3- Ölen kızın anne ve babasına destekliği :
a) 03.09.1992 d.lu Rabia Koşal, 17.09.2008 olay ve ölüm tarihinde (16) yaşında, PMF-1931 tablosuna göre kalan yaşam süresi (49) yıl, eğer ölmeseydi (65) yaşına kadar yaşama olasılığı bulunuyordu.
b) Bugüne kadar yapılagelen tazminat hesaplarında, çocukların ana-babalarına destekliği genellikle (18) yaşından başlatılmakta, o yaşa gelinceye kadar tazminat tutarlarından yetiştirme ve eğitim giderleri adı altında bir indirim yapılmakta, ayrıca çıkan sonuç olay tarihine iskonto edilerek peşin değer belirlenmekte; böylece evlâtlarını kaybeden anne ve babalara çok düşük miktarda tazminat hesaplanmakta; böyle bir hesaplama biçimi toplumun yoğun tepkisini çekmekte, bilirkişiler (hakaret derecesine varan) ağır suçlamalarla eleştirilmektedirler.
c) Oysa, konunun uzmanları, bu hesaplama biçiminin yanlış olduğunu, yaşam gerçekleriyle bağdaşmadığını, çocukların küçük yaşlardan başlayarak “yardım ve hizmet” etmek suretiyle anne ve babalarına destek olduklarını, özellikle kız çocuklarının küçük yaşlardan başlayarak ev işlerinde annelerine yardımcı olduklarını; bütün bu yaşam gerçekleri karşısında, çocukların anne ve babalarına destekliği söz konusu olduğunda tazminatın, 18 yaşından değil, bulundukları yaştan hesaplanması gerektiğini; ayrıca çocuklar bedensel varlıklarıyla “yardım ve hizmet” ederek aile bütçesine katkı sağladıklarından ve kendilerine yapılan masrafların (yetiştirme giderlerinin) karşılığını fazlasıyla ödediklerinden yetiştirme ve eğitim giderleri adı altında indirim yapılmasının asla doğru olmadığını; zaten 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “karşılıklı yükümlülükler” başlıklı 322.maddesinde “Ana baba ve çocuk, ailenin huzuru ve bütünlüğünün gerektirdiği şekilde birbirlerine yardım etmek, saygı ve anlayış göstermek ve aile onurunu gözetmekle yükümlüdürler” denildiğini, önceki 743 sayılı Medeni Yasamızın “karşılıklı vazifeler” başlıklı 260.maddesinde de benzer hüküm bulunduğunu, ancak bilirkişilerin bu hükümlerin farkına varamayıp, birbirlerinden kopyalama raporlar yazmayı sürdürdüklerini; yaşam gerçekleri ve yasalar bunca açık iken, kişilerin birbirlerine destekliğini “parasal” olanaklarla sınırlamanın yanlış olduğunu, özellikle, çocukların anne ve babalarına destekliğinde “yardım ve hizmet” öğesinin ağır bastığını;
Çocukların ana babalarına, ev işlerinde ve ailenin ihtiyacı olan tüm işlerde yardım ettiklerinin toplum araştırmalarıyla da sabit olduğunu; Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) çocuk işçiliği uluslararası programı (IPEC) desteğiyle TÜİK’in 1994 ve 1999 yıllarında gerçekleştirdiği iki anketin devamı niteliğindeki 2006 yılı “Çocuk İşgücü Anketi” sonuçlarına göre, 6-17 yaş arasındaki çocukların büyük bir bölümünün ev işlerinde ailelerine yardım etmekte olduklarını; özellikle kız çocuklarının küçük yaşlardan başlayarak ev işlerinde annelerinin yardımcısı olduklarını;
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2006 yılı çocuk işgücü araştırma sonuçlarına göre, çocukların "ev işlerinde" çalışmalarının altı yaşından başladığının; TÜİK’in raporunda, 6-17 yaş grubundaki bütün kız çocukların %53'ünün ve erkek çocukların %33'ünün yemek yapma, çamaşır yıkama, temizlik, alışveriş ve küçük kardeşlere bakma gibi ev işleri yaptıklarının; 15 -17 yaş grubundaki kız çocukların hemen hemen dörtte üçünün gerek kırsal, gerekse kentsel yerleşimlerde ev işleri yaparak ailelerine yardımcı olduklarının; DİSK-AR'ın araştırmasına göre de "ev işlerinde" çalışan çocukların sayısının 1999 yılında 4 milyon civarında iken, 2006 yılında bu sayının 7 milyona ulaştığının saptanmış olduğunu;
Bütün bu araştırma sonuçlarını, Medeni Yasa hükümlerini, ülkemizin toplum yapısını ve yaşam gerçeklerini yargının ve bilirkişilerin gözardı edemeyeceklerini; bu nedenlerle, yukarda en başta belirtildiği gibi, çocukların ana ve babalarına destekliğinin 18 yaşından değil, bulundukları yaştan başlatılması, ayrıca çocuklar bedensel varlıklarıyla “yardım ve hizmet” ederek aile bütçesine katkı sağladıklarından ve kendilerine yapılan masrafların (yetiştirme giderlerinin) karşılığını fazlasıyla ödediklerinden yetiştirme ve eğitim giderleri adı altında indirim yapılmasının asla doğru olmadığını söylemekte, savunmaktadırlar.
d) Açıklanan nedenlerle, uzman görüşlerine değer verilerek, dava konusu somut olayda (16) yaşındaki kız çocuğunun, bulunduğu yaştan başlayarak, eğer ölmeseydi ev işlerinde annesine yardım edeceği kabul olunarak, tazminat hesabı bulunduğu yaştan başlayarak hesaplanacak; bedensel varlığıyla yardım ve hizmet ederek aile bütçesine katkı sağladığı için yetiştirme giderleri adı altında bir indirim yapılmayacaktır.
Dostları ilə paylaş: |