Daniştay daire e. 1994/183, K. 1994/3626, T. 18. 10. 1994



Yüklə 122,41 Kb.
səhifə2/3
tarix03.11.2017
ölçüsü122,41 Kb.
#28960
1   2   3

3194/m.47

2960/m.3

ÖZET : Kazanılmış hakların tesbitinde yapı izin belgesinin düzenlenmiş bulunması yeterli olmayıp, bu izin belgesine bağlı olarak inşa edilen yapının ulaştığı seviye ölçü olarak alınmaktadır. Olayda da, ruhsatın dayanağı kanunun yürürlükte olduğu dönemde inşaata başlamış olması ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararına kadar taraflarca ulaşılan seviyenin kanıtlanması halinde bu kısımların kazanılmış hak olarak değerlendirilmesinin yapının yıkımına ilişkin davada incelenmesi gerekmektedir.

İstemin Özeti: İstanbul 6. İdare Mahkemesinin 26.11.1990 günlü, E:1989/2182, K:1990/1815 sayılı kararının; davacının dava konusu blok inşaatına 18.4.1987 tarihinden sonra başladığı, her ne kadar iptal kararından önce alınmış bir inşaat ruhsatı var ise de Anayasaya aykırılığı saptanan bir yasaya dayanılarak ileriye dönük hak kazanılmasının kamu yararı ve kamu intizamı prensipleri çerçevesinde mümkün olmadığı, olayda 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu`nun lafzına ve ruhuna açıkça aykırı olan bir ruhsatın inşaata başlanmadan önce geri alındığı, idarenin hatalı işleminden her zaman geri dönebileceği, kanunları uygulanmasında eşitlik, kamu yararı ve kamu düzeni prensipleri karşısında iptal işleminin idari istikrar prensibiyle çeliştiğinin söylenemeyeceği öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Savcı Y.Ş.`nin Düşüncesi: 2960 sayılı Yasanın 3. maddesinin ( g ) bendinde, Boğaziçi Kıyı ve Sahil Şeridinde ve öngörüm bölgesinde konut yapılamaz... hükmü yer almakta iken sınırlı yapılaşmaya olanak sağlayan 3194 sayılı Yasanın 47 ve geçici 7. maddesinin 1. fıkrası uyarınca verilmiş inşaat ruhsatlarının anılan hükümlerin Anayasa Mahkemesinin 11.12.1986 günlü E:85/11, K:86/29 sayılı kararıyla iptali üzerine geri alınmasına ilişkin davalı idare işlemini iptal eden İdare Mahkemesi kararı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından temyiz edilmiştir.



Kazanılmış hakların korunması Hukuk Devleti ilkesinin gereğidir. İdari İşlemlerin geriye yürümezliği ilkesi de kazanılmış hakların korunması amacını güden ve idarenin faaliyetlerini genel planda sınırlayan bir ilkedir.

Kazanılmış hak objektif bir hukuk kuralının kişilere uygulanmasıyla objektif ve genel hukuki durumun kişisel bir işlemde özel hukuki duruma dönüşmesidir.

Ancak kazanılmış hak kavramının her olaya ve konunun özelliğine göre değerlendirilmesi de Danıştayın süregelen içtihatlarındandır.
(OLAY): Uyuşmazlık konusu olayda da Boğaziçi alanının korunması ve geliştirilmesinde uyulacak esasları belirleyen 2960 sayılı yasanın 3. maddesinin ( g ) bendiyle öngörünün bölgesinde yapılaşma yasaklanmışken 3194 sayılı Yasanın 47. maddesiyle anılan bölgede sınırlı yapılaşmaya olanak sağlanmış ancak bu hüküm Anayasa Mahkemesinin E:85/11, K:86/29 sayılı kararıyla iptal edilmiş olması nedeniyle sözkonusu alandaki yapılaşma için kazanılmış hakkın mevcut olup olmadığı sorunu ortaya çıkmıştır.
Anayasanın 153. maddesinde Anayasa Mahkemesi kararlarının kesin olduğu ve Resmi Gazetede yayımlanmasıyla yürürlüğe girdiği kurala bağlanmış ise de konuyla ilgili Anayasa Mahkemesi kararının, radyo, televizyon ve gazetelerde kararın verildiği gün ve sonraki günlerde haber olarak verilmesiyle idare ve kişiler yönünden alenileşmiş bulunduğu da bir gerçektir. Bu durumda Boğaz furyasından faydalanmak ve fahiş kazanç sağlamak amacıyla yapı ruhsatı almak isteyenlere karşı özellikle 11.12.1986 tarihinden sonra idarenin yapı ruhsatı vermemesi ve bu tarihten önce verilen ruhsatlara dayalı olarak yapılmakta olanlar hakkında da yapılaşmanın durumuna göre 3194 sayılı Yasa kurallarına uygun olarak durdurma işlemlerine girişmesi gerekirdi.

İptal edildiği bilinen bir Kanun hükmüne göre idarece verilmiş olan yapı ruhsatlarının mevzuata uygun olmadığı dolayısıyla bu işlemden yararlanan yapı sahibi lehine kazanılmış hak doğurmayacağı da tartışmasızdır.

Kaldı ki yapımına hiç başlanmamış veya tamamlanmamış yapılarda yapı sahibinin sadece yapı ruhsatı almış olması nedeniyle müktesep hakkından bahsedilemeyeceği de gerçektir.

3194 sayılı Yasanın 47. maddesi uyarınca 9.5.1985 tarih ile Anayasa Mahkemesinin iptale ilişkin kararının Türkiye genelinde TV, Radyo, basın vs. iletişim araçları ile kamu oyuna duyuruluş tarihi ( 18.12.1986 ) arasında düzenlenen ruhsat sayısı 390 olmasına karşın, bu tarihten iptal kararının Resmi Gazetede yayımlandığı tarihe ( 18.4.1986 ) kadar geçen sürede düzenlenen ruhsat sayısının 1017, yayımdan birgün önce verilen ruhsat sayısının 209 olması da özellikle olayla ilgisi bulunan davacılar ve onlara ruhsat veren idare tarafından iptal edildiği bilinen bir durumda ( 3194 sayılı Yasanın Anayasaya aykırı 47 ve geçici 7/1. maddesi uyarınca ) ruhsat verilmiş olduğunu doğrulamaktadır.

Açıklanan nedenlerle 2960 sayılı yasanın ruhuna ve lafzına aykırı olarak verilmiş olan ruhsatların geri alınmasında kamu yararı bulunduğundan temyiz isteminin kabulüyle idare mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Türk Milleti Adına karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakimi N.Y.`nin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü: Duruşma yapılmasına gerek görülmedi.


Dava, İstanbul, Sarıyer Yeniköy, 63 pafta, 340 ada, 7 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 19 nolu blok için düzenlenen inşaat ruhsatının, hava fotoğraflarında adı geçen bloğun inşaatına 18.4.1987 tarihinden sonra başlandığının tesbit edildiği gerekçesiyle iptaline ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince uyuşmazlık konusu yapı izin belgesinin 3194 sayılı Kanunun 47. maddesinin Anayasa Mahkemesince iptalinden önceki bir tarihte verildiği, adı geçen Yasanın 29. maddesi uyarınca, ruhsat tarihinden itibaren iki yıl içinde yapıya başlayabilme durumu bulunduğu, başlama müddetiyle birlikte beş yıl içinde yapı bitirilmediği takdirde verilmiş ruhsat hükümsüz sayılacağına ve başlanmış inşaatlarda müktesep haklar saklı tutulduğuna göre işlem tesisi sırasında bu hükümlerin gözardı edilemeyeceği, imar hukuku yönünden kazanılmış hakların belirlenmesinde bu hükmün de esas alınması gerektiği, Anayasa Mahkemesi kararını geriye yürür şekilde uygulamak suretiyle kazanılmış hakkın ihlali sonucunu doğuran ve idari istikrar prensibiyle bağdaşmayan yolda işlem yapılmasının hukuken kabul edilemeyeceği, bu durumda tesisi için başkaca sebep de gösterilmeyen dava konusu ruhsat iptaline ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiş ve bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

2960 sayılı Boğaziçi Kanunu`nun 3. maddesinin ( g ) bendinde, Boğaziçi kıyı ve sahil şeridinde ve öngörünün bölgesinde konut yapılamayacağı, tevhit ve ifraz işlemleri yapılmasına izin verilemeyeceği kuralı getirilmiş, ancak sözkonusu hüküm 3194 sayılı İmar Kanunu`nun 47. maddesiyle değiştirilerek, Boğaziçi öngörünüm bölgesinde muhtelif koşullarla sınırlandırılmak üzere yapılaşma imkanı getirilmiştir.

Anılan hükmü de kapsar nitelikte bir başvuru ile 3194 sayılı Yasanın bazı maddelerinin iptali talebinin Anayasa Mahkemesine iletilmesi sonucunda Anayasa Mahkemesince 3194 sayılı Yasanın 47. maddesi Anayasanın 2. ve 56. maddelerine aykırı bulunarak 11.12.1986 günlü, 1986/29 sayılı kararı ile iptal edilmiş, karar aynı gün Anayasa gereği devlet eliyle kurulan ve tarafsız bir kamu tüzel kişisi olan TRT. Kurumu ve takip eden günde yazılı basın aracılığıyla tüm kamuoyuna duyurulmuş dolayısıyla Yasa maddesinin Anayasaya aykırı bulunarak iptal edildiği hususu tüm kamuoyunun özellikle konu ile ilgili bulunan idareler ve şahısların bilgisi dahiline girmiştir.

Uyuşmazlık konusu olayda, idarece iptal edilen ruhsatın düzenleniş tarihi itibariyle Anayasa Mahkemesinin iptal kararına kadar yürürlükte olduğu tartışmasız ise de daha sonra sözü edilen ruhsatın dayanağı olan yasa hükmünün Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi sonucu idarece geri alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır.

Davacılar tarafından ileri sürülen kazanılmış hak iddiasına gelince, Danıştay`ın süregelen içtihatlarında, kazanılmış hakların tesbitinde yapı izin belgesinin düzenlenmiş bulunması yeterli olmayıp, bu izin belgesine bağlı olarak inşa edilen yapının ulaştığı seviye ölçü olarak alınmaktadır.

Olayda da, yukarıda sözü edilen ruhsatın yürürlükte olduğu dönemde inşaata başlamış olması ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararına kadar taraflarca ulaşılan seviyenin kanıtlanması halinde bu kısımların kazanılmış hak olarak değerlendirilmesinin yapının yıkımına ilişkin davada incelenmesi gerekmektedir.

Bu durum karşısında, İdare Mahkemesince 3194 sayılı Yasanın 29. maddesine dayanılarak kazanılmış haktan bahisle iptal kararı verilmesinde isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, temyize konu İstanbul 6. İdare Mahkemesinin 26.11.1990 günlü, E:1989/2181, K:1990/1815 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 24.12.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.
--------
Yapı Tamamlandıysa Mühürlenmesine Olanak Bulunmadığı
DANIŞTAY 6. DAİRE

E. 2003/3435, K. 2004/6378, T. 8.12.2004
DAVA : İstemin Özeti : Ankara 3.İdare Mahkemesinin 29.1.2003 günlü, E:2002/270, K:2003/91 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi G.Filiz Ercan Aslantaş'ın Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı M.İclal Kutucu'nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA



Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, Çankaya, Mustafa Kemal Mahallesi, 26860 ada, 14 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki inşaatın Ankara 4.İdare Mahkemesinin imar planı değişikliği ve parselasyon işleminin iptali yolundaki kararına istinaden durdurulmasına ilişkin 28.12.2001 günlü, 405 sayılı yapı tatil tutanağının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; dosyanın incelenmesinden, Ankara 4.idare mahkemesinin kararı karşısında iptal edilen imar planının bulunduğu alanda yapılmakta olan inşaatların seviyesinin tespiti bakımından idarece tespit tutanağı düzenlenmesi yerinde ise de; davacının imar planında konut alanına ayrılan bölgede yürürlükteki mevzuat uyarınca aldığı 27.8.2001 tarihli yapı ruhsatına uygun olarak inşaatını sürdürdüğü ve idarece söz konusu yapı ruhsatının iptal edilmediği anlaşıldığından, ruhsatın düzenlenmesinden sonra taşınmazın bulunduğu alanı da içine alan imar planlarının idari yargı yerinde iptal edilmesinin yürürlükteki mevzuata uygun olarak alınmış ruhsatları kendiliğinden ortadan kaldırmayacağı, diğer taraftan davacının söz konusu binaların inşasını mevcut plana ve ruhsata uygun olarak yaptığı, bu işlemler nedeni ile hatası, hilesi veya davacıya isnat edilebilecek bir kusur olmadığından mevcut yapılanma durumu ve planlara ilişkin mahkeme kararları gözetilerek planlama sürecinin işletilmesi ve davacının yapı ruhsatının da hukuki durumunun gözetilmesi gerekirken doğrudan yapı tatil tutanağı düzenlenerek yapının mühürlenmesinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiş, karar davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 32 nci maddesinde ruhsat almadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı takdirde yapının mühürlenerek inşaatın derhal durdurulacağı hüküm altına alınmıştır.

Bir bölgede yapılaşmaya olanak veren imar planı mahkemece iptal edildiği takdirde iptal tarihine kadar ilgilinin hilesi, hatası yada kusuru olmadan yapıya ruhsatına uygun olarak devam edilmesi durumunda mahkeme kararının verilmesini takiben davalı idarece inşaatın mühürlenmesi, yapının bu tarihe kadar tamamlanmış kısmının ise kazanılmış hakkın varlığı nedeniyle korunması gerekmektedir.

Öte yandan, yapının tamamlanmış olması durumunda ise kazanılmış hakkın gerçekleşmiş olması nedeniyle yapının mühürlenmesine hukuken olanak bulunmadığı açıktır.

Uyuşmazlık konusu olayda ise dosyadaki bilgi ve belgelerden yürürlükteki plana uygun olarak verilmiş ruhsata dayanılarak yapılmakta olan inşaatın, ruhsatın dayanağı imar planının iptal edilmiş olması nedeniyle durdurulduğu, ancak mühürlenen binanın bu tarihte tamamlanıp tamamlanmadığı anlaşılamamaktadır.

Bu durumda, Mahkemece, yapının hangi aşamada bulunduğu tespit edilerek eğer yapı tamamlanmamışsa, imar planının iptali halinde yapının durdurulmasının hukuka aykırı olmadığı hususu da gözönünde bulundurulmak suretiyle yapılacak inceleme sonucu ulaşılacak sonuca göre yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Ankara 3. İdare Mahkemesinin 29.1.2003 günlü, E:2002/270, K:2003/91 sayılı kararının BOZULMASINA,16.090.000.- lira karar harcı ile fazladan yatırılan 11.970.000.- lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 8.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
-----
Yapı Bittikten Sonra Mühürlenemeyeceğine İlişkin
DANIŞTAY 6. DAİRE

E. 2005/3489, K. 2005/4902, T. 19.10.2005

DAVA : Temyiz İsteminde Bulunan: ...

Vekili : Av. ...

Karşı Taraf : ... Belediye Başkanlığı

Vekili : Av. ...

İstemin Özeti : İzmir 1. İdare Mahkemesince verilen 10.2.2005 günlü, E:2004/1264, K:2005/121 sayılı kararının davanın reddine ilişkin kısmının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Şule Tataroğlu'nun Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile kazanılmış hakkı gözetmeyen mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Sedat Larlar'ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA



Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, ..., ... ada, ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin inşaat ruhsatının dayanağı olan imar planının yargı kararıyla iptal edilmesi üzerine dayanaksız kaldığı gerekçesiyle yapı ruhsatının iptali ve ruhsatsız yapının yıktırılmasına ilişkin 22.6.2004 günlü 2004/150 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; taşınmaza ilişkin ruhsat ve dayanağı planın iptal edilmesi üzerine idarece 9.8.2001 gününde bitmiş ve içinde oturulur durumda ise de; inşaat ruhsatının yargı kararı ile iptal edilmiş olması nedeniyle bu kararın uygulanması amacıyla ruhsatın iptalinin uygun olduğu, davalı idareden yürürlükteki plana göre taşınmaz üzerindeki yapının ruhsata bağlanıp bağlanamayacağının sorulduğu, gelen cevapta her ne kadar toplam inşaat alanı aynı kalsa da, kat adedinin değişmiş olması nedeniyle 1 katın yıkılması, bodrum ve zemin katların ise konut alanı değil ticari alan olduğundan fonksiyon değişikliği yapılması halinde ruhsata bağlanabileceğinin belirtilmiş olması karşısında inşaat ruhsatının iptali ile dava konusu işlemin 1. katın yıktırılmasına ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, işlemin bodrum ve zemin kata ilişkin kısmında ise verildiği tarihteki plana ve ruhsata uygun ve mühürleme tarihinde tamamlanmış olan sözkonusu kısımların inşaat alanı ve kat adedi yönünden korunabileceği anlaşıldığından, davacıya ruhsat almak için süre tanınmaksızın tesis edilen işlemin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu kararın davanın reddine ilikin kısmı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacıya ait taşınmazın bulunduğu alanın 20.10.1989 onaylı planda Tercihli Konut Alanında kaldığı, B+Z+1 katlı yapı için 9.3.2000 günlü yapı ruhsatının düzenlendiği, yapının bu ruhsata dayanılarak tamamlandığı, ancak, davacılara ait yapıya ilişkin ruhsat ve dayanağı imar planının İzmir 1.İdare Mahkemesinin 23.5.2001 günlü, E:2000/296, K:2001/464 sayılı kararıyla iptaline karar verilmesi üzerine davalı idarece 9.8.2001 gününde bitmiş oturulur durumda iken mühürlendiği, dava konusu işlemle de yapının ruhsatı iptal edilerek yıkımına karar verildiği anlaşılmaktadır.

Davacının yapısı için inşaat ruhsatının düzenlenmesi kazanılmış hak için tek başına yeterli olmasa da İdare Mahkemesince iptal hükmünün verildiği tarihe kadar ilgilinin hatası hilesi yada kusuru olmadan yapıya devam edilmesi durumunda mahkeme kararının verilmesini takiben davalı idarece yapının ruhsatının iptal edilerek inşaatın mühürlenmesi, bu aşamaya kadar gelmiş yapının fiili durumunun da kazanılmış hak olarak kabul edilmesi gerekmektedir.

Olayda, davalı idarece yapı bittikten sonra yapının mühürlendiği, inşaatın o tarihte yürürlükte olan imar planına uygun olarak inşa edildiği anlaşıldığından yıkım kararının alındığı tarihte davacının yapının tümü için kazanılmış hakkının bulunduğunun kabulü zorunludur.

Bu durumda, yapı bittikten sonra inşaat ruhsatı iptal edilerek yapının yıktırılmasına yönelik işlemin 1. kata ilişkin kısmında da hukuka uyarlık bulunmadığından mahkeme kararının bu bölümünde hukuki isabet görülmemiştir.



SONUÇ : Açıklanan nedenlerle İzmir 1. İdare Mahkemesince verilen 10.2.2005 günlü, E:2004/1264, K:2005/121 sayılı kararının temyiz edilen bölümünün BOZULMASINA, 22.90YTL- lira karar harcı, fazladan yatırılan 17.00- lira harcın ve yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmediğinden 18.20 YTL harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 19.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İmar Planı Dışında Ruhsat ya da İskana da Dava Açılması Halleri

6. Daire ve 14. Daire İçtihat Farklılığı

YAPI TAMAMLANDIKTAN SONRA RUHSATIN MAHKEMECE İPTAL EDİLMESİ DURUMU
DANIŞTAY 6. DAİRE

E. 2005/3489, K. 2005/4902, T. 19.10.2005

DAVA : Temyiz İsteminde Bulunan: ...

Vekili : Av. ...

Karşı Taraf : ... Belediye Başkanlığı

Vekili : Av. ...

İstemin Özeti : İzmir 1. İdare Mahkemesince verilen 10.2.2005 günlü, E:2004/1264, K:2005/121 sayılı kararının davanın reddine ilişkin kısmının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Şule Tataroğlu'nun Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile kazanılmış hakkı gözetmeyen mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Sedat Larlar'ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA



Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, ..., ... ada, ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin inşaat ruhsatının dayanağı olan imar planının yargı kararıyla iptal edilmesi üzerine dayanaksız kaldığı gerekçesiyle yapı ruhsatının iptali ve ruhsatsız yapının yıktırılmasına ilişkin 22.6.2004 günlü 2004/150 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; taşınmaza ilişkin ruhsat ve dayanağı planın iptal edilmesi üzerine idarece 9.8.2001 gününde bitmiş ve içinde oturulur durumda ise de; inşaat ruhsatının yargı kararı ile iptal edilmiş olması nedeniyle bu kararın uygulanması amacıyla ruhsatın iptalinin uygun olduğu, davalı idareden yürürlükteki plana göre taşınmaz üzerindeki yapının ruhsata bağlanıp bağlanamayacağının sorulduğu, gelen cevapta her ne kadar toplam inşaat alanı aynı kalsa da, kat adedinin değişmiş olması nedeniyle 1 katın yıkılması, bodrum ve zemin katların ise konut alanı değil ticari alan olduğundan fonksiyon değişikliği yapılması halinde ruhsata bağlanabileceğinin belirtilmiş olması karşısında inşaat ruhsatının iptali ile dava konusu işlemin 1. katın yıktırılmasına ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, işlemin bodrum ve zemin kata ilişkin kısmında ise verildiği tarihteki plana ve ruhsata uygun ve mühürleme tarihinde tamamlanmış olan sözkonusu kısımların inşaat alanı ve kat adedi yönünden korunabileceği anlaşıldığından, davacıya ruhsat almak için süre tanınmaksızın tesis edilen işlemin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu kararın davanın reddine ilikin kısmı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacıya ait taşınmazın bulunduğu alanın 20.10.1989 onaylı planda Tercihli Konut Alanında kaldığı, B+Z+1 katlı yapı için 9.3.2000 günlü yapı ruhsatının düzenlendiği, yapının bu ruhsata dayanılarak tamamlandığı, ancak, davacılara ait yapıya ilişkin ruhsat ve dayanağı imar planının İzmir 1.İdare Mahkemesinin 23.5.2001 günlü, E:2000/296, K:2001/464 sayılı kararıyla iptaline karar verilmesi üzerine davalı idarece 9.8.2001 gününde bitmiş oturulur durumda iken mühürlendiği, dava konusu işlemle de yapının ruhsatı iptal edilerek yıkımına karar verildiği anlaşılmaktadır.

Davacının yapısı için inşaat ruhsatının düzenlenmesi kazanılmış hak için tek başına yeterli olmasa da İdare Mahkemesince iptal hükmünün verildiği tarihe kadar ilgilinin hatası hilesi yada kusuru olmadan yapıya devam edilmesi durumunda mahkeme kararının verilmesini takiben davalı idarece yapının ruhsatının iptal edilerek inşaatın mühürlenmesi, bu aşamaya kadar gelmiş yapının fiili durumunun da kazanılmış hak olarak kabul edilmesi gerekmektedir.

Olayda, davalı idarece yapı bittikten sonra yapının mühürlendiği, inşaatın o tarihte yürürlükte olan imar planına uygun olarak inşa edildiği. anlaşıldığından yıkım kararının alındığı tarihte davacının yapının tümü için kazanılmış hakkının bulunduğunun kabulü zorunludur.

Bu durumda,yapı bittikten sonra inşaat ruhsatı iptal edilerek yapının yıktırılmasına yönelik işlemin 1. kata ilişkin kısmında da hukuka uyarlık bulunmadığından mahkeme kararının bu bölümünde hukuki isabet görülmemiştir.



SONUÇ : Açıklanan nedenlerle İzmir 1. İdare Mahkemesince verilen 10.2.2005 günlü, E:2004/1264, K:2005/121 sayılı kararının temyiz edilen bölümünün BOZULMASINA, 22.90YTL- lira karar harcı, fazladan yatırılan 17.00- lira harcın ve yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmediğinden 18.20 YTL harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 19.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
-----

Yüklə 122,41 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin