HU 5
Bibliyografya : 5
HUAND HATUN KÜLLİYESİ 6
Bibliyografya : 7
HUART, CLEMENT IMBAULT 7
Bibliyografya 8
HUBÂB B. MÜNZİR 9
Bibliyografya : 9
HUBAŞE 9
Bibliyografya : 10
HUBBI 10
Bibliyografya : 11
HUBBİYYE 11
Bibliyografya : 11
HUBEYB B. ADİ 12
Bibliyografya : 12
HUBEYB B. İSAF 13
Bibliyografya : 13
HUBEYŞ B. HASAN 13
Eserleri. 14
Bibliyografya : 14
HUBEYŞ et-TİFÜSI 14
Eserleri. 15
A) Tıp. 15
B) Astroloji. 16
C) Dil ve Edebiyat. 16
D) Diğer Eserleri. 17
Bibliyografya : 18
HUBUBI 18
Eserleri. 18
Bibliyografya : 19
HUBUS 19
HUBYAR MESCİDİ 19
Bibliyografya : 20
HÜCCET 20
HUCEND 20
Bibliyografya : 21
HUCENDÎ, HÂMİD B. HIDIR 21
Eserleri. 23
Bibliyografya : 23
HUCENDÎ, MUHAMMED SULTAN 24
Eserleri. 25
Bibliyografya : 26
HUCR B. ADI 26
Bibliyografya : 27
HUCR B. YEZID 27
Bibliyografya : 28
HUCURAT SURESİ 28
Bibliyografya : 29
HUD 29
Bibliyografya : 31
HÛD SÛRESİ 31
Bibliyografya : 33
HUDA 33
HUDABAHŞ 33
Bibliyografya : 34
HUDARI 34
Eserleri. 34
Bibliyografya : 35
HUDÂVEND HATUN KÜMBETİ 35
Bibliyografya : 36
HUDÂVENDİGÂR 36
Bibliyografya : 36
HUDÂVENDİGÂR 37
Bibliyografya : 38
HUDÂVENDİGÂR CAMİİ 38
Bibliyografya 39
HUDÂVENDİGÂR CAMİİ 39
Bibliyografya : 41
HUDÂVENDİGÂR CAMİİ 41
Bibliyografya : 42
HUDÂVENDİGÂR KÜLLİYESİ 43
Bibliyografya : 47
HUDÂVENDİGÂR MEŞHEDİ 47
Bibliyografya : 49
HUDAYN B. MUNZIR 49
Bibliyografya : 50
HUDEYBİYE ANTLAŞMASI 50
Bibliyografya 52
HUDEYDE 53
Bibliyografya : 54
HUDİLER 55
Bibliyografya : 56
HUDU 56
HUDÛD 56
HUDUDNÂME 56
Bibliyografya : 58
HUDÛDULLAH 58
HUDUDU'L-ALEM 58
Bibüyogkafya : 58
HUDUS 59
Bibliyografya : 64
HUI, EBÜ'I-KÂSIM 64
A) Fıkıh. 66
B) Fıkıh Usulü. 67
C) Kur'aıı İlimleri. 67
D) Hadis. 67
Bibliyografya : 67
HUI, HASAN B. ABDÜLMÜ'MİN 68
Eserleri. 68
Bibliyografya : 69
HUICI MİRANDA, AMBROSİO 69
Eserleri. 69
A) Telif Eserleri. 69
B) Neşirleri. 69
C) Tercümeleri. 70
Bibliyografya : 70
HUKÂRENDÛ-Yİ GÜRÎ 70
Bibliyografya : 70
HUKEYM B. CEBELE 70
Bibliyografya : 71
HUKUK 71
HUKUK-İ AİLE KARARNAMESİ 71
Bibliyografya : 77
HUKUK-I ISLAMIYYE VE ISTILÂHÂT-I FIKHİYYE KAMUSU 78
Bibliyografya : 79
HUI 80
HULÂSA 80
HULÂSATU'L-BEYÂN 80
Bibliyografya : 81
HULASATU'L-EFKAR 81
HULASATU'I-ESER 81
HULASATÜ'L-EŞ'AR 81
Bibliyografya : 81
HULASATU'L-HİSAB 82
Bibliyografya : 84
HULASATÜ'L-KELAM 84
HULD 84
Bibliyografya : 85
HULDI 85
HULEFÂ-Yİ RÂŞİDÎN 85
I. Siyası Tarih 85
II. Medeniyet Tarihi 92
Bibliyografya : 99
EL-HULELÜ'L-MEVŞİYYE 99
Bibliyografya : 100
HULI, EMÎN 100
Eserleri. 101
A) Dil ve Edebiyat. 101
B) Din. 101
C) Tarih. 101
D) Eğitim. 101
Bibliyografya : 101
HULK 102
HULMÂNİYYE 102
HULUL 102
Bibliyografya : 103
İslâm Düşüncesinde Hulul. 104
1. Mutlak Hulul. 104
2. Muayyen Hulul. 105
Bibliyografya : 107
HU
Sûfîlere göre Allah'ın zâtına işaret eden ismi.
Arapça'da üçüncü tekil şahıs zamiri olan hû (hüve) ilk tasavvuf kaynaklarında, cem halini yaşayan sâükin tevhid anlayışını ifade etmek amacıyla "hû bilâ hü" ifadesi içinde kullanılmıştır.1 Baklî de bu ifadeyi "aynü'l-cem" makamı" anlamında yorumlamıştır.2 Muhyiddİn İbnü'l-Arabî'ye göre hû, hiçbir varlığın müşahede edemeyeceği Allah'ın mutlak gayb ve sır olan zâtına işaret eder ki bu da hadiste ifade edilen ihsan makamının karşılığıdır. 3 "Hüviyyet-i mutlak, sırr-ı vücûd, gayb-ı mutlak, amâ-yı mutlak" gibi tabirlerle de vücud mertebelerinin ilki olan bu makama işaret edilir. Hû bazı mutasavvıfların lâhût, ceberut, melekût ve nâsût şeklinde sıraladıkları varlık mertebelerinin ilki olan ve künh-i zâta tekabül eden lâhût mertebesidir. Bu mertebe Allah'ın bütün isim ve sıfatlarının bâtını ve hakikatidir. Nec-meddîn-i Kübrâ'nın telakkisine göre Allah ismindeki elif ve lam harf-i ta'riftir. Lâm harfinin şeddeli olması tarifte mübalağa içindir, dolayısıyla Allah isminin aslı "he harfidir. Böylece canlıların alıp verdikleri her nefeste Allah'ın ismi olan "he" sesi vardır. Alınan her nefesteki "he"nin kaynağı kalp. verilen nefesteki "he"nin kaynağı ise arştır. Hû kelimesindeki "vav" ise (3 ) ruhun ismidir.4
Kelâm âlimi Fahreddin er-Râzî de gerek tefsirinde gerekse Levâmi'u '1-beyyinât adlı eserinde konuyu tasavvuf! bir anlayışla yorumlamıştır. Râzî'ye göre İh-lâs sûresinin ilk üç kelimesi 5 üç makamı ifade etmektedir; Hû mukarrebûnun makamı olup makamların en yücesidir. Buna göre li-zâtihî var olan sadece O'dur; O'nun dışındakiler mümkün varlıklardır ve yok hükmündedir. İkinci kelime olan Allah ashâb-ı yeminin makamıdır. Bu makamda olanlar Hakk'ı ve halkı mevcut bilirler. Ahad ise vâcibü'l-vücûdun birden çok olabileceğini düşünen ashâb-ı şimalin makamıdır.6 Aynı müellife göre bu üç kelimeden hû Kur'an'da nefs-i mutmainne 7 mukarreb ve sabık 8 diye anılanların mertebesine işaret eder. Allah, "muktesıd" diye anılan 9 ashâb-ı yemînin mertebesidir. Bu aynı zamanda nefs-i levvâme mertebesidir. "Zâiimün li-nefsihf 10 olan ashâb-ı şimal ise nefs-i emmâre sahibidir. Râzî bu üç kelimeyi hakikat, tarikat ve şeriat mertebelerine de tatbik eder.11
İlk dönem sûfîlerinin kelime-i tevhîdi (lâ ilahe illallah) ve Allah ismini zikir maksadıyla tekrar ettikleri bilinmekteyse de "hû'nun aynı amaçla tekrar edilmesi Özellikle tarikatların teşekkülünden sonra yaygınlık kazanmıştır. Sûfîlere göre zikrin en faziletlisi Allah'ı bir şey isteme anlamı taşımayan bir ifadeyle anmaktır. Bundan dolayı talep mânası taşımayan ve Allah'ın zatî ismi olan hû en faziletli zikir telakki edilmiştir. Hz. Ali'nin çok defa "yâ hû, yâ men hû, lâ ilahe illâ hû" diye zikrettiği, kendisine bunun sebebi sorulduğunda "hû"nun ism-i a'zam olduğunu söylediği rivayet edilir. Gazzâlî de "lâ ilahe İllallarfın avamın tevhidi, "lâ İlahe illâ hû"nun havassın tevhidi olduğunu söyler. Allah hangi ismiyle zikrediliyorsa o ismin feyz ve tecellîleri istenir; meselâ kerîm İsmiyle ihsan, şâfî ismiyle şifa umulur. Hû ismiyle yalnız O'nun zâtı istendiğinden bu ismin tecellisi kâmil bir keşiftir.
Seyrü sülüklerini Allah'ın bazı isimlerini belli sayıda tekrarlamak suretiyle gerçekleştiren tarikatlarda (tarîk-ı esma) sâlik nefs-i emmâre mertebesinde lâ ilahe illallah, nefs-i levvâme mertebesinde Allah, nefs-i mülhimede hû ismiyle zikir yapar; böylece sırasıyla tevhîd-i ef âl, tevhîd-İ sıfat ve tevhîd-i zât makamlarına ulaşır.
Mutasavvıf şairlerin hû kelimesiyle biten şiirlerinin bir kısmı ilâhi olarak beste-lenmiştir. Hû kelimesi tarikat folklorunda çeşitli anlamlarda yaygın bir şekilde kullanılmıştır. Meselâ dervişler birbirine hitap ve cevap amacıyla hû derler. Tekkeye girmek isteyen kişi izin almak için "destur" der, İçeriden "hû" sesi gelirse girebilir. Tekke hayatında geniş bir uygulama alanı bulan gülbankler hû diye sona erer. "Yâ hû, bu da geçer yâ hû. hoş gör yâ hû, haydan gelen huya gider, illâ hû, edep yâ hû. hû çekmek" mutasavvıfların yanında halkın da çok sık kullandığı ifadelerdir.
Bibliyografya :
Kâşânî. Iştılârıâtü'ş-şüfiyye, "hû" md.; et-Ta'rifât, "hevâ" md.;Teh.ânevî.tfe$şâ/; 11, 1539; Serrâc. et-Lümac, s. 438; Gazzâlî, Mişkâtü'l-en-uâr (nşr. Ebül-Alâ el-Afîfî), Kahire 1383/1964, s. 21;Bak!î, Meşrebü'l-eruâh, s. 282;a.mlf.. Şerh-i Şattıiyyât, s. 443, 511, 540, 615; Fahreddin er-Râzî. Levâmi'u'l-beyyinât, s. 111; a.mlf.. Mefâ-tîhu 't-ğayb, XXXII, 179; Necmeddîn-i Kübrâ. Ta-sauuufı'Hayat [trc Mustafa Kara),İstanbul 1980, s. 141; İbnıYI-Arabî. d-Fütûhât, II, 128;Muham-med Pârsâ, Şerh-İ Fuşûşü'l-hikem (nşr Celîl-i Nejâd), Tahran 1366, s. 137, 325; Harîrîzâde. Fethu'l-esrâr, İstanbul 1287, s. 67; İsmail Hakkı Bursevî. Hilccetü'Tbâliga (Reşehât Tercümesi içinde], s. 50; M. Fâzıl Mevlevî, Hakayık-ı Ezkâr Şerh-i Eurâd-ı Meulânâ, İstanbul 1283, s. 205; Muhammed Nûr. 'CJnuânü't-felâh [Minhâcü'r-râğibtn içinde], Kahire 1312, s. 108; Mehmet Ali Aynî, Tasavvuf Târihi, İstanbul 1341/1922, s. 204-210; Tomar-Halueüyye, s. 35;Abdülbâ-ki Gölpinarli, Tasaoouftan Dilimize Geçen Deyimler ue Atasözleri, İstanbul 1977, s. 133; Süleyman Uludağ, Tasauuuf Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1991, s. 229; Bekir Topaloğlu, "Esmâ-i Hüsnâ", DİA,X\, 410.
Dostları ilə paylaş: |