Bu Muhalefet Şerhi 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi Sırasında Şehit Düşen Yurttaşlarımızın Aziz Hatıralarına ve Gazilerimize Adanmıştır


Hakim ve Savcılar Aleyhine Tazminat Davası Açılmasının Engellenmesi



Yüklə 2,4 Mb.
səhifə12/81
tarix30.07.2018
ölçüsü2,4 Mb.
#62912
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   81

Hakim ve Savcılar Aleyhine Tazminat Davası Açılmasının Engellenmesi


Mehmet Haberal’ın açtığı davalarda 9 hakimi tazminat ödemeye mahkum ettirmesinden sonra, 09.02.2011 tarihli ve 6110 sayılı Kanunun 12. maddesiyle 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununa eklenen 93/A maddesiyle, hakim ve savcıların soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle, ancak devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği; kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk sebeplerine dayanarak da olsa hakim veya savcı aleyhine tazminat davası açılamayacağı kuralı getirildi. Böylece düşman hukuku uygulayan, kumpasa yargıyla ortak olan hakim ve savcılar tazminat davalarından da vareste tutulmuş ve yargı önünden kaçırılmıştır.
        1. İktidar İdeolojisinde Yeni HSYK, Yeni Yargıtay, Yeni Danıştay ve Yeni Anayasa Mahkemesi


AKP, dokunulmazlıklar her gündeme geldiğinde, “Biz bu yargıya güvenmiyoruz.” dediler. “Neden?” diye sorulduğunda ise “Çünkü bu yargı laik.” karşılığını verdiler.

Ancak, Anayasasında laiklik ilkesini Cumhuriyetin temel nitelikleri arasında saymış ve bu ilkeye değiştirilemezlik ve hatta değiştirilmesi teklif dahi edilememezlik atfedilmiş demokratik bir ülkede yargının laikliği savunması olağan bir durumdur, laiklik karşıtı olması ise temel bir rejim sorunudur.

AKP, laiklik karşıtı ideolojisine özel, güvenebileceği bir yargı yaratmak amacıyla Anayasa değişiklikleri içine HSYK, Yargıtay, Danıştay ve Anayasa Mahkemesini de koydu. Zaten, asıl amaç da buydu.

12 Eylül 2010 referandumunun en veciz sözünü Fethullah Gülen söyledi. Gülen, “İmkân olsa mezardakileri bile kaldırarak referandumda evet oyu kullandırmak lazım” dedi. Laik yargının tasfiyesinin demokrasiyi güçlendireceğine inanan liberaller, liberal solcular ve hatta bazı sosyalistler, “Yetmez, ama evet” sloganı eşliğinde siyasal İslamcı AKP-Cemaat Koalisyonunun değirmenine su taşımayı halka “demokratlık” olarak yutturmaya kalkıştılar.

Referandum sonrasında Yeni HSYK, Yeni Yargıtay, yeni Danıştay ve Yeni Anayasa Mahkememiz oldu.

HSYK seçimlerini Adalet Bakanlığı’nın desteklediği liste kazandı. Yeni HSYK Yargıtay’a 160, Danıştay’a ise 51 yeni üye atadı. Bu atamayla birlikte ortaya “blok oy”lu Yargıtay ve Danıştay çıktı.

Yeni atanan üyelerle ele geçirilen Danıştay ve Yargıtay’ın başkanlık seçimlerini “blok oylar” ile iktidarın desteklediği adayların kazanmasını, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Kurban olduğum Allah, verdikçe veriyor.” diye selamladı.

Anayasa Mahkemesinin 11 olan asıl üye sayısı 17’ye çıkarıldı. Anayasa değişikliğiyle birlikte Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Anayasa Mahkemesine 5, TBMM ise 2 yeni üye seçti. Böylece Anayasa Mahkemesinde görev yapan 17 üyenin 3’ünü Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer seçerken, kalan 14’ünün 10’unu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 1’ini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve 3’ünü de TBMM AKP çoğunluğu seçmiş oldu.
        1. Özel Görevli Mahkemelerin Ortadan Kaldırılması


Özel görevli savcıların, PKK ile Oslo’da yapılan görüşmelere Başbakan adına katılan MİT Müsteşarlığı üzerinden Başbakana uzanması üzerine, 02.07.2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanunla özel görevli mahkemeler ortadan kaldırıldı. Ancak, açılmış bulunan “Kumpas” davalarını sonuçlandıracaklardı.
        1. 45 Yaşında Hakim-Savcı Olmak


8.8.2011 tarihli ve 650 sayılı KHK’nin 15. maddesiyle, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 8. maddesinin birinci fıkrasının (k) bendi değiştirilerek avukatlıktan hakimliğe geçişte 35 olan yaş sınırı 10 yaş birden artırılarak 45’e çıkarıldı; 2.12.2014 tarihli ve 6572 sayılı Kanunun 28. maddesiyle de avukatlıktan hakimliğe geçişte 5 yıl olan avukatlık tecrübesi 3 yıla düşürüldü.

Böylece 3 yıllık avukatlık tecrübesi olan 45 yaşındaki kişilerin Hakim-Savcı olarak atanabilmelerinin yolu açıldı. Bu düzenlemeler yapılırken Türkiye’de 45 yaşına gelen kişiler bazı mesleklerde emekliliğe hak kazanıyor; Yargı da ise yüksek mahkeme üyeliklerine atanıyordu.
      1. 17-25 Aralık Sonrası


31 Mart 2013’de AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu, “… Dün bizimle beraber şu ya da bu şekilde yürüyenler, yarın bizim karşımızda olan güçlerle bu sefer paydaş olacaklar. Çünkü inşa edilecek Türkiye ve ihya edilecek gelecek, onların kabulleneceği bir gelecek ve dönem olmayacak.” dedi;

Dindar ve kindar bir nesil yetiştirmek” amacıyla eğitim sistemi IŞİD ideolojisine giden yolda ara istasyon yapıldı;

Sadece alkollü içki kullananlar değil, Cumhuriyetin kurucuları dahi “iki ayyaş” şeklinde nitelenerek aşağılandı;

Alkollü içki satışları sınırlanıp, reklamı bir yana sinema ve televizyon dizilerinde mizansen olarak kullanılmaları dahi yasaklandı;

Doğum kontrolü ve kürtaja karşı hakarete varan sözler söylendi;

Kızlı oğlanlı el ele dolaşanlara ve aynı evi paylaşanlara ağza alınmayacak sözler sarf edildi;

İç savaş kışkırtıcılığı yapmak için “Camide içki içtiler.”, “Başörtülü kardeşimizi darp edip, üzerine işediler.” yalanları en yetkili ağızlardan söylendi;

Kadınlarla erkeklerin eşitliği fıtrata yani yaradılışa aykırı görüldü;

İktidar baskısıyla yüzlerce gazeteci işinden, aşından edildi, hapislere atıldı.

        1. Yüklə 2,4 Mb.

          Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   81




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin