MEANI'I-ASAR
Tahâvî'nîn (ö. 321/933) muhtelifü'l-hadîse dair eseri.
Tam adı Şerhu me'âni'1-âşâr olup buradaki "şerh" kelimesi, hadislerin mânalarını açıklamak maksadıyla telif edildiğini anlatmak için kullanılmıştır. Hadisler
arasında çelişki bulunduğu iddiasını reddetmek amacıyla kaleme alınan eser fıkıh bablarına göre otuz bölüm halinde düzenlenmiş, müellif daha sonraki tesbit-lerini ve eksik bıraktığı konuları eserin yirmi sekizinci bölümü olan "Kitâbü'z-Zi-yâdâf'ta ele almış (IV, 343-404), hadisler arasındaki ihtilâfları çözümlerken sıkça kullandığı "tashîhu meâni'1-âsâr" (rivayetlerin sahih anlamlarını belirleme! ifadesiyle maksadının çelişkili zannedilen hadislerin doğru anlamını ortaya koymak olduğunu belirtmiştir.
Eserinde genel olarak fıkhî mezhepler arasında tartışılan hadisleri inceleyen müellif önce kabul etmediği görüşün delili olan hadisleri nakletmiş, ardından kendisinin tercihi ettiği rivayetleri sıralamış, daha sonra rivayetler arasında tercih ve nesih imkânını araştırıp değerlendirmiştir. Konuyu akıl yürütme (nazar) açısından da inceleyen Tahâvî tercihini destekleyen mevkuf ve maktu' haberleri nakletmiş ve tercih ettiği fıkhî hükmü benimseyen Hanefî fakihlerinin adlarını zikretmiştir. Müellif, akıl yürütme ifadesiyle daha çok fakihlerin usulüne uygun kıyası, biraz daha geniş anlamıyla re'yin kapsamına giren akıl yürütme usullerini kastetmiş, ba-zan "kıyas ve nazar" (1,467), bazan da "sahih nazar" ifadesini (1,2 i, 131) kullanmıştır. "Hadislerden hüküm çıkarmak için akıl yürütme" anlamındaki i'tibar, re'y ve is-tihrâc gibi terimlere yer vermiş, kıyas dışında icmâ. istihsan, örf gibi delillerden yararlanmakla beraber bunların adlarını zikretmem iştir. Bazan illet ve sebep terimlerini kullansa da anlam açısından daha kapsamlı olan mâna kelimesini tercih etmiştir. Tahâvî muhalif görüşleri savunan fakihlerin adlarını belirtmemiş ve onları eleştirirken aşın ifadeler kullanmaktan kaçınmıştır. Bu arada delilleri muhaliflerini zora sokmak için sıralamadığını, maksadının kendilerine yapılan haksızlığı ortaya koymak olduğunu söyleme gereği duymuş Hanefî mezhebine aykırı görüşleri tercih ettiği de olmuştur.
Mecâni'l-âşâr, hadisler arasındaki ihtilâfların incelendiği en hacimli eserlerden biri olması yanında Kûfeli fakihlerin hadis rivayetlerini günümüze ulaştırması, ayrıca hadis kitaplarında bulunmayan birçok fakihin rivayeti eriyle çok sayıda mevkuf ve maktu' haberi ihtiva etmesi bakımından önemlidir. Eserde hadis usulüyle ilgili bilgiler (I, 199), isnadlar ve râ-viler hakkında değerlendirmeler de (IV, 345) yer almaktadır. Kitap, fıkıh meleke-
sini geliştirdiği ve uygulamalı fıkhı öğrettiği için 40 Hindistan ve Pakistan'daki bazı medreselerde halen ders kitabı olarak okutulmaktadır.
Hindistan'da çeşitli baskıları yapılan Mecâni'l-âşâr 41 Muham-med Zührî en-Neccâr ve Muhammed Seyyid Câdelhak yayımlamış olup 42 Abdurrahman Dımaşkıyye ve Süleyman el-Hareş Fehârisü Şerhi me'âni'l-âşâr adıyla fihristini hazırlamış (Rîyad 1407/1987), Rubey Ebû Bekir Abdülbâki de aynı adla bir fihrist neşretmiştir (Beyrut 1412).Kureşî, Mecâni '1-âşör'dahi hadislerin Kütüb-i Sitte ve bazı müsnedlerdeki kaynaklarını göstermek maksadıyla el-Hâvî îî beyöni âşâri't-Tahâvî adıyla bir eser kaleme almış, Seyyid Yûsuf Ahmed onun bu çalışmasını yayımlamaya başlamıştır.43 Bedreddin el-Ay-nî de esere Nuhabü'l-efkâr ü tenzihi mebâni'l-ahbâr 44ve Mebâni'l-ahbâr fî şerhi Medni'Z-âşâr 45 isimleriyle iki şerh yazmıştır. Son devir âlimlerinden Muhammed Yûsuf Kandehlevî Emâni'l-ahbâr fî şerhi Mecâni'I-âşâr adıyla bir şerh yazmaya başlamışsa da çalışmasını bitirememiştir.46 Bu şerhin baş kısmında Tahâvî'nin hayatı, hocaları ve Me'oni'jf-dşâr'daki metodu hakkında geniş bir mukaddime bulunmaktadır (1, 1-68).
Bedreddin el-Aynî Meğâni'l-ahyâr fî terâcimi ricali Mecâni'l-âşâr adlı bir eser telif etmiş olup 47 kitabın zây harfine kadar olan kısmını Mu-avviz Bilâl el-Avfî doktora çalışması olarak tahkik etmiş 48 Muhammed Eyyûb el-Mezâhirî'nin de Terâcimü'l-ahbâr min ricali şerhi Meöni'î-aşâr isimli çalışması yayımlanmıştır.49 Me'âni'l-âşâr'm baştan "Bâbü'l-kırâati halfe'l-imâm"a kadar olan kısmı Muhammed b. İbrahim eş-Şitvî tarafından Zevâ'idü'l-kısmi'l-evvel min şerhi Mecâ-ni'1-âşâr H't-Tahâvî Caîe'l-Kütübi's-Sit-te adıyla yüksek lisans tezi olarak hazırlanmış 50 Harun Reşit Demirel de Ebû Ca'îer et-Tahâvî Hayati-Eserleri ve Me'ânı'I-âsâr ile Müş-kilü'l-âsâr'daki Hodisçiîiği ismiyle bir yüksek lisans çalışması yapmıştır.51
Bibliyografya :
Tahâvî, Şerhu Me'âni7-âşâr, 1-IV; a.rnlf.. Şer-hu Müşkili'l-âşâr{nşr. Şuayb el-Arnaût), Beyrut 1415/1994, neşredenin girişi, I, 5-104; M. Zâhİd Kevseri, Makâlât (nşr. Muhammed ismail), Kahire, ts., s. 471; a.mlf., el-Hâüî fisîreti'l-imâm Ebî Ca'fer et-Tahâoî, Kahire, ts.; M. Yûsuf Kan-dehlevî. Emâni'l-ahbâr /T Şerhi Mecâni't-âşâr, Pakistan 1394; Abdiilmecîd Mahmûd, Ebû Cac-fer ef-Taftâfjî ve eşeruhû /î'Hıadîş, Kahire 1975; Ayhan Tekineş. Müşkİlü 'l-Hadis ilmi (doktora tezi, 1997), Mü Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ayhan Tekineş
MEANİ'l-KUR'AN
Yahya b. Ziyâd el-Ferrâ'nın
(ö. 207/822) filolojik Kur'ân-ı Kerîm tefsiri.
Asıl adı Tefsîru müşkili Frâbi'1-Kur-'ân ve mecânîhi'dir.52 Meâni'l-Kur'ân garîbü'l-Kur-'ân. i'râbü'l-Kur'ân gibi Kur'an ilimleri arasında yer alan bir telif türünün adı olup daha önce bu türde yazılan eserlerin birçoğuna aynı adın verilmesi sebebiyle bu eserin de Me'âni'I-Kıır^ûn adıyla şöhret bulmuş olması muhtemeldir. İbnü'n-Nedîm de meâni'l-Kur'ân kitaplarından bahsederken bu adı kullanmıştır.53
Lugavî tefsir olan meâni'l-Kur'ân türü eserler, İslâm devletinin sınırlarının genişlemesiyle birlikte ana dili Arapça olmayan unsurların İslâm'a girmesi neticesinde dilde ve Kur'an kıraatinde hataların (lahn) ortaya çıktığı dönemde telif edilmeye başlanmıştır. Bilindiği kadarıyla ilk lugavî tefsiri Zeyd b. Ali (ö. 122/740) kaleme almış, bu eserler Ferrâ'nın Me-'âni'Cur'ân'ı ile olgunluk dönemine ulaşmıştır.
Me'âni'I-Kur'ân'm, Abbasî valilerinden Hasan b. Sehl'in sorularını cevaplandırmakta sıkıntıya düşen lügat ve nahiv âlimi Ömer b. Bükeyr'in Ferrâ'dan bunlara cevap vermekte yardımcı olacak bir eser yazmasını istemesi üzerine kaleme alındığı ve müellifin aralarında seksen kadar kadının da bulunduğu kalabalık bir cemaate eserini imlâ ettiği belirtilir.54 Ferrâ'nın iki risale dışında hafızasındaki bilgilere dayanarak takrir ettiği eserin imlâsı büyük bir ihtimalle 202'de (817-18) başlayıp 204'te (819) tamamlanmıştır. Kitapta bazı âyetlerin sırasında takdim tehir yapılmış olmakla birlikte genellikle sûre ve âyet sırasına göre açıklamalarını sürdüren Ferrâ gerekli gördüğü âyetleri, çok defa da âyetin belli bir kısmını izah etmiştir.
Lugavî tefsirlerin en önemlilerinden olan Me'âni'i-Kur^ân'da Ferrâ'nın en başarılı olduğu, kendinden sonrakileri en çok etkilediği husus lugavî ve filolojik açıklamalarıdır. Ele aldığı Kur'an lafızlarının etimolojik tahlillerini büyük bir titizlikle yapan Ferrâ kelimelerin kökenlerini, tü-retilişlerini ve diğer durumlarını açıklamıştır. Nahiv ve sarf ilimlerinin hemen bütün konularına temas eden Ferrâ kelime ve cümlelerin i'rabları, farklı i'rab şekilleri üzerinde durmuş, anlam nüanslarını belirtmiş, i'rab şekillerini âyetlerden, Arap edebiyatından getirdiği örneklerle desteklemiştir. Kıraat farklarına da büyük önem veren Ferrâ kıraatlerin i'rab ve dil hususiyetlerini, Arap diline uygunluğunu, kıraatler arasındaki anlam farklarını başka âyetlerden ve Arap edebiyatından getirdiği örneklerle açıklamış, yer yer tercihlerde bulunmuş, hurûf-i mu-kattaanın kıraati üzerinde durmuş, bir kısmını seleften gelen bilgilerden de yararlanarak açıklamaya çalışmıştır. Müellif genellikle âyetin veya belli bir bölümünün anlamını ayrıntıya girmeden vermiş, bazan âyetin sadece bir kelimesini açıklamıştır. Dil yönünü anlattığı halde mânası üzerinde durmadığı âyetler de vardır. Âyetlerin açıklanmasında başka âyetlere, Arap edebiyatına başvurmuş, özellikle hüküm ihtiva eden âyetlerin tefsirinde senedlerini zikretmeksizin hadislerden, sahabe ve tabiîn sözlerinden yararlanmıştır. Bir kısım âyetlerin nüzul sebeplerini zikretmiş, bazı âyetlerin nâsih ve mensuh durumlarını belirtmiş, yer yer fıkhı konularda kısa bilgiler vermiştir. Genellikle kevnîve müteşâbih âyetleri tefsir etmeyen Ferrâ bazı kevnî âyetleri Araplar'ın kelimeyi kullandığı mâna ile açıklamış, müteşâbih âyetlerden nadiren te'vil ettikleri de olmuştur. Bir kısım âyetlerin belagat yönüne temas etmiş, teşbih ve kinayeleri, istiare ve mecaz nevilerini açıklamıştır. Bazı kaynaklarda Ferrâ'nın Mu'tezile'ye meylettiği söylenirse de Mecâ-ni'l-Kur'ân'da bu fırkanın görüşlerine rastlanmaz.
Telif edildiği dönemde büyük İlgi gören Me'âni'i-Kur'ân'dan Küfe dil mektebinin imamlarından Ebü'l-Abbas Sa'leb övgüyle söz etmiş, başta lügat kitapları ve tefsirler olmak üzere pek çok eserde ondan alıntı yapılmıştır. Cevheri, İbn Manzûr, Fîrûzâbâdî gibi lugatçılar eserden çok miktarda nakil yapan müelliflerden bazılarıdır. Birçok kütüphanede yazma nüshası bulunan Mecâni'l-Kuriân üç cilt halinde basılmış 55 daha sonra bu neşrin ofset baskısı yapılmıştır (Beyrut 1980, 1983).
Eser üzerine yapılan çalışmalardan bazıları şunlardır: Subhî Abdülhamîd Muhammed Abdülkerîm, el-Lehecâtü'l-cArabiyye iî Me'âni'l-Kur'ân (Kahire 1406/1986); Hüseyin Muhammed Şerif Hâ-şim, Menhecü'l-Ferrâ' iî Tefsiri Mecâ-ni'l-Kur^ân;56 Muhtar Ahmed Dîre, Dirâsefİ'n-nahvi'1-Kûü min hilâli Mecâni'l-Kur-'dn (Dimaşk 1411/199İ); Kinya Devenyi, Al-Farrü^s Ma^âni'l-Our'ûn: Indexof Qur'anic References (Budapest 1992); Naphtalİ Kinberg, A Lexicon of al-Forra"s Terminology in his Our'ön Com-mentary: With Full Definitions, Eng-Hsh Summaries and Extensive Cita-tions (Leiden 1996).
Bibliyografya :
Yahya b. Ziyâd el-Ferrâ, Me'ânİ'l-Kur'ân (nşr. Ahmed Yûsuf Necâtî-M. Ali en-Neccâr-Abdülfettâh İsmail Şelebî), Beyrut 1980, l-III; İbnü'n-Nedîm, e/-Rhris£[Teceddüd), s. 37, 73; Hatîb, Tâ-rîhu Bağdâd, XIV, 153; Kemâleddin el-Enbâri, Nüzhetû'l-elibbâ' (nşr. Muhammed Ebü'l-Fazl İbrahim), Kahire 1386/1967, s. 98-103; Yâküt, Mu'cemü'l-üdebâ', V, 620; İbn Hallikân. Vefe-yât, VI, 176-182; Dâvûdî, Tabak&tû'l-müfessi-rtn, il, 367-368; Zülfıkar Tüccar, ai-Farrâ, Hayatı, Eserleri ue Arap Dili ve Edebiyatındaki Meu-kii (doktora tezi, 1987). İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü (ISAM Ktp., nr. 1378). Şükrü Arslan
Dostları ilə paylaş: |