Proje, çeşitli kamu kuruluşlarını değişik açılardan ilgilendirmektedir.
Proje, çeşitli kamu kuruluşlarını değişik açılardan ilgilendirmektedir.
Bakanlıklar ve bağlı kuruluşlar, bu arada Devlet Planlama Teşkilatı gibi kuruluşlar bir yandan ulusal ekonomi ve yasalara uygunluk açısından yapılacak değerlendirmelere aracılık yaparken; diğer yandan devletin vergi gelirinin arttırılması gibi nedenlerle yatırımlarla ilgilenmektedir.
Mevcut firmalar mali sağlamlığı ve saygınlığı güçlü, kaliteli ve ucuz mal üretebilecek, fazla miktarda üretim yapabilecek bir rakibin aralarına katılmalarını istemezler.
Mevcut firmalar mali sağlamlığı ve saygınlığı güçlü, kaliteli ve ucuz mal üretebilecek, fazla miktarda üretim yapabilecek bir rakibin aralarına katılmalarını istemezler.
Yarışmacılar, projenin başarısızlığı üzerinde dururlar ve kuruluşu engellemeye çalışırlar. Fakat, yararlı bir projenin gerçekleşmesini olumsuz olarak etkileyemezler.
İşletme, coğrafi ve sosyal çevre içinde çalışmalarını sürdürecektir.
İşletme, coğrafi ve sosyal çevre içinde çalışmalarını sürdürecektir.
Kurulacak işletmenin havayı, suları kirletmemesi, gürültü, koku gibi sağlığa zararlı artıklarla doğal yapıyı ve çevrede yaşayanları rahatsız etmemesi istenir.
Sosyal çevre açısından projenin değerlendirilmesinde, yukarıda belirtilen amaçlara uygunluk önem taşıyacaktır.
Sosyal çevre adına bu uygunluğu, caydırma ve özendirme önlemleriyle daha çok kamunun sağlayacağını belirtmek uygun olacaktır.
Projeler eksiksiz bir ekonomik değerlendirmeden geçmeden, iyi planlar yapılamaz ve aynı şekilde, bir planın çerçevesi de belirli bir şekilde çizilmeden projelerin gerçek değeri iyice anlaşılamaz.
Projeler eksiksiz bir ekonomik değerlendirmeden geçmeden, iyi planlar yapılamaz ve aynı şekilde, bir planın çerçevesi de belirli bir şekilde çizilmeden projelerin gerçek değeri iyice anlaşılamaz.
Ulusal plan, çeşitli sektör ve bölgeler arasındaki ekonomik ve sosyal hedefleri, bu hedeflerin önceliklerini içerir.
Ekonomik ve sosyal kalkınmaya ilişkin ulusal bir stratejinin varlığı, özellikle toplum açısından bir projenin sağlıklı bir tarzda değerlendirilmesinin önde gelen koşuludur.
Projeler, sektörel programın parçalarını oluştururken, sektörel programlar da dengeli bir ulusal planı oluşturur.
Ulusal bir kalkınma planının başarılı bir şekilde hazırlanması ve uygulanması, her şeyden önce, projelerin rasyonel seçimine, bunu izleyen sektörel programlara çok bağlıdır.
Ulusal bir kalkınma planının başarılı bir şekilde hazırlanması ve uygulanması, her şeyden önce, projelerin rasyonel seçimine, bunu izleyen sektörel programlara çok bağlıdır.
Bir ülkenin ulusal kalkınma politikasının temel ve stratejik hedefi, o ülkede yaşayan toplumun yaşam standardını yükseltmek ve gelecekteki tüketimi artırmak için ekonominin daha yüksek bir kalkınma hızı ile gelişmesine yönelik olarak yatırım kaynaklarını kullanmaktır.
Ulusal ekonomiyi, sosyal çevre ve siyasal çevre koşullarıyla birlikte ele alma zorunluluğu vardır. Çünkü sosyal ve siyasal tercihler, ulusal ekonomiyi önemli ölçüde etkileyecektir.
Gelişmekte olan ülkelerde ulusal ekonomi açısından proje değerlendirilmesi şu nedenlerle yapılır:
Ulusal gelir artışının sağlanması,
Gizli ve açık işsizliğin önlenmesi,
Gelir dağılımının dengeli hale getirilmesi,
Sanayileşmenin ve kalkınmanın yaygınlaşması,
Dış ödemeler dengesindeki açığın kapatılması,
Yerli hammaddelerin değerlendirilmesidir.
1- Sosyal Karlılık İlkesine Uyulması
1- Sosyal Karlılık İlkesine Uyulması
2- Optimum Kapasitenin Kurulması
3- Uygun Teknolojinin Seçilmesi
4- Uygun Kuruluş Yerinin Seçilmesi
Projelerin sosyal kârlılığı yani, ulusal ekonomiye yararlılığı ile kârlılığı arasında bazı farklar vardır.
Projelerin sosyal kârlılığı yani, ulusal ekonomiye yararlılığı ile kârlılığı arasında bazı farklar vardır.
Bu nedenle, yatırım maliyetleri aynı olan, hatta aynı kârlılık oranı gösteren iki projeden birinin kalkınma politikasının temel hedeflerine katkısı diğer projeden çok farklı olabilir.
Sosyal kârlılık ile ticari kârlılık arasında ortaya çıkan ve artma eğilimi gösteren bu farklar döviz kuru, faiz ve ücretler üzerinde özellikle etkili olurlar.
Ekonominin dar boğazlara sürüklenmeden, hedeflenen düzeye ulaşabilmesi, üretici sektörlerin üretim kapasiteleri ile o ürünlere olan talebin yıl içinde dengeli gelişmesine bağlıdır.
Ekonominin dar boğazlara sürüklenmeden, hedeflenen düzeye ulaşabilmesi, üretici sektörlerin üretim kapasiteleri ile o ürünlere olan talebin yıl içinde dengeli gelişmesine bağlıdır.
Sektörlerden herhangi birisinde kapasite sınırlarına varılması, yeni yatırım ihtiyacı doğurur.
Ancak, üretim kapasitesini artıran projelerinin gerçekleşmesi bazen uzun yılları gerektirdiğinden, bu arada sektörde talep fazlasının ortaya çıkması beklenebilir.
Talebe konu olan malın ithal edilerek ihtiyacın karşılanmaması halinde, fiyat yükselmesi ve tüketicilerin malı sağlayamamaları sorunu ortaya çıkar.
Yatırım sonucu yaratılacak üretim kapasitelerinden uzun yıllar yararlanılacağı gerçeği, işletme büyüklüğünün saptanmasında gözönünde bulundurulmalıdır.
Gelişmekte olan ülkeler, emek fazlalığı ve sermaye eksikliği ile karşı karşıya bulunmaktadır.
Gelişmekte olan ülkeler, emek fazlalığı ve sermaye eksikliği ile karşı karşıya bulunmaktadır.
Ancak emek ve sermaye pazarlarına etki yapan çeşitli kurum ve güçler, söz konusu üretim faktörlerinin fiyatlarını, onların alternatif kullanım yerlerindeki verimliliklerinden farklılaştırmaktadır.
Özellikle, gizli ve açık işsizliğin yaygın olduğu bir ekonomide, sendika baskısıyla ücretlerin yüksek tutulması, yatırım kararlarına etki yaparak, yatırımcıların emek tasarrufu sağlayan teknolojilere yönelmelerine yol açmaktadır.
İşletmelerin kârlılık açısından seçtikleri kuruluş yeri, ulusal ekonomi açısından en uygun kuruluş yeri olmayabilir.
İşletmelerin kârlılık açısından seçtikleri kuruluş yeri, ulusal ekonomi açısından en uygun kuruluş yeri olmayabilir.
Yeni kurulacak sanayi işletmelerinin ülkenin nisbeten gelişmiş yerlerinde kurulması, işletme açısından çeşitli yararlar getirmekle beraber, söz konusu bölgelere nüfus akımı yaratarak yeni sosyal altyapı yatırımlarına ihtiyaç doğurabilir.
Projelerin ulusal ekonomi yönünden değerlendirilmesi sırasında bu nokta da dikkate alınarak, işletmelerin sosyal faydası en fazla olan yerlere kurulması sağlanabilir.
B- ULUSAL KARLILIK BAKIMINDAN DEĞERLENDİRME (MAKRO ANALİZ)
1. Temel Kriter - Katma Değer - Analizi
2. Ek Ölçütler
a) İstihdam Etkisi
b) Gelir Bölüşümü Etkisi
c) Net Döviz Etkisi
d) Uluslararası Rekabet Gücü Etkisi
1-Yatırım Karlılık Analizi,
1-Yatırım Karlılık Analizi,
2- Finansal Analiz.
Yatırım Kârlılık Analizleri, fon kaynaklarının nereden geldiğine bakmadan, projeye yatırılan kaynakların kârlılığını yani sermaye karlılığını ölçmek için uygulanır.
Yatırım Kârlılık Analizleri, fon kaynaklarının nereden geldiğine bakmadan, projeye yatırılan kaynakların kârlılığını yani sermaye karlılığını ölçmek için uygulanır.
Böylece yatırım kârlılık analizleri, projenin ömrü süresince gerçekleşen nakit akışlarına dokunmadan, bir projeye yatırılan kaynakların potansiyel olarak kar sağlama olgusunu değerlendirir.
Bir projenin yatırım kârlılığını ölçmek için şu yöntemler kullanılır:
— Kârlılık Oranı (Simple rate of return)
— Geri Ödeme Süresi (Pay back period)
— Net Bugünkü Değer (Net present value)
— İç Kârlılık Oranı (Internal rate of return)
Kârlılık, normal bir yıl içinde meydana gelmiş olan net kârın, başlangıçtaki yatırım tutarına oranıdır.
Kârlılık, normal bir yıl içinde meydana gelmiş olan net kârın, başlangıçtaki yatırım tutarına oranıdır.
Bu oran, ya toplam yatırım ya da özsermaye (equity) üzerinden hesap edilebilir; bu da yatırımcının yalnız toplam yatırımın (özsermaye + borçlar) kârlılığını mı, yoksa özsermayenin kârlılığını mı istediğine bağlıdır.
Basit kârlılık oranının doğru olarak hesap edilebilmesi için, projenin yaşamındaki yıllardan en uygun normal bir yılın seçilmesinin önemi büyüktür.
Basit kârlılık oranının doğru olarak hesap edilebilmesi için, projenin yaşamındaki yıllardan en uygun normal bir yılın seçilmesinin önemi büyüktür.
Normal yıl, bir projenin ekonomik ömrü boyunca ulaşabileceği en büyük kapasiteye vardığını ve borçlarla ilgili geri ödemelerin hala devam ettiğini gösteren temsili bir yıldır.
Eğer, toplam yatırım ve özsermaye üzerinden kârlılık, sermaye piyasasında geçerli olan faiz oranından yüksek ise, o proje, iyi bir proje olarak tanımlanabilir.
Birden fazla alternatif projeler arasında seçim yapılması gerektiği zaman, diğer tüm faktörlerin aynı kaldığı varsayımı altında, en yüksek kârlılık oranını gösteren proje uygulanmak üzere seçilecektir.
Geri ödeme süresi yöntemi, yatırım projelerinin değerlendirilmesinde çok kullanılan basit bir yöntemdir.
Geri ödeme süresi yöntemi, yatırım projelerinin değerlendirilmesinde çok kullanılan basit bir yöntemdir.
Geri ödeme süresi, bir yatırımın sağlayacağı nakit akımlarının, kaç yıl sonra o yatırım için kullanılan fon miktarına eşit olacağını gösteren süre şeklinde tanımlanabilir.
Bu yöntem, kendini hızla amorti eden, başka deyişle, geri ödeme süresi kısa olan projelerin seçimine öncelik vermektedir.
I= Toplam yatırım tutarı
P= Geri ödeme süresi
F= t yılındaki yıllık net nakit akımı
Geri Ödeme Süresi yöntemine göre girişimci, yatırıma tahsis etmiş olduğu sermayesinin, arzuladığı bir süre sonunda kendisine tamamen geri dönmesini ister.
Geri Ödeme Süresi yöntemine göre girişimci, yatırıma tahsis etmiş olduğu sermayesinin, arzuladığı bir süre sonunda kendisine tamamen geri dönmesini ister.
Sözü geçen süre, girişimcinin iş deneyimlerine, sahip olduğu sermayenin hacmine, ekonomide bir yıllık vadeli mevduata verilen faiz oranına (pazar kapitalizasyon oranı) vb. etkenlere göre saptanan bir süredir.
Projenin net bugünkü değeri, o projenin gelecek yıllardaki nakit giriş ve çıkışlarının bugünkü değerleri arasındaki farkların toplamı olarak tanımlanır.
Projenin net bugünkü değeri, o projenin gelecek yıllardaki nakit giriş ve çıkışlarının bugünkü değerleri arasındaki farkların toplamı olarak tanımlanır.
Bugünkü değeri bulmak için yıllık net nakit akımları önceden belirlenen bir iskonto oranı üzerinden sıfır kabul edilen bir zaman noktasına (yatırımın başladığı yıl) indirgenmelidir.
NCF : Bir projenin 0, 1, 2, 3 n yıllarındaki net nakit akımları,
a : Seçilmiş olan iskonto oranına uygun 1,2,3, ..., n yıllarındaki iskonto faktörü.
(İskonto faktörleri, bugünkü değer tablolarında hazır olarak bulunur.)
NPV =
NPV =
İç Kârlılık Yönteminde iskonto oranı, net bugünkü değer yönteminin aksine, bilinmeyen bir faktördür.
İç Kârlılık Yönteminde iskonto oranı, net bugünkü değer yönteminin aksine, bilinmeyen bir faktördür.
Tanım olarak İç Kârlılık, bir projenin net bugünkü değerini sıfıra eşitleyen iskonto oranıdır.
İç kârlılık kriterini uygularken değerlendirici, NPV = O varsayımı ile hareket ederken projeden doğan gelirlerin bugünkü değerini, yatırımın bugünkü değerine eşit kılan iskonto oranını bulmaya çalışır.
İç kârlılık kriterini uygularken değerlendirici, NPV = O varsayımı ile hareket ederken projeden doğan gelirlerin bugünkü değerini, yatırımın bugünkü değerine eşit kılan iskonto oranını bulmaya çalışır.
İç kârlılık yöntemi bir projeye yatırılan sermayenin, o projenin hayat süresi üzerinden taksitler halinde hangi oranla ödeneceğini gösteren bir çalışmadır.
Dolayısıyla o varsayım, iki değerin eşitlenmesini ifade etmektedir ve yatırımın kabul edilebilirliğinin minimum koşuludur.
Finansal analizler, eldeki fonların projenin yürütülmesi ve işleyişi için gerekli koşulları sağlaması bakımından, projenin finansal durumu göz önünde tutularak yapılan analizlerdir.
Finansal analizler, eldeki fonların projenin yürütülmesi ve işleyişi için gerekli koşulları sağlaması bakımından, projenin finansal durumu göz önünde tutularak yapılan analizlerdir.
Finansal analizler, yıllık olarak yürütülür, likidite ile sermaye yapısına ilişkin analizlerden oluşur.
ikincisi, yatırımın finansman kaynakları ile uğraşır.
A) Likidite Analizi
A) Likidite Analizi
B) Sermaye Yapısı Analizi
Likidite analizinde, finansal işlemlerin bütün kalemlerinin proje değerlendirilmesinde yer alması ve yatırım kârlılığının ölçülmesinden sonra, değerlendirici şu konularda karar alabilecek duruma gelebilir:
Likidite analizinde, finansal işlemlerin bütün kalemlerinin proje değerlendirilmesinde yer alması ve yatırım kârlılığının ölçülmesinden sonra, değerlendirici şu konularda karar alabilecek duruma gelebilir:
— Uzun süreli finansmanın ve koşullarının yeterli olup olmadığı,
— Nakit açıklarının kısa süreli banka kredilerine başvurarak karşılanıp karşılanmayacağı,
— Nakit girişleri veya nakit çıkışlarının bazılarının tekrar düzenlenmesi sureti ile açıkların önlenip önlenemeyeceği,
Borç ve özsermaye bileşiminin optimal sermaye yapısını oluşturacak şekilde belirlenmesi çabaları, aynı zamanda işletmenin finansal yapısı üzerinde iki yönden etkisini ortaya koyacaktır.
Birincisi, işletme ortaklarının hisse senetlerine daha yüksek gelir sağlaması, bunun sonucunda da firmanın pazar değerinin yükselmesidir. İkincisi, riskin artması ve böylece işletmenin pazar değerinin düşmesidir.
Burada yapılacak olan, borç ve özsermayenin en uygun (optimal) bileşimini bulmaktır.
Burada yapılacak olan, borç ve özsermayenin en uygun (optimal) bileşimini bulmaktır.
Bu bileşim, oluşacak ek risk ve ek geliri dengeye getirecek bir yaklaşım olmalıdır. Gelir ve risk, finansal yapının optimum olarak belirlenmesinde iki anahtar değişken olarak çıkmaktadır.
1- Temel Ölçüt - Katma Değer Analizi
1- Temel Ölçüt - Katma Değer Analizi
2- Ek Ölçütler
— İstihdam etkisi,
— Gelir dağılımı etkisi,
— Net döviz etkisi,
— Uluslararası rekabet gücü etkisi.
Katma değer bir projenin genel ekonomi üzerindeki genel etkilerini gösteren temel ölçüttür.
Katma değer bir projenin genel ekonomi üzerindeki genel etkilerini gösteren temel ölçüttür.
Üretimin değeri ile diğer birimlerden satın alınan girdilerin değeri arasındaki fark olarak tanımlanır.
Üretimin satış değeri ile üretimin bu düzeye ulaşması için diğer birimlerden satın alınması gereken fiziksel girdilerin bedeli arasındaki fark olarak tanımlanır. Maaş, vergi, ücret, kira, faiz ve kârlarının toplamına eşittir.
Proje değerlendirilmesinde ek ölçütler,
Proje değerlendirilmesinde ek ölçütler,
temel ölçütlerle karşılanan hedeflerin dışında kalan
kalkınma hedeflerinin gerçekleşmesine çalışır
ve bu nedenle projenin bunlar üzerindeki katkısını değerlendirmeyi amaçlar.
Yüksek istihdam gücü yaratan projeler, işsizlik sorunun çözümlenmesi açısından büyük önem taşımakta ve tercih edilmektedir.
Yüksek istihdam gücü yaratan projeler, işsizlik sorunun çözümlenmesi açısından büyük önem taşımakta ve tercih edilmektedir.
Bir yatırım projesi, istihdam etkisi yönünden değerlendirildiği zaman, projenin gerek vasıfsız ve gerekse vasılı işçiler olarak etkilerini gözönünde tutmak gerekir.
Burada kullanılması gereken en temel ölçüt sermaye / istihdam oranıdır.
Projelerin uygulanması, katma değerin bölüşümünü iki yoldan etkileyebilir.
Projelerin uygulanması, katma değerin bölüşümünü iki yoldan etkileyebilir.
İlk olarak, katma değer sosyal gruplar arasında farklı bir şekilde bölüşülür, bu durumda sosyal bölüşüm etkisi önemlidir.
İkinci olarak, katma değer bir ülke içindeki çeşitli bölgeler arasında farklı bir şekilde bölüşülür; bu da, bölgesel bölüşüm etkisi olarak nitelendirilir.
Çok sayıda ekonomilerde, yatırım mallarının büyük çoğunluğu dış ülkelerden karşılanmaktadır.
Çok sayıda ekonomilerde, yatırım mallarının büyük çoğunluğu dış ülkelerden karşılanmaktadır.
Buna bağlı olarak, bu yatırımlarda kullanılan girdi ihtiyaçlarının, bazı hammadde ve malzemenin ithal edilmesi karşılanması zorunluluğu vardır.
Projenin dış ödemeler dengesine etkisi, döviz harcamaları açısından yatırım süresinde hammadde, yardımcı madde ve işletme malzemeleri alımları dolayısıyla söz konusudur.
Döviz gelirleri açısından ise, proje ile üretilecek malların ihracatı dolayısıyla söz konusudur.
Bir yatırım projesinin ekonomik değerlendirilmesinin önemli yönlerinden biri, projenin uygulanmaya konmasıyla, o ülkenin döviz gelirleri üzerindeki etkilerinin ölçülmesidir.
Bir yatırım projesinin ekonomik değerlendirilmesinin önemli yönlerinden biri, projenin uygulanmaya konmasıyla, o ülkenin döviz gelirleri üzerindeki etkilerinin ölçülmesidir.
Bu, iki aşamayı içerir:
— Projenin doğrudan döviz geliri etkilerinin ölçülmesi,
— Projenin ithalâtı ikame etkisinin ölçülmesi.
1. Aşama: Projenin Net Döviz Akımlarının Bulunması
1. Aşama: Projenin Net Döviz Akımlarının Bulunması
2. Aşama: Bir projenin Ödemeler Dengesi Üzerindeki Etkilerinin Saptanması
4. Aşama: Projenin Net Döviz Etkisinin Hesaplanması
İhracata dönük bir projenin üretim mallarının, uluslararası pazarlarda rekabet edici olup olmadığını, böylece ihraç edilme şansının varlığını araştırmak, değerlendirici açısından önem taşır.
İhracata dönük bir projenin üretim mallarının, uluslararası pazarlarda rekabet edici olup olmadığını, böylece ihraç edilme şansının varlığını araştırmak, değerlendirici açısından önem taşır.
Ayrıca, ekonomik üretim kapasitesi, iç piyasadaki tüketimi fazlası ile aşan projelerin değerlendirilmesi özel bir değerlendirme gerektirir.