İhtiyatlı makroekonomik ve mali yönetim Türkiye’nin gösterdiği bu iyi performansın köşe taşını oluşturmuştur, ancak dış şoklara karşı dayanıklılık zayıflamış ve kırılganlıklar artmıştır. Aynı zamanda, siyasi bağlamdaki değişiklikler, jeopolitik gerilimler, yükselen petrol fiyatları ve ABD’de faiz oranlarında beklenen artışlar yatırımcı ve tüketici güvenini bastırmıştır. Tüm bunlar büyüme beklentilerini etkilemektedir. Türkiye’nin banka merkezli finansal sektörü de stres altındadır ve hanehalklarına ve şirketlere kredilerde kısıntıya gitmektedir. Daha yüksek bir büyüme yoluna dönebilmek ve yüksek gelirli ekonomilere yaklaşabilmek için, Hükümet’in mali yönetimi güçlendirmeye, hukukun üstünlüğünü ve bağımsız piyasa düzenlemesini güçlendirmeye yönelik kurumsal reformları derinleştirmeye ve daha etkili bir finansal sektör için gerekli ortamı yaratmaya devam etmesi gerekmektedir. Türkiye’nin kısa vadeli dış finansmana bağımlılık sorununu çözebilmek için, diğer hususların yanında finansmana erişimin arttırılması ve finansal piyasaları derinleştirerek ve çeşitlendirerek finansal tabana yaymanın geliştirilmesi gerekmektedir. Türk şirketlerinin daha fazla katma değer yaratmak ve daha fazla ve daha iyi işler yaratabilmek için yenilikçiliği ve teknolojiyi geliştirerek üretkenliklerini arttırmaları gerekmektedir. Bu zorluklar, birinci Odak Alanı kapsamındaki CPF amaçları tercihinin temelini oluşturmaktadır.