Bibliyografya: 9 Bibliyografya: 11



Yüklə 1,15 Mb.
səhifə13/39
tarix17.11.2018
ölçüsü1,15 Mb.
#83020
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   39

CÜDEY' B. ALİ

Cüdey' b. Alî el-Kirmânî el-Ezdî (ö. 129/747) Emevfler devri kumandanlarından.

Ezd kabilesine mensup olan ailesi İran'ın fethinden sonra Kirman'a yer­leşti. Kirman'da doğduğu için Kirmânî nisbesiyle meşhurdur. Bütün ömrü Ho­rasan'da geçtiğinden Şeyh-i Horasan la­kabıyla anılırdı. Halife Ömer b. Abdüla-zfr'in muslüman olan gayri Arap unsur­dan cizye almama uygulamasının onun ölümünden sonra terkedilmesi bazı is­yanlara sebep olmuştur. Bunlardan bi­risi de Haris b. Süreyc'in Tohâristan'da başlattığı isyandır. İsyanın yayılmasına engel olamayan Horasan Valisi Asım b. Abdullah el-Hilâlî azledilerek yerine Esed b. Abdullah el-Kasrî getirildi. Esed yar­dımcılığına, yıllardan beri Horasan'da bu­lunan, ülkeyi ve Arap kabileleri arasın­daki münasebetleri çok İyi bilen Cüdey'i getirdi (118/ 736).

Esed Hâris'e karşı derhal harekete ge­çerek onu Mâverâünnehir'i terketmeye ve Tohâristan'a çekilmeye mecbur etti. Haris Kuzey Tohâristan'da akrabalarının bulunduğu Tebûşkân Kalesi'ne gitti, fa­kat içeri alınmadı. Esed Cüdey" b. Ali ku­mandasındaki bir orduyu Tebûşkân üze­rine gönderdi. Cüdey" kaleyi kuşatarak içeridekileri teslime zorladı. Kaledeki sa­vaşçılar kılıçtan geçirildi, kadın ve ço­cuklar İse esir alındı. 736 yılı sonlarında Türgiş hakanı ile Esed arasındaki müca­deleler sırasında Cüdey' Belh'te kalarak şehri muhtemel saldırılara karşı koru­mak için tedbir aldı.

Hişâm'ın ölümünden sonra Emevî ha­lifesi olan II. Velîd'in (743-744) kısa bir süre sonra III. Yezîd'in çıkardığı bir is­yan neticesinde öldürülmesi, Horasan'­da Arap kabileleri arasında küllenmek-te olan rekabeti yeniden alevlendirdi. Ezd ve Rebîa kabileleri Cüdey1 b. Ali'nin önderliğinde Horasan Valisi Nasr b. Sey-yâr'a karşı isyan ettiler. Cüdey1, Emevî-ler tarafından şiddetle cezalandırılan Mühellebogullan'nın intikamını almak iddiasıyla ortaya çıkarak Ezd kabilesini etrafında topladı. Fakat Nasr ile girişti­ği ilk mücadelede esir düştü ve Merv'de hapsedildi (744). Cüdey" bir ay sonra ha­pisten kaçarak Merv civarında Ezd ve Rebîa kabilelerinden oluşan yeni bir or­du kurdu. Nasr onların üzerine yürüdüy-

se de taraflar birbirlerinden çekindikle­ri için savaş olmadı. Bu sırada Nasr Cü-dey'in can düşmanı olan Haris b. Süreye ile temasa geçerek ortak düşmanlarına karşı onunla anlaşmak istedi. Ancak bu mümkün olmadı. Mart 746'da yapılan mücadeleyi Nasr kazandı. Bu yenilgi üze­rine Haris Cüdey" ile temasa geçerek onunla anlaştı. Bu defa mağlûbiyet sı­rası Nasr'a gelmişti. Onlann karşısında duramayan Nasr Merv'den Nîşâbur'a çe­kildi.

Haris ile Cüdey1 arasındaki iş birliği uzun sürmedi ve aralarında mücadele başladı. Nisan 746 tarihinde yapılan sa­vaşta Haris yenildi ve savaş meydanın­da hayatını kaybetti. Nasr ise Nîşâbur'-da yeni Irak umumi valisi Yezîd b. Ömer b. Hübeyre'nin de desteği sayesinde bir ordu düzenleyerek iyice kuvvetlenmiş olan Cüdey'le savaşmak için hazırlıkları­nı tamamladı. 747 yılında Merv'İ tekrar ele geçirmek için harekete geçti, Cüdey" de şehirden çıkarak onu karşıladı. İki or­du Handekayn adı verilen yerde sava­şa girmeden günlerce beklediler. Küçük çaptaki çarpışmalar ise devam ediyordu. Nihayet Nasr ile Cüdey' arasında Nasr'ın karargâhında müzakereler başladı. Bu sırada Nasr'ın yanında bulunan Haris b. Süreyc'in oğullarından birisi babasının intikamını almak için Cüdey'i arkadan bıçaklayarak öldürdü. Başka bir rivaye­te göre ise iki ordu arasında görüşmeler yapılırken Nasr'ın daha önce verdiği ta­limat üzerine Cüdey" âni bir hücumla öl­dürülmüştür.

Bibliyografya:

Dîneverî, el-Ahbârü't-tıvâl, s. 340, 351-354, 356-357, 362; Ya'kübT, Târih, II, 333, 341; Ta-berî, Târih (de Goeje). II, 1589-1591, 1605-1606, 1612, 1659-1661, 1855-1867, 1970-1975; İbn Hazm. Cemhere, s. 381; Ibnö'l-Esîr, el-Kâmit, V, 197, 203, 302-307, 342-345, 363-367, 383; İbn Kesîr, el-Bidâye, IX, 326; X, 15, 26-27, 30-33; Ziriklî. etWlâm, II, 104; J. VVellhausen, Arap Devleti ve Sükûtu165, İstanbul 1963, s. 222-224, 230-232; Abduşşâff M. Ab-düllâtif, el-'Alemü't-lslâmt fi'l-'asri'l-Emeut, [baskı yeri yok] 1404/1984, s. 536; Barthold, Türkistan (1990), s. 209-210; G. R. Havrting, The First Dynasty of İslam: The ümayyad Ca-liphate AD 661-750, Corbondale 1987, s. 87-88, 107-108; K. V. Zettersteen, "Nasr b. Sey­yar", İA, IX, 108; el-KâmÛsü'l-lsIâmî, I, 587; Dihhüdâ. Luğatnâme, X, 274; C. E. Bosvrarth, Nasr b. Sayyâr", El2 (İng.), W, 1016.



CÜHENİ166




CUHEYNE (Beni Cüheyne)

KahtânUer'den Kudâa'ya mensup bir Arap kabilesi.

Cüheyne kabilesinin Kudâa'ya kadar nesep silsilesi şöyledir: Cüheyne b. Zeyd b. Leys b. Sûd b. Eslüm b. Hâfî b. Kudâa. Kudâa'nın diğer kollan Belî, Mehre, Beh-râ, Uzre. Kelb ve Tenûh İle yakın akra­balığı olan Cüheyne, kendi arasında bir­çok kol ve aşirete ayrılarak büyük bir ka­bileyi meydana getirir. İslâm'dan önceki devirde önceleri Necid'de yaşarken da­ha sonra Medine civarında Kızıldeniz ile Vâdilkurâ arasına, özellikle Yenbû böl­gesine yerleştiler. Hz. Peygamber Medi­ne'ye hicret ettiği zaman onlar bu böl­gede idiler. Hemen İlk zamanlarda İslâm hâkimiyetini kabul ederek Hz. Peygam­berle anlaşma yapan, ardından da İslâ­miyet'e giren Cüheyneliler, bundan böyle İslâm'ın sâdık taraftan olarak kaldılar. Bu kabilenin faziletine dair rivayet edi­len hadislerin birinde Hz. Peygamber'in -adlarını saydığı bazı kabilelerle birlikte-Cüheyneliler'in kendisine yardımcı oldu­ğunu onların da Allah ve Resulü 'nden başka yardımcıları bulunmadığını söyle­diği görülmektedir167. Cüheyneliler Bedir Savaşı'nda İslâm or­dusunda yer aldılar. Aynı şekilde Mek­ke'nin fethinde ve Huneyn Gazvesi'nde de bulundular.

Ridde olaylarını benimsemeyen Cü-heyneliler'in birçoğu dört halife döne­minde fetih hareketlerine katılarak Suriye, Irak ve Mısır topraklarına yerleşti­ler. Bir kısmı ise eski bölgelerinde kal­dılar. Bunlara bugün de rastlanmakta­dır. Mısır'a yerleşenleri zamanla Aşağı Mısır'dan Yukarı Mısır'a doğru ilerleye­rek Pâtımîler devrinde burada önemli icraatta bulundular.

III. (IX.) yüzyıldan itibaren Sudan üze­rine yürüyen Cüheyneliler Habeşistan'a da seferler düzenlediler. Bu kabileden bir grubun Endülüs'e giderek orada yer­leştiği de bilinmektedir. Daha sonraki dönemlerde Cüheyne'nin tarihi tesbit edilmemekle beraber bugün dahi bazı Arap kabilelerinin Cüheyne'nin izlerini taşıdığı kaydedilmektedir.

Abdülkerîm Mahmûd Hatib. Târîhu Cüheyne adlı eserinde168 Cüheyne kabilesi ve bu kabileye men­sup tanınmış şair, sahâbî ve muhaddisler hakkındaki bilgileri bir araya getir­miştir.



Bibliyografya:

Buhârt. "Menâkıb", 6; Müslim, "Feiâ'ilü'ş-şahâbe", 188-195; İbn Sa'd, et-Tabakât, bk. İn­deks; Taberî, Târth (Ebü'l-Fazl), bk. İndeks; İbn Hazm, Cemhere's. 444-445, 478-479, 485-486; İbn Haldun, el-'lber, II, 247; V, 429; Kal-kaşendî, Nihâyetü'l-ereb, Beyrut 1405/1984, s. 204-206; Aynî. 'ümdetû'l-kârt Kahire 1392/ 1972, XIII, 139-141; Kehhâle. Mu'cetnü kabal-u'l-'Arab, Beyrut 1402/1982, s. 216-217; Mus­tafa Murâd ed-Debbâğ. el-Kabâ3ilü'l-'Arabiyye oeselâ'Uühâ ft bllâdinâ Fllisttn, Beyrut 1986, s. 55-58; C. H. Becker. "Cüheyne", K III, 238; M. J. KiSter. "KudâV, EI2{Fr), V, 314-318.




Yüklə 1,15 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   39




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin