Bilişsel Davranışçı Yaklaşım



Yüklə 445 b.
səhifə9/9
tarix06.03.2018
ölçüsü445 b.
#44580
1   2   3   4   5   6   7   8   9

Bu anıların anlatılmasını sağlamak için psikolojik danışman: ‘‘ ilk anılarınızı dinlemek istiyorum. Lütfen hatırlayabileceğiniz en erken yaşınıza giderek geçmişi düşünün ve bana bir kez olan bir şeyden söz edin’’ diyerek kendine özgü bir yol izleyebilir.

  • Bu anıların anlatılmasını sağlamak için psikolojik danışman: ‘‘ ilk anılarınızı dinlemek istiyorum. Lütfen hatırlayabileceğiniz en erken yaşınıza giderek geçmişi düşünün ve bana bir kez olan bir şeyden söz edin’’ diyerek kendine özgü bir yol izleyebilir.

  • Tüm anıları öğrendikten sonra, psikolojik danışman ayrıca ‘‘ Hangi bölüm sizin kontrolünüzün dışındaydı? Tüm anılarınızı bir film gibi gözünüzün önünden geçirebilseydiniz ve bir karede dondurabilseydiniz ne olurdu? Kendinizi o anı yaşıyormuş gibi düşünün, ne hissederdiniz? Tepkiniz ne olurdu’’ gibi sorular sorabilir.



Adler yaklaşımını benimsemiş terapistler, ilk anıları çok sayıda farklı amaç için kullanabilirler. Bunlar:

  • Adler yaklaşımını benimsemiş terapistler, ilk anıları çok sayıda farklı amaç için kullanabilirler. Bunlar:

  • Bireyin kendisi, diğerleri, yaşam ve etik ile ilgili inançların değerlendirilmesi,

  • Danışanın psikolojik oturumu ve psikolojik danışma ilişkisiyle ilgili düşüncelerinin değerlendirilmesi,

  • Mücadele kalıplarının saptanması,

  • Bireyin gücünün, değerli niteliklerinin ve konuyla ilgili fikirlerinin değerlendirilmesi,



İlk anıların yorumunda, şu sorulara yanıt aranır:

  • İlk anıların yorumunda, şu sorulara yanıt aranır:

  • Birey anılarında en çok hangi bölümün üzerinde duruyor? Danışan gözlemci durumunda mı, yoksa katılımcı mı?

  • Anılarında başka kimler var? Bireyle ilgili diğerleri hangi konumda yer almakta?

  • Anıların egemen olduğu konular ve tüm kalıpları hangileri?

  • Anılarla hangi duygular ifade edilmekte?

  • Birey neden bu olayı hatırlamayı tercih etti? Bununla birey neyi ifade etmeye çalışmakta?



Kişilik Öncelikleri

  • Adler yaklaşımın benimsemiş İsrailli psikolog Nira Kefir, temel olarak dört öncelik belirlemiştir:

  • Üstünlük çabası

  • Kontrol

  • Rahatlık

  • Hoşnutluk



Üstünlük çabasına odaklanmış bir kişi, zorluklarla karşılaştıkça, savunucu bir iletişime girerek, stres veya zorlamalı duruma karşı hızlı tepkide bulunur.

  • Üstünlük çabasına odaklanmış bir kişi, zorluklarla karşılaştıkça, savunucu bir iletişime girerek, stres veya zorlamalı duruma karşı hızlı tepkide bulunur.

  • Her öncelik, bireyin mücadelesinde kullandığı destekleyici inançlarla birlikte egemen bir davranış kalıbı içermektedir.

  • Öncelikler, diğerleriyle ilgilenmek ve belirgin olma düzeyine ulaşmak için izlenecek yollar haline gelmektedir.



Öncelikleri Yansıtan Dört Davranış Kalıbı

  • Üstünlüğü kullanan kişiler, liderlik veya başarı olma için çabalarlar. Genellikle çok çalıştıklarından ya da aşırı yüklenildiklerinden şikayet ederek, yaşamın anlamını kaybetmesini önlemeye çalışırlar.

  • Kontrollü kişiler, alay konusu olmamak için garantiler arayan kişilerdir. Güvenliğe kavuşmak için toplumdan uzaklaşma bedelini ödemeye hazırdırlar.



Rahatlık arayan kişiler, bedeli ne olursa olsun, stres veya acıyı önlemek isterler. Sorunlarıyla başa ve bu konuda karar vermek eylemlerini erteleme eğilimlerindedirler.

  • Rahatlık arayan kişiler, bedeli ne olursa olsun, stres veya acıyı önlemek isterler. Sorunlarıyla başa ve bu konuda karar vermek eylemlerini erteleme eğilimlerindedirler.

  • Hoşnut olmayı amaçlayan kişiler, sürekli onaylanma ve kabul görme yollarını araştırarak reddedilmeyi önlemek isterler. Sevilmeme korkularının yanı sıra, onay almak için aşırı kabul edici davranışlar içine girebilirler.



Bütünleştirme ve Özetleme

  • Danışanla yapılan, hem subjektif hem de objektif görüşmelerden alınan danışanla ilgili materyal bir araya getirildiğinde, elde edilen verilerin bütünleştirilmiş bir özeti yapılır.

  • Yaygın özetler, bireyin subjektif deneyimleri ve yaşam hikayesinin öyküsel bir özeti; aile bütünlüğünün ve gelişimsel verilerin bir özeti; ilk anıların, kişisel güçlerin ve değerli niteliklerin bir özeti ve mücadele stratejilerinin bir özetidir.



Mosak’ın 5 Temel Hatası

  • Aşırı genelleme’’dünyada adalet yok’’

  • Yanlış veya imkansız hedefler ’’Sevilmek istiyorsam herkesi mutlu etmeliyim’’

  • Yaşamın ve yaşam taleplerinin yanlış algılanması ’’ hayat benim için çok zor’’

  • Bireyin kendi değerlerini yadsıması’’Ben çok aptalım, neden insanlar benimle bir şey yapmak istesinler ki’’

  • Hatalı değerler’’Kim zarar görürse görsün, zirveye yerleşmeliyim’’



3.Aşama:Kendini Anlamayı ve İç Görü Kazanmayı Cesaretlendirme

  • Adler yaklaşımını benimsemiş terapistler, insan yaşamında neredeyse her şeyin bir amacı olduğuna inanmaktadırlar. Kişisel farkındalık ve kendini anlama, ancak davranışın gizli amaçlarının ve hedeflerinin bilinç düzeyine çıkarılmasıyla mümkündür. İç görü, terapötik ilişki içerisinde değişimin temelini oluşturan, kişisel farkındalığın özel bir formudur. İç görü, sonuca ulaşmanın bir aracıdır. Sadece iç görü kazanılması sağlamak amaçlanan bir sonuç değildir.



Kendini açma ve iyi zamanlanmış yorumlarda bulunma, iç görü kazanma sürecini kolaylaştıran tekniklerdir.

  • Kendini açma ve iyi zamanlanmış yorumlarda bulunma, iç görü kazanma sürecini kolaylaştıran tekniklerdir.

  • Adler yaklaşımına göre yorumlar, psikolojik danışma sürecinde de incelemeye açık olacak şekilde birer olasılık olarak sunulan açık uçlu sorulardır: ‘‘bana öyle geliyor ki….’’ ‘‘bu şöyle olabilir mi…’’ veya ‘‘ bu durum bana böyle görünüyor….’’ gibi ifadelerdir. Bu süreç boyunca danışanlar, sorunlarının sürmesine katkıda bulunan güdüleri ve bu durumu düzeltmek için ne yapabileceklerini anlamaktadırlar.



4.Aşama:Yeniden Oryantasyonla Yardımcı Olmak

  • Terapötik sürecin son aşaması, yeniden oryantasyon ve yeniden eğitim olarak bilinen ve iç görünün uygulamaya geçildiği, uygulamaya geçirildiği süreçtir.

  • Adler yaklaşımını benimsemiş terapistler, kendini küçümsemeye, tecrit etmeye ve inzivaya çekilmeye karşı koymakta ve danışanların cesaret kazanmalarına ve içlerindeki güçle, diğerleriyle ve yaşamla bağlantı kurmalarına yardımcı olmanın yollarını araştırmaktadırlar. Bu aşama süresince, cesaretlendirmekten başka hiçbir müdahale önemli değildir.



Cesaretlendirme Süreci

  • Cesaretlendirme psikolojik danışmanlığın tüm aşamalarında odaklanılan ve Adler yaklaşımının en ayırt edici özelliğidir. Kişilerin yaşamlarında değişiklik yapmayı dikkate almalarını sağladığı için özellikle çok önemlidir.

  • Adler yaklaşımını benimsemiş terapistler, danışanın cesaret göstermesini ve cesaretinin güçlenmesinin güçlenmesini sağlayacak tüm fırsatları değerlendirirler.

  • Terapistler, cesaretsizliğin insanların işlevselliğini engelleyen temel olgu olduğuna inanmaktadırlar ve cesareti bir panzehir olarak görmektedirler.



Değişim ve Yeni Olasılıkların Araştırılması

  • Sorumluluk üstlenme, yeniden oryantasyonun en önemli bölümüdür. Danışan değişmek istiyorsa, kendileri için görevler oluşturmaya ve sorunları için belirli eylemlerde bulunmaya istekli olmalıdır.

  • Psikolojik danışman ve danışan, olası alternatifler ve bunların olası sonuçları üzerinde dururlar, bu alternatiflerin danışa ait hedefleri nasıl karşılayacağını değerlendirir ve belirli eylem biçimi konusunda karar verirler.



Bir Fark Oluşturmak

  • Farklılık, davranışlarda veya düşüncelerde veya algılamada yapılan değişikliklerle ortaya çıkabilir. Değişimin gerçekleşmesi için kullanılan tekniklerden bazıları, ilişkinin şimdi ve buradalığı, öneride bulunma, mizahtan yararlanma, paradoksal müdahaleler, eğer öyleyse türü sorular, kendi kendini yakalama alıştırması, düğmeye basma tekniği, dışsallaştırma, yeniden yazma, tuzaklardan kaçınma, yüzleştirme, hikayeler kullanma, ilk yaşam anılarının analizi, sorumluluk üstlenme, ev ödevi vermedir



Varoluşçu Psikoterapi

  • Viktor Emil Frankl (1905-1997)

  • 26 Mart 1905′de Viyana’da Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Annesi Prag’in ileri gelenlerinden; babası ise Kuzey Marovyalı zanaatkâr bir ailedendir. Frankl’ın babası Gabriel, sosyal hizmetler müdürüydü. Frankl, geçim zorlukları nedeniyle Viyana’da sürdürdüğü tıp öğretimine son vermek zorunda kalan babasının gerçekleşmeyen bu arzusunu, hayatının en büyük hedefi edinmişti. Daha orta öğretimde hocalarına sorduğu sorular onun tıb’a ve felsefeye son derece yatkın olduğunu gösteriyordu



Rollo May (1909-1994)

  • Rollo May,Avrupa’da filizlenen varoluşçuluğun ve varoluşçu psikoterapinin Amerika’da yayılmasının öncülerinden olmuştur..Kimi zaman adı “humanistik psikoloji” ile anılırsa da May,insan varoluşunun trajik boyutunu öne çıkarmasıyla Carl Rogers ve Abraham Maslow gibi bu ekolün temsilcilerinden ayrılır Rollo May; 1950 yılında “Anksiyetenin anlamı” (The Meaning of Anxiety), 1953 yılında “Kendini Arayan İnsan” (Man’s Search for Himself), 1969 ‘da “Aşk ve İrade”(Love and Will) 1975’de “Yaratma Arzusu” (The Courage to Create) ve 1991 de “Mitsel Arayış”(Cry for Myth) isimli ses getiren kitapları yazmıştır.



Varoluşçu Psikoterapi

  • Varoluşçuluk 19. Yüzyılın ikinci yarısında temelleri atılan ve  20.yüzyıl içersinde önemli ölçüde  taraftar bulan bir felsefe akımıdır.Bireysel varoluş,özgürlük ve seçim yapabilme kudreti gibi temel varoluşçu esaslar çerçevesinde eser vermiş pek çok yazarın ortak çabalarının bir ürünü gibi görülebilir.

  • Bununla birlikte bu kategoriye dahil edilen pek çok düşünürün, Heidegger örneğinde görüldüğü üzere “varoluşçu” oldukları şeklindeki düşüncelere açıkça karşı çıktıkları da görülmüştür.Varoluşçu yazarlar düşüncelerini açıklarken sistematik bir yöntem takip etmezler. Felsefelerini aforizmalar,manzum eserler, roman veya tiyatro oyunları gibi sanat eserleri aracılığıyla  ortaya koymuşlardır.



Varoluşçu ilke temelde temelde, büyük ölçüde ne olacağımızı kendimiz belirlediğimiz için koşulların kurbanı değiliz düşüncesindedir. Terapinin temel hedefi, yaşam üzerinde düşünmeleri, çeşitli alternatiflerin farkına varmaları ve bunların arasından birine karar vermeleri için danışanların cesaretlendirilmesi sürecidir. Yalom(2003), terapötik ilişki içerisinde birinci adımın, danışanların sorumluluklarını kabul etmeleri olduğunu ifade eder. ‘‘ Danışanlar yaşam güçlükleri üzerinde kendi rollerini fark ettiklerinde, aynı zamanda ve sadece kendileri, bu durumu değiştirecek gücü de kendilerinde görebilirler’’

  • Varoluşçu ilke temelde temelde, büyük ölçüde ne olacağımızı kendimiz belirlediğimiz için koşulların kurbanı değiliz düşüncesindedir. Terapinin temel hedefi, yaşam üzerinde düşünmeleri, çeşitli alternatiflerin farkına varmaları ve bunların arasından birine karar vermeleri için danışanların cesaretlendirilmesi sürecidir. Yalom(2003), terapötik ilişki içerisinde birinci adımın, danışanların sorumluluklarını kabul etmeleri olduğunu ifade eder. ‘‘ Danışanlar yaşam güçlükleri üzerinde kendi rollerini fark ettiklerinde, aynı zamanda ve sadece kendileri, bu durumu değiştirecek gücü de kendilerinde görebilirler’’

  • Danışanlar, koşulları ve çevrenin kontrolünü hiçbir tepki göstermeden kabullendiklerini fark ettiklerinde, yaşamlarını bilinçli olarak şekillendirmeye başlarlar.



Terapötik Süreç

  • Varoluşçu yaklaşım, terapötik süreçte bir çok tekniğin kullanımına yönelik olmadığından diğer yaklaşımlara benzememektedir. Varoluşçu psikolojik danışmanların müdahale yöntemleri insan varlığının temel özelliği konusunda ki felsefi görüşlere dayanmaktadır. Varoluşçu psikolojik danışmanlar, birçok diğer akımdan gelen teknikler arasında istediklerini seçmekte özgürdür. Bununla birlikte, birbirleriyle uyumlu olmayan teknikleri kullanmaktan uzak dururlar. Danışanlara olan müdahalelerinde kendilerine yol gösteren bir dizi varsayım ve davranış biçimleri bulunmaktadır



Deurzen-Smith varoluş çalışmasının temel kuralı olarak terapist ve danışanın bireysel ilişkilerinde açıklığı ve samimi oluşu vurgulamaktadır.

  • Deurzen-Smith varoluş çalışmasının temel kuralı olarak terapist ve danışanın bireysel ilişkilerinde açıklığı ve samimi oluşu vurgulamaktadır.

  • Aynı zamanda Varoluşçu yaklaşımı benimseyen uygulamacıların kullandıkları teknikleri, kendi kişisel tarzlarına uygun olarak seçmelerini ve teknikleri kullanırken, her zaman danışanın bu tekniğin kullanımına hazır olup olmadığını ve danışanın gereksinimlerini göz önünde bulundurmaları gerektiğini belirtmektedir.

  • Bu konuda temel kural her danışanın kendine özgü oluşu ve her bir danışan için ayrı bir müdahale biçiminin olduğudur (Corel,2008)



Terapistin kendisini bir terapötik araç olarak kullanması terapinin en önemli unsurudur. Psikolojik danışma sürecinin iyiye gitmesini sağlayan olgu, terapistin en derin varlığıyla, danışanın en derin parçasının bütünlendiği zaman, ben ve sen karşılaşmasının gerçekleşmesidir. Terapi, üç genel aşamada kavramsallaştırılabilen, araştırmanın yaratıcı ve geliştirici bir sürecidir

  • Terapistin kendisini bir terapötik araç olarak kullanması terapinin en önemli unsurudur. Psikolojik danışma sürecinin iyiye gitmesini sağlayan olgu, terapistin en derin varlığıyla, danışanın en derin parçasının bütünlendiği zaman, ben ve sen karşılaşmasının gerçekleşmesidir. Terapi, üç genel aşamada kavramsallaştırılabilen, araştırmanın yaratıcı ve geliştirici bir sürecidir



Başlangıç aşamasında danışman, dünya ile ilgili varsayımlarını belirlemesinde ve açıklığa kavuşturmasında, danışana yardımcı olmaktadır. Danışanlar varoluşlarını nasıl algıladıklarını ve nasıl bir mantık kurduklarını belirlemek ve sorgulamak için davet edilirler. Geçerliliklerini belirlemek için danışanlar kendi değerlerini, inançlarını ve varsayımlarını gözden geçirirler. Bu durum, başlangıçta neredeyse tüm sorunların dış etkenlerden kaynaklandığını düşündükleri için, birçok danışan için zor bir görevdir. Diğer insanların ‘‘ kendilerini nasıl hissettiklerini’’ veya eylemlerden ve etkileşimlerinden büyük ölçüde diğerlerinin sorumlu olduğu üzerinde odaklanabilirler. Psikolojik danışman danışanlara kendi varoluşlarını nasıl yansıtacakları ve yaşam sorunlarının oluşumundaki rollerini incelemesini öğretmektedir.

  • Başlangıç aşamasında danışman, dünya ile ilgili varsayımlarını belirlemesinde ve açıklığa kavuşturmasında, danışana yardımcı olmaktadır. Danışanlar varoluşlarını nasıl algıladıklarını ve nasıl bir mantık kurduklarını belirlemek ve sorgulamak için davet edilirler. Geçerliliklerini belirlemek için danışanlar kendi değerlerini, inançlarını ve varsayımlarını gözden geçirirler. Bu durum, başlangıçta neredeyse tüm sorunların dış etkenlerden kaynaklandığını düşündükleri için, birçok danışan için zor bir görevdir. Diğer insanların ‘‘ kendilerini nasıl hissettiklerini’’ veya eylemlerden ve etkileşimlerinden büyük ölçüde diğerlerinin sorumlu olduğu üzerinde odaklanabilirler. Psikolojik danışman danışanlara kendi varoluşlarını nasıl yansıtacakları ve yaşam sorunlarının oluşumundaki rollerini incelemesini öğretmektedir.



Varoluşçu psikolojik danışmanın gelişme aşamasında danışanlar, şimdiki durumda sahip oldukları değer sistemlerine ait kaynakları ve etkilerini tam olarak incelemeleri için yüreklendirilmektedir. Kendini araştırmak olan bu süreç, tipik olarak yeni iç görülerin kazanılmasına ve bazı değerlerin ve davranışlarının yeniden yapılandırılmasına yol açmaktadır. Danışanlar, ne tür bir yaşam yaşamaya değer gördükleri konusunda daha iyi bir fikre sahip olmakta ve içsel değerlendirme sürecinde daha açık görüşler kazanmaktadır.

  • Varoluşçu psikolojik danışmanın gelişme aşamasında danışanlar, şimdiki durumda sahip oldukları değer sistemlerine ait kaynakları ve etkilerini tam olarak incelemeleri için yüreklendirilmektedir. Kendini araştırmak olan bu süreç, tipik olarak yeni iç görülerin kazanılmasına ve bazı değerlerin ve davranışlarının yeniden yapılandırılmasına yol açmaktadır. Danışanlar, ne tür bir yaşam yaşamaya değer gördükleri konusunda daha iyi bir fikre sahip olmakta ve içsel değerlendirme sürecinde daha açık görüşler kazanmaktadır.



Varoluşçu psikolojik danışmanın son aşaması kendileri hakkında ne öğrendiklerini sindirmeleri ve bunları eyleme geçirmeleri danışanlara yardımcı olma üzerinde odaklanmıştır. Terapinin amacı danışanların inceledikleri ve içlerine sindirdikleri değerleri somut bir şekilde uygulama yollarını bulmalarını sağlamaktır. Psikolojik danışma sürecinde danışanlar kendi kişisel güçlerini keşfetmekte, bu güçlerini kullanarak amaçlı bir varoluşsal yaşamda bunları kullanmanın yollarını aramaktadırlar

  • Varoluşçu psikolojik danışmanın son aşaması kendileri hakkında ne öğrendiklerini sindirmeleri ve bunları eyleme geçirmeleri danışanlara yardımcı olma üzerinde odaklanmıştır. Terapinin amacı danışanların inceledikleri ve içlerine sindirdikleri değerleri somut bir şekilde uygulama yollarını bulmalarını sağlamaktır. Psikolojik danışma sürecinde danışanlar kendi kişisel güçlerini keşfetmekte, bu güçlerini kullanarak amaçlı bir varoluşsal yaşamda bunları kullanmanın yollarını aramaktadırlar



Faydalanılan kaynaklar

  • Alfred Adler.”Kişilik Bozukluları ve Toplumsal Bütünleşme”

  • Gerald Corey. ’’ Psikolojik Danışma, Psikoterapi Kuram ve Uygulamaları’’

  • Üstün Dökmen.”Varolmak Gelişmek Uzlaşmak”

  • Irvın Yalom.”Varouşçu Terapi”

  • Engin Geçtan.”Varoluş ve Psikiyatri”

  • Engin Geçtan.”Psikanaliz ve Sonrası”



Yüklə 445 b.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin