Alt bölgenin zorlu jeopolitik ortamı da zorluklar sunmaktadır. Avro bölgesindeki zorluklar, Türkiye’nin AB’ye katılımı ile ilgili zorlu tartışmalar, Suriye’de devam eden çatışmalar ve bunların terör şeklinde ortaya çıkabilecek yayılma riskleri, Türkiye’nin hem Rusya hem de ABD ile olan dinamik ilişkileri göz önüne alındığında bölgesel riskler daha karmaşık hale gelmiştir. Bu zorluklar siyasi, ekonomik ve sosyal konuları olumsuz etkileme riski doğurabilir. Olumsuz gelişmeler aynı zamanda özel yatırımları daha fazla caydırabilir.
Risk Azaltma: Bu risklerin gerçekleşmesi halinde, Dünya Bankası Grubu desteği uygun bir şekilde ılımlı bir düzeye çekecektir. Böyle bir uygulama, planlanan DPL’in ertelenmesi, içeriğinin değiştirilmesi ve hacminin uyarlanması anlamına gelebilir; aynı zamanda proje finansmanının mevcut risklere cevap veren yatırımlara yönlendirilmesine de yol açabilir. İster yurt içindeki olumsuz koşullardan kaynaklansın isterse yatırımları Türkiye’den uzaklaştıran başka yerlerdeki cazip koşullardan kaynaklansın, sermaye çıkışları Hükümet’in uluslararası piyasalardaki daha kötü koşulları telafi etmek amacıyla DBG ve UFK finansman olanakları ile daha fazla ilgilenmesine yol açabilir. Aynı zamanda yeni önem kazanan konularda verimli bir diyalog da sağlayabilir. Her halükarda, iş ortamını iyileştirmeye ve afetlere karşı dayanıklılığı ve kapsamayı arttırmayı amaçlayan reformlara yönelik DBG desteği önemini koruyacaktır ve DBG’in Türkiye’deki çalışmalarının bel kemiğini oluşturacaktır.