfen sorumluluklarınızı yerine getirin yoksa sizinle olan ticari iş ilişkilerimizi kesmeyi düşünüyoruz.
|
|