SUNUŞ
Kasım 2011 de yayımlanan ilk basıdan hemen sonra yeni basılar yapıldı. Ceza Muhakemesi Hukuku gelişmeye devam ediyor.
Ceza Muhakemesi normlarında meydana gelen değişiklikleri, özellikle 2012-6352 ve diğer Kanunlar ile Anayasa Mahkemesinin TMK 10/5 maddesini iptal eden kararı ve HSYK nın 9 Aralık 2013 tarihinde yayınladığı genelgesi doğrultusunda yaşanan gelişmeleri yansıtan açıklamalara ihtiyaç vardı. Bunlar yapılmışken, 2014 yılında 6526 sayılı Kanun ile önemli değişiklikler yapıldı ve metne işlendi.
Uygulama ile doktrini bir araya getiren Cep Kitabının yazarları arasına bu basıda Prof. Dr. Ayşe Nuhoğlu da katıldı. Böylece 2013 yılında Ceza Muhakemesi Hukuku açısından yapılan gelişmeleri yansıtacak şekilde, kitap yeniden değerlendirildi ve birlikte gözden geçirildi.
Yararlı olmasını diliyoruz. 12 Nisan 2014
Rıfat Çulha, Turgay Demirci, Ayşe Nuhoğlu, Feridun Yenisey
GİRİŞ
Kitap müdafiin soruşturma evresindeki görevlerini hatırlatacak şekilde, soru ve cevap şeklinde hazırlanmıştır.
Uygulamayı da yansıtmak üzere, önce Yargıtay 2 inci Ceza Dairesinin 2013 yılında verdiği bir kararın (2013-27219) olgu kısmı ile başlanacaktır.
Devriye görev yapan polis memurları tarafından, saat 16.00 sıralarında sokakta yürüyen ve durumu şüpheli görülen, sabıka olduğu da memurlarca bilinen (S) nin elindeki siyah plastik poşette arama yapılmıştır. Poşette ambalajlı bir erkek kazağı bulunduğunun belirlenmesi üzerine, kendisine soru sorulan (S), bunun defolu olduğu için kendisine Alın Teri adlı bir iş yerinden verildiğini söylemiştir. Polis memurları, iş yeri sahibi Murat ile yaptıkları görüşmede, bu kazakların dükkan önündeki sepette sergilendiği, fakat bu kazağın çalıntı olup olmadığını bilmediği anlaşılmıştır. Bunun üzerine (S) nin üzerinde yapılan aramada bir sustalı çakı bulunmuş ve elkonulmuştur. Polisler bunun üzerine (S) yi yakalamış ve kelepçe takarak, gözaltına almak üzere Polis Merkezine götürmüşlerdir.
Yukarıda özetlenen bu olayda; a) polisin durdurma yetkisinin bulunup bulunmadığı, b) durdurma sonrası elindeki poşette arama yapıp yapamayacağı, c) (S) ye soru sorup soramayacağı, ç) Alın Teri adlı iş yeri sahibi urat ile görüşüp, bilgisine başvurup vuramayacakları, d) Polisin üst araması yapmasının CMK 116 ve 119 kapsamında hukuka uygun olup olmadığı, e) sustalı çakıya elkoymanın hukuka uygun olup olmadığı, f) Polisin somut olayda yakalama yetkisinin bulunup bulunmadığı, g) kelepçe takma, yani zor kullanma yetkisinin doğup doğmadığı, müdafi olarak görevlendirilen avukat tarafından irdelenmeli ve şüpheliye etkin ve uzmanca hukuki yardım yapılmalıdır.
Bu cep kitabında bu ve benzeri sorular cevabını bulacaksınız. Kitabın arkasında ayrıca kontrol listeleri yer almaktadır. Bu listelere bakarak, eksik bıraktığınız bir işlem bulunup bulunmadığını denetleyebilirsiniz.
A. YAKALAMA.
Yakalama bir kişinin hakim kararı alınmamış olmasına rağmen, geçici bir süre için özgürlüğünden yoksun bırakılması demektir. Yakalama, adli kontrol, tutuklama, ifade alma, beden muayenesi gibi, kişi özgürlüğünü kısıtlayan koruma tedbirlerindendir.
Yakalama, "Adli Yakalama" ve "Önleme Yakalaması" olarak iki ana gruba ayrılır. Tutuklamanın mümkün kılınması ve dolayısı ile ceza muhakemesinin selametle ve emniyetle yapılabilmesi gayesi ile ve henüz bir tutuklama kararı ve dolayısı ile müzekkeresi verilmeden önce, kişinin hürriyetinin kaldırılmasına, bir muhakeme hukuku işlemi ve koruma tedbiri olan “Adli Yakalama” denir. Hem adli yakalamada, hem de önleme yakalamasında, müdafiinin veya bir avukatın hukuki yardımı, isteğe bağlı olarak veya zorunlu olarak gerekebilir.
1 - Önleme yakalaması ve idari yakalama. 1.1 - Önleme yakalaması ne demektir ?
Genel sağlığın korunması için gerekli olan hallerde, suç işlenmiş olmasa bile, jandarma veya polis, “muhafaza altına alma” gibi, kişi özgürlüğünü kısıtlayıcı nitelikte tedbirler alabilir.
Kabahatler Kanunu da sarhoş olan kişileri alkolün etkisi geçene kadar muhafaza altında tutma yetkisi vermiştir.
Görüldüğü gibi, jandarma veya polisin idari görevleri arasında, toplumu tehdit eden tehlikeleri önleme amacı ile, bireylerin özgürlüklerini kısıtlama yetkisi de vardır. Mesela, kişinin vücudu veya hayatı bakımından mevcut bir tehlikenin korunması için gerekli ise, o kişinin özgürlüğünün kısıtlanması, yani “muhafaza altına alınması” olanaklıdır (PVSK 13).
Muhafaza Altına Alma, önleme amaçlı yakalamanın sonucudur ve adli yakalamanın sonucu olan “gözaltının” bir başka şeklidir. Yakalama Yönetmeliği 4, 5h, 5i, 5j maddelerinde çeşitli durumlardaki bu yakalama türlerini düzenlemiştir.
1.1.1 - Önleme yakalamasından sonra hakimden karar almak zorunlu mudur ?
Kolluğun önleme amaçlı muhafaza altına alma yetkisi, çok yakın bir tehlikenin önlenmesi amacıyla yapıldığından, işlem öncesinde hakimden karar almak için vakit yoktur. Bu yetki her memur tarafından kullanılabilen, yani özel bir emre ihtiyaç göstermeyen bir yetkidir. Ancak, bu şekilde muhafaza altına alınan kişinin bu durumunun kısa sürmeyeceği anlaşılırsa, kolluğun GECİKMEKSİZİN özgürlük kısıtlamasının hukuka uygunluğu ve devamı konusunda hakimden bir karar alma zorunluluğu, Anayasanın 19 uncu maddesi uyarınca vardır.
1.1.2 - Önleme yakalamasında hak bildirilir mi?
Kollukça önleme görevi içinde başvurduğu tedbir olarak muhafaza altına alınan ve bu şekilde özgürlüğü kısıtlanan kişiye, geciktirilmeksizin muhafaza altına alınmasının nedeni açıklanmalıdır. PVSK 13/5 e göre de, bu haldeki kişiye bir yakınına veya güvendiği bir kişiye haber vermek zorunluluğu vardır. Muhafaza altına alınan kişiye; bunun sebebi, yakalamaya itiraz etme hakkı ve bu hakkı nasıl kullanacağı açıklanır (CMK 90/4, PVSK 13, Yakalama Yönetmeliği 6/10).
Özgürlüğü kısıtlanan kişi bu hakkı kullanacak durumda değilse veya küçük ise, veli, vasi veya ilgilisine; yabancı ise, Konsolosluğuna haber verilmelidir.
1.1.3 - Önleme yakalamasında "müdafiin" görevi var mıdır?
Bu durumlarda işlenmiş bir suç ve şüpheli mevcut bulunmadığı için, "müdafilik" kavramı devreye giremez. Ancak, burada bir avukatın önleme yakalamasına maruz kalanın istemi (Avukatlık Kanunun çerçevesinde) halinde hukuki yardım yapması söz konusu olur. Bu avukatın görevi CMK’daki müdafiilik kavramından daha farklı bir içerik gösterir. Doğrudan hukuki yardımda bulunur. Avukatlık kanunundan doğan yetkilerini kullanır. Avukat burada önleme yakalamasının hukuka uygun olup olmadığını kontrol etmelidir. Gerekli itirazları usulüne uygun biçimde Cumhuriyet Savcısına, gerekse Sulh Hakimine yapar. Eğer bu muhafaza tedbiri hukuka aykırı biçimde olmuşsa bu TCK daki "kişi özgürlüğünü kısıtlama suçunu" oluşturur ve tazminatı da gerektirir.
1.2 - İdari yakalama ne demektir ?
Mültecileri sınır dışı etmek üzere idari yakalama yetkisi 2012 yılında düzenlendi.
Dostları ilə paylaş: |