Bölüm Hedefi



Yüklə 446 b.
səhifə1/22
tarix30.07.2018
ölçüsü446 b.
#63686
  1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   22


Bölüm Hedefi

  • Bölüm Hedefi

  • Türkiye Türklüğü'nün batılı büyük devletler tarafından yok edilme isteği karşısında gösterdiği direnişi kavratmak,

  • Mondros Mütarekesinden sonra ülkenin genel durumunun kavratmak, Mustafa Kemal Paşa'nın Ulusal Direniş Hareketindeki önderlik rolünün anlaşılmasını sağlamak,

  • Kongreler sürecinde Türk Milletinin "millî istiklal ve millî egemenlik" konusundaki kararlılığını kavratmak,

  • TBMM'nin kuruluşunun anlamını ve önemini ortaya koymak,

  • Türkiye'nin, istiklalini yeniden elde edişinin askeri aşamalarını kavratmak,

  • TBMM'nin bağımsızlık mücadelesi sırasında izlediği dış politikanın esaslarını ortaya koymaktır.


2.1. HAZIRLIK DÖNEMİ

  • 2.1. HAZIRLIK DÖNEMİ

  • 2.2. TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’NİN AÇILMASI ve ÇALIŞMALARI

  • 2.3. 1921-1922 YILLARI ASKERİ ve SİYASİ GELİŞM

  • 2.4. MİLLÎ MÜCADELE’NİN DIŞ POLİTİKASI

  • ana başlıkları altında işlenecektir.



  •     2.1.1. İşgaller Karşısında Ülkenin Durumu ve Kurulan Cemiyetler

  •     2.1.2. Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a Çıkması ve Faaliyetleri



30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi şartlarının hayata geçirilmesi için İtilaf Devletleri’nin teşebbüse geçmesi üzerine bütün Türkiye’de büyük bir kaynaşma meydana gelmişti. Nitekim, işgal kuvvetlerinin gelişi, Türkiye’de bulunan Alman ve Avusturya asker ve subaylarının sevki, İstanbul ve diğer önemli merkezlerde devamlı bir hareketliliğe yol açmıştı. Savaş sırasında zaten zayıflamış olan asayiş iyice bozulmuştu. Eşkıyalık her tarafta artmış, soygunlar, baskınlar, adam öldürmeler alıp yürümüştü. Bütün Karadeniz kıyısı ve Trakya, Rum çetelerinin yuvası olmuştu.

  • 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi şartlarının hayata geçirilmesi için İtilaf Devletleri’nin teşebbüse geçmesi üzerine bütün Türkiye’de büyük bir kaynaşma meydana gelmişti. Nitekim, işgal kuvvetlerinin gelişi, Türkiye’de bulunan Alman ve Avusturya asker ve subaylarının sevki, İstanbul ve diğer önemli merkezlerde devamlı bir hareketliliğe yol açmıştı. Savaş sırasında zaten zayıflamış olan asayiş iyice bozulmuştu. Eşkıyalık her tarafta artmış, soygunlar, baskınlar, adam öldürmeler alıp yürümüştü. Bütün Karadeniz kıyısı ve Trakya, Rum çetelerinin yuvası olmuştu.

  • Öte yandan İngiliz Dışişleri Bakanı, Avam Kamarası’nda 18 Kasım 1918’de yaptığı konuşmada Osmanlı topraklarındaki Arap, Ermeni, Rum ve Yahudi azınlıkların Türk egemenliğinden kurtarılacağını söyleyerek, bunları Türkler’e karşı savaşmaya yöneltmiş; bununla da yetinmeyerek Doğu’da Kürt sorununu alevlendireceğine dair işaretler vermişti.



İngilizler; Çanakkale ve Boğazlar, Musul, Batum, Antep, Konya, Maraş, Bilecik, Samsun, Merzifon, Urfa ve Kars’ı işgal ettiler.

  • İngilizler; Çanakkale ve Boğazlar, Musul, Batum, Antep, Konya, Maraş, Bilecik, Samsun, Merzifon, Urfa ve Kars’ı işgal ettiler.

  • Fransızlar; Trakya’daki demiryollarının önemli noktalarıyla, Dörtyol, Mersin, Adana ve Afyon istasyonlarını işgal ettiler.

  • İtalyanlar önce pasif kaldılarsa da Yunanistan lehine siyasal gelişmeleri görünce Antalya, Kuşadası, Bodrum, Fethiye ve Marmaris, Konya ve Akşehir’i işgal ettiler.



Mondros Mütarekesi’nin 24. maddesinde, Doğu’da bulunan altı vilayetin Ermeniler’e bırakılabileceğine ilişkin ima, Ermeniler’i harekete geçirdi. 30 Kasım 1918’de İtilaf Devletleri’ne başvurarak bağımsız bir Ermenistan kurulmasını istediler. Ermeni Patriği de Londra ve Paris’e giderek destek aradı.

  • Mondros Mütarekesi’nin 24. maddesinde, Doğu’da bulunan altı vilayetin Ermeniler’e bırakılabileceğine ilişkin ima, Ermeniler’i harekete geçirdi. 30 Kasım 1918’de İtilaf Devletleri’ne başvurarak bağımsız bir Ermenistan kurulmasını istediler. Ermeni Patriği de Londra ve Paris’e giderek destek aradı.

  • Ermeniler İtilaf Devletlerinden aldıkları destekle ve özelikle işgalci Fransız kuvvetleri ile beraber, Çukurova ve Doğu Anadolu’da yayılmaya ve Müslümanlar’a zulüm yapmaya başladılar.



Ermeniler Osmanlı “millet sistemi” içinde 1876’ya kadar imparatorluğun en sadık gayrımüslim tebaasını oluşturmaktaydılar. Osmanlı Devleti’nin zayıflamasıyla birlikte, Batılı Büyük Güçler’in takip ettikleri Türkler’i Avrupa ve Anadolu’daki topraklarından çıkararak Orta Asya’daki yurtlarına sürmek şeklindeki politikalar doğrultusunda kullanmak üzere Ermeniler’i tahrik etmeleri, bir dizi üzücü olayın ortaya çıkmasına sebep olmuş ve bu kapsamda iki tarafta da kayıplar meydana gelmiştir.

  • Ermeniler Osmanlı “millet sistemi” içinde 1876’ya kadar imparatorluğun en sadık gayrımüslim tebaasını oluşturmaktaydılar. Osmanlı Devleti’nin zayıflamasıyla birlikte, Batılı Büyük Güçler’in takip ettikleri Türkler’i Avrupa ve Anadolu’daki topraklarından çıkararak Orta Asya’daki yurtlarına sürmek şeklindeki politikalar doğrultusunda kullanmak üzere Ermeniler’i tahrik etmeleri, bir dizi üzücü olayın ortaya çıkmasına sebep olmuş ve bu kapsamda iki tarafta da kayıplar meydana gelmiştir.

  • Ancak Ermeniler I. Dünya Savaşı’nda iki milyon Ermeni’nin Türkler tarafından katledildiğine ilişkin iddialar ileri sürmektedirler. Bu gerçeği yansıtmamaktadır. Öte yandan Türkiye’deki toplam Ermeni nüfusuna ilişkin bilgiler bu iddiayı açıkça geçersiz kılmaktadır. Çünkü o dönemde Doğu illerinde Toplam nüfus 5.586.111’dir. Bu illerdeki toplam Ermeni nüfusu ise 788.540’dır. Yani 2 milyon Ermeni yaşamamaktadır. Dolayısıyla iddia yalandır.




Yüklə 446 b.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   22




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin